JoomlaLock.com All4Share.net

“RASUL’E OLAN İTAATİMİZ ALLAH’A OLAN KULLUĞUMUZU BELİRLER”

Rasule itaatimiz Allaha oan kulluğumuzu belirler

Rasul'e Olan İtaatimiz Allah'a Olan Kulluğumuzu Belirler - Yusuf Kenan Kartal

Sayı : 127 - Temmuz 2018

 

Rasul'e Olan İtaatimiz Allah'a Olan Kulluğumuzu Belirler

 

Günümüzde İslam coğrafyasında ve özel-likle ülkemizde hadislere karşı bir takım yanlış tutumlarla karşılaşmaktayız. Kimileri hadisleri yüze, kimileri üç yüze indirmektedirler. Daha birkaç yıl öncesine kadar çevremizde duyduğumuz sahih hadis/mevzu hadis tartışmaları bugün hadisleri bitirme noktasına getirmiş ve sayılarla ifade edilecek bir konuma düşürmüştür.

Yirmi üç yıl peygamberlik yapmış Efendimiz Hz. Muhammed (sav) bunların bu tutumuna göre ümmetine bir şey anlatmamış, bir köşede oturmuş. Ayetlerde anlaşılan mevzulara kulak tıkamış, herkesin kendi anladığıyla amel etmesini uygun görmüş bir peygamber. Bu tanım peygamberlik tanımına ters düşen ve peygamberimizi aramızda yok etmeye götüren bir tavırdır. 

Geçtiğimiz yıllarda tamamen temiz bir niyetle karşımıza çıkmış gibi duran hadis düşmanları hadisleri topluyoruz, derliyoruz, düşüncesi bugün karşımızda “hadisler yok” (haşa) haykırışıyla durmaktadır. Hadisi şerifleri yok saymaya başlayanların bugün Hz. Adem’e baba arayışlarına şahit oluyoruz. Onlara tavsiyemiz önce kendilerine bir baba bulmalarıdır.

Ümmetin parçalandığı bir zamanda, bilad-ı İslam’ın kan gölüne döndüğü bir yüzyılda insanlığa rahmet olarak gönderilen Rasul’e karşı itaatsiz tutum bu yangına odun taşımaktır. 

Efendimiz Hz. Muhammed (sav) belki bugün mübarek bedenleri aramızda değildir ama o rahmetiyle, sünnetiyle ümmetinin başındadır. Efendimiz’i Medine’de mescide hapsettiklerini sananlar en büyük hıyanet ve yanılgı içindedirler. 

Fahri kainat Efendimiz’in her sözü bir tutum belirlemeye yönelikti. O ümmetine; “Hadi gelin bugün kul hakkı üzerine konuşalım.” demedi ama gördüğü bir durum karşısında söylediği mübarek emirleri ümmetine o konuyla alakalı İslami tutumu belirledi. Sadece konuştuklarıyla değil, davranışlarıyla günlük yaşantısıyla ümmetine dersler verdi. Bu alemlere rahmet olanla ümmeti arasındaki ikili ilişki de sürekli canlı kaldı.

Bugün bu ilişkiyi görmezden gelen körlere, Kur’an Müslümanlığı diye ortaya çıkanlara, bakın Kur’an nasıl cevap veriyor. “Allah’a ve peygambere itaat edin, belki merhamet edilirsiniz.” (Âl-i İmran, 132) Cenabı Hak sadece Allah’a buyurmuyor, Allah’a ve Rasulü’ne itaat edin. Sadece Allah’a itaat edene merhamet edilmiyor, ikisine birden itaat edilince merhamet ediliyor. Tıpkı “La ilahe illallah” diyerek Müslüman olunmayıp “La ilahe illallah Muhammedu’r-Rasullullah” diyerek İs-lam’a girildiği gibi. 

Bir diğer ayeti kerimede Cenabı Hak bizlere; “Rasul size neyi verirse onu alın neyi yasaklarsa onu yapmayın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın cezası şiddetlidir.” (Haşr 7) buyuruyor. Kur’an verdi aldık, tamam; Kur’an’ı açıklayan bir yorum vermedi mi, bir sünnet bırakmadı mı? Kur’an-ı Kerim’de yasaklar belli, peki Rasulün yasakladıklarından ne anlamamız gerekiyor? Nerede bu Kur’an Müslümanları, bizlere bu ayetleri açıklasınlar. 

Efendimiz (sav) buyuruyor; “Sizden biri gözüme şöyleyken ilişmesin. Koltuğuna yaslanmış benim emrettiğim ya da yasakladığım bir şey ona ulaşıyor ve o da, peygamberin her sözünü biz anlamayız, Kur’an’da bulursak yaparız, diyor.” (Tirmizi 2662) Efendimiz bu hadisi Mekke’de müşriklere değil Medine’de İslam hakim olduğunda ümmetine söylüyor. Uyarıyor, çünkü onun sözünden ve sünnetinden yüz çevireni şiddetli bir azab bekliyor. 

Sahabe efendilerimiz büyük bir dikkatle Efendimiz’in her hareketini takip etmişler. Efendimiz ve sahabe efendilerimiz arasındaki kardeşlik zaten birbirleriyle olan ilişkide oraya çıkmış. Sahabilerden rivayet edilen hadislerde “Efendimiz şöyle emretti.” veya “Efendimiz’i şöyle yaparken gördüm.” veya “Efendimiz’i şöyle otururken gördüm.” diye rivayet ettikleri hadislere şahitlik ediyoruz. Onlar Efendimiz’den bir şeyler duymak için canlarını feda ediyorlardı. Bugün Müslümanlar Efendi-miz’den bir şey duymamak için bu gayreti gösteriyor. Onun her hareketi bize bir ders veriyor. Evinden çıkışı, oturuşu, yemek yeyişi, insanlarla olan ilişkisi bizim yaşamımızda bir örnek oluşturuyor.

Bugün birlikte hareket edemediği-miz için bize örnek olacak -tabiri caizse- bir rol modelin olmadığından bu sıkıntıları çekiyoruz. Herkes kendi telaşında, kendi meşgalesinde... Kimsenin bir çözümü olamıyor. Çözümün odağını kapatıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda hadisleri üç yüze indirenler bugün Kur’an’dan bazı ayetleri çıkarmanın bazı hükümleri yok etmenin peşindeler. 

Hayallerindeki peygamber modeli kendi yarattıkları peygam-ber modeli var ona inanmaktalar. Ashabla peygamber arasında oluşan dostluğu bugün göremeyenlerin peygamberimizle ashab arasındaki ilişkiyi anlamamaları bugün o ilişkiyi yaşayamamalarıdır. Bugün onlara günümüz meselelerini anlatan, açıklayan bir kamil mürşidden uzak kalmalarıdır. Peygamberin oturan değil; ümmetin içinde minberde, ordunun başında seferde olmasını anlayamayanlar bugün salih ulemanın varlığından habersiz olanlardır.

Ya Rabbi bizi nasipsizlerden eyleme. Bizi bugün Rasulü’nün izinden gidenlerin, onunla ashabı arasındaki ilişkiyi yaşayanlardan ayırma, amin.

 

Yazar: Yusuf Kenan Kartal

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort