JoomlaLock.com All4Share.net

RASİM BABA (PLATİN)

Saadeddin Altınışık Hocaefendi, Rasim Baba Hazretleri’ni şöyle anlatıyorlar:
Hacı Rasim Baba Hazretleri’nin hayatını kısaca zikredeceğim. Kadiri tarikatından üveysî meşrepli Rasim Baba diye tesmiye edilen Hacı Rasim Platin Hazretleri takriben 1910 yıllarında Erzurum’a bağlı Uzunahmet köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Hüseyin Efendi annesi Hatice hanımdır. Dedesi Yusuf Efendi Suriye’nin Şam tarafından Tortum taraflarına gelmiş ve burada imamlık görevi yapmıştır. Halk arasında âlim, zahid bir zat olarak tanınan Yusuf Efendi daha sonra Uzunahmet köyüne nakletmiş ve burada da imamlık görevini yürütmüştür. Rasim Baba Hazretleride burada dünyaya gelmiştir. Rasim Baba Hazretleri’nin soyu/nesli Peygamber Efendimiz’in (sav) amcası Hz. Abbas’a dayanmaktadır. Buna dair şecereleri ceylan derisine yazılı olarak mevcutmuş, fakat seferberlik yıllarında köyde ninesi tarafından tandıra düşürülmüş ve yanmıştır. Fakat kendilerinin Abbasî nesli olduğu kesindir. Rasim Baba Hazretleri’nin seferberlik yıllarında babası vefat ediyor. Uzunahmette uzun süre kaldıktan sonra annesi kendisi ve iki kardeşiyle beraber Erzurum’un Kuloğlu Mahallesi’ne gelip yerleşiyorlar. Yine o zamanlarda kardeşinin birisi esir olarak gidiyor, diğer bir kardeşi Cemal Efendi, İstasyon Mahallesi’ne yerleşiyor. Orda kalıyor. Rasim Baba Hazretleri küçüklükten beri Hacı Haşiizade Ali Efendi (Halk arasında Hacı Haşıl Efendi olarak bilinir.) Hazretleri’nin tekkesine çok gider orya hizmet edermiş. Orda zikrullaha katılırmış, Hacı Haşıl Efendi Hazretleri, Rasim baba dünyaya gelmeden üç, dört sene önce vefat etmiş fakat Rasim Baba onun tekkesine çok hizmet etmiş. Hacı Rasim Baba Erzurum’daki diğer tekkeleri de ayırmaz onları da her zaman ziyaret eder, sohbetlerinde, zikirlerinde bulunurmuş. Küçük yaşından beri sürekli bu, maneviyatın bol olduğu, yerlerde hizmet etmeye gayret edermiş. Bir gün şöyle bir rüya görüyor:

Rüyasında bir meydan kurulmuş, Erzurumdaki tüm meşayıh ve müridler halka şeklinde toplanmışlar, Hacı Haşıl Hazretleri de orada Hacı Rasim Baba’ya kendi hırkasını çıkarıp giydiriyor ve “dön” diyor. Hacı Rasim Baba hırkayı giydikten sonra dönmeye başlıyor. Oradaki hazır bulunan zevata Hacı Haşıl Hazretleri buyuruyor ki; “Bu zat benim manevi evladımdır.” Rasim Baba Hazretleri bu rüyanın üzerine evini tekke yapıp hizmetini, zikirlerini biraz daha artırmaya ve yanına gelenlere ders vermeye başlıyor. Bu şekilde Rasim Baba’nın şeyhlik evresi başlamış oluyor.
Daha sonraları Rasim Baba Hazretleri gerçekten kâmil mürşitlere yakışır bir hayat yaşamıştır. Böyle manevi bir vazife aldığı için kendisini halka karşı daha fazla mesuliyetli görerek hizmetini devam ettirmiştir. Onun sohbetinde bulunanlar onun çok kerametlerini görmüşlerdir. Fakat onların kerametlerine fazla da önem vermek doğru değil. Yaşadığı dönemdeki İslam’a karşı olan davranışlar ve düşüncelerden etkilenmemiş, kendisinin İslam’dan taviz vermeden yaşaması, onun için en büyük kerametti. Şeriat-ı Ahmediyye ölçüleri içerisinde taviz vermeden yaşaması gerçekten büyük bir kerametti.

Rasim Baba hakkında Hacı Halis Emek Hocaefendi’nin görüşleri:
Allah’ın veli kulları iki türlüdür. Biri var ki ilim okumuştur, Kur’an’ı, hadisi, fıkhı bilir; bir de Allah’ın veli kulları vardır ki Kur’an okumasını bilir, namaz surelerini bilir fakat manalarını bilmez, Arapça ilmi de yoktur. Fakat Cenab-ı Hak ona öyle bir ilim verir ki-Âdem (as) verdiği ilim gibi o her şeyi bilir. Şimdi Rasim Baba Hazretleri’nin Arapça ilmi yoktu, fakat hiç ağzından ham söz çıkmazdı. Hep o velilerin sözü “Elifi okudum ötürü, dersi aldım götürü/Yaradılanı severim Yaradan’dan ötürü”. Bir gün bir Daştan Bey vardı burada. Oğluna ceza verdiler. Bana yalvardı ki “Rasim babayı bir ziyaret edelim de oğluma dua etsin.” Dedim ki “Bak gideceğiz ama Rasim Baba’nın işine karışmayacaksın. Yok, bu yanlış, bu doğru demeyeceksin.” İkindi namazından sonra gittik. Rasim Baba bir mevlit okudu. Mevlitten sonra akşam namazına yakın kalktı bize iki rekât namaz kıldırdı. Hâlbuki o zaman namaz mekruhtur. Hem de aşikâre okudu. Bu Daştan Bey bana “Hocam olur mu?” dedi. Ben dedim; “Karışmak yoktu. Öyle anlaşmıştık.” Allah’ın hikmeti. Geldik o duadan sonra adamın oğlu kurtardı. Yani Rasim Baba o Arapça ilmi okumadan ilmi ledünden payını almış bir zat idi. Çok sabırlı, tahammüllü, affediciydi. Bu da insandaki kemalin en büyüğüdür, yani affedici olmak. Biz bir yemeğe gittiğimizde yetecek kadar yerdi ve her yemeği yemezdi. Yani meşayıha yakışan her hal onda mevcut idi.

Veli Velioğlu Hocaefendi de Rasim Baba’yı şöyle anlatır:
Rasim babayı bir ehli hal olarak tanıdık. Onun gençlik zamanı, benim çocuk zamanımdı. Bir gün Muratpaşa’dan çıktım. O zaman da Rasim Baba’yı ben tanımıyorum. Bir zat yeni bir palto giyinmiş. Ama o yeni paltonun göğüs kısmına bir yama yamatmış. Tabi benim o zaman dikkatimi çekti. Palto yeni acaba bu yamayı niye yamatmış. Bunu ben kendi kendime çocuk olduğum için çözemedim. Bunu bir büyük zata sorunca “nefs-i emmareyi öldürmek için” buyurdular. Orayı yamalamış ki; “Ey nefsim! Sakın, kabarma palto taze diye. Buna güvenip kibirlenme.” O günden tanıdığımız Rasim Baba’nın bilahare bir tarlanın verimli tarla olduğu ekininden belli olurbirkaç ileri gelen müridiyle biz karşılaştık, ahbab olduk. Hatta Tikkir köyünde İzzeddin Efendi var, halen hayattadır. Allah afiyet versin. Bu insan ilmi yok ama tam bir tekâmülü var. Hatta Hafız Polat’la beraber, Hacı İzzeddin Efendi hacca beraber gitmişler. Döndükten sonra Hafız Polat –benim medrese arkadaşımdır dedi ki ya hu bu sizin köydeki İzzeddin Efendi o kemâlâtı nasıl almış. Hayran oldum, taaccub ettim. Dedim efendim o bir terbiyeden geçmiş, o terbiye vasıtasıyla o kemale ermiş. Hakikaten de öyledir. Rasim Baba’nın diğer hallerine gelince; biz zaman zaman ziyaretine gittik. Yanında bulunduğumuz zaman dünya bir tarafa kalıyordu. Zaten bir ehli halin ehli hal olduğunun en büyük işareti, görüldüğü zaman dünyayı unutturup ahireti hatırına getirtmesidir. O zaman şehadet edersin, anlarsın. Zaman zaman Yahya Baba’yla beraber olduk. Ben Tikkir’de imamken Yahya Baba Evrenili olduğundan Tikkir’de kız kardeşi vardı. Gelir giderdi. Yahya Baba aşk ile dolu mükemmel bir insandı. Allah rahmet eylesin, makamı cennet olsun. Onun haline de baktığımızda anlıyoruz ki Rasim Baba’ya bir şeyler verilmiş ki oda böyle zatlar yetiştirmiş. Bize de Cenab-ı Hak ikram etti, cenazesini ben kaldırdım. Cenazenin yıkanma, kefenlenme esnasında bazı insanlar değişir. Bakarsın ki o kadar güzellik olmayan adam teneşirde başka bir güzelliğe sahip olur. Dolayısıyla da biz Rasim Baba’nın mükemmel bir insan olduğunu buradan tasavvur etmişiz. Allah makamını cennet eylesin.

Yine, Saadeddin Altınışık Hocaefendi anlatıyor:
Rasim Baba Hazretleri sohbet ederken kendisini ziyarete gelen insanlardan, kapıdan girdiği zaman sohbeti hemen o insanın durumuna göre değiştirir ve o insanlar da sohbetten istifade ederlerdi. Mesela sigara içen biri geldiğinde hemen Rasim Baba Hazretleri başlardı sigaranın zararlarını anlatmaya. İşte sigara dumanı içinde olan insanların ahrette de duman içinde olacağını, Peygamberimiz’i sisli görür veya göremez. Bu şekilde anlatmaya başlardı ve sigara içen kişi hayret ederek o nasihatten pay alırdı. Kendisi ayetleri böyle metin olarak değil ama manalarını çok güzel anlatır, izah ederdi. Peygamberlerden, onların kıssalarından bahsederdi. Peygamber Efendimiz’i zikrederken gözleri yaşarırdı. Ona çok aşırı bir sevgisi vardı. İşte böyle bir durumda Rasim Baba Hazretleri, insanların İslam’dan uzaklaştığı bir zaman da tekkesinde insanlara İslam sevgisi aşılardı.

Bu güzel yaşantıdan sonra 9 Eylül 1990 tarihinde doksan yaşlarında aramızdan ayrılmıştır. Dutçu köyündeki Hacı Haşıl Efendi Hazretleri’nin bulunduğu kabristana defnedilmiştir. Kendisinden kırk gün sonra kendisini çok seven halifesi Evrenili Yahya Baba Hazretleri onun ayrılığına dayanamayarak ardından ebedi âleme göçmüştür.

Cenab-ı Hak hepsinden razı olsun ve rahmet eylesin.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 MAYIS SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort