JoomlaLock.com All4Share.net

İHLAS BÜTÜN AMELLERİNİ TATLANDIRIR

“Hikmet (özlü bilgi) müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa alır.” buyuruyor Peygamber Efendimiz (sav).

Bilgi sağanağına tutulan Müslümanların, kendilerini sırat-ı müstakime ulaştıracak olanı bulmaları her zamandan daha da zorlaşmıştır. Bilgi olmasına rağmen basiret ve feraset azalmıştır. Müslümanlar, çoğu meselesinde anlayışsızlığından Cenâbı Hakk’ın (cc) hoşuna gidecek sonuçlara ulaşamamaktadır. Yaptığımız her şeyde Rabbimiz’in hoşnutluğunu gözetmemiz gerekir.

“İkra!” buyurdu Yüce Mevlamız Kur’ânı Kerim’de. “Yaratan Rabbi’nin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediği şeyleri öğretti.” (Alak; 1-5)

Yaratanın ilk emrine, “oku” hitabına uyarak okumak… Yaratılışımızı okumak… Rabbimiz’in Kerem sahibi oluşunu okumak… O’nun (cc) sevgilisini okumak… O’nun bize olan sevgisini okumak… O’na olan ihtiyacımızı, iştiyakımızı ve O’nun yanında acziyetimizi okumak…

Peygamber Efendimiz’e (sav) en hayırlı amel sorulunca, “ilimdir” buyurdular. Biz ilimden değil amelden sorduk denilince, ilimle yaptığınız amel az da olsa hayırlıdır. Cahilce işlenilen ameller insana fayda vermez, buyurdular.

İlim, Allah’ı (cc) tanımak, bilmek… İbni Abbas (ra) “İnsanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” ayetini, “Allah’ı tanısınlar, bilsinler…” diye tefsir eder.

Tasavvuf ehli, seyri sulûkunda “marifetullah ve muhabbetullah”ı esas alır. Bunlar iki kanat olur ona kuş misali… Tek kanatla uçamazsın. Kulluğun kemal noktasına bu iki kanatla gidebilirsin ancak. Kulluğu belli emir ve yasakları yerine getirmekten ibaret sananlar, Allah’ı tanımak, O’nu bilmek diye bir amaç gütmezler… Oysa insan yaratılışta çok meraklıdır. Çevresindeki her şeye karşı çok meraklıdır. Ona bu merak Rabbi’ni tanısın diye verildi…

Allah’ı (cc) tanımazsan, O’na nasıl kulluk edeceksin, hiç düşündün mü? “Allah ile tanışmayanın imanı kâmil olmaz.” buyuruyor büyüklerimiz. Neye, niçin iman ettiğini bilmezsen bu iman sende kalıcı olmaz. İmanın sende tutunması için bilgiye ihtiyacın var. Bu manada Allah’ı tanımak için elde edeceğin ilim amellerin en hayırlısı olur.

Allah ile tanışmadan yapacağın ameller de makbul sayılmaz. Namazın beden hareketinden öteye geçmez, oruçta aç kalırsın sadece, zekâtla iyilik yaparsın. Bunların ibadet olması için niçin yaptığını bilmen gerekir.

Allah’ı (cc) tanıyıp seversen kulluğun manasını anlayabilirsin. Bir melek yaratıldı yaratılalı secdede niçin bekler, anlarsın… Sen de rukûya giderken bütün hücrelerinin ibadet ettiğini hissedersin. Sen de İbrahim misali ateşe atılacağını bilsen de dininden vazgeçmezsin… Oğlun İsmail’i kesmen gerekirse bıçağı dayayıp sürtersin boynuna… Eğer O (cc) emrederse İsmail olup bıçağın önüne uzatırsın başını… Hacer misali ıpıssız çölde yalnız kalsan da Rabbi’ne güvenirsin… Eyyûb misali hastalansan da şikâyet etmezsin halinden…

Peygamber Efendimiz’in (sav) bir eline güneş, bir eline ay verilse davasından niçin vazgeçmeyeceğini anlamaya başlarsın. Allah’ı tanımanın değerini bilseydin Hz. Ali (ra) gibi bir harfe kırk yıl köle niçin olunur, anlardın. O harfte Rabbi’ni tanıma derdini hissederdin. Hz. Selman’ı (ra) şehzadeyken yollara düşüren derdi sen de hissederdin kalbinde. İmamı Âzam’ın (ra) son iki yılında Caferi Sadık’tan (ra) öğrendiğine sığınıp, “Son iki yılım olmasaydı, helak olurdum.” demesini sen de anlayabilirdin.

Nice âlimin medreseyi bırakıp yollara düşmesinin, nice sultanın tacı tahtı bırakıp sarayını terk etmesinin ilm-i billâh (marifetullah) için olduğunu anlardın. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri’nin bir medresenin müderrisi iken bir dergâhta hizmet eden mürid olması hep Yüce Mevlâ’yı tanımak içindi… Allah’ı bilmenin önemini kavrarsan, nice evliyanın Ğavs Hazretleri’nin (ks) dergâhında mürid olmasını anlarsın… Onlar ki mürşidliği, hilafeti, makamı bıraktılar… Gelip Ğavs Hazretleri’nin bendesi oldular. O kadar sevmişler ki Ğavs’ı (ks), O’ndan ayıramaz olmuşlar gözlerini… Bu sevgiyi tatman için bilmen gerekir.

Allah dostları ilm-i billâh (marifetullah) deryasından bir katre elde ederiz gayesiyle gönüllerini sevgilinin huzurundan ayırmamışlar. O bir damlanın istiridyenin ağzına düşüp incileştiği gibi senin de gönlüne düşerse, sen de inciye dönersin. İnci gibi kıymetlenirsin. Hakk’ın incisi olursun… İyilere yazar Cenâbı Hak, salihlerden olursun… Salihlerden olursan, amellerin de salihleşir. Amellerinin kefili Mevlâ olur. Yürüsen Mevlâ seninledir, konuşsan seninle…

“Kulumu sevince de Biz onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı oluruz.” buyuruyor Mevlâmız. Âlimin uykusunu ibadetten sayan Rabbimiz, mukarrebunun (yakınlaşanların) seyyiatını (hatasını), ebrarın (hayır sahipleri) amelinden üstün tutmuş. Ameli değerli kılan onun çokluğu değil, ameli yapan kişidir. Ameli değerli kılan onu yapanın ihlâsıdır.

Niceleri namaz kılar da, huşusu olanın ameli makbuldür. “Aranızdan ilk kalkacak ilim ‘huşu’ ilmidir.” buyurmuş Peygamber Efendimiz (sav). Oruç tutan çoktur, ancak takva sahipleri Hakk’ın muradına ulaşmıştır. Kurbanlar kesilir, kanlar akıtılır da Yüce Mevlâ’ya ulaşan tertemiz bir niyettir. Niyetler bilgiyle, tanımayla güzelleşir. Allah’ı (cc) tanımayan bir Müslümanın niyeti de güzel olmaz.

“Seni ibadete sevk eden duygu Allah’a duyduğun bir arzu, mutlak bir ihtiyaç, sonsuz bir sevgi, O’nsuz olamayacağına inandığın için mi, yoksa bir isteğin var onu da ancak O yapacak olduğu için mi?” buyuruyor Hâce Hazretleri (ksa).

İnsanın ameli karşılığında Cenâbı Hak’tan yakınlık beklemesi onun edepsizliğidir. Mahfiyetle yapacağın ameller rıza kapısına ulaşır. Sevgiyle sun ibadetlerini, hediye eder gibi olsun.

Bir insan Allah’a (cc) muhabbetinin manasını öğrenmek isterse, yaptığı işlere muamelesine baksın… Günaha, masivaya karşı duruşun nasıl? Sana zevk veren şeyler hep nefsanî şeyler mi? Kulluğundan ne zaman hoşnut olacaksın? Ne zaman Allah’ın emirleri külfet olmaktan çıkıp muhabbete dönüşecek sende?

Gayemiz, insanın yaratılış gayesi olan ibadet ve ubudiyete ihlâsla devam etmektir. “Allahu Teâlâ, ancak ihlâslı olan ameli kabul eder.” buyuruyor Peygamber Efendimiz (sav). İhlâssız amel kabul olunmaz… İhlâs amellerin ruhu, özü gibidir… Müminin yaptığı her amele ihlâs can verir. Sevgi ihlâsla karışırsa ilahi sevgi olur. İhlâssız sevsen şehvete dönüşür sevgin… Dostluk ihlâsla uhuvvete, kardeşliğe dönüşür. İhlâssız dost olmaya kalksan, uhuvvete dönüşmez kardeşliğin… Bu dostluğa menfaat karışır, riya karışır… Bütün güzel şeylerin ihlâsla irtibatı var.

İhlâs tuza benzer. Yemeğe, ete, sebzeye, meyveye tat verir. Mümin bütün amellerini ihlâsla tatlandırır. İhlâsla saflaşır, duruluğa erişir mümin. İhlâs samimiyetin kendisidir.

İhlâs insanı temizleyen bir süzgeç gibidir. Bütün amellerini, duygularını, fikirlerini bu süzgeçten geçirebilirsen gerçek manalarına ulaşabilirsin, bunların sana faydası olur… Unutma ki, rızaya ulaşmanın yolu ihlâstan geçer.

İmamı Rabbâni Hazretleri; “Ebedi saadete kavuşabilmek için ilim, amel ve ihlâs muhakkak gerekir.” buyurmaktadır.

Ya Rabbi, marifetullaha ulaşmayı bizlere nasib eyle… Bu ilimle, Sana ihlâsla kulluk yapabilmeyi nasib eyle.

Ya Rabbi, sevdiklerini bize sevdir, bizi de sevdiklerine sevdir…

Söylemekliğin hası, sözün hülâsâsıdır,
Yaşamadan söyleyen yarın utanasıdır.

Mâleyâni her bir söz lisânın hatasıdır,
Hakikatı gizlemek asrın şaşaasıdır,
Anı bilip demeyen nâsın yüzkarasıdır.

Sana derim ey vâiz, el at gel vicdanına,
Nefsten gelen her kelâm, gönüllerin pasıdır.

Sefil Hâce gel sen de, kulak ver âriflere,
Onların her bir sözü, imanın ziyâsıdır…
Hâce Hazretleri (kuddise sırruh)

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2012 MART SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort