JoomlaLock.com All4Share.net

ASHABIN SOHBET ANLAYIŞI-2

Ashab, sohbet ehli insanlar… Önceki yazımızda sohbete–söze “Kün” emri ile Mevlâ’mızın başladığını, bugün de Mevlâ’mızın “Her an bir iş üzere” olması hasebiyle söze devam ettiğini dolayısıyla gözü, kulağı ve kalbi olanın da işitmeye devam ettiğini ifade etmiştik.

İnsanın önemi, önemsediği şey kadardır.


Ashab, Efendimizi (Sallallâhu aleyhi ve sellem) ve sohbet-i seniyyelerini önemsemişler, ışığını Kâinat Güneşi'nden alan yıldızlar olmuşlar.


Âlemlere rahmet, Hâce-i Kâinat Efendimiz Medine’de Mescid-i Nebevi’de sohbet etmekteler... Dışarıdan üç kişi gelir. Birinci şahıs içeriye girer, bakar. Ön sıralarda bir boşluk görür. Yerleşir, oturur. İkinci şahıs içeriye girer. Cemaate bakar, rahatsızlık vermek istemez, cemaatin en gerisinde yer bulur, yerleşir oturur. Üçüncü şahıs ise mescide girer, kalabalık bulur, yer yok diyerek geri döner.


Efendimiz mübarek sözlerini tamamlamıştır. Bir süre gözleri yerde sükût eder. Sonra halka halka oturmuş ashabın yüzlerinde gözlerini gezdirerek buyurur ki: “Sizlere biraz önce mescide gelen üç kişinin durumunu bildireyim mi?


Birinci kişi Allah’ın rahmetini umarak geldi. Allah da ona rahmet etti. En ön sıralarda yer buldu, oturdu.


İkinci kişi Allah’tan hayâ etti. Allah da ondan hayâ etti. Cemaati rahatsız etmemek için en arkada yer buldu, oturdu.


Üçüncü kişi ise mescide geldi. Kalabalık buldu. Allah’tan yüz çevirdi. Allah da ondan yüz çevirdi. Yer bulamadı, gitti…”


En başta cemaate gelen insanların duygu-düşüncelerini tasrih eden Efendimizin (Sallallâhu aleyhi ve sellem) tasarrufunu fark etmemiz gerekiyor. Rivayette bu üç kişinin isimleri ve sonraki durumları belirtilmiyor ama sonuçta biliyoruz ki kişiye doğru ya da yanlışının gösterilmesi mahza rahmettir. İnsanın doğru yapmışsa istikametinin devam etmesinin, yanlış yapmışsa tevbe kapısına yönelmesinin imkânı açılıyor. Allah’ın kuluna konuşması yine ona olan sevgisini göstermez mi? Muhakkak ki insan sevdiği-değer verdiği şeyin üzerine titrer. Arada dostluk varsa acı da olsa gerçek söylenmelidir.

Denebilir ki, O Allah’ın Resûlüdür, kalplere nüfûz eder, âmennâ; nübüvvet bugün yok fakat irşad devam etmekte. İrşad, Hz. Peygamberin varisi insan-ı kâmil eliyle devam ediyor. İrşad-ümmetin eğitimi- Efendimizin (Sallallâhu aleyhi ve sellem) varislerinin omuzlarındadır. Aksi halde Efendimizin ahireti şereflendirmesinden sonra ümmet olma sorumluluğu üzerimizden kalkardı. İnsan-ı kâmil olmasa ümmet olmazdı. Çünkü örnek-rehber olmasa ümmet olma yükü taşınamazdı. Ne yani Peygamberi tarih kitaplarından mı öğrenecektik?

Cenâb-ı Peygamber (Sallallâhu aleyhi ve sellem), insanın sohbete gelirkenki duygu-düşüncelerinin önemini özellikle vurgulamaktadır. Neden? Çünkü niyeti, insanın ta kendisidir. Büyüğümüz Erzurum’da bir sohbette buyurmuşlardı: “İnsan sohbete niye geldiğini, neye geldiğini, kime geldiğini bilmezse istifade etmesine de imkân yoktur!” Biz bu üç kelimenin birincisinden (Niye), kişinin kendi niyetini-bakışını olgunlaştırmasını; İkinci kelimeden (Neye), geldiği cemaate bakışını, cemaatin hedefine katılımını netleştirmesini; üçüncü kelimeden ise bir Mü’minin dünya hayatında olabilecek en mükemmel hedefini anlıyoruz (İlâhî ente maksudî – Allah’ım maksadım Sen’sin).

İnsanın niyetiyle, yaptığı işin rengini, şeklini, sonucunu belirlemesi ve Allah’ımızın (azze ve celle) bu işe verdiği önemi anlaması için “Ameller niyetlere göredir.” hadis-i şerifi yeterli olsa gerek. Sabah namazının sünneti ile farzı arasındaki tek farkın niyet oluşu çarpıcı bir örnektir.

Osman Bedrûddin Erzurumî Hazretleri: “Allah-u Teâla takdirini kulunun niyeti içerisine dercetmiştir.” buyurarak zaten kulun yapacağı en büyük işin niyetini-himmetini yüce tutmak olduğunu ifade etmiştir.


Niyet, basit bir benzetmeyle kontak açmak, marşa basmak gibidir. Zaten hazır olan düzenek o ilk kıvılcımla çalışmaya başlayacaktır. Kâinattaki kurulu düzen, bizim Mevlâ’mız ile alışverişimiz bu ilk hareketimize göre şekillenir. Düşünce harekettir.


“Mü’minin niyeti amelinden hayırlı” kibar-ı kelâmı bizim amel diye bildiğimiz yapıp etmelerimiz -teşbihten özür dilerim- züccâciye dükkânındaki deve gibi olmamıza yol açabileceğinden, bir şeyler yapmadan önce o şeyi kime yaptığımız bilincinin bizde oluşması, çam sakızı-çoban armağanı acziyet ve hassasiyetiyle sunuşa dönüştürülmesine mâtuftur. Niyet, insanın Allah’a söz vermesidir. Niyet hayır, akıbet hayır…


Allah'ın rahmetini uman O’nun rahmetini bulur. “Rahmetim gadabımı geçti.” kudsi hadisi ile bizim de tutunabileceğimiz tek dala işaret vardır. “Allah'ın rahmeti olmasa hiç kimse cennete giremez!” buyuran Hz. Peygambere (Sallallâhu aleyhi ve sellem) adeta “Seni âlemlere rahmet olarak gönderdik!” naziresi ile Cenâb-ı Hak tutunacağımız elin Hz. Muhammed Mustafa (Sallallâhu aleyhi ve sellem) ve O'nun sevgisi-sünneti olduğunu belirtiyor. Rivayette rahmeti uman kimsenin meclisin en önlerinde yer bulması bize ufku işaret etmekte.


Hayâ etmek de imandan, insanları rahatsız etmeme isteği de çok güzel fakat en arkaya kalış, kapıya yakın oturuşta ikaz var. Büyüğümüz, Mevlânâ Hâce Yakûb-i Sâni (Kuddise sıurruh)  hazretleri buyurmuştu: “Korkan ve utanan mahrum kalır.” Korkumuz ya da utanmamız bize engel olmamalı. Utanacaksak Mevlâ'mızın bunca nimetine duyarsızlığımıza utanmalı; korkacaksak Allah'tan mahrum olmaktan korkmalıyız.


Üçüncü şahsa gelince burada görülen şey, yer bulamamaktan çok gönülsüzlük durumu olsa gerek. Çünkü Mevlâ'mızın itâbı şiddetli, “O Allah'tan yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi.” Yüz çevirmeyi yapan kul, gönülsüz-isteksiz oluşuyla Hakk'ı incitmiş, Hakk'ın yüzünü görebileceği sohbetten îtizal etmiştir.


Her şey yok olucudur. Bâki olan ikram ve celal sahibi olan Rabbinin vechi-yüzüdür.


Elhamdulillah Efendimiz (Sallallâhu aleyhi ve sellem) tarafından ashaba sunulan, nakış nakış onların gönüllerine işlenen iman ve aşk bugün de O'nun varisi olan insan-ı kâmil tarafından ümmete sunulmakta... Ne mutlu imana ve aşka talip olana...

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2008 AĞUSTOS SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort