JoomlaLock.com All4Share.net

Mayıs 2020 Mukaddime

Mayıs 2020

Sayı: 149 - Mayıs 2020

 

Muhterem kardeşlerim, rahmet ve mağfiret ayı Ramazan-ı Şerif’i idrak etmekteyiz. Rabbimiz TeâlâHazretleri her türlü ibadet ve taatimizi kabul buyursun. Nihayetinde de rızasına kavuşmuş bir şekilde cümlemizi bayrama kavuştursun.

Kıymetli müslümanlar, hepimizin malumu olduğu üzere ülkemiz ve bütün insanlık olarak bir musibetin tesiri altındayız. Yaklaşık dört aydır koronavirüs salgını sebebiyle adeta insanlığımızdan koparıldık. İnancı olsun olmasın hemen herkesin insani değerlerini tamamen kaybedip yitirdiği, özellikle müslümanların ve yeryüzünde kalabalık nüfusa sahip batıl din mensuplarının eline imkân geçtiğinde yekdiğerine zulmettiği, ismi bile kötü bu dünyada, adil-i mutlak İlâhîirade tarafından bu belaya müstahak kılındık. 

Elbette ki Rabbimiz tarafından takdir olunan bu tür belalar insanlığın Yaratanı’nı hatırlaması ve O’nun (cc) razı olacağı bir yaşantı biçimine dönmesi içindir. Yani aslında anlayan ve kavrayan topluluklara bu tip virüs ve hastalıklar, hakikati yakalamak için bir fırsat olabilir.

Bakınız virüsün ilk çıktığı zamanlarda insanlar müthiş bir ümitsizliğe düşmüşlerdi. Müslüman olmayan topluluklar bile bunu sadece Allah’ın (cc) kaldırabileceğine kanaat getirmiş idiler. Namaz kılan müslümanları görüp onlarla birlikte takliden de olsa Allah’a yönelmişlerdi. İslam’ın temizlik üzerindeki titizliğini gördükleri içinkalbleri İslam’a ısınmaya başlamıştı. Fakat ne zaman ki virüsün yayılma hızı düştü ve ölüm sayıları azalmaya başladı, herkes yavaş yavaş Allah’ı unutmaya başladı. Fırsat bulanlar hemen insanî ve imanî olmayan her türlü menhiyatın peşine düştü ya da ortalık ferahladığında yapacağı ilk iş olarak Hakk’ın (cc) gazabını celbedecek kötülükleri hayal etmeye başladılar.

İşte meselenin tam bu noktasında bizimmüslümanlar olarak kendimizi sorgulamamız gerekir. İslamî tebliğin en güzel bir şekilde yapılabileceği bu ortamda acaba bizler üstümüze düşeni yapabildik mi? Tedbir almak adı altında evlerimize kapanıp aklımızca takdiri değiştireceğimizi mi zannettik? Camilerimizi cemaatle namaza kapatıp müminlerin kalblerini birleştirmelerini engellemedik mi? Bu birliktelikten doğacak kuvve-i maneviyye ile Allah’a (cc) yalvarmalarının neticesinde oluşacak ilahi rahmetin önünü kesmedik mi? Gerekli tedbirleri alarak yapabileceğimiz ibadetlerimizi ertelememiz acaba bizi Rabbimiz katında sorumlu kılmayacak mı? 

Dünyalık işlerimizi devam ettirmek için her türlü tedbiri aldık ve virüs bize hiç bulaşmadı. Bankalardaki kuyruklarda, marketlerdeki izdihamlarda, bazı fabrikalarda onlarca kişinin bir arada bulunduğu çalışma ortamlarında, resmi merasimlerdeki anma törenlerinde bir tek maske bizi virüsten korudu! Acaba maskeye olan güvenimiz kadar Allahımız’a güvenseydik, yine maske takarak ve sosyal mesafe kurallarına uyarak cemaatle yapacağımız ibadetlerimizi yapsaydık Rabbimiz Celle ve ÂlâHazretleri bizi koruyamaz mıydı? Eğer böyle yapma yolunu deneseydik yani zahir tedbirleride alarak Rabbimiz’e sığınsaydık ve neticesinde bugün ölenlerden daha fazla insan mı ölecekti? Bütün canlıların eceli Allah’ın (cc) yed-i kudretinde değil miydi?

Acaba bu yolu deneseydik gayrimüslim olan insanların gerçek Yaratıcıları’nadönmelerine, Âlemlerin Rabbi’ne bir güven beslemelerine, O’na ve O’nun razı olduğu dine ilgi duymalarına sebep olabilir miydik? 

Bu soruları ciddi bir şekilde kendimize sormamız gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü bu bela Rabbimiz’i incittiğimiz için başımıza geldi. Bundan halas olmakda tedbir adı altında ibadetlerimizi kısıtlamakla değil, rıza-i İlâhî’yi üzerimize sağanak sağanak yağdıracak amellere gayretle olur.

Yazımızı neticelendirirken İbni Ataullah el-İskenderî hazretlerinin kibarı kelamlarından bir demet sunmak istiyoruz. Buyuruyorlar ki;

“Allah’ın yanı sıra tedbir alacağım diye uğraşmaktan vazgeç. Allah’ın yanı sıra tedbir almaya çalışan kişi şu köleye benzer:

Efendisi onu, kendine bir elbise diktirmesi için bir şehre gönderir. Köle şehre varınca, nerede oturayım, kim ile eğleneyim diyerek zihnini bu işlerle meşgul eder. Bütün gayretini ve vaktini bu uğurda kullanır. Efendisi kendini geri çağırıncaya kadar emrini böylece göz ardı eder. Efendisinin emrini bırakıp nefsinin istekleriyle meşgul olan bu köleye verilecek ceza; ona küsmek, hiddetlenip kızmaktır.

Ey mümin! Sen de köle gibisin. Allah seni bu geçici dünya üzerinde yarattı. Sana burada kendisine ibadet etmeni emretti. Sana bir iyilik olmak üzere ihtiyaç duyacağın bütün tedbiri yerine getirmeyi üzerine aldı. 

Sen efendine karşı görev ve sorumluluklarını ihmal ve terk edip kendi nefsinin ihtiyaçlarını yerine getirmekle, onları çekip çevirmekle meşgul olacak olursan, hidayet yolundan çıkmış, felaket yollarına girmiş bulunursun.”

Rabbimiz (cc) Hazretleri, idrak edeceğimiz Kadir Gecemiz’i ve Bayramımız’ı mübarek kılsın. Bütün ümmet-i Muhammed’i meccanen affetsin. Amin...

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort