Ramazan Ayı Yaklaşırken - Tamer Doymuş
Ramazan Ayı Yaklaşırken
Üç aylardan ikincisi olan Şaban ayına kavuşmanın sevincini yaşıyoruz elhamdulillah. Ramazana adım adım yaklaşıyoruz. Efendimiz’in mübarek dualarını tekrarlıyoruz: “Allahım Recep ve Şabanı bize mübarek kıl ve bizleri Ramazana kavuştur!” Rabbimiz ramazan ayına tertemiz kavuşarak onun füyuzatından kamilen müstefid olmamız için bizlere öncesinden Recep ve Şaban aylarını ikram etmişler. Ayrıca bu aylar içinde yer alan kandillerle müminler günah kirlerinden, gaflet kirlerinden, isyan kirlerinden arınarak adeta nurlanmış olarak ramazana kavuşmaktadırlar. Müslüman, her gecesini ve gündüzünü leyle-i kadir olduğuna inanarak değerlendirmelidir. Fakat bunun oluşabilmesi içinde Allahu Teala’nın ikram ettiği bazı özel zamanları iyi değerlendirmelidir. Süreç içerisinde meydana gelen hataları giderme yapılan yanlışları düzeltmek için hususi zamanları da iyi değerlendirmelidir. Bu günleri değerlendirme adına Allahu Teala’nın razı olmadığı davranışlardan son derece sakınmak gerekir. Allahu Teala’nın şu uyarısını her alanda dikkate alarak hareket etmeliyiz: “İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.” (Lokman 6)
Ayeti kerimenin nüzul sebebi hakkında şu rivayet yer alır:
Mukatil diyor ki: Ayet, Nadr b. Haris hakkında nazil olmuştur. Nadr tüccar olarak İran’a, Şam dolaylarına gidiyor, Acemlerin kitaplarını satın alıyor, bu kitapları anlatıyor ve şöyle diyordu: “Muhammed size Ad ve Semûd kavimlerinin haberlerini anlatıyor. Ben de size Rüstem ve İsfendiyar’ın, kisraların haberlerini anlatıyorum.” derdi. Mekkelilerde de onun sözlerinden hoşlanıyor, Kur’an’ı dinlemeyi terk ediyorlardı.
Bir diğer ayette ise şöyle buyruluyor: “Ona ayetlerimiz okunduğu zaman, sanki bunları işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. Sen de ona elem verici bir azabın müjdesini ver!” (Lokman 7)
Müminlerin vasıfları ayetlerde şöyle ifade ediliyor:
“Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler.” (Muminun 3)
“Ki onlar, yalan şahitlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir.” (Furkan 72)
“Boş ve yararsız olan sözü’ işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: “Bizim yapıp ettiklerimiz bizim, sizin yapıp ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz.” derler.” (Kasas 55)
“Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul.” (İnşirah 7)
“İnkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber’e karşı gelenler, Allah’a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.” (Muhammed 32)
“İnkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber’e karşı gelenler, Allah’a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.” (Muhammed 32)
“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın.” (Muhammed 33)
Recep ayında Regaib ve Miraç kandillerini idrak ettik elhamdulillah. Şaban ayında ise Berat kandili yer almaktadır. Rabbim bütün müslümanlara beratlarını almayı nasip buyursun.
Şaban ayının on dördüncü gününü on beşinci gününe bağlayan gece Berat kandilidir.
Bu geceye ayrıca verilen isimler şöyle sıralamak mümkündür:
1-Mübarek; bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle bu isimle adlandırılmıştır.
2-Beraet; kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle de bu isimle adlandırılmıştır.
3-Rahmet; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle
4-Berae veya Sakk; bu geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle Bu gecenin beş özelliği vardır:
1) Bu gecede önemli işlerin seçimi ve ayırımı yapılır.
2) Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler gönderilir.
3) Bu gece bağışlanma ve af gecesidir.
4) Bu gecede yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür.
Bu konuyla ilgili olarak şu hadisler rivayet edilmektedir:
Hz. Peygamber Efendimiz (sav) bu geceyi Hz. Âişe (r.anha) validemize tanıtırken şöyle buyurmuştur:
“Bu gece Şaban’ın onbeşinci gecesidir. Allah Teala bu gecede Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem’den kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz.”
Bir diğer hadisi şerifte ise şöyle buyurmuştur: “Şaban ayının yarısı (Berâet gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Cenâb-ı Allah o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne nazar eder ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu; onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu; rızık vereyim. Şifa dileyen yok mu şifa vereyim.”
Evet temizlikten maksat arınmaktan murad Hakk’a vasıl olmaktır çünkü; “Ona ancak temizlenenler vasıl olurlar.” Bu noktada bunun nasıl olacağını anlamak ve bu günleri doğru bir anlayışla değerlendirmek için yolumuzun büyüklerinin mübarek sözlerine kulak verelim.
Hz. Ebu Bekir
1-İnsanları iki kısım gördüm, kimisi dünyayı ister, kimisi ahreti ister. Bense yalnızca Allah’ı istedim.
2-Ben İslam’a girdiğimden beri doyasıya dünya yemeği yemedim. Zira marifetullah yani Allah’ı bilme lezzeti ile meşguliyet beni dünya lezzetlerine meylettirmedi.
3-İslamiyet’e girdiğimden itibaren dünya içeceklerine kanmadım. Zira halıkımın muhabbeti dünya içeceklerinden fazla geldi ve beni onun sevgisi meşgul etti.
4-İslamiyet’e girdiğimde beni iki amel karşıladı: Dünya ameli ve ahiret ameli. Ben ahiret amelini dünya ameline tercih ettim.
5-Rasulü Ekrem’in sohbetine devam ettim. O kadar ki Rasul-i Ekrem den bir saat bile ayrılmadım. Mağaraya girerken de onunla beraberdim.
Hz. Selmanı Farisi
Dünyayı arzu edene şaşılır ki ölüm onu beklemektedir.
Yine o gafile şaşılır ki gafil olduğu zat ondan gafil değildir.
Ve gülüp eğlenene şaşılır ki Rabbinin kendisinden hoşnut olup olmadığından haberi yoktur.
Hz. Caferi Sadık
1-Yalancı ile arkadaş olma, çünkü daima yanılırsın.
2-Ahmak ile dost olma, çünkü faydalı olmak istediği zaman bile sana zarar verir.
3-Cimrinin arkadaşlığından sakın, zira en kıymetli sermayen olan vaktini boşa harcar.
4-Kötü kalplinin arkadaşlığından sakın, çünkü ihtiyaç anında bile sana sahip çıkmaz.
5-Fasıkla ahbap olmaktan sakın, çünkü önemsiz lokmaya tamah edip seni bir lokmaya satar.
İmam Caferi Sadıkın Oğluna Vasiyeti:
Oğlum vasiyetimi iyi dinle, söylediklerime dikkat et. Eğer bunlara dikkat edecek olursan mutlu yaşar, mutlu ölürsün. Oğlum! Allah kendisinin taksimine razı olanı, başkalarına muhtaç bırakmaz. Başkasının elindekine göz diken ise fakir olarak ölür. İahi taksimine razı olmayan Allaha hükmü konusunda itiraz etmiş olur.
Kendi günahını küçük gören, başkasının küçük günahını büyük görür. Başkalarına isyan kılıcı çeken o kılıçla öldürülür. Başkasının kuyusunu kazan o kuyuya düşer.
Beyinsiz adi insanlarla düşüp kalkan değerini yitirir ve hor tutulur. Âlimlerle düşüp kalkan saygı görür. Kötü yerlere girip çıkan töhmete uğrar.
Lehinde de olsa aleyhinde de olsa daima hakkı söyle. koğuculuk yapmaktan sakın çünkü koğuculuk insanların kalplerine kin ve intikam tohumları eker.
Hace Alauddin Attar
Bu yola girmeyenlerin yolunu kesenler yine kendileridir. Kendilerindeki benlikleridir.
İnsanların külli ilme ulaşamayışları, kendi cüz’i ilimlerinden geçemeyişlerindendir
İradesini hakkın iradesinde, kudretini Hakk’ın kudretinde yok etmeyen Hakk’a varamaz.
Bunun için yol: Şeriat sahibinin emirlerini yerine getirip Hakın muradını, nefsin muradından önce tutmaktır.
Veki ibnü’l Cerrah der ki: “Allah’ın yolu hidayet yoludur. Ancak sadık olanlar nail olur.”
Bu yolda kulun,
A- Allah hakkında ve kendisi hakkında itikadını düzeltmesi, yani Allah’ı esma ve sıfatıyla âlemlerin Rabbi olarak, kendini de onun aciz bir kulu olarak tanıması ve bilmesi lazımdır.
Kulun Allah hakkındaki itikadının bütün zan ve şüphelerden temizlenmesi, dalalet ve bidatlerden uzak bulunması, itikada esasının kuran ve sünnete dayalı olması lazımdır.
B- Kulun ameller niyetlere göredir hadisinin himayesine sığınabilmesi için önce itikadını kuran ve sünnete göre düzeltmesi ve kalbi selime sahip olması lazım
C- Kişinin itikadı, şeriatın tespit ettiği sahih delillere, yani kuran ve hadise ne kadar uygunsu o kadar sağlamdır.
D- Kul, itikadı vasıtasıyla Allah’a şeksiz bağlandıktan sonra dinin hükümlerini ya bizzat tetkik ve tahkik ile yahut ilim sahiplerinden sormak suretiyle muhakkak öğrenmesi lazımdır. Bunun en az derecesi, farzlarını doğruca eda edecek kadar bilgi edinmesidir.
Çünkü hakiki müritliğin alameti, Rab Teala hazretlerini aramada kalbin derin uykusundan silkinip uyanmasıdır.
Bu uyanış ise, dini sorumlulukları öğrenmek için harekete geçmek, Allah’ın emrine onun razı olacağı şekilde sarılabilmek için rasulünün sünnetini yaşamak, yasaklardan sakınmak, Rasulullahın sünnetine uyarak Allahın sevgisini kazanmaya çalışmaktır.
Bunu kazanmak için farzlara dikkat ve itina etmesi, gücü yettiği kadar ve ölçü dâhilinde nafile ibadetlere yönelmesi, ilmiyle amil olan âlimlerin sohbetlerine devam ederek onlardan istifade etmeye çalışması, kötü âlimlerden sakınması lazımdır. Çünkü bunlar yolkesen eşkıya gibidirler. Yanlış yönlendirme ile insanları saptırırlar.
Böylece bütün söz ve hareketleriyle Kur’an’a ve sünnete muhalefet etmekten sakınması gerekir.
Kaynaklar:
-El-Camiu li Ahkamil Kuran, İmam Kurtubi
-Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri
-Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili
-Adab, Muhammed b. Abdullah el-Hani, erkam yayınları
-Şamil İslam Ansiklopedisi
Yazar: Tamer Doymuş