JoomlaLock.com All4Share.net

ALLAH BİLİNMEK İSTEDİ SAHNEYE İNSAN ÇIKTI

“İnsan Allah’ın en büyük sıfatıdır. Çünkü sıfatların çoğu üzerinde cem olmuştur.”*


Kâinat aşkla  insanın sahneye çıkışıyla tanıştı. Aşk kâinata insan ile gülümsedi. Moğollar Müslümanlara akıl almaz işler yaptılar. Müslümanlar paramparça oldu. Ne ilim kaldı nede ekmek. Ne ahlak kaldı ne de devlet. Mevlana Konya’dan gülümsedi. Yunus Anadolulun bağrından yakardı. Aşk dediler. İnsanlık yeniden toparlandı, hayat buldu. Sihirli kelimeydi aşk. Esmadaki Hüsna idi aşk.

Allah hazine idi. Hem de gizlimi gizli. İradesi bilinmeliğini diledi. Zatından zatına yöneldi. Tecelli eyledi. Âlem olup bitenlerden habersizdi fakat sezileri olmuyor da değildi. Âlem şaşkındı. Ne oluyordu?  Sanki gönül şevkteydi. Bu coşku sezisi nedendi, nerdendi? Gönül etrafına gülücükler saçıp dağıtıyordu. Hali değişik mi değişikti. Kimse bu hali anlayamıyordu. Bu halin öncesi yoktu. Atalar, önceki nesiller hiç böyle bir halden bahsetmemişlerdi. Sanki âlemi gönüldeki neşve silmişti. Herkesi var olma kaygısı bürümüştü. Kimisi meraklı, kimisi endişeli. Hiç kimse ne olabileceğini bilemediğinden tahammülsüzdü. Etrafı anlaşılamayan bir tedirginlik aldı.

Kutlu ses duyulmaya başlandı. Her canlı pürdikkat varlık endişesiyle kulak kabarttı. Kutlu ses Ben dedi “gizli bir hazine idim”. Varlıkların kalpleri durdu sanki. Donmuş bir hale geldiler. Rableri, ilahları, malikleri… Hizmetinde hayatlarını geçirdikleri rableri gizli idim buyuruyordu. Ne demekti bu. Yaşadıkları neydi. Onu takdis ediyorlar, tesbih ediyorlardı. Bir dediğini iki etmemişlerdi. Gizliyim ne demekti. Hazineyim ne demekti.

Kutlu ses buyruğuna devam etti “bilinmeliğimi irade ettim”. Varlık âlemi öyle bir korkuya kapıldı ki korku korkmuştu sanki. Mesnetleri olan Rableri ile yaşanmışlık zemini kaymaya, sallanmaya başlamıştı. Ama Kutluluk sahibi sevinçliydi. Onun üzerinde bugüne kadar hiç görmedikleri izler, işaretler görüyorlardı. Bilemedikleri isimler neydi dersiniz hizmetkârların. İsimler Kutluluk sahibinin üzerindeki izler, hallerdi.

Kutlu ses buyruğuna devam etti  “bilinmelik irademi çok sevdim”.Herkes şaşkındı. Rableri kendi iradesine aşkını mı ilan ediyordu. Malikleri kendi aldığı karara sevda mı duyuyordu? İlahları kendi kendisine âşık mı olmuştu? Gözü kimi görürdü ki artık. Varlık daraldıkça daraldı. İçlerine çekildikçe çekildi. Büzüldükçe büzüldü. İradesini rablerinin sevmesi ne demekti. Bunun neticesi ne olabilirdi. Âlemin aklını bu peşi sıra gelen soru yumakları yemeye başlamıştı. Olamaz böyle bir şey diyenler çoğalmaya başlamıştı. Fakat Kutluluk sahibi bunlara iltifat etmiyordu. O kendi muazzamlığında tekti. Tek iken aldığı karar Onu sevindirmişti. Kararını sevmişti. Tekliği muhteşemdi.Kibriyası eşsizliğindendi.Dediğini kimse diyemez,yaptığını kimse yapamazdı.Dileği hüküm ,dileği adalet,dileği hikmetti. Ne oldu ki birden muhteşem ,eşsiz rableri  bir varlığı kutlu sesiyle âleme geliyor diye nida ediyordu…

Kutlu ses devam edip buyurdu “İnsanı yarattım”.İnsan geliyor insan. Kutlu ses hiç bu kadar tesir etmemişti varlığın kulağına. Ne kadar da içten gelen bir nidaydı bu. Varlığı şu soru kemirdi durdu. Varlık neredeyse eriyecekti. Rablerinin azametiyle yalnız muhteşemliği devam edecek miydi? Bu nasıl bir varlık ki âleme gelişini Allah geliyor diye bildiriyordu. Dem o demdi âdem o âdemdi.

Karanlıktan, yokluktan geldi. Topraktan, çamurdan yapıldı. Allah nurundan, ruhundan ona nefha eyledi. Üstelik varlık biliyordu ki nur da, ruh da şey-i  vahidir. Sonra Allah âleme döndü secde edin buyurdu. Cenabı Peygamber buyurmamış mıydı “Allah’a en yakın an secde anıdır”diye. Allah âleme en yakın olmuştu. Hadi buyurdu sizde bu yakınlıkta benimle olun. Bırakın kendi yakınlıklarınızı.

Varlık şaşkındı. Âlemi alt üst eden dalgalarla gelen insandı. Yokluk ve karanlıktan gelip çamurla yoğruldu. Böyle bir varlığa Allah nurundan, ruhundan nefha etti. İnsan benim sırrım ben de insanın sırrıyım buyurdu. Sır yani gizem. İkisi arasında başkasının olmaması. Allah nasıl olurda bir varlığa sırrını açardı! Kendini ele nasıl verirdi. Bunu ne yaptırabilirdi!

Âdem bütün ihtişamıyla zuhur etti. Meleklere Allah hadi buyurdu bendeki bu hali açıklayın? Varlık sus pus oldu. Sen dediler bize kendi hakkında ne bildirmişsen bizler onu biliriz. Âdeme döndü Allah sen söyle buyurdu. Âdem arkadaşını anlatır gibi, dostunu dillendirir gibi, sevgilisinden bahseder gibi anlatmaya koyuldu. Varlık şaşkındı. Allah ile arkadaş olunur muydu? Allah dostluk yapar mıydı? Resmiyet sivilliğe toslamıştı. Âdem âlemde yalnızdı. Allah da muhteşemliği ile yalnızdı. Âdem Allaha arkadaş olmuştu. Hali ile hâllenmişti. Hadi buyurdu Allah Âdeme secde edin. Varlık Âdemi Hak kapısı, sırdaşı, arkadaşı, dostu… Halifesi bilip etrafında peyke başladı. Mürşidi kâmilin gönlünü bütün varlık peyk eder buyurmamış mı Nakşibendîler.

İnsan artık sahnedeydi. Meraklı gözler önünde herkes Ona muti idi. Kıyıda köşede acımasız, kendi kendini kemiren düşmanı da vardı artık. Gerçeğe hoş gelmişti. Düşmanı olmayan nasıl gerçek olabilirdi ki…

Bütün varlığın anladığını biri anlamak istemedi. Ayak sürttü. Direndi. Neticede kibirlendi. Gerçeği örtmek istedi. Ne kadar da böndü. Ne kadarda alçakça davrandı. Sonunda kovulanlardan oldu. Kovuldu ama her yer Allahın mülkü değimliydi? O Allah ile ilişkiden kovuldu. Allahın mutlu gününde Ona savaş açtı, arkadan vurmaya çalıştı. Bilgi sahibiydi cahil oldu. Hizmetkârlardan idi hain oldu. Artık kaçak yaşayacaktı, kaçak saldıracaktı.

Ey İnsan sen atanı unutma. Atanın sulbünde Allah’a verdiğin sözü unutma. Allah seninle açılmak irade ederken sen sakın ha ihanet etmeye kalkma.

Ey İnsan o dem bu dem o âdem bu âdem buyurmuşlar. Sahibine koşmayan neye koşmuş sayılır. Sahibini bilemeyen neyi bilmiş sayılır. Arkadaşını unutan neyi hatırlar.

Ey İnsan sen kimin sırrısın, nerelerde dolaşıyorsun?

Ey İnsan sen yaradılış gayeni bilemezsen neyi bilmiş sayılırsın.

Ey İnsan bil ki sen âlemin şaşkınlığı, Rabbinin aşığısın. Varlık seninle kapasitesini nasıl artıracağını öğrendi. Sen Rabbinin öğrencisi, âlemin öğretmenisin.

Ey İnsan bil ki sen varlığın ufkusun, Rabbinin nadide kulusun.

Gel ki incitme gaflette kalma ki incinme.

*Hâce Hazretleri’nin (kuddise sırruh) ifadesidir.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 HAZİRAN SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort