JoomlaLock.com All4Share.net

TESLİMİYET VE GÜVEN: Hz. FATIMA (r.anha) -1

Teslimiyet ve Güven Hz. Fatıma ra 1

Teslimiyet ve Güven: Hz. Fatıma (r.anha) -1 - Gönül Pınarından

Sayı : 125 - Mayıs 2018

 

Teslimiyet ve Güven: Hz. Fatıma (r.anha) -1

 

Hamd âlemlerin Rabbi olan, Alîm olan, Âdil olan, Kâdir olan Mevla’yı Müteal Hazretleri’ne olsun. 

Binler salat ve selam Şefaatçimiz, Sahibimiz, Efendimiz Ahmed ü Mahmud Muhammed Mustafa (sav) hazretlerinin üzerine olsun.

Gülzâr-ı Hâcegân dergisinin değerli okuyucuları, bir önceki yazımızda teslimiyet ve güven konusunda örneğimiz Hz. Fatıma annemizin doğumu, genç kızlığı ve evlilik dönemlerinden kimi kesitler paylaşmaya çalışmıştık. Bu yazımızda da cennet kadınlarının efendileri olan Hz. Hatice, Hz. Meryem, Hz. Asiye ve Hz. Fatıma annelerimiz içerisinden son ve en büyük örneğimiz Hz. Fatıma (ra) annemizin hayatında teslimiyet ve güven konusunu incelemeye, dersler, ibretler alıp paylaşmaya çalışacağız.

Fatıma annemiz Ehli Beyt’in onurlu annesidir. Fatıma annemiz insanlık hurisi, incilerle dolu bir gönlün sahibidir. O Cenabı Hakk’a tam teslim olmuş, güvenmiş, bütün hayatı boyunca güzel bir eş güzel bir anne olmuş ve Ümmeti Muhammed’e güzel bir mümine hanım portresi çizmiştir.

Peygamberimiz kızı Fatıma’yı düğün günü şöyle tembihlemiştir: “Kızım, evimizden çıkıp, başka bir eve, ülfet etmediğin bir kimseye gidiyorsun. Sen kocana yer ol ki, o sana gök olsun! Sen ona hizmetçi ol ki, o sana köle olsun! Kocana yumuşak davran! Öfkeli hâllerinde sessizce yanından kayboluver. Öfkesi geçinceye kadar ona görünme!

Ağzını ve kulağını muhafaza et! Kocan sana fena söylerse, söylediklerini duyma ve sakın mukabelede bulunma! Ona karşı gelme! Daima senden güzel söz işitsin, güler yüz görsün. Bu suretle sana iyi nazarla baksın.”

Hz. Fatıma (ra), eşi ve çocuklarıyla ilgilenmesinin yanı sıra evliliği döneminde cihad faaliyetlerinden de geri durmamıştır. Nitekim Uhud Gazvesi’nde on hanımla birlikte gazilere yiyecek ve su taşıyan Hz. Fatıma (ra), bu esnada yaralıları tedavi etmiştir. Bu savaşta Hz. Peygamber’in (sav) dişinin kırılması üzerine yüzündeki kanları temizlemiş, kanın dinmediğini görünce bir hasır parçasını yakıp küllerini Rasulullah’ın (sav) yüzüne bastırmak suretiyle kanı durdurmaya çalışmıştır. (Vâkıdî, Meğâzî, I, 249.) 

Hz. Âişe annemize sordular: “Hangi kadın Rasulullah’a daha sevgili idi?” Cevap verdi: “Fatıma!” dedi. Tekrar sordular: “Ya erkeklerden?” 

“Fatıma’nın kocası! Zira bildiğim kadarıyla Ali de çok oruç tutar, çok namaz kılar.” (Tirmizi, Menakıb, H.No: 3873) buyurdu. 

Hz. Ali anlatıyor: “Rasulullah bir gün evimizi şereflendirmişti. Hasan ile Hüseyin uyumaktaydılar. O sırada Hasan uyandı ve süt istedi. Bir koyunumuz vardı. Rasulullah hemen kalkarak koyunu sağmaya gitti. Bir de ne görelim? Sütü pek az olan koyun, Rasulullah’ın sağmasıyla bol süt verdi! Rasulullah sütü Hasan’a içirmeye başladı. Bunu gören Fatıma, “Yâ Rasulullah, herhâlde Hasan’ı daha fazla seviyorsun?”dedi. Rasulullah: “İkisini de aynı derecede seviyorum; fakat Hasan önceden süt istemişti!” buyurdu. Ve şunu ilave etti: “Ey Fatıma, kıyamet günü, ben, sen, şu iki yavru ve Ali, hepimiz aynı yerde olacağız.” (Üsdü’l-Gàbe, 5: 523.) 

Güzel vasıfları sebebiyle Rasul-i Ekrem, Fatıma’yı görünce sevinir, kendisini ayakta karşılar, elini tutarak alnından öper, ona iltifat edip yanına veya kendi yerine oturturdu. Babası kendi evine gelince Fatıma da O’nu aynı şekilde karşılayıp ağırlardı. Hz. Peygamber sefere giderken aile fertlerinden en son Fatıma ile vedalaşır, seferden dönünce de ilk olarak onunla görüşürdü.

Rasul-i Ekrem (sav) Efendimiz bir gün yine kızı Hz. Fatıma’nın evine geldi. Hz. Ali’yi evde bulamayınca, “Amcamın oğlu nerededir?” diye sordu. Hz. Fatıma, “Benimle onun arasında küçük bir şey olmuştu da bana öfkelenerek evden çıktı gitti ve öğle uykusunu benim yanımda geçirmedi!” cevabını verdi. Rasul-i Ekrem, o civarda bulunan Hz. Sehl’e: 

-Ali nerededir, dedi. Sehl (ra) bakıp geldi ve:

-Mescidde yatmaktadır, dedi. Rasulullah onun yanına geldi. Hz. Ali toprağın üzerine yan yatmış, ridası omzundan düşmüş, vücuduna tozlar bulaşmıştı. Rasul-i Ekrem (sav) bir taraftan toprakları silkiyor, bir taraftan da, “Kum, ebe’t türab, kum ebe’t-türab!” diyordu.

Fahri Kainat Efendimiz, küçük bir kırgınlığa bile razı olmazdı. Eve girerken yüzünde keder ifadesi vardı. İçeri girip oturduktan sonra bir yanına kızı Fatıma’yı, diğer yanına da Hz. Ali’yi aldı. İkisinin de ellerini tutup önünde birleştirdi. Böylece onları barıştırdı. Dışarı çıktığında sahabiler sordular:

“Yâ Rasulallah, içeri girdiğinizde üzgündünüz, şimdi ise sevinçlisiniz; neden?”

Rasulullah şöyle cevap verdi: “Çünkü en çok sevdiğim iki insanı barıştırdım.” (Tabakât, 8: 26)

Hz. Ali kendisine “Ebe’t-türab: Toprak babası” denilmesinden çok hoşlanırdı. Zira bu lakap ona Allah Rasulü’nün verdiği bir lakap idi.

Rasûlullah’ın terbiyesiyle yetişen Hz. Fatıma O’nun hem haya ve edep gibi özelliklerine, hem de konuşma tarzından yürüyüşüne kadar birçok vasfına sahip idi. Babasının uygun gördüğü hayat tarzını benimseyerek O’nun gibi sade yaşadı. Bir gün el değirmeninde un öğütmekten usanan Fatıma ile kuyudan su çekip taşımaktan yorulduğunu söyleyen Ali bu hususlarda Hz. Peygamber’den yardım istemeye karar verdiler.

Hz. Fatıma Medine’ye bir savaş esirinin geldiğini duyunca babasına giderek ondan kendisine ev işlerinde yardım edecek bir hizmetçi talep etti. Rasûlullah da esiri, mescidde yatıp kalkan fakir Müslümanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere satacağını, bu sebeple kendisine bir hizmetçi veremeyeceğini söyler. Efendimiz (sav): “Ey Fatıma! Allah’tan kork. Rabbine karşı görevlerini yerine getir, ailenin işlerini gör. Yatağına uzandığında otuz üç defa sübhanallah, otuz üç defa elhamdülillah ve otuz dört defa Allahu ekber de. Bunların toplamı yüz eder. Böyle yapman senin için hizmetçiden daha hayırlıdır.” buyurur. Hz. Fatıma da: “Allah’tan ve O’nun Rasulü’nden razıyım.” dedi ve hizmetçi istemekten vazgeçti. (Ebû Davud, 2/135-136)

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve selem) buyurdular: “(Kızım) Fatıma, iffet ve namusunu muhafaza etmiştir. Allâh Teala iffet ve namusunu muhafaza etmesi sebebiyle kendisini ve zürriyetini cennete koyar.”   (Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr)

Hazreti Aişe validemiz anlatıyor: 

Bir gün Rasulullah’ın vefatlarından önce, yanlarında oturmakta idik. Hazreti Fatıma çıkageldi. Çok dikkat ettim. Onun her hareketi, babasının aynıydı. Yemesi, içmesi, oturup kalkması hep Rasulullah’a benzerdi.  Zatı Saadetleri: 

-Hoş geldin kızım, gel otur! buyurarak sağ tarafına oturttu. Sonra Rasulullah, Fatıma’nın kulağına eğilerek bir şeyler söyledi. Fatıma, ağlamaya başladı. Biraz sonra tekrar bir şey söyleyince, bu sefer de Fatıma gülmeye başladı. Ben hayrette kalmıştım. 

Meseleyi Fatıma’dan sordum: 

“Ağlamakla, gülümsemek... İkisi bir anda nasıl oldu bu?” Bunların ikisi bir anda olamazlar. Sebebini bana söyler misiniz? dedim. Hz. Fatıma, bana: 

“Bu babama ait bir sırdır. Benim de babamın sırrını başkasına açmağa hakkım yoktur.” diye cevap verdi. 

Fakat aradan zaman geçip, Rasulullah vefat ettikten sonra tekrar sordum. Fatıma (ra) cevap verdi: 

-Babam artık vefat etmiştir. Bunun için de meseleyi anlatmamda artık beis yoktur, dedi ve Rasulullah’ın şöyle buyurduğunu anlattı: 

“Kızım, Cebrail (aleyhisselâm) her sene bir kere Kur’ân-ı Kerim’i hatmederdi, bu sene iki kere hatmetti. Ben de bundan anladım ki, Benim fani âlemden göçme zamanım yaklaşmıştır.” buyurunca ben ağlamağa başladım. Benim ağladığımı gören babam, bu sefer yine kulağıma gizlice: “Kızım, Ehli Beytimden bana ilk kavuşacak sensin.” buyurunca gülmeğe başladım. Sonra da bana: “Bütün dünya hatunlarının hanımefendisi sen olacaksın.” buyurdu, işte beni sevindiren, babama ilk önce benim kavuşacağım haberi idi.

Hz. Peygamber’e çok düşkün olan Fatıma, babasının vefatından dolayı çok sarsıldı. O, Rahmet Peygamberi babacığının dâr-ı bekâ’ya uçtuğu zaman elem ve kederini: “Ey Allah’ın davetine koşan babam!.. Ey mekanı Firdevs olan babam! Ey ölüm haberini Cebrâil’den alan babam!... Ey Rabbine kendisinden daha yakını bulunmayan babam!...” ifadeleriyle dile getirdi. 

Rasûl-i Ekrem defnedildikten sonra gördüğü Enes b. Malik’e, “Rasulullah’ın üzerine çarçabuk toprak atmaya eliniz nasıl vardı, gönlünüz nasıl razı oldu?” diyerek ağladı ve daha sonra da günlerce gözyaşı döktü. Hz. Fatıma’nın (r.anhâ) acıları bitmeyecek ve yüreğinin ateşi sönmeyecekti. Sevgili babacığından ayrıldığı günden sonra güldüğü hiç görülmemiştir. Kabr-i şerîfi ilk ziyaret eden de Hz. Fatıma oldu. Gözyaşları içerisinde mezara bakarak bir süre öylece kalakaldı. Sonra sevgili kocası Hz. Ali’ye dönerek: “Allah’ın Rasulü’nün üzerine toprak atmaya gönlünüz nasıl razı oldu?” dedi. Yüreğinin yanıklığını isyana varmayan ağıtlarıyla şöyle dile getirdi: “Üzerime öyle musibetler döküldü ki, şayet onlar gündüzlerin üzerine dökülseydi, kararır da gece olurdu.” (Mustafa Eriş, Altınoluk dergisi)

Fatıma annemiz her fani gibi hayata gözlerini kapadığında 26-27 yaşlarındadır. Vefatına yakın çocuklarını tek tek öpmüştür. O sıralarda Hasan 7, Hüseyin 6, Zeynep 5 ve Ümmü Gülsüm ise 3 yaşlarındadır. 

O gün Fatıma annemiz abdest almış, giyinmiş, yatağa girip kıbleye doğru yönelmiştir. Biraz sonra da ruhunu teslim edecektir. Vefat ettiğinde cenazesinin yıkanmasında tesettüre titiz davranılmasını istemiştir. Cenazesinin kimse tarafından görülmemesi için geceleyin defnedilmesini vasiyet etmiş, öyle de yapılmıştır. Kabrinin de tanınmaması için vasiyette bulunmuştur. 

Çok hassas bir hanımefendi, iffet abidesi bir kimse olan Fatıma annemiz için Allah Rasulü şöyle buyurur: “Kıyamet günü olunca perde gerisinden bir münadi şöyle seslenir: “Ey mahşer halkı! Gözlerinizi kapatın çünkü Muhammed’in kızı Fatıma gelecek!”

Vefatı Hicri 11. yılda Ramazan ayının 3. gününde olmuştur. Rasulullah Efendimiz’in vefatından sonra 6 ay geçmiştir. Zaten nakledildiği üzere Efendimiz (sav) ona: “Ailemden Bana ilk kavuşacak olan sensin!” buyurmuştur. Ali efendimiz mübarek eşi Hz. Fatıma vefat ettiğinde “Her şeyin en iyisini bilen ancak Allah’tır.” diyebilmiştir. 

Yüce Rabbimiz önce Fatıma annemizden sonra bütün sahabe annelerimizden razı olsun. Onları bizlere şefaatçi kılsın inşaallah, Amin. 

Selam ve dua ile.

 

Yazar:  Gönül Pınarından

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort