JoomlaLock.com All4Share.net

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ NİSAN 2018 SAYISI ÇIKTI

Nisan 2018

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...

 

Gülzâr-ı Hâcegan Dergisi'nin Nisan 2018 sayısı çıktı

 

HÂCE HAZRETLERİ’NİN (ksa) “İyyâke nesta'în Dediğiniz Halde Allah Size Yardım Etmiyorsa İyyâke na'budu'nuzda Bir Noksanınız Var Demektir” Başlıklı sohbetlerinde:

''Sual: Efendim malum-u aliniz Türkiye’de tarikatlar geçmişte pekiyi anlaşılamamış, günümüzde de hala anlaşılamıyor… 15 Temmuz’da yaşanan elim hadiseden sonra terörist bir grubun yaptığı bir hadiseyi Müslümanların umumuna özellikle de ehli tarikin üzerine yamama gayreti var. Buna görsel ve yazılı basında bizatihi şahit oluyoruz. Halkı, tarikatların ümmeti Muhammed için tehlikeli olabileceğine dair yönlendirmeler var. 

Eğer kıymetli vaktinizi almazsak tarikat ve tasavvufun dindeki yerinden ve öneminden bahsedebilir misiniz? 

Cevap: İfade ettiğiniz bu hadiseye baktığımızda toplum olarak -çok özür dilerim- biraz etten önce çömleğe düşüyoruz. Et yok, boş çömleğe düşünce de sıkıntı oluyor. 

Evet, bugün Türkiye’de gereği gibi tarikat, tasavvuf, meşayıh, mürid anlaşılamamış, bu ciddi bir sorun. Ama bu sorun neden kaynaklanıyor, niye bu sorun oluyor? Geçmişimizde bu memba bizim elimizde iken, bizi bugünlere o tarikat büyüklerinin himmeti, duası, gayreti, hizmeti, irşadı getirmişken bugün şimdi biz niye böyle kendimize, aslımıza yabancı olmuşuz, bunu irdelemek lazım. 

Bugün Türkiye’de din dediğimiz olgu gereği gibi anlaşılamamış. Zarf anlaşılmadan mazruf anlaşılamaz. Zarfı önce anlayacağız, sonra onun içinde saklı olan mazrufa ulaşacağız. Bugün Türkiye’de din gereği gibi anlaşılamadığı için 15 Temmuz’u yaşadık. Bir paralel devlet yaşamadık, biz bir paralel din yaşadık. Ortaya atılan fitne paralel din fitnesi. 

Nasıl ki geçmişte Hint hükümdarı Ekber Şah Nasrani, Yahudi, İslam ve Hinduizm’i birleştirerek Hindistan’da yeni bir din ihdas etmek istedi, muvaffak olamadı elhamdülillah. İmam Rabbani var gücü ile bununla mücadele etti. Şah vefat edince oğulları o izi sürmedi, devam etmediler… Bugün 15 Temmuz’un müsebbibi olan kişi kırk seneden beri yaklaşık, Türkiye’de paralel bir din oluşturmaya çalışıyordu. O da bütün dinleri sentez ederek; Yahudiliği, Hristiyanlığı, Budizm’i, diğer başka izmleri İslam’ın içinde sentezleştirerek, birleştirerek bir din ortaya koymak istiyordu. 

Ve bu toplum buna prim verdi... Binlerce insan bunun dinine iman etti. Ve bugün şimdi vazgeçmek çok zorlarına gidiyor. Onlara dokunduğunuzda siz din ile savaşıyorsunuz, diyorlar. 

Ama bu insan bir taraftan da devlete yönelmişti. Niye devlete yöneldi? İhdas ettiği dini yeryüzünde yayabilmek için. Veya Türk toplumuna bunu enjekte edebilmek için bir güce ihtiyacı vardı, bu güç de devlet gücü idi, bu yüzden devleti elde etmek istedi. Yani devleti payende yaparak, devleti kullanarak dinini yaygınlaştıracaktı. Bu kadar mektepler, yurtlar, dershaneler vs. bütün bunların maksadı bu dinin yayılması idi. 

Neydi bu adamın iddiası? Bu adam çıkıp diyordu ki Allahu Teâla bana manen bildirdi, Allah bana konuştu… Bu bana vahyetti demektir. Ne vahyetti? Allah bu kâinatı Hz. Muhammed aleyhisselam hürmetine var etti, benim hürmetime de devam ettiriyor... Yani ben bir nevi Hz. Muhammed’in aleyhissalatu vesselam ikiziyim dedi. O’na ikiz olduğunu iddia etti. Bu yüzden kendisine kâinat imamı diyordu... 

Bu adamın dininde ne vardı, ne diyordu bu? Hz. Meryem, Hz. İsa aleyhisselama hamile kaldığında Cebrail aleyhisselam Hz. Meryem’e gelip üflemiştir. Cenabı Hak -la teşbih- kâinattaki çiçeklerin döllenmesi gibi Hz. Meryem’i Hz. Cibril’in nefesinden döllemiştir. Bunun iddiası şu idi: Cenabı Hak, Meryem’e Hz. Muhammed’in ruhunu gönderdi. Hz. Meryem’i ruhu dölledi. Ve o döllenmeden Hz. İsa meydana geldi, Mesih oluştu. O Mesih de benim; ben Hz. Muhammed aleyhissalatu vesselamın oğluyum diyordu… İkizlik yetmedi ona, Hz. Muhammed aleyhissalatu vesselamın oğlu oldu. Mesih, Hz. Muhammed’in ruhundan döllendi ve ben şimdi Mesih olarak geldim. Bunu iddia ediyordu…'' Buyuruyorlar.

 

Netice-i Meram bölümünde Vahdettin Şimşek; “Mürşidi Kamilin Huzurunda Edeb Nasıl Olmalıdır? -2” ve Abdülkadir Visâlî; “Müridin, İhvan ile Olan Adabı - 2” başlıklı makalelerini okuyucularımızla paylaşıyorlar.

DERGİMİZİN DİĞER YAZILARI İSE ŞÖYLE:

 

Andelib - Hâcegân Dergâhında Bir Gün

Sâlik-i irfan - Ey Enes! Efendimiz'in En Çok Yaptığı Dua Nedir?

Tamer Doymuş - Şaban-ı Şerif Ayı ve Berat Kandili

Veysel Özsalman - İlk Adımı Atabilmek

Yusuf-i Kenân - Münakaşanın Temelinde Cehalet Vardır

Şeb-i Vuslat - Allah (cc) Kulunu Günahlardan Kıskanır

Mine Şimşek - Allah'ın (cc) Veli Kulları

Gönül Pınarından - Teslimiyet ve Güven: Hz. Fatıma (ra) -1

 

Rabbimiz Celle ve Âlâ cümlesinden razı olsun, ümmet-i Muhammed’i müstefid kılsın. Âmin…

“Mü'minin Hayatı Ta’lim, Tatbik Ve Tebliğden İbarettir” anlayışıyla hizmetine devam eden Gülzâr-ı Hâcegân Dergisi’nin bir sonraki sayısında buluşmak üzere Allah'a emanet olun...

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort