JoomlaLock.com All4Share.net

İNSANLIĞIN HANIMEFENDİSİ Hz. HATİCE (1)

Peygamber Efendimiz’in ilk eşi,
İslamiyet’i seçen ilk hanım sahabe,
Allah’ın (cc) selam gönderdiği ve cennetle müjdelenen ilk hanım,
Müslüman hanımların en faziletlisi,
Peygamber Efendimiz’in ifadesi ile “İnsanlığın Hanımefendisi”,
Müminlerin annesi…

Hz. Hatice, Mekke’de yaşayan köklü ailelerine mensup olan Huveylid b. Esed ile Fatma binti Zaide’nin sekiz çocuğundan birisidir. Babasının soyu beşinci nesilde Allah Resûlü (asm) ile dedeleri Kusayy b. Kilab’da, annesinin soyu ise Allah Resûlü (asm) ile dedeleri Lüey b. Galib’de birleşiyordu. Yani Hz. Hatice annemiz hem anne hem de baba tarafından Peygamber Efendimiz’le akrabadır. Babası Kureyş’in zenginlerinden, insanların akıl danıştığı, ahlaklı ve şerefli bir sefirdi. Mekke’de doğup büyüyen annemiz, otuz yaşına kadar babasının terbiyesinde ve korumasında yetişti.

Çok zeki, akıllı ve güzel bir çocuk olan Hz. Hatice’nin yetişmesinde emeği geçenlerden birisi Peygamber Efendimiz’in halası, annemizin yengesi Hz. Safiyedir. Ahlaki yönden çöküntü içerisinde olan o toplumda Hz. Hatice’nin tertemiz kalmasında emeği olan bir diğer isim de amcasının oğlu Varaka b. Nevfel’dir. Varaka b. Nevfel putlara tapmayan, hakikati arayan bir Mekkeli’dir.
Kureyşliler, Hz. Hatice’yi çok sevip saydıkları için ona Seyyidet-ü Nisau Kureyş (Kureyşli Kadınların Hanımefendisi) dediler. Hatta iffet ve nezahetinden dolayı O’na Tahire (Tertemiz) Hanım lakabını uygun gördüler. Güzelliği, ahlakı, hareketleri ve tavırları ile dikkatleri üzerine çeken Hz. Hatice’nin evlilik çağı gelmişti. Mekke’nin ileri gelenlerinden pek çoğu O’nunla evlenmek istiyordu. Hz. Hatice kendisine talip olanlar arasından Ebu Hale’yi seçti. Ebu Hale oldukça zengin, ahlaklı, şahsiyetli ve olgun bir beyefendiydi. Ebu Hale ile evlenen Hz. Hatice’nin iki erkek çocuğu oldu. Eşi ve çocukları ile mutlu bir aile hayatı sürdürüyordu. İkinci doğumundan birkaç yıl sonra eşi rahatsızlandı ve hayatını kaybetti. İki çocuğu ile yalnız kalan Hz. Hatice sahip olduğu serveti nasıl değerlendireceğini düşünüyordu. Sonunda yeğeni Hakim b. Hizam’ın yardımıyla ticarete başladı. Hakim b. Hizam Hz. Hatice’nin kardeşinin oğludur. Aynı zamanda Efendimiz’in de gençlik yıllarından beri arkadaşıdır. Büyük bir ticaret kabiliyetine sahip olan Hz. Hatice, kısa zamanda Mekke’nin en büyük tacirlerinden biri oldu. Yanında birçok kişi çalıştıran Hz. Hatice’nin en güvendiği yardımcısı kölesi Meysere idi. Her seferinde onu kervanla gönderir dönüşte ondan bilgi alırdı.

Asil bir hanım olan Hz. Hatice’ye evlenme teklifleri gelmeye başladı. Hz. Hatice’yi çok beğenen ve ısrarla onu isteyen Atik b. Aiz’in teklifini kabul etti ve evlendiler. Kısa süre sonra bir kız çocukları oldu. Fakat mutlulukları uzun sürmedi eşiyle anlaşamayan Hz. Hatice ayrılmak durumunda kaldı. Kısa zamanda kendini toparladı, üç çocuğu ve işiyle ilgilenmeye başladı. Babası vefat edince amcası Amr b. Esed’in yanına sığındı.

İlâhî plan Hz. Hatice’yi ulvî bir hizmete ve makama hazırlıyordu. Bu hizmeti güzel bir şekilde yapabilmek için hazır ve donanımlı olması gerekiyordu. Bir taraftan yaşadıkları Hz. Hatice’yi pişirip olgunlaştırıyor diğer taraftan ticarette ilerliyordu. Geriye iki şey kalıyordu: Birincisi; manevi alt yapının oluşması, ikincisi; yolarının Allah Resûlü ile kesişmesi.

İbn-i İshak’ın bildirdiğine göre, Hz. Hatice bir bayram günü Kâbe’yi tavaf ettikten sonra uzun bir dua ederek oradan ayrılır. Kâbe’nin bir başka tarafında kutlama yapan kadınların yanına gider ve o sırada Yahudi bir âlim yüksek sesle, “Ey Kureyşli kadınlar, şüphesiz ki bu topraklardan bir peygamber çıkacak. Kimin eline onunla evlenme fırsatı çıkarsa kaçırmasın.” dedi. Yahudi’nin bu uyarısını Hz. Hatice’den başkası dikkate almadı. Bu olaydan sonra sık sık rüya görmeye başladı. Rüyalarını Varaka b. Nevfel’e anlatıyordu. Hz. Hatice yine bir gün rüyasında; “Gökten inen bir güneşin Mekke’nin semalarını kapladığını, oradan kayarak evinin üzerinde durduğunu ve bakanların gözlerini kör edecek kadar parlak olan bu ışığın evini, daha sonra bütün âlemi aydınlattığını” gördü. Bu rüyasını Varaka b. Nevfel’e anlattı. Varaka b. Nevfel gülümsedi ve sevinçle, “Müjdeler olsun ey amcakızı! Şüphesiz ki bu rüya Allah’ın (cc) sana olan büyük lütfunun bir işaretidir. Çok geçmeden Allah (cc) senin evine bir nur ihsan edecektir. Eğer bu rüya doğru çıkarsa nübüvvet nuru mutlaka evinin içini aydınlatacaktır. Son Peygamberin nurunun feyzinden muhakkak faydalanacaksın.” dedi. Varaka b. Nevfel konuşurken Hz. Hatice onu dikkatle dinledi ve bayram günü Yahudi âlimin söylediği sözleri hatırladı. Bu iki söz birbirini ne kadar da tamamlıyordu. Büyük bir sevinç ve merak içerisinde düşüncelere daldı. Yahudi ve Hristiyanlığı çok iyi bilen Varaka b. Nevfel gelmesi beklenen Peygamber ile ilgili tüm bildiklerini Hz. Hatice’ye anlattı. Artık Hz. Hatice evleneceği Peygamberin kim olduğunu, O’nu nasıl bulacağını, nasıl evleneceğini merak ediyordu. Bütün bu olaylardan sonra Hz. Hatice, Varaka b. Nevfel’in anlattığı vasıflara uygun bir insan arıyordu. O zamanda bu vasıfları taşıyan kişiler çok az idi. Peygamber Efendimiz’in olabileceğini düşünüyordu ve O’nu daha yakından izlemeye başladı. Ticaretle uğraşması Efendimiz’le tanışmasına vesile olacaktır.

Hz. Hatice Şam’a göndereceği kervanının başına güvenilir, ticaretten anlayan birisini arıyordu. Arama uzun sürmedi, Kureyşliler’in el-Emin diye çağırdığı, son derece ahlaklı, akıllı, ticareti bilen Efendimiz’i buldu.  Efendimiz, dört deve karşılığı Hz. Hatice ile anlaştı. Hz. Hatice kölesi Meysere’yi Efendimiz’in emrine verdi. Meysere’ye; “Sakın O’na muhalefet etme, emirlerine karşı gelme.” diye sıkı sıkı tembih etti. Ona Efendimiz ile ilgili her şeyi gözlemlemesini ve gelince kendisine anlatması talimatını verdi ve kervan Şam’a doğru yola çıktı. Meysere yolculuk sırasında olağanüstü olaylara şahit oldu. Bu olaylardan en önemlisi kervan Şam’ın bir kasabası olan Busra’ya gelince uygun bir yerde konakladılar. Efendimiz bir ağacın yanına giderek gölgesine oturdu. Onların bulunduğu yerin karşısındaki Kiliseden kervanı izleyen rahip Nastura Efendimiz’i görünce büyük bir heyecan yaşadı. Rahip hemen kervanın yanına gelerek Meysere’ye, “Şu ağacın altında gölgelenen kimdir?” diye sordu. Meysere “Kureyş halkından biri.” dedi. Rahip Nastura, “Şimdiye kadar Peygamberlerden başkası bu ağacın altında gölgelenmemiştir.” dedi. Rahip Nastura gölgelenen kişinin Peygamber olup olmadığından emin olmak için Meysere’ye, “O’nun gözünde hafif kızarıklık var mıdır?” Meysere, “Evet hiç kaybolmayan kızarıklık vardır.” dedi. Kızarıklık olduğunu öğrenince büyük bir iç çekti ve büyük bir hasretle inledi “O son Peygamber’dir.” dedi. Meysere hayrete kapılmıştı. Kervan dönüşünde de Meysere’yi şaşırtan mucizevî olaylar devam etti. Kervan kavurucu çöl sıcağında ilerlerken Efendimiz’i sürekli olarak bir bulutun izlediğini fark etti. O gidince giden, O durunca duran bir bulut. Gördüklerinden sonra Meysere Efendimiz’e olan hayranlığı artıyordu. O’na karşı büyük bir muhabbet beslemeye başladı.
Artık yolculuk sona ermişti. Hz. Hatice Mekke’ye giriş yolunu gören evin üst katında hanımlarla oturuyordu, tam öğle vaktiydi. Gelen kervanı izleyen Hz. Hatice, Peygamberimiz’i ve onu takip eden bulutu gördü ve hayretler içerisinde yanındaki hanımlara da gösterdi.

Allah Resulü (asm) Hz. Hatice’nin yanına gelerek yaptığı alışveriş hakkında bilgi verdi. Çok kârlı bir alışveriş olduğunu anlayan Hz. Hatice memnun oldu. Daha sonra Meysere, Hz. Hatice’ye başlarından geçenleri büyük bir heyecanla anlatır. Hz. Hatice’nin kalbi huzurla dolar. Hz. Hatice artık emindir, aradığı son Peygamber Abdullah’ın oğlu Hz. Muhammed’dir. (sav) Hz. Hatice, kız kardeşi Hale binti Huveylid’e Efendimiz’le evlenmek istediğini söyledi. Daha sonra arkadaşı Nüfeyse binti Müneyye’ye anlattı. Onlardan aracı olmalarını istedi. Nüfeyse hanım Efendimiz’le konuştu ve O’na Hz. Hatice’nin kendisiyle evlenmek istediğini söyledi. Bu arada Hz. Hatice’nin kız kardeşi de Efendimiz’in arkadaşı Ammar b.Yasir’le konuştu. Sonuç olarak Efendimiz, Hz. Hatice’nin teklifini kabul etti.

Kara, Hilal, Abdullah Kara, İlklerin Annesi Hz. Hatice, Nesil Yayınları, İstanbul, 2007
Kara, Hilal, Abdullah Kara, Cennetle Müjdelenen Hanımlar, Nesil Yayınları, İstanbul, 2007


GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 HAZİRAN SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort