JoomlaLock.com All4Share.net

SÜNNET-İ RASULULLAH İLE DİRİLMEK

ahzab suresi 6

Sünet-i Rasulullah ile Dirilmek - Şura Oğuz

Sayı : 116 - Ağustos 2017

 

Sünnet-i Rasulullah ile Dirilmek

 

‘’Yüz çevirenlerin dışında ümmetimin hepsi cennete girerler!’’. Hadis-i şerif anladığımız ilk mana ile bizler için çok mühim bir müjde aslında.Cehennemden kurtuluş ebedi saadete ulaşmak için... Ama madalyonun diğer tarafından baktığımızda aslında üzerimizdeki sorumluluğun ve kendimizi içine attığımız büyük bi zaafiyetin uyarıcısı niteliğinde. Çünkü hadisin devamında yüz çevirenlerden kastın sünnete riayet etmemek olduğuna işaret ediliyor. Akılcılık ve kolaycılığın bir sisteme dönüşmeye başladığı günümüzde bu hadisin ehemmiyeti daha da anlaşılıyor. İnsan çift yönlü yaratılmış bir varlıktır. Bir yandan ruha diğer taraftan maddeye, cesede bağlı yaşar. Ama hayatımızda daha çok nefsimizin de içinde var olduğu madde dünyasına dair tercihler yaparız. Onun ihtiyaçları bizim için daha elzemdir. Çoğu zaman ruhi ihtiyaçlarımızın farkına dahi varmayız... Halbuki hakikatte olması gereken bunun tam zıttıdır. İşte ruhi ihtiyaçlarını gözetmeksizin hırsla maddesel ihtiyaçlarına yönelen bir insan için hayatı boyunca kendi kararlarını almak, yaşantısında aklını ve bilgisini rehber edinmek, en basit gündelik işler olmak üzere bütün işlerinde usulsüzlüklere giderek dini literatürleri, usulleri gözardı etmek çok da zor değildir.

Halbuki hayatımızın her anını düzenleyen dinimiz bu anlayışla ne kadar da zıt. Rabbimiz bizim için gönderdiği dini ile her halimize bir usul, nizam getirmiş. Mümine yakışan ise bu öğretileri ölçü alarak yaşamak. Rabbimiz bizim için bütün bu ölçüleri Kur’an-ı Hakim yolu ile Habibinin yaşantısı yahut kavli ile öğretmiştir. La teşbih İslam bizim her anımıza her halimize karışıyor elhamdülillah. Şu vakitte veya şu işte İslamın ölçüsü yoktur; keyfekeder hareket edelim diyebileceğimiz bir an dahi yoktur. Kaldı ki nasıl biz sünneti hayatımızdan çıkaralım yahut Rasulullahsız bir din düşünelim. Sünnet başımızın tacıdır. Onsuz yaşanacak bir İslam da yoktur. Bugün sünneti bu şekilde hayatımızdan çıkarmak isteyip Kur’an müslümanlığı propagandası yapanlar şüphesiz yarın da Kur’an’ı hayatımızdan çıkarmaya çalışacaklar. Velhasıl insanlara peygambersiz, kitapsız, kuralları ve ölçüleri nefslerin yahut sistemlerin belirlediği bir din yaşatmak isteyecekler. Bugün sünnete attıkları iftiraların aynısını Kur’an’ımıza da atarak zaten allak bullak olmuş zihinleri daha da karıştırmak isteyecekler. Bu algı operasyonlarına karşı müslümanın en iyi silahı ise yine sünnete sımsıkı yapışmak olacaktır. Onlar o tarafta Rasulullah’a, sünnetine iftara atmaya dursun; biz her halimizi sünnet ile şereflendirmeliyiz. Kur’an ile hadisin yahut sünnetin aynı tertemiz kaynaktan geldiğini inkar ederek dimağlarımızı bulandırmaya çalışsalar da biz her türlü Sünnet-i Rasulullah’a yapışarak İslam’ın yaşanabilirliğini ve kıymetini göstermek durumundayız.

Bu olaylara bakıp bir iç muhasebe yapmamız gerekli. Alimlerin tesbiti ile gün içinde yapılabilecek dört bin küsür Sünnet-i Rasulullah varken ben bunların kaçını biliyorum ve kaçını uyguluyorum? Bu konuda gayretim ne kadar? İnsan kendini sevdiğine benzetmek ister hatta kişinin farkında olmadan bu halle hallenir çünkü sevgi bunu gerektirir. Şimdi bir dönüp bakalım bizim hayatımız kimin hayatına benziyor? Dünya ehli olmuş, Rasulullah’a yüz çevirenlerinkine mi yoksa ayakkabısının bağcığının rengini peygamberine soran ashaba mı? Bizim haytımızda kararları kim veriyor? Kuralları kim koyuyor? Ölçüleri belirleyen kim? İslam mı? Nefsimiz mi? İslam/sünnet düşmanları mı? Bu sorularla ciddi muhasebe etmek gerekir. Çünkü insan nefsi bir an boş durmaya gelmez. Zaten hakiki bir mümin için de İslamsız geçirebilecek bir an yoktur.Bir bardak suyun içilmesinden bunun def-i hacetine dek İslam bize nizamlar belirlemiştir. Bu sebeple Efendimizin hayatını çok iyi okumamız gerekir ki O’nu tanıyabilelim. Hangi durumda nasıl tepki vermiş, (misal) içinde bulunduğum bu durumda nasıl hareket eder, karar alırdı, çocukalarını nasıl eğitmiş, nasıl namaz kılmış, nasıl dua etmiş, nasıl yemiş içmiş, nasıl yatmış....... bunları sayısız çoğaltabiliriz. İşte bütün bunların ve daha fazlasının cevabının O’nun (sav) hayatında aramamız lazım. Hallerimiz öyle İslamlaşmalı ki her fiilimiz kendiliğinden O’na (sav) benzeyerek meydana gelsin. O’nun (sav) sünneti bizden bir parça olsun... Bu da ancak Kur’an’la, sünnetle ve bu ikisinin yolunu bize açan, öğreten,sevdiren Mürşid-i Kamillerle mümkün olacaktır...

 

Yazar: Şura Oğuz

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort