JoomlaLock.com All4Share.net

SÖZ TAŞIMAK

Dini bir kavram olarak söz taşımak “Kırıcı, üzücü ve dargınlığa sebebiyet veren sözleri bir kimseden diğer bir kimseye aktarmak” demektir. Buna nemime, koğuculuk da denilir. İnsanların arasının açılmasına, toplumda fitne ve fesadın çıkmasına ve kardeşlik bağlarının kopmasına sebebiyet verdiği için, dinimiz koğuculuğu (söz taşımayı) haram kılmıştır.

Yüce Rabbimiz Kalem Suresi 10-14. ayetlerde şöyle buyuruyor: “Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.”

Kur’ân-ı Kerim’de koğucu, söz taşıyan kimselere itaat edilmemesi, sözlerinin dinlenilmemesi emredilmiştir. Dinimiz bizden, kendi fıtratımıza yakışmayan böylesi kötü hasletlerden arınmamızı, toplumda huzur, mutluluk, güven ve barış içinde yaşam sürmemizi ister.

Söz taşıma, birisinin kötü sözünü veya fiilini başkasına taşıyıp da onların arasının bozulmasına, aralarında kin ve nefretin meydana gelmesine sebep olduğu için kötü bir aracılıktır.

İnsan, koğuculuk yaparken yalnızca söz taşımaz aslında… Sözle birlikte kin, nefret, ayrılık ve husumet de taşır. Nedense bu amansız nefis hastalığı insanlara çok hoş gelir ve gönül kapılarını buna kapatamazlar…

Islah olunmamış bir nefis, başkalarının kötülenmesinden, küçük düşmesinden büyük zevk alır. Aslında en büyük düşmanın kendisi olduğunu da bilmez. Çünkü nefis, insanı Allah’a isyana teşvik eder.

Peygamber Efendimiz (SAV) bu konuda iman kaidelerinden olan şu hadisi zikretmiş ve aslında konumuzun özetini vermiştir bize:

“Kendiniz için istediğinizi kardeşiniz için de istemedikçe, gerçekten iman etmiş olamazsınız.”

Siz, kendiniz hakkında bir yerde hoşunuza gitmeyecek şekilde konuşulmasına razı olur musunuz?

Ya da arkadaşınıza bir kişi veya konu hakkında görüş beyan etseniz ve bu görüşünüzün  başka ortamlarda dile getirilmesini istemeseniz. Ama sizden gizli bu sözünüzün ifşa edildiğini duysanız..

Hoşunuza gider mi?

İşte kamil Müslüman, kendi hoşuna gitmeyecek şeyi, bir başkası için de istemez…

Müslüman, kardeşinin ayıbını örter, kusurunu gizler. Onun rencide olmasını, aşağılanmasını istemez. Onu hüzünlü gördüğünde gönlü incinir, huzursuz olur.

Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuştur:

"Kim bir müminin dünyalık sıkıntılarından birini giderirse Allah da onun kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim zor durumda olana kolaylık sağlarsa Allah da ona dünyasında ve âhiretinde kolaylık sağlar. Kim müslümanın ayıbını örterse Allah da onun dünyada ve âhirette ayıplarını örter. Kul kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da onun yardımındadır." (Müslim, Zikir, 38; Ebû Davud, Edeb, 68; İbn Mâce, Mukaddime, 6; Hâkim, Müstedrek, 4/383.)

Bazen de koğuculuk yaparken, nefsimizi temize çıkarmak için, adeta kendimizi kandırırcasına:

“Efendim! Onun söylediğini söylüyorum ben! Yalan söylemiyorum ki, doğrusu bu!” deyiveririz.

İşte… Doğru olsa bile söz taşımak  yine nemime (koğuculuk) olur.Yani bir kişiye nisbet ettiğimiz sözde yalan yok ise de, o söz harfiyen doğru da olsa koğuculuk olur.

Yalan katılırsa zaten iftira olur. Ahirette bunun cezası büyüktür. Böyle yaparak dünyada insanların arasının açılmasına ve huzursuzluk çıkmasına sebebiyet veririz. Onun için "Taş taşı da, söz taşıma" derler.

Peygamber Efendimiz (SAV): “Allah indinde en sevimliniz, ahlakı güzel ve insanlarla güzel geçinenizdir. En sevimsiz olanınız da, insanlar arasında laf taşıyan, dostları arasını açmak için çalışan ve temiz insanlarda kusur arayanınızdır.” buyurmuştur.

Büyüklerden bir zat, oğluna nasihat ederek:

“Ey oğlum, insanlara kızmaktan sakın, çünkü sana da kızarlar. Boş iş ve söze karışmaktan sakın, çünkü aşağılanırsın. Laf taşımaktan uzak dur, çünkü laf taşımak insanların kalbinde düşmanlığı arttırır. İnsanların ayıplarını görme, insanların ayıplarını gören onların hedefi olur." buyurmuştur.

İnsanların arasını bulmak, dargınları barıştırmak amacıyla söz taşımak ise dinen caiz görülmüştür. Çünkü bunda hayır murad edilmektedir.

Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Halkın arasını düzelten ve bunun için hayır niyetiyle söz ulaştıran veya hayır maksadıyla yalan söyleyen, yalancı sayılmaz.” (Buhârî, Sulh, 2; Müslim, Birr, 101)

Yine Nisa Suresi 85. ayette şöyle buyuruluyor: "Kim güzel bir aracılık ederse, onun da o işten bir payı (sevabı) olur. Kim kötü bir aracılık ederse, onun da o işten bir vebali olur. Allah her şeyi gözetip karşılığını verir."

Bu ayeti kerimede iyi ve kötü aracılıktan bahsedilmektedir; bu her türlü aracılığı içine alır ve bu aracılıkları yapanlar, o işin sevabı veya günahına da ortaktır. Kötü aracılık yapıp da söz taşıyanlar ve o sözü dinleyenlerin hepsi, koğuculuk günahına ortaktır.

Ka'b-ül Ahbar hazretleri şöyle nakletmektedir:

“Hazret-i Musa Aleyhisselâm zamanında kıtlık başlamış.. Kaç defa yağmur duasına çıkılmışsa da duâları kabul olmamış.. Allahü Teâlâ, Musa Aleyhisselâm’a şöyle  vahyetmiş:

— İçinizde bir koğucu vardır. O bulunduğu müddetçe duanızı kabul etmem. Musa Aleyhisselâm dedi ki:

— Yâ Rabbi, onu bize bildir, aramızdan çıkaralım. Allahü Teâlâ da buyurdu ki:

— Ey Musa! Ben sizi koğuculuktan men ederken, kendim koğuculuk mu yapayım?

Bunun üzerine, hepsi birden tövbe etti ve sonunda yağmur yağdı…”

Bir gün de bir şahıs Ömer b. Abdülaziz'e gelerek, bir başkası aleyhinde (onun hoşuna gitmeyecek şekilde) konuşmuş. Ömer b. Abdülaziz şöyle demiş:

"İstersen senin şu durumunu (yaptığın koğuculuğu) bir tahlil edelim; bu takdirde, eğer söylediğin söz yalan ise 'size bir fasık bir haber getirince onu araştırın...' âyetinde bahsedilen fasıklardan olursun; söylediğin doğru ise 'diliyle iğneleyen, kovuculuk eden' âyetinde anılan koğuculardan olursun... Muâmeleye koymayalım dersen seni affederiz..."

Adam: "Beni affet mü’minlerin emiri! Bir daha aslâ yapmayacağım!" der ve ayrılır.

Söz taşımaktan kaçınmak lazım; zira bu iş kin ve düşmanlığı kalplere eker ve insanı Allah ve dostlarından uzaklaştırır.

Söz taşıma ve kincilik... Bu ikisi Müslümanın kalbinde yer alamaz, barınma imkanı bulamaz…

Peygamber Efendimiz (SAV):

"Sizin en kötülerinizi size haber vereyim mi?" (diye ashabına sorunca) "Evet ya Resulallah," dediler. O da şöyle buyurdu: "Söz taşıyarak dostların arasına ayrılık salan ve temiz kimseler için kusur arayanlar."

(Bihar-ül Envar,c.75, s.264)

Bir gün Hasan Basri (k.s) Hazretleri'ne bir adam gelir ve:

_Falanca senin hakkında şöyle dedi, der (Koğuculuk eder)

_Ne zaman?

_Bugün

_Nerede?

_Evinde

_Onun evinde ne yapıyordun?

_Ziyafeti vardı, onun için gitmiştim.

_Orada ne yedin?

_Şunu, şunu.. Hatta sekiz çeşit yemeğin hepsini yedim.

Bunun üzerine Tabiinin büyük imamı:

_Be adam, sekiz çeşit yemeği karnına sığdırdın da, bu sözü sığdıramadın mı? Kalk git yanımdan, diye kızar..

"Koğucu cennete giremez" (Hadis-i Şerif)

Aslında bu zikrettiğimiz hadislerde geçen (cennete giremez), (benden değil) ifadeleri, “Tevbe edip, koğuculuğunu yaptığı kişiyle helalleşmeden ölen kişi,  bunun cezasını çekmeden cennete giremez" manasındadır.

Birisi bize söz getirdiğinde, söz getirene karşı şöyle davranmak gerekir:

Söz getiren kişiye inanmamalı.. Çünkü söz getiren fasıktır. “Fasığa inanılmaz. Sözü ile hareket edilmez. Koğucunun sözlerini kabul etmek, koğuculuktan daha kötüdür” buyurulmuştur.

Onu, yaptığı bu kötülükten alıkoymalı. Çünkü Allahü Teâlâ “(insanları) münkerden nehyet” (Lokman 17) diye buyurmuştur.

Söz taşıyan kimseler sevilmemeli… Onlarla fazla dostluk kurulmamalı.

Hiç kimseye karşı “acaba bu sözü hakikaten söylemiş midir?” diye suizanda bulunup da kötü gözle bakılmamalı. Çünkü suizan haramdır.

Koğucunun getirdiği sözün doğru olup olmadığını araştırmamalı. Çünkü tecessüsü (günahları, kusurları araştırmayı) Allahü teâlâ yasak etmiştir. “Birbirinizin kusurunu araştırmayın” (Hucurat 12)

Getirilen söz hakkında kimseye bir şey söylememeli, yorum yapılmamalı. Eğer söylenirse, başkasının günahı açığa çıkarılmış olur. Müslümana yakışan ise kusurları gizlemektir.

Görüldüğü gibi hem Kur'an-ı Kerim ve hem de hadisler açısından söz taşıma (koğuculuk) fiili en kötü amellerden birisi sayılmıştır. Bu amel, insanın ahretini kararttığı gibi, dünyada da insanı dostlarının gözünden düşürür.

Nice kinlerin, kavgaların, fitnelerin husule gelmesine, arkadaşlıkların bozulmasına, ailelerin yıkılmasına ve kim bilir daha nice kötü olaylara sebebiyet verir…

Allah hepimizi dilimizin afetlerinden korusun.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2008 TEMMUZ SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

Bu kategoriden diğerleri: « ORUÇ VE RAMAZAN

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort