JoomlaLock.com All4Share.net

FÜTÜVVET VE UHUVVETİN KAPISI

Fütüvvet ve Uhuvvetin Kapısı

Fütüvvet ve Uhuvvetin Kapısı - Abdullah Mesud Çınar

Sayı : 130 - Ekim 2018

 

Fütüvvet ve Uhuvvetin Kapısı

 

“Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin. Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.” (Âl-i İmran 102-103)

İnsan…

Manası hakikat, muhtevası vuslat olan insan, kendisine sunulan vesileleri hakikat belleyip vuslatını unuttu. Kendisi değerliyken kendi değerini kendisinden olan, hakikatte amaç ve gaye birliği bulunan Kur’an’ın: “Ancak inananlar kardeştir.” tebşirini unutup kendisine verilenlere atfetti. Değersizleşti ve bu değeri, kaybettiği yerde aramak yerine, kendince değerli gördüğü maddeye daldı, maddeperest oldu. Kendisinden başka herkesin düşmanı oldu. Enaniyet devinin heva ve arzu hamalı oldu.

Selamet ve teslimiyetini kaybetti insan. İslam’ın devletinden, takvanın hükümranlığından ayrılıp cesedinin zindanına düştü.

 

“Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün.”

Cemaat ve cemiyetin, uhuvvet ve fütüvvetin kudretini kendisinden zannetti. Muhtaciyetini ve acziyetini unuttu, yalnızlıkta aradı rahmeti. Manzarası Hak olan mümin gönülleri bırakıp, nefsinin senaryosunu temaşa etmeyi istedi. Ömrü boyunca sımsıkı tutunduğu, uğruna hayatını heba ettiği şeyleri Allah’ın ipi diye adlandırdı. Parçaladı, parçalandı; ayrılığa düştü, ayrılığa düşürdü. Nimeti madde, nimetlenenleri maddeciler zannetti, hakiki nimeti unuttu. 

 

“Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti.”

Her ne gördüyse istedi, sahip olmak için, hakim olmak için katletti katil oldu, zulmetti zalim oldu, hakikatten yüz çevirdi cahil oldu. 

Yapıp ettiği bunca zulmüne rağmen Rabbi ondan yüz çevirmedi. Nimeti ve nimetlendirdiklerini gösterdi insana. Rızasını insanda gizledi, kendisine ulaştıran bir yol edindi insanı. Muradını açığa çıkardı. Kolayca ulaşılsın diye de ihvan/kardeşler eyledi biz-leri. Bir binanın tuğlaları, bir vücudun azaları ve bir hakikatin parçaları eyledi bizleri.

Sevgi ve muhabbetin kapısını ihvanda bina etti. İhvan rıza sığınağı, rahmet deryası oldu. Mürşide yol, müride yoldaş oldu ihvan. Murad oldu, murad edilen oldu. Rasul-i Kibriya Efendimiz ihvanı sevmeyi, ihvanı istemeyi ve ihvanı tercih etmeyi kamil bir imanla ve selamet yurdu ile tebşir etti. 

Fitneyi, fesadı, hasedi, kini ve öfkeyi, uhuvvet ve fütüvvetin kudreti zincire vurdu. Dünya tufanında inananlara sefine-i rahmet oldu uhuvvet. Selamet ve emaneti hakim kıldı. 

İşte o zaman insan kendi hakikat ve manasını marifet ve muhabbetle anladı. Vasıl-ı ilallah oldu. Rahmete mazhar oldu. 

Cenabı Hak cümlemizi uhuvvet ve fütüvveti yaşayan Müslümanlardan eylesin. Kendisine ve kendisinden gelenlere karşı muhabbetimizi arttırsın ve bizleri vasıl-ı ilallah eylesin. Amin…

 

Yazar: Abdullah Mesud Çınar

 

Bu kategoriden diğerleri: « ALLAH'IN VELİ KULLARI -7 İSRAF »

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort