JoomlaLock.com All4Share.net

İSLAMI GÖNÜLLERE NAKŞEDEN EVLİYA

İslamı Gönüllere Nakşeden Evliya

İslamı Gönüllere Nakşeden Evliya - Andelib

Sayı : 133 - Ocak 2019

 

İslamı Gönüllere Nakşeden Evliya

 

Hak Teâla ona nazar etmiş ezeli
Nazarı değse cevher eder gazeli
Evliyalar serçeşmesi, güzeli,
Mürşid derler bir meclise uğradım,
Nakşî derler bir meclise uğradım.

                   Hâce Hazretleri (Kuddise sırruh)

Allah (cc) insanı en güzel şekilde yarattı. İnsana kendini tanıtsın ve sevdirsin diye peygamberlerini gönderdi. Onlar Allah’a (cc) olan kulluklarını en güzel şekilde yerine getirdiler. Kendi ümmetlerine ve kendilerinden sonrakilere de örnek oldular. Peygamberler silsilesinin son halkası, hatemül enbiya olan Peygamber Efendimiz’di (sav). O’ndan sonra daha peygamber gelmeyecek.

İnsan nefs taşıyan bir varlık. Bizim küçük gördüğümüz ama hevası, hırsı çok fazla olan küfür üzere yaratılmış bir nefs vardı içimizde. Şeytan, bizim en büyük düşmanlarımızdandı. Dünya sevgisi bizi dünyaya prangalamış ve Allah’tan (cc) uzaklaştırmıştı.

 

İnsanın, Allah’ın yardımı olmasa doğruyu bulması ve onda sebat etmesi çok zor. Peygamberler bize Rabbimizin en büyük ihsanıydı. Bu ihsan Peygamber varisi alimler ve evliyalar yoluyla devam etti. Evliyalar, Peygamber Efendimiz’den (sav) aldıkları kulluk sancağını en güzel şekilde taşıyıp kendilerinden sonra gelenlere bıraktılar. 

Evliyalar, Allah’ı (cc) tanıtmanın ve sevdirmenin gayesiyle yaşadılar. Onlar peygamber varisi kutlu insanlardı. Onlar, peygamberin izinde Allah’a (cc) giden kutlu kervanın kılavuz rehberleri. Onlar, insanları nefs karanlığından kurtaran yeryüzünün nurlu kandilleri. Onlar; küfrün, nifağın ve şirkin karşısında sarsılmayan, yıkılmayan, dimdik duran İslam kaleleri. Onlar, Hakk’a aşık gönül erleri. Onlar, kullukta zirveye çıkmış ibadet aşıkları. Onlar, zikrin müştakı olmuş zakirler… Onlar hem sabır hem de şükür ehlidirler. Onlara yeryüzünde korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklar. Onlar, varlık denizinde fenaya ulaşıp Hak’ta fani olmuş erler. Onlar, Allah’ın (cc) sevdiği ve razı olduğu müminler, muvahhidler, muhlisler, muttakiler ve mukarreblerdir… Onlar, Allah’a (cc) dost olmuş kutlu insanlar. 

Evliyaları övmeye kelimeler kifayetsiz kalır. Onların taşıdığı sır, dağlara, taşlara yüklenseydi tuz buz olurdu. Onlar, Hakk’ın sırdaşları ve gönüldaşlarıdır. Bu kutlu kervanın nadide mücevherlerinden biri Şah-ı Nakşibend hazretleri (ks)…

Doğmadan müjdelendi, taşıdığı manevi nisbetin kokusu kendinden önce geldi. Muhammed Baba Semmasi hazretleri (ks) o bölgeden geçerken buradan bir er kokusu alıyorum demiştir. O er Şah-ı Nakşibend’di. Asıl adı Muhammed Bahauddin olan Şah-ı Nakşibendi hazretleri (ks) Buhara yakınlarında Kasr-ı Hinduvan’da 1318 yılında dünyaya geldi. Peygamber neslinden bir yıdız… Etrafına ışık saçan bir kandil… İslamın güzelliklerini hem kendine hem de müridlerine nakşettiği için adı Nakşibend olur… Evliyalar şahı Şah-ı Nakşibend… Köyünün adı da ariflerin köşkü anlamında Kasr-ı Arifan diye değişir. 

Muhammed Baba Semmasi hazretleri onu küçük yaşta manevi evladı olarak kabul eder. Onun terbiyesini de halifesi Emir Külal(ks) hazretlerine tevdi eder. Manevi bir nisbetle büyüyen Şah-ı Nakşibend İslam aşığı bir gençti. Mahallesinden arkadaşları onu yanlarına çekmek isterler. Onlara gönlüne gelen ayeti okur. “Allah, insanlara rahmetinden neyi açarsa artık onu tutacak, kısacak olan yoktur. Her neyi de tutar kısarsa, onu da, ondan sonra salacak yoktur. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Fatır,2) Onlar da okunan bu ayetten etkilenip Şah-ı Nakşibendi’nin yoluna bağlanırlar. Ayetin tesirinin yanında, ayeti söyleyenin de tesiri önemlidir. Evliyaların insanlara çok tesir etmeleri Allah’a (cc) olan yakınlıklarındandır. Onların sözleri, nazarları, halleri insanları aydınlatan ışık gibidir. İnsandaki gafletler, arızi yönler onların yanında kaybolur.

Şah-ı Nakşibend hazretleri (ks) yıllarca Emir Külal hazretlerine hizmet eder, onun sohbetinde bulunur. Hizmete ve öğrenmeye adanmış bir ömürdür onunki… Nefs terbiyesi kolay değildir. Allah’a giden yolda birçok engelin aşılması gerekir. 

Eşik… 

Tasavvuf yolunda eşik menkıbeleri çoktur. Yunus Emre kendinde bir gelişme olmadığını düşünüp dergahı terk eder. Yaşadığı birkaç olayla hatasını anlar ve geri döner. Ona başını eşiğe koyup beklemesi söylenir. Buradan geçerken sana değer, kim olduğunu sorunca “Yunus” dersin “Bizim Yunus” derse elini öpersin derler. Yunus Emre söyleneni yapar. Tasavvufun yıldızlarından olur.

Eşik, tasavvuf yolunda Hakk’a açılan bir kapı olmuş… Eşiği geçenler kapıdan içeri girip hane-i saadete kabul edilmişler. Eşiğe baş koyanlar vuslata ermiş de, eşiğe gelmeyen allemei cihan olsa bu yolda ilerlememiş. Eşik nefs terbiyesi… Eşik mahviyet… Eşik gönülle yola baş koyma…

Şah-ı Nakşibend hazretleri (ks) Emir Külal hazretlerinin (ks) sohbetlerini çok arzularlar. Dergaha bu arzuyla gelirler. Emir Külal hazretleri (ks) bazı sufilerle sohbet etmektedir. Şah-ı Nakşibend içeri girmek için izin ister. Emir Külal hazretleri onu içer almaz dışarıda tutar. Şah-ı Nakşibend hazretlerinin çok zoruna gider. Ne yapmalı? Gönül koyup gitmeli mi? Gönülle eşiğe baş koymalı mı? Şah-ı Nakşibend nefsine zor geleni yapar. Eşiğe baş koyar. Karlı bir gündür … Karlar yağar üstüne. Sabah namazı vakti Emir Külal hazretleri eşikte bulur onu. Eşik terbiyenin zirvesi. Şah-ı Nakşibend de eşiği geçip saadete erenlerden olur. Şah-ı Nakşibend hazretleri yıllar sonra müridlerin gayretinden yakınırlar: 

“Ben her sabah evden çıkarken kendi kendime, ‘ Keşke şimdi başını eşiğe koymuş, talepte bulunan bir mürit olsa.’ diyorum. Ancak şimdi öyle mürit kalmadı, herkes kendince şeyh oldu.” Buyururlar.

Hizmet…

Şah-ı Nakşibend gibi mürşidi kamiller kolay yetişmiyor. Kıyamete kadar istikamet üzere devam edecek, insanların irşad olacağı bir yolun köşe taşlarından olmak kolay değil. 

Emir Külal hazretlerine yıllarca hizmet ettikten sonra birçok evliyanın sohbetinde bulunup onlara hizmet etmiştir. Bu evliyalardan bir tanesi de Halil Ata hazretleridir. Yıllarca Halil Ata hazretlerinin yanında bulunup ona hizmet etmiştir. 

İnsan, ibadetlerinin çokluğu ve bilgisinin fazlalığıyla kemale gelmez. Ahlakının da güzelleşmesi gerekir. Riyazat, ibadet derken şeyhi tarafından hayvanlara hizmetle görevlendirilir. Yedi yıl boyunca hayvanların yaralarını sarar, onların bakımıyla ilgilenir. Yardım ettiği köpeklerden biri sırt üstü yatar, ayaklarını havaya diker, içli içli, iniltili iniltili sesler çıkarmaya başlar. Şah-ı Nakşibend hazretleri de onun bu yakarışına amin der. O gün çok feyz aldığını buyururlar.

Hizmet devam eder. Yedi yıl da yollarda insanlara eziyet veren şeylerin temizliğiyle uğraşır. Nakledilir, müridin biri şeyhine “Efendim, himmet!” demiş. Şeyhi de ona “Oğul, hizmet.” demiş. Hizmet insanın nefsini terbiye etmenin en güzel yollarından biri… Nefs bencildir, hep kendi menfaatini düşünür. Oysa hizmeti başkalarına yaparsın. Mürid hizmetle nefsinin üstüne basar. Yeter ki hizmetine riya, kibir bulaştırmasın… 

Şah-ı Nakşibend hazretleri (ks) hizmetle, aşkla, edeble velayet basamaklarını çıkıp zirveleşen evliyalardan olmuştur. Allah’a (cc) giden kutlu bir yola ismini vermiştir.

Ya Rabbi, bizleri sevdiklerinden ayırma… Ya Rabbi, istikamet üzere büyüklerimizin yolundan gidip onların ahlakıyla ahlaklanan kullarından eyle… Yolumuzdaki eşikleri aşıp hane-i saadete erenlerden eyle… 

Ya Rabbi, sevdiklerini bize sevdir, bizi de sevdiklerine sevdir… Amin…

Şah-i Nakşî Buhari’ye,
Ğavsım Şah-ı Kasrevi’ye,
Abdüssamed Ferhendi’ye,
Kul ben olam, kul ben olam.

           Hâce Hazretleri (Kuddise sırruh)

 

Yazar: Andelib

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort