JoomlaLock.com All4Share.net

BOŞ ZAMAN

Boş Zaman

Boş Zaman - Veysel Özsalman

Sayı : 122 - Şubat 2018

 

Boş Zaman

 

Gelmiş geçmiş bütün medeniyet ve cemiyetlerde insanların en keyif aldığı zaman dilimi herhalde dinlendikleri, çalışmaya ara verdikleri, serbestçe kendileri için bir şeyler yaptıkları zamanlardır. Çok sevdiği, yaparken zevk aldığı ve eğlendiği, hiç de yorucu olmayan bir işle uğraşan insanların bile işlerini bitirdiklerinde hissettikleri mutluluk, omuzlarından bir yük kalkmış gibi rahatlamaları ve gevşemeleri bunun bir delilidir. Boş zamanlar her devirde bir nimet bir ödül olarak görülürken, çalışmak ise daima yaşamın istenmeyen yönüne karşılık gelmiştir.

Hayattan en büyük beklentimiz kendimize biraz daha fazla zaman ayırabilmek olmuştur. Geleceğe ilişkin bütün tasavvurlarımız daha çok boş zaman ve daha az çalışma üzerine şekillenmiştir. Misal olarak çevrilmiş bilim kurgu filmlerine baktığımızda, her şeyi bizim yerimize yapan robotlar ve keyfine bakan insanlarla karşılaşırız. Çünkü “kaliteli hayat” algımız olabildiğince az çalışmak ve dolayısıyla mümkün olduğu kadar çok boş zaman fikrine dayanmaktadır. Bu da bizim gelecekle ilgili beklentimizi tabii bir şekilde etkilemiştir.

Film endüstrisinin kurgusal dünyasını bir yana bırakacak olursak, cemiyeti ele alan bilim ve bilim insanları da tahminlerinde geleceğin insanlara daha fazla boş zaman getireceğini öngörmüşler fakat, ne yazık ki, bu görüşlerinde yanılmışlardır. Modern zamanlarla birlikte insanların daha meşgul bir hale geleceğini ve iş yükünün normalden çok daha fazla olacağını hesap edememişlerdir.

Cemiyet hayatını inceleyen sosyoloji bilimi “serbest zaman” dediği bu hadiseyi fertlerin ücret karşılığı yaptığı işler ile ev işleri yahut kişisel işlerin yapılmadığı zamanlar olarak tanımlamaktadır. Sosyoloji bilimi kendi mantığıyla ele aldığı “serbest zaman” hadisesini bütün yönleriyle incelemekte ve artık onu eğitim, ekonomi, siyaset gibi toplumsal bir müessese olarak kabul etmektedir.

Talebin fazla arzın az olduğu bütün her şeyde olduğu gibi, modern zamanlarla birlikte insanların daha çok boş zamana ihtiyaç duyması fakat artık daha az ulaşabilmesi onun değerini de katbekat arttırmıştır. Bu sebeple insanlar artık kısıtlı olan boş zamanlarını nasıl artırabileceklerinin ve en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceklerinin derdine düşmüşlerdir.

Modern bir kavram olan “serbest zaman” yine modern insan aklına göre ele alındığında tüketilmesi gereken bir şey olarak karşımıza çıkmaktadır. Hem de en kaliteli bir şekilde. Herkes serbest zamanını hiçbir mecburiyetinin olmadığı, sadece kendi zevkleri için tercih ettiği faaliyetleri yerine getirmek için gayret sarf eder. Spor, sanat, eğlence ve benzeri faaliyetler en çok tercih edilen “serbest zaman” etkinlikleridir. Yine modern bir bakış açısıyla serbest zaman bu faaliyetlerle doldurulduğunda kaliteli aksi takdirde de kalitesiz bir şekilde geçmiş olur.

İster modern istenirse de bunun zıddı bir bakış açısıyla bakılsın serbest zamanın önemi inkâr edilemez. Bu zamanı dolduracak faaliyet tercihi kişiden kişiye değişebilir fakat değişmeyen hakikat serbest zamanın bütün çağlar boyunca fertlerin ve cemiyetlerin hayatında önemli bir yere sahip olduğudur. Fert ve cemiyetlerin ekonomik, kültürel, siyasi ve daha birçok yönden gelişiminde, çalışma zamanlarındaki faaliyetlerin yanında serbest zamandaki faaliyetlerinin de büyük katkısı olduğu göz ardı edilemez.

Bununla birlikte serbest zamanın önemini biz bugün yeni yeni ortaya çıkan gelişmelerle değil asırlardan beridir işitiyoruz. Rasulullah (sav): “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” diyerek boş vakitlerin insan hayatındaki önemini çok öncelerden haber vermiştir.

Elbette ki Efendimiz boş zamanın ehemmiyetinden bahsederken bununla herkesin kendine göre keyif aldığı türlü uğraşlara yönelememesinden duyduğu kaygıyı dile getirmemektedir. Bilakis boş zamanı bu şekilde kullananların aldanmış olduğunu belirtmektedir.

Boş vaktin kullanılmasındaki aldanış, onu Cenabı Mevla’ya (cc) yaklaşmaya bir vesile olarak kullanamamaktan, o zamanı O’nun için sarf edememekten ileri gelmektedir. Nitekim sabahlara kadar namaz kılıp ayakları şiştiğinde bunu garip karşılayanlara Efendimiz (sav): “Şükreden bir kul olmayı istemeyeyim mi?” diye sorarak meselenin özünü anlatmıştır. Geçmiş ve gelecek her hareketi kendisine bağışlanmış olan Efendimiz’in (sav) ortaya koyduğu “serbest zaman” anlayışını bugünün modern kafasıyla kavramak elbette ki mümkün değildir.

Bize göre serbest bir zamanı Efendimiz herhangi bir zorunluluk hali olmadığı halde şükrün ifadesi olarak ibadetle geçirmektedir. Biz de kulluk açısından farz ibadetlere ayırdığımızın dışında kalan zamanı “serbest zaman” olarak ifade edersek, bu zamanın ibadet olarak karşılığı nafilelere denk gelmektedir. Bir hadisi kudside “Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder...” buyuran Cenabı Mevla hazretleri de bu şekilde bizler için en faydalı serbest zaman faaliyetlerinin çerçevesini çizmiştir.

Diğer taraftan ne Efendimiz (sav) ne de O’nun yolunun varisleri ve takipçileri için serbest yahut dolu zaman ayrımı yapmak mümkün değildir. Onlar her ne vakit olursa olsun bunu Cenabı Mevla’ya bir yakınlaşma vesilesi kılmaya çalışmış, O’nu hoşnut etmeye yönelik faaliyetlerde bulunmuş ve O’nunla birlikte olmaya gayret etmişlerdir.

Yolumuzun büyükleri “halvet der encümen” diyerek bu durumu özetlemişlerdir. Nitekim onlar halk içinde Hak ile birlikte olmanın önemini vurgulayarak çalışma zamanında da serbest zamanda da asıl yapılması gerekenin ne olduğunun altını çizmişlerdir.

Maalesef bugün biz Mevlaya yakınlık sağlayabilmek için bırakın çalışma vakitlerini, serbest zamanları dahi değerlendiremez bir durumdayız. Kendimizce verimli olması açısından çalışma ve serbest zamanı olarak ayırdığımız sonra da bunları kendi içerisinde daha ufak parçalara böldüğümüz zamanı ne yazık ki kulluk açısından en verimsiz şekilde kullanmaktayız.

Bir bütün olan ve hayatın tamamına talip olan kulluk şuurunu taşıyamamanın sonucu olarak onunla ilgili faaliyetleri de serbest zamanın boşluğunda icra etmeye çalışmaktayız. Yani çalışmaktan arta kalan zamanı kendimiz için, kendimizden arta kalan zamanı da Mevla’ya yakınlaşmak için kullanmaya gayret ediyoruz. Çalışmadan, dinlenmeden, spordan, oyundan, bilgisayardan, televizyondan ve diğer bütün faaliyetlerden arta kalan zamanda yapılan kulluk nerede, “halvet der encümen” diyenlerin kulluğu nerede?

Hayat bir bütün, zaman bir bütün, kulluk bir bütündür. Parçalara ayırmanın sağladığı kolaylık sadece bir illüzyondan ibaret. Modern zamanın hilesi parçalarda kaybolup asla bütünü kavrayamamak. Öyle ise O’nun (cc) olmadığı her zaman boş yine O’nun olduğu her zaman doludur. Demek ki boş zaman O’ndan gafil geçirilen zamandır. Cenabı Mevla bizler zamanı dolu dolu yaşayabilenlerden ayırmasın, bizleri onlardan eylesin.

Âmin.

 

Yazar:  Veysel Özsalman

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort