JoomlaLock.com All4Share.net

DÖRT ŞEHİT ANNESİ HZ. HANSA (ra) ANNEMİZ

hz hansa annemiz

Dört Şehit Annesi Hz. Hansa (ra) Annemiz - Şeb-i VUSLAT

Sayı : 81 - Eylül 2014

 

Dört Şehit Annesi Hz. Hansa (ra) Annemiz

 

Hz. Hansa mersiyeleriyle tanınmış meşhur hanım şairlerden...

Cesaret ve kahramanlığıyla ün salmış bir hanım sahabe...

Dört oğlunun şehadet haberini müjde gibi karşılayan iman dolu bir anne...

Çocuklarının şehitlik sevincini hamd ederek, dua ve niyaz ile açığa vuran, kadere teslim olmuş bir iman eri...

Hz. Hansa annemiz Amr b. Şerid’in kızı olup kudretli bir şairdi. O birçok şair yetiştirmiş Benî Süleym kabilesine mensuptur. Asıl adı Tümadur binti Amr olan annemiz “Hansa” lakabıyla bilinmektedir. Annemiz, Arap edebiyatında kadın şairlerin en önde geleni olarak kabul edilir. Şiirlerinin çoğunu cahiliye devrinde söylemiştir. Savaşlardaki, yiğitlik, kahramanlık sahnelerini kadın duygusallığı içinde sade bir dille anlatmıştır. Özellikle mersiye türünde meşhur olmuştur.

Hz. Hansa’nın biri Muaviye, diğeri Sahr isminde iki kardeşi vardı. Muaviye yakışıklı bir yiğit, Sahr da hâlim-selim cömert biriydi. Kabileler arasındaki savaşlarda ikisi de öldürülmüştür. Hansa bu iki kardeşinin mertlik ve cömertliğine dair söylediği mersiyelerle meşhur olmuştur. Hz. Hansa (ra) annemiz, İslâm’ın ilk dönemlerde çocuklarıyla birlikte Müslüman oldu. Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz’in sohbetlerinde bulundu. Hz. Ömer (ra) ile görüştü. İki cihan güneşi Efendimiz onun şiirlerini beğenirdi. “Haydi Hunâs!” diyerek şiir okumasını isterdi.

Hz. Hansa (ra) öldürülen kardeşleri için çok gözyaşı döküyordu. O kadar ki ağlamaktan dolayı yüzünde izler meydana geldi. Hz. Ömer (ra) kendisine; “Niçin bu kadar ağlıyorsun? Onlar şimdi cehennem odunu.” deyince o şefkat ve merhametinin neticesi olarak bu sözden alındı ve; “İşte şimdi hüznüm bir kat daha arttı” diye serzenişli bir cevap verdi.

Hz. Hansa (ra) İslâm’ın nuruyla kalbini doldurmaya ve çocuklarını da bu yolda yetiştirmeğe gayret etti. Mal ve evladın Allah’ın (cc) bir emaneti olduğunu bildi. Dört oğlunu da Allah (cc) yolunun yolcuları olarak büyüttü. Onlar Allah (cc) yolunda cihat edebilecek yaşa, 17-18 yaşlarına girmişlerdi. Güçlü, kuvvetli enerjik ve gönülleri şehitlik özlemiyle dolu, pırıl pırıl birer genç olmuşlardı. İslâm dini yayılmaya başlamış, fetihler çoğalmıştı. Müslümanlar zaferden zafere koşuyordu. Bu dört mücahit genç delikanlılar, anneleriyle birlikte Hz. Ömer’in (ra) halifeliği döneminde “Kadisiye Savaşı” için hazırlanan orduya gönüllü olarak katıldılar. Allah’a (cc) ve Resûlü’ne (sav) teslim olmuş bir anne için ne büyük bir mutluluktu bu.

Hz. Hansa (ra) annemiz bir akşam üstü çocuklarını yanına topladı. Dört oğlunu bir anne şefkati nazarıyla süzdükten sonra onlara yüce hedeflere ulaşma konusunda nasihatler yaptı. Gönüllerini coşturan tesirli, derin ifadelerle, onların iman dolu damarlarını harekete geçiren şöyle bir hitabede bulundu;

“Yavrularım! Sizi Müslüman olmaya kimse zorlamadı. Kendi isteğinizle Müslüman oldunuz. Kendi iradenizle orduya katılıp buralara kadar geldiniz. Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’a yemin ederim ki, siz hep bir annenin oğlu, bir babanın çocuklarısınız. Ben sizin babanızın namusunu korudum; ona ihanet etmedim. Dayınızı da mahcup edecek bir ahlâksızlıkta bulunmadım. Şerefinize leke düşürmedim. Soyunuzu değiştirip bozmadım. Sizler, Allah yolunda savaşan mücahitlere Rabbiniz’in hazırladığı sevabı biliyorsunuz. Bakî olan âhiret yurdunun fâni olan dünyadan daha hayırlı olduğunu da biliniz. Cenâb-ı Hakk’ın: “Ey iman edenler! Sabredin; (düşman karşısında) sebat gösterin; (cihad için) hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah’tan korkun ki başarıya erişebilesiniz.” (Âl-i İmrân; 200) buyurduğunu hatırlayınız. Yarın inşaallah sağ sâlim sabaha erişirseniz, basiretli bir şekilde, sabır ve sebatla düşmana saldırın. Bu konuda düşmana karşı sadece Allah’tan yardım isteyin. Harp kızıştığında düşmanın can alıcı yerine kadar gidin. Onların kumandanı ile çarpışın. Zafer elde ederseniz ganimete kavuşursunuz. Şehit olursanız cennete girer, ikrama nail olursunuz.”

Sevgili annelerinin gösterdiği hedefe ulaşmak için dört kardeş sabahı zor etti. Sabah olduğunda yerlerinde duramayan Hz. Hansa’nın (ra) oğulları arslanlar gibi savaş meydanına atıldılar. Büyük kahramanlıklar sergilediler. Sonunda özlemini çektikleri şehitlik mertebesine eriştiler. Bedenleri savaş meydanında kaldı. Ruhları cennet-i âlâya uçtu.

Kadisiye Savaşı Müslümanların zaferiyle neticelendi. Dört civan genç kardeşler de şehitler arasındaydı. Annelerine haber vermek için gelenler üzgün üzgün Hz. Hansa (ra) annemizin yanına geliyordu. Hâlbuki o büyük bir metanet içerisinde, kadere teslim olmuş bir vaziyette, son derece sakin bir halde idi. Dört oğlunun şehitlik makamını kazanmaları onun için büyük bir saadetti. Onların şehadet haberini sanki bir müjde gibi karşıladı. Allah’a hamd edip sevincini şu dua ve niyaz ifadeleriyle açığa vurdu;

“Onların şehadetiyle beni şereflendiren Allah’a hamdolsun. Yüce Rabbim beni onlarla beraber rahmetinin gölgesinde birleştirsin.”

Hz. Hansa (ra), hayatın, servetin ve evladın kendine Allah’ın bir emaneti olduğunun şuurunda idi. Çocuklarını da bu duygu ve düşüncelerle yetiştirdi. Onlara ölmez ufuklar verdi. Dünya hayatı fâni, âhiret yurdu bakî idi. Emaneti sahibinin yoluna feda etmek en kârlı ve en akıllı bir işti. Kendinden önce âhirete böyle hayırlı oğullar gönderdi geriye de rahmet ile anılacak bir isim bıraktı.

Cenâb-ı Hak şefaatlerine nail eylesin, âmin.

Selâm ve dua ile...

 

Kaynakça:

Mehmed Emre, Büyük İslâm Kadınları ve Hanım Sahabeler, Çelik Yayınevi, İstanbul

Altınoluk Dergisi, Eylül 2002

 

Yazar: Şeb-i VUSLAT

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort