JoomlaLock.com All4Share.net

İSLAM DÜNYASINI EĞİTİMLE VURDULAR

İslam dünyasını eğitimle vurdular

İslam Dünyasını Eğitimle Vurdular - İrfan AYDIN

Sayı : 105 - Eylül 2016

 

İslam Dünyasını Eğitimle Vurdular

 

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile. Salat ve selam öncelikle Peygamber Efendimiz’in (sav), diğer peygamberlerin, ehl-i beytin, ashab-ı kiramın ve saadete ermiş büyüklerimizin üzerine olsun. Sonra bütün şehitlerin ve salihlerin üzerine olsun.

Artık meşhur olmuş bir söz var: “Türkiye kendi haline bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir.” Yine son zamanlarda çokça zikredilen bir söz var: “Türkiye fiziki olarak 780 bin km2’dir ama Türkiye’nin manası bunun çok üzerindedir.” Türkiye aslında uyuyan bir devdir. Bizi yüzyıl once bir kış uykusuna yatırdılar. Bu uyku yaklaşık yüz yıldır devam ediyor. Bizim uykuda olduğumuz bu yüzyıllık dönemde dünya hiç de iyi bir imtihan vermedi. Biz uykuya dalmadan önce dünyanın neresinde bir mazlum varsa ona sahip çıkmaya çalışırdık. Bizim sancağımızın dalgalandığı dönemlerde bugünlere göre daha çok adalet vardı. Savaşlar erkekçe yapılır milletler birbirleriyle mertçe görüşürdü. O zaman da küfür vardı, o zaman da fakirlik vardı. Fakat bugünkü kadar zulüm ayyuka çıkmamıştı. Merhamet o zamanlar öyle bir noktaya gelmişti ki bırakınız insanları göçmen kuşlara bile el uzatılırdı, onlara yuva ve aş temin edilirdi. Zekat, fıtır ve sadakalar o kadar yaygınlaşmıştı ki mahallerin merkezi yerlerine konulan sadaka taşları sayesinde fakirlik kalmamıştı. İnsanlar inandıkları gibi yaşarlar ve bu uğurda izzetle yeryüzünde dolaşırlardı. Elbette cennet değildi sonuçta asrı saadet çoktan geçmişti. Allahu alem asrı saadetten sonra Peygamber Efendimiz’in en çok hoşuna giden bir dönemdi diyebiliriz. İnşallah Mevlamız bu millete ve bu milletin öncülüğünde bütün İslam alemine daha güzelini ve bir çok güzellikleri güzel insanlarla birlikte yaşamayı nasib eder…

Evet biz Birinci Dünya Savaşı’na çok az bir zaman kala derin bir kış uykusuna daldık. Bizim kış uykusuna daldığımız bu dönemde önce İngiltere daha sonra da Amerika dünya liderliğine oturdu. Elanda Amerika bu liderliğini devam ettirmektedir. Bu dönem insanlık tarihine tam bir kara sayfa olarak geçmiştir. Önce Birinci sonra İkinci Dünya Savaşları milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlandı. Kendi ürettikleri vahşi kapitalizmin sanayi çarklarını döndürmak için milyonlarca Afrikalıyı köleleştirdiler. Bütün dünya tek bir kültüre ingiliz emperyalist kültürüne teslim olmak zorunda kaldı. Endonezya’dan Batı Afrika’ya kadar oradan da Amerika Kıtası’na kadar bütün milletlerin kılık kıyafetleri, dinledikleri müzikler, örf ve ananeleri, dilleri, yazıları tamamen yok edilerek tek bir kültürün hegomonyasına girdi. Artık batı da bir şey üretip bütün dünyada kültür farkı olmaksızın satabilirdiniz. En ufak bir kültür uyanışına müsade edilmiyordu. Arkasından gelen basın ve yeni icad edilen televizyon yayınları ve sinema endüstrisi sayesinde milyarlarca insan aşağılık kompleksine sokulup batı hayranı yapılmıştı. Bu vahşi kapitalizmin ürünü olan kültür emperyalizmine karşı çıkanlar bir bahane bulunarak sindirildi. 

İki Dünya Savaşından sonar Amerika İngiltere ve Rusya Yalta’da bir anlaşma imzalayarak dünyayı iki ayrı kutba böldüler. Artık vahşi, kapitalizmden kaçanlar ateist ve acımasız kominizmin eline düşüyordu. Bir yanda ferdi ilahlaştıranlar diğer yanda insanı makine ve haşa tam gelişmiş bir hayvan gibi görenler. Evet bizim uykuda olduğumuz son yüzyılda insanın eşrefi mahlukat olmasına yer yoktu. İnsanlık tarihi hiç görmediği kadar koyu bir karanlığa gömülmüştü. Çünkü ışık kaybolmuştu. Bu dönem rahmetli şairimiz Necip Fazıl’ın da belirttiği gibi: “Güneşi ceketinin astarı içerisinde kaybetmiş marka müslümanları” nın dönemiydi.

Batılılar bizim uykuya dalmamızdan hemen önce kendi karanlık emellerine ulaşmak için büyük bir misyonerlik ve ajanlık faaliyetlerine giriştiler. İslam dünyasında kalıcı işgali bu eğitim seferberliğinden bu yabancı misyoner okullarından yetiştirdikleri devşirmeler sayesinde başardılar. Bu manada işlevsel olarak yukarıda belirttiğimiz bütün unsurların nerdeyse hepsini gerçekleştirecek kurumlar olarak bütün İslam dünyasında sömürgeci okulları kurdular. Bu okullar once azınlıkların eğitimi bahanesi ile bütün İslam dünyasında kuruldu. Fakat asıl amçaları olan bu memleketin müslüman çocuklarını devşirme işine hiç vakit kaybetmeden başladılar. Bu okullara alınan müslüman ahalinin çocukları kesif bir batı kültür eğitiminden geçirilerek batılıların sadık bir hizmetçisi ve kendi halkının düşmanı olarak yetiştiriliyorlardı. Buralardan yetişenler batının askeri ve kültürel işgalleri karşısın direnmenin gereksiz olduğunu tek çarenin güçlüden yana olmak olduğunu savunabilmekteydiler. Aralarında tek sorun Almanya’ya mı İngiltereye mi yoksa Amerika’ya mı bağlansak yoksa tamamen Fransız kültürüne göre mi yaşasak. Yani bu kafası ve kalbi devşirilmiş adları bize benzeyen bu insanlar batının sömürü ajanı olarak çalışmaktaydılar. Bu okuların listesini yazalım:

 

1964 YILI ESAS ALINARAK TÜRKİYE’DE -GÜNÜMÜZDE- BULUNAN YABANCI (ÖZEL) OKULLAR 

A) FRANSIZ OKULLARI 

Nötre Dame de Sion Fransız Lisesi, Nötre Drame de Lourd Fransız Okulu, Sainte Pulcherie Fransız Okulu, Sanit Benoit Fransız Erkek Lisesi, Saint Benoit Fransız Kız Orta Okulu, Saint Michel Fransız lisesi, Saint Joseph Fransız Erkek Lisesi 

 

B) İNGİLİZ OKULLARI 

İngiliz Erkek Lisesi (Nişantaşı anadolu lisesi)) , İngiliz Kız Ortaokulu (Beyoğlu) 

 

C) AMERİKAN OKULLARI 

Bursa Amerikan Koleji, İzmir Amerikan Kız Koleji (Göztepe), İstanbul Amerika, Bristol Hastanesi Ebe ve Hemşire Okulu (Nişantaşı), İstanbul Amerikan Koleji Kız Kısmı (Arnavutköy), İstanbul Robert Koleji Lisesi Bölümü (Bebek), Tarsus Amerikan. Koleji (İçel), Amerikan Kız Lisesi (Üsküdar), Merzifon Amerikan Koleji, Fırat Amerikan Koleji 

 

D) İTALYAN OKULLARI 

İtalyan Kız Ortaokulu (İvrea Sörlerine ait), İtalyan ilkokulu (Salesiaini Rahiplerinin yönetiminde), İtalyan Lisesi (İtalya Dışişleri Bakanlığına bağlı), İtalyan Ticaret Lisesi ve Giustiniani Okulu 

 

E) ALMANYA OKULLARI 

İstanbul Alman Lisesi 

 

F) AVUSTURYA OKULLARI

Sank-Georg Avusturya Kız Lisesi, Sank-Georg Avusturya Erkek Lisesi ve Ticaret Okulu 

 

G) İRAN OKULLARI 

İran islam Cumhuriyeti İlkokulu (Türkiye’deki İranlılar için açılmıştır. ) 

 

H) YUNANİSTAN OKULLARI 

Rum Zapyon Okulu Fener Rum Patrikhanesi içindeki “Fener Rum Okulu” Fener Rum Patrikhanesi binası 1941’de yandı. 1986’da Türkiye patrikhane binasının onarımına izin verdi. 17 Aralık 1989’da Fener Rum Patrikhanesi yeni binalarında çalışmaya başladılar. 

 

İSTANBUL’DAKİ ERMENİ OKULLARI 

Günümüzde İstanbul’da Ermeniler’e ait 19 anaokulu, 20 İlkokul, 9 Ortaokul, 5 Lise bulunmaktadır. 

Bunların en meşhuru Robert Koleji İstanbul Boğazı bebek sırtlarında kurulmuştu bugün bogaziçi üniversitesi ve Robert koleji olarak Arnavutköy ve Bebekte faliyetlerine devam etmektedir. Bu okul Amerika sınırları dışında kurulan ilk Amerikan okuludur. Görevi milletimiz içinden devşirme ajan ve misyonerler çıkartmaktır. Robert kolej de okumuş ünlülere baktığımızda ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.

Orhan Pamuk, Hasan Subaşı, Halis Komili, Halit Refiğ, Bülent Ecevit, Tansu Çiller, Cem Boyner, Refik Erduran, İsmail Cem, Yusuf Mardin, Cem Karaca, Rahşan Ecevit, Etyen Mahçupyan, Can Paker, Mim Kemal Öke, Suna Kıraç, Halikarnas Balıkçısı, Mihri Belli, Ayşe Şasa, Mehmet Emin Karamehmet, Abidin Dino, Agop Dilaçar, Ahmet Çavuşoğlu, Özer Çiller, Şahin Alpay, Ömer Dinçkök, Alp Yalman, Nuri Çolakoğlu, Tomris Uyar, Zeki Alasya, Özer Uçuran, Haldun Dormen, Nevra Serezli, Tunç Yalman, Genco Erkal, Melih Kibar, Aptullah Kuran, Kamil Ocak, Şenez Erzik, Nejat Eczacıbaşı, İbrahim Bodur, Feyyaz Berker, Hüsnü Özyeğin, Rona Yırcalı, Rüştü Saracoğlu…

Görüldüğü üzere her biri siyasette, sporda, sanatta, ekonomide atbaşı gitmiş bu insanlar türkiyenin yakın tarihine damga vurmuştur. Sadece ünlülerin bir kısmını alabildiğimiz bu liste uzayıp gider dolayısıyla bizim uykumuzda uzayıp gider. Bizi uyandırmak istemeyenler batı aşısı ile uyandırdıkları kimeleri başa geçirmekte mahir olmuşlardır.

Bir diğer kolej Galatasaray Lisesi ve Üniversitesi. Başlangıcı ta 1481 yılına dayanır. O zamanlar Sultan İkinci Beyazıt tarafından saraya devlet adamı yetiştirmek üzere kurulur. Sultan Abdülaziz tarafından 1868 yılında modern görünümüne kavuşturulur. Osmanlının son zamanlarında Fransa etkisinin had safhaya çıktığı zamanlarda Fransızca eğitim vermeye başlar ve son zamanlarda Fransız hayranlarının yetiştirildiği bir okul haline gelir. Mezunlarından ünlü olan bir kaçını yazalım.

Yunus Nadi, Erdoğan Teziç, Şerif Mardin,Ahmet Haşim, Reşat Nuri Güntekin, Tevfik Fikret, Cemal Reşit Rey, Fatin Rüştü Zorlu, Ziya Osman Saba, Ferhan Şensoy, Erol Günaydın, Işıl Kasapoğlu, Süheyl Batum, Engin Ardıç, Barış Manço, Abdülhak Şinasi Hisar, Kemal Tahir, Haldun Taner, Nihat Erim, Çetin Altan, Yalçın Tura, Sadun Boro, Özdemir Asaf, Ziyad Ebüzziya, Tahsin Yücel, Selim Sırrı Tarcan, Suat Hayri Ürgüplü, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Yiğit Bulut, Mümtaz Soysal, Timur Selçuk, Sedat Simavi, Orhan Veli Kanık, Ali Sami Yen, Okan Bayülgen, Haldun Dormen, Şenkal Atasagun

Aslında fazla söze gerek yok her biri ünlü sanat spor siyaset adamları Türkiyenin yakın tarihine damga vurmuş insnalar. Binlerce mezun vermiş Galatasaray lisesi yakın zamanda kurulan üniversitesi ile lisans ve yüksek lisans düzeyinde öğretim vermeye devam etmektedir….

Dünya haritasında Türkiye’nin konumuna baktığımızda. Ülkemiz ön asya denilen Asya kıtasının batıya doğru en uç noktada yer aldığını yer almaktadır. Konumu itibari ile asya ile avrupa kıtaları arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Asya Afrika ve Avrupa kıtalarının tam ortasındadır. Türkiye Akdeniz Karadeniz Hazar Basra körfezi kızıldeniz havzalarının ortasında yer alır. Tarihi ipek yolları hep anadoludan geçer. Karadeniz havzasının can damarı olan Çanakkale ve İstanbul boğazları ülkemiz sınırları içereisindedir. Kuzeyden güneye Asya ve Avrupa’nın Afrika’ya geçiş yolu üzerindedir. İnsanlığın medeniyet beşiği Mezopotamya’yı sulayan Fırat ve Dicle nehirleri Türkiyeden doğmaktadır. Yeni ipek demir yolları ve gaz-petrol boru hatalrı çalışmaları hızla sürmektedir. Bu demiryolları ve gaz-petrol boru hatları bittiğinde Türkiye tarihi önemine tekrar kavuşacaktır. 

Bu nedenle Türkiye kendi haline bırakılmamalıdır! Yukarıda da belirttiğimiz gibi geçmişte batı hayranı birçok ünlü yetiştiren Türkiye’nin yakın tarihine damga vurmuş yabancı okulların yerine neo yabancı okullar FETÖ okulları kuruldu. Artık İslam dünyasına müslüman görünümlü papaz ve misyonerler kılıç gibi girebilirdi. Nitekim öylede oldu. CIA nın kurduğu FETÖ okulları bütün İslam dünyasını sardı. Robert’in, Saint Joseph’in giremediği İslam dünyasına müslüman görünümlü FETÖ okulları giriyordu. Her ne hikmetse olullardaki bütün ingilizce öğretmenleri yabancı ve hepside CIA ajanıydı. Bu durumu erken farkeden Rusya Amerika adına casusluk yaptığı gerekçesi ile bütün FETÖ okullarını kapatmıştı. 15 Temmuzun hayırlı bir çok yönünden biriside hem ülkemizde hem de İslam dünyasında bir çok yerde bu okulllar kapatılmaya başlanmış, halende bir bir kapatılmaktadır. 

Netice olarak biz kendi milli, insani ve İslami eğitim sistemimizi kurmak zorundayız. Biz kendimize ait müfredatını tarihimizden alan ve aklın medeniyetine sahip çıkan bir eğitim sistemi kurmazsak Robert gider FETÖ gelir, ama hiç bir zaman bu vatanın samimi evatlarına sıra gelmez. 

Artık yüzyıllık uykudan uyanmaya başladık. Bunun emareleri her alanda görülmeye başlandı. Öncü göstergeler siyasette ve ekonomide görülsede uyanışımızı eğitim alanınada taşıyamazsak içinde bulunduğumuz yarı sömürge düzeninden tam olarak kurtulamayız. Çünkü bağımsızlık bağımsız beyinler ve kalplerden geçer. Buda akşamdan sabha olacak bir iş değildir. Acilen hedef belirlemesi yapıp bu hedef doğrultudunda genç beyinler ve gönüllüler yetiştirmeliyiz.

 

Yazar: İrfan AYDIN

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort