JoomlaLock.com All4Share.net

PEYGAMBERİMİZE YÂR OLAN MÜÇTEHİD

Bir gün Allah’ın Elçisine sorar:

"Ey Allah'ın Rasulü, beni seviyor musun?"
"Evet ya Aişe, tabi seviyorum!"
Aişe merak eder, acaba nasıl seviyordu?
"Peki beni nasıl seviyorsun?"
Peygamberimiz cevap verir sevgili eşine:
"Kördüğüm gibi..." (1)
İçi rahatlamıştır artık, çünkü kördüğüm öyle kolay kolay çözülmezdi.


Hiçbir kadın, eşini; mübarek annelerimizin Allah Rasûlü’nü sevdikleri gibi sevemez. Hiçbir koca da, hanımını; Allah Rasûlü’nün, güzide hanımlarını sevdikleri gibi sevemez.

Hz. Aişe, Peygamber (sav)’in sünnetini en iyi bilen, anlayan ve muhafaza eden, kuvvetli zekâsı, aşkı ve imanı sayesinde, hem Hz. Peygamber’in hem de mü’minlerin gönüllerinde taht kuran ve yüzyıllar boyunca adından söz ettiren mübarek validemiz..

Bütün İslam tarihçileri de bilir ki Hz. Peygamber’in Hz. Aişe’ye duyduğu muhabbet, diğer bütün hanımlarına duyduğu ilgi ve muhabbetten ziyadedir. Bu, üzerinde durulmaya değer apayrı bir araştırma konusudur. Hz. Peygamber’in sevgi ve muhabbetini böylesine üzerine celbeden mübarek validemizin hayatının her anı araştırılmaya değerdir. Ancak biz bu yazımızda onun daha çok ilmi yönünü, Hz. Peygamber (sav)’in sünnetine katkılarını ele almaya çalışacağız.

Aişe validemiz daha küçük yaşlarda iken okuma yazma öğrenmiş, zekâsı ve kabiliyeti ile ilimde yüksek derecelere ulaşmıştır. Hz. Aişe'nin eğitim ve öğretimiyle bizzat babası Hz. Ebû Bekir (ra) ilgilenmiştir. Akıllı, zeki, âlime, edibe, iffet sahibi bir hanımdı. Arap dilini maharetle kullanması yanında Arap şiirini de çok iyi bilirdi. Pek çok konuları şiirle anlatan sanatkârca bir ifadeye sahipti. Ashâb, karakter ve hafızasına güvendikleri ve Ayet-i Kerime ile övüldüğünü bildikleri için birçok meseleyi ondan sorar ve öğrenirlerdi.. Öğrendiklerini asla unutmayan, fevkalade bir hafızanın, zekanın, yorum kabiliyetinin ve ilmin temsilcisidir.

Bu konuda Ebu Seleme şöyle demiştir. “ Ben Allah Rasûlü'nün sünnetini Hz. Aişe’den daha iyi bilen, ihtiyacımız olan fıkhi bilgiler hususunda ondan daha âlim olan; hangi ayetin hangi konuda indiğini ve ferâizi daha mükemmel bilen bir başkasını görmedim.” (2)

Hz. Aişe, inen Ayet-i Kerimeleri daha iyi anlayabilmek için Rasûlullah (sav)’a sürekli sorular sorar ve ondan öğrendiklerini uygulamak için özen gösterirdi. Ondaki bu ilmî yetenek ve merak, Rasûlullah (sav)’ın ona derin bir sevgi duymasına vesile olmuştur. Rasûlullah, hanımlarının arasında kendisine yalnızca Hz. Aişe’nin yanındayken vahyin geldiğini söylemiştir ve Hz. Aişe nedeniyle birçok Ayet-i Kerime nazil olmuştur.

Kur’an’ı ve sünneti en iyi anlayanlardan biriydi. Hadisler ışığında kıyas suretiyle yeni hükümler çıkarırdı. Onun bu ictihad ve fetvaları kendisinin bir fakih ve müctehid olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Hz. Peygamberin ashabı arasında çok sayıda fetva vermesiyle meşhur olan yedi sahabeden birisi de Hz. Aişe’dir.

Hz. Peygamber (sav)’in hadis ve sünnetinin daha sonraki nesillere ulaştırılmasında da emsalsiz hizmetler ifa etmiştir. Rivayet ettiği hadislerin sayısı 2210’dur. O, hem Hz. Peygamber (sav)’in diğer hanımlarından, hem de Ebu Hureyre, Abdullah b. Ömer ve Enes b. Malik dışındaki diğer bütün sahabelerden fazla hadis rivayet etmiş olan tek kadındır. Rivayet ettiği hadislerin çoğunu doğrudan doğruya Hz. Peygamber’den nakletmiştir.

Efendimiz (sav) bekâ âlemine göçmeden önce: “Benden sonra İslam hukukunu size Aişe öğretecek” buyurmuş ve öyle de olmuştur. Çünkü Peygamberimiz (sav) Kur’an’da hukuka dair ayetlerin nasıl yorumlanacağını ona en güzel şekilde öğretmiştir. Şimdiki İslam Hukuku Hz. Aişe annemizin lisanından doğmuştur. Eski Osmanlı Mecelle sistemi Hz. Aişe validemizin yorumlarından ibarettir. Dünya hukuk sisteminde Mecelle önemli bir yer tutar.

Hz. Peygamber devrinde kadın eğitim ve öğretimine verilen önemi göstermesi ve toplumun her kesiminin kadınların ilminden yararlanabilmesini ortaya koyması açısından Hz. Aişe emsalsiz bir örnektir.

Hz. Osman ve Hz. Ömer gibi büyük sahabelerin Hz. Peygamber’in söz ve davranışları konusunda Hz. Aişe’ye başvurdukları ve ondan bilgi aldıkları bilinmektedir. “Rasûlullah’ın hanımları Hz. Peygamber'in birçok hadisini ezberlemişti. Fakat Aişe'nin ve Ümmü Seleme'nin bir benzeri yoktu. Aişe, Hz. Ömer ve Hz. Osman'ın vefatına kadar fetva veriyordu. Sahabenin yaşlıları, Ömer ve Osman, ona haber gönderirler ve kendisinden sünneti sorarlardı”(3)

Hz. Aişe sadece pasif bir eğitici olarak kalmamıştır. O, kendisine herhangi bir konuda başvuru yapılmasa da, yapılan yanlışlıklara müdahale ederek, Hz. Peygamber’in vefatından hemen sonra İslam’ın yanlış anlaşılıp ve yanlış aktarılmasını önlemiştir. İslam dünyasında müsbet eleştiri fikrinin gelişmesine de büyük katkılar sağlamıştır. Hz. Aişe’nin hadis eleştirilerine bir örnek olarak şunu verebiliriz: “Ebu Hureyre’nin Hz. Peygamber’den “Uğursuzluk; ev, kadın ve attan olur.” diye bir hadis rivayet ettiğini duyan Hz. Aişe buna çok kızar ve Allah’a yemin olsun ki Hz. Peygamber bunu söylemedi; O, cahiliye devri insanlarının böyle bir düşüncede olduğunu söyledi.” der.
Hayatının her anı Müslümanlar için örnek ve rehber olan Hz. Peygamber’in (sav) aile hayatını, hanımları ile geçen saatlerini, evde bulunduğu zamanlar neler yaptığını, çocuklarının eğitiminde nasıl bir metod izlediğini, gece ibadetlerini, bir eş ve baba olarak nasıl yaşadığını ve diğer müslümanların görmediği, bilmediği daha nice hususları Hz. Âişe’nin rivayetlerinden öğrenmekteyiz. Bilhassa kadınlara mahsus özel hallere dair fıkhi hükümler kendisinden sorulurdu.

Hz. Peygamber (sav)’den sonra O’nun evi kadın erkek, büyük küçük herkesin huzuruna gelip kendisini dinlediği, varsa sorusunu sorup cevabını aldığı bir ilim ve irfan ocağı olmuştur. Hz. Peygamber zamanından başlamak üzere kadınların eğitim ve öğretimiyle de çok yakından ilgilenmiştir. Çevresinde ders dinleyen ve hadis nakleden birçok hanım yer almıştır. Böylece o hem kendisi, hem de yetiştirdiği talebeleri ile İslam dünyasında kadınların ilimle meşgul olmaları gerektiğini bizlere açıkça göstermiştir.
Allah ondan razı olsun.

Hz. Aişe'nin naklettiği hadislerden bazıları:

"Ey Aişe, Allah, kullarına lütuf ile muamele edicidir. Her işte yumuşak davranılmasını sever." (4)
“Doğru yolu tutun. (İbadetleriniz ve amelleriniz hususunda) aşırı gitmeyin. Şunu iyi bilin ki; sizden birisini kendi ameli cennete girdirmeyecektir. Amellerin Allah'a en sevimli olanı, az da olsa devamlı olanıdır.”(5)

"Rasulüllah başkalarını kendi nefsine tercih ederdi"(6)

"O, lafları çabuk çabuk ve peş peşe sıralamazdı, sözleri az ve özdü." (7)

“Ey Aişe, sana birisi, istemeden, bir şey verirse, kabul et. Çünkü o, Allahü Teâlâ’nın sana gönderdiği bir rızıktır.”(8)

Hz. Aişe validemize Hz. Peygamber (sav)’in ahlakı sorulduğu zaman şu cevabı vermiştir: “Siz hiç Kur’an okumuyor musunuz? O’nun ahlakı Kur’an’dı..(9)

“Peygamber Efendimiz (sav)’in karnı hiçbir zaman yemek ile doymamıştır. Bu hususta hiç kimseye de yakınmamıştır. İhtiyaç içinde olmak, onun için zenginlikten daha iyiydi. Bütün gece açlıktan kıvransa bile, onun bu durumu, gündüz orucundan onu alıkoymazdı.”(10)


GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2008 KASIM SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

Bu kategoriden diğerleri: « GÜZEL AHLÂK-1 ORUÇ VE RAMAZAN »

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort