JoomlaLock.com All4Share.net

LÂ TAHZEN İNNELLAHE MEANÂ (ÜZÜLME, ALLAH BİZİMLE BERABERDİR)

Peygamber Efendimiz (sav) Hz. Ebubekir’le Mekke’den Medine’ye hicret ederken mağarada ona şöyle söylemişti: “Lâ tahzen, innallahe meanâ”

Peygamber Efendimiz (sav) ona üzülme diyordu, Allah bizimle beraberdir. Kendimizi Hz. Ebu-bekir’in (ra) yerine koyalım ve bu sözü Peygamberimiz’den (sav)  işitmiş gibi iliklerimize kadar hissedelim… “Allah bizimle beraberdir.”

Hâcegân yolunun esaslarından biri de “Halvet der encümen”dir. Halvet der encümen: Halk içinde Hak ile olmak…

Evde, işte, çarşıda, pazarda… Nerede olursak olalım gönlümüz Allah (cc) ile olsun, O’nun (cc) zikriyle meşgul olsun… İnsanlarla birlikteliğimiz bizi Allah’tan (cc) gafil kılmasın. Hristiyanların dinlerini kiliseye hapsettiği gibi biz de dinimizi camilere hapsetmeyelim.

Cenab-ı Hak hadis-i kudsîde “Size şah damarınızdan yakınım.” buyuruyor. Bize düşen bu yakınlığı anlamak ve yaşamak… Kulluk bu yakınlığı anlamaya çalışmak değil midir zaten?

Allah dostları gönüllerinde bir an olsun Allah’tan gafil olmayı küfür saymışlar. Biz gönlümüzde nelerle meşgul olduğumuza bakalım.

Evliyaullahtan biri, bir camiye gidip orada bir vakit namaz kılar. İmamın gönlünün dünya ile aşırı meşgul olduğunu görür. Ertesi gün yine aynı camiye namaz kılmaya gider. Bu sefer sırtında bir sepet odun götürür. İmamın arkasındaki safta hemen namaza durur. Secdeye gittiklerinde sepetten odunlar yere dökülür. İmam sinirlenmiştir. Namazdan sonra o zata dönüp, “Hiç sepetle namaz kılınır mı? İşinizi dışarıda bıraksanız olmaz mı?” demiş.

O zat imama, “Ey imam, ben namazda sepetimle camiden hiç dışarı çıkmadım, sen ise gönlündeki şeylerle namazda hep başka yerlerdeydin, camiye hiç gelmedin ki...” der. İmam mahcup olmuştur.

Dünya ve işleriniz size Allah’ı (cc) unutturmasın buyruluyor. “Halvet der encümen” halk içinde dahi olsan Allah’la (cc) birlikte olduğunu unutmamaktır. Biz ise ibadetlerimizde bile Hakk’tan gafil yaşıyoruz.

Hz. Ebubekir (ra) neslinden bir zat, Bağdat’ta esnaftır. Her gece rüyasında Peygamber Efendimiz’le (sav) görüşürler. Peygamber Efendimiz’e (sav) yakınlıkları ve sevgileri ziyadedir. Bir vakit namaz kılarken dükkana bir müşteri gelir. Namazın son rekatında tahiyyattadır. O zat müşterinin zengin biri olup çok şeyler alabileceğini düşünür. Tahiyyatta, namazım oluyor diye Peygamberimiz’e salavat olan  “Salli ve Barik” dualarını okumadan selam verip namazı bitirir ve müşteri ile ilgilenir.

O gece rüyasında Peygamber Efendimiz’i (sav) göremez. Ertesi gece ve yine birkaç gece rüyasında göremez. İçine dert düşmüştür. Bu ayrılık ateşi onu yakmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav) salavatı terk ettiği için ona rüyada görünmemektedir. Tevbe, istiğfar ve dükkanını satarak Peygamber Efendimiz’le (sav) görüşme saadetine tekrar kavuşurlar. Artık dünya umurunda değildir o zatın. Yeter ki Peygamber Efendimiz (sav) onu kendinden ayırmasın ve sevgisinden mahrum etmesin.
Değer verdiğimiz şeyler bizim de değerimiz olur. Biz Allah’ın (cc) yanında kıymetli olan şeylere değer verirsek Cenab-ı Hak da bize değer verir. Biz onları sahiplendiğimiz ölçüde onlar da bizi sahiplenir.

Hâce Hazretleri (kuddise sirruh) askerdedir. Komutanı onu bir Allah dostunun yanına götürür. Birlikte sohbet yapılan meclise girdiklerinde  sohbeti yapan o zat sohbeti yarıda bırakıp susar ve murakabe yapar. Komutan yanlış bir şey yaptım mı diye çekinmiştir. “Efendim, o genci getirmekle yanlış mı yaptım?” diye sonradan sorar. “Evladım, öyle birini getirdin ki, yanlarında Şah-ı Nakşibendiler, Abdulkadir Geylaniler geldi. Biz de edebimizden sustuk.” buyurur. Gönlünde onlarla olmayı arzularsan misafirin olurlar. Onlar gönül misafirleridir.

Hâce Hazretleri (kuddise sıruh) ihvanlarından biriyle oturup sohbetleşirken kalbinde bir titreme ve ses duyulur. Biraz da muzip olan meraklı ihvanı sorar:  “Efendim bir ses duydunuz mu?” “Misafirlerimiz vardı, Ğavs Hazretleri geldiler.”  buyururlar. Bu olayı anlatan, Hâce Hazretleri’nin (kuddise sırruh) bu olay esnasında kendileriyle olan konuşmasına devam ettiğini nakleder.

Hâce Hazretleri’nin (kuddise sırruh) meclisinde oturanlar çoğu    sohbetlerinde buna benzer durumlar müşahade etmişlerdir. Sohbette adı geçen Evliyaullahın ruhaniyetlerinin orada bulunduğunu hissederler.
Bizim gönlümüzün misafirleri kim? Neleri davet ediyoruz gönlümüze? Kalbimizi hangi arzular, hangi şehvetler istila etti?  Bu kadar karışıkken gönlümüz, gönül sultanını davet nasıl olur…

“Sür çıkar ağyarı dilden ta tecelli ede Hak
Gelmez saraya Padişah hane mamur olmadan”

“Halvet der encümen” gönül temizliğidir. İnsanın kalabalıklığı her zaman dışında olmaz. Yalnız kalsa bile gönlü çok kalabalık olabilir. Hele nefsiyle baş başa ise kalabalık olarak ona yeter. Şehvet gözüyle etrafta dolaşırsan gönlünü mahvedersin. Şehvet sadece kadına duyulan değildir. Araba, ev, eşya gibi şeylere aşırı ilgi de şehvettendir.

Tasavvuf yolunda “erbain” yapılır. Kırk gün dar ve küçük bir yerde, ibadetle, zikirle meşgul olunur. Nefsin şehvet ve arzuları kırılır.

Hâce Hazretleri (kuddise sırruh) Müslümanların kimliğiyle, kişiliğiyle duruşunu bozmadan yaşamasını    erbaine benzetir. Müslümanlar mahallede, caddede, sokakta “Halvet der encümeni “ yaşamaktadır zaten. Bu toplumda yalnızdır Müslüman. Kıyafetiyle yadırganır, imanıyla yadırganır, yaşantısıyla yadırganır. Kendini anlatmaya çalıştığı zaman önce çevresindeki Müslümanlar karşı çıkar. “Halvet der encümen”i öğrenen Müslüman bunlardan etkilenmez.

İnsan bunu bir mürşid-i kâmilin yanında öğrenir. Okul: Hâcegân… Ders: Halvet der encümendir. İnsan bu okulda gerçek irşadın bir mürşid-i kamilin yanında olduğunu öğrenir.
Onlarla  yaşanılan her şey taze kalır insanda. Ne zaman onlarla yaşanılan şeyler hatırlansa oradan bir feyz akar insanın gönlüne… Huzur gelir, sekinet gelir kalbimize.
Peygamber Efendimiz’in  (sav) bir nazarıyla ashab-ı kiram olunmuş. İnsanların en güzel topluluğu oldular. “En güzel İnsan”ın mektebinde güzelleşmişler.

Bir mürşid-i kâmilin nazarındaki nisbeti farklı mı sanırsın? O nisbet tazeliğini ve canlılığını bugüne de taşımışlar. “Ara sende, bul sende.” buyrulmuş. “Halvet der encümen” insandaki bu sırrı bulmaktır. Cenab-ı Hak: “Sadıklarla beraber olun.” buyruluyor.

Salihlerle, şükredenlerle, sabredenlerle, muhsinlerle…  beraber olun.

“Halvet der encümen” sadıklarla, salihlerle birlikte olmaktır.

Halvet der encümen, “Size şahdamarınızdan yakınım.” hitabını anlamak ve ona göre yaşamaktır.

“Halvet der encümen” sohbet meclislerinde, zikir meclislerinde, mürşidin nazarını, sohbetini kana kana içmektir.

“Halvet der encümen” bir mürşidin gönlünde huzura ermektir.

Rabbim bir an olsun bizi nefsimizle baş başa bırakma… Sevdiklerini bize sevdir, bizi de sevdiklerine sevdir.                    

Kademinin tozu sürme gözüme,
Eşiğindir Hacerül Esved yüzüme,
Zâtı pâkin kıble olmuş özüme,
Sohbettesin, kelamdasın, sözdesin.                                                                                     
Hâce Hazretleri (kuddise sirruh)

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 TEMMUZ SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort