JoomlaLock.com All4Share.net

TARİHİ SEYİR İÇERİSİNDE EĞİTİM KURUMLARI -2

Tarihi Seyir İçerisinde Eğitim Kurumlaru 2

Tarihi Seyir İçerisinde Eğitim Kurumları -2 - Tamer Doymuş

Sayı : 130 - Ekim 2018

 

Tarihi Seyir İçerisinde Eğitim Kurumları -2

 

Hankâh: Bağdat’da Maruf-i Kerhi (ks), Cüneyd-i Bağdadi (ks); Bistam’da Bayezid-i Bistami (ks) tarafından kurulan ve Nişabur, Hemadan gibi diğer ilim merkezlerinde yer alan hankâhlarda irfan eğitimi verilmiştir. Hankâhdaki faaliyetlerle ilgili olarak sufi Ebu Said Ebü’l Hayr müridi Hasan el- Müeddib’e şu kuralları yazdırmıştır:

“Bedeninizi ve elbisenizi daima temiz tutun. Camide ve mübarek mekânlarda gereksiz yere konuşmayın. Namazı ilk vaktinde cemaatle kılın. Gece namazına önem verin, seher vakti tevbe ve dua edin, sabahleyin güneş doğana kadar Kur’an okuyun. Akşamla yatsı arasında dua ve zikirle meşgul olun. Muhtaç ve zayıflara ilgi gösterin onlara tahammül edin. Yemeği birlikte yiyin, izin almadan birbirinizden ayrılmayın, boş zamanlarınızda ya ilim öğrenin veya virdle meşgul olun.”

Hankâhlarda, irfan (tasavvuf) eğitiminin yansıra tefsir, hadis, fıkıh, akaid, Arapça olmak üzere çeşitli konularda dersler verilir, kitaplar yazılır, yazılan eserler çoğaltılırdı. Hankâh ve çevresinin bakımlı olması için iş bölümü yapılır, buralarda yabancılara, yolculara, hastalara hizmet verilirdi.

Osmanlı’da Eğitim: Osmanlı’da ilk medrese olarak Orhan Gazi’nin 1331’de kurduğu, İznik Orhaniye’si adını da taşıyan İznik Medresesi gösterilir. Bu medreseye ilk olarak büyük âlim Davud-i Kayseri müderris olarak tayin edildi. Muhyiddin Arabî ekolünden gelen Davud-i Kayseri medreseye müderris olarak atanmasıyla medresede zahir ve batın ilimlerinin birlikte yürütüldüğünü görmekteyiz. 

1361’de Edirne fethedildikten sonra burada da dokuz yeni medrese açıldı. Özellikle II. Murad Han’ın Daru’l-Hadis Medresesi, Sahn-ı Seman medreseleri açılıncaya kadar (1463-1470) en yüksek Osmanlı medresesi kabul edilmiştir. 

İstanbul’un fethinden sonra 1470 yılında tamamlanan fatih külliyesi içerisinde sekiz medreseden oluşan Sahn-ı Seman ve bunların bir sıra gerisinde yer alan sekiz tetimme (lise hükmünde) medresesi tesis edildi. Tetimmeyi bitiren talebe Sahn medreselerine geçerdi.

On altıncı yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nu gezmiş olan bir Fransız seyyahı her köyde mektebe rastlamış ve ilk tahsilin Türkiye’de garp memleketleriyle mukayese edilemeyecek kadar çok olduğunu hayretle söylemiştir.

On ikinci yüzyıldan itibaren yaygınlaşmaya başlayan medreseler ve bunları besleyen vakıf düzeni sadece İslam dünyasında yayılmakla kalmamış, diğer kültür ve medeniyetleri de etkilemiş. Batıda kurulan üniversite ve kolejlerin oluşumunda İslam dünyasında uygulanan vakıf düzeninin etkili olduğu söylenmiştir. George Makdisi, Müslümanların açtığı eğitim ve bilim kurumlarının Avrupa’daki yüksekokul ve üniversite sisteminin gelişmesine, hatta doktora ve kürsü gibi uygulamalara kaynaklık ettiğini ileri sürmüştür. 

Osmanlı’da eğitim sıbyan mektepleri ve medreselerde yapılmaktaydı. Köylere kadar yayılan sıbyan mektepleri birer temel eğitim kurumuydu. Genellikle tek dersli ve tek öğretmenli olan bu kurumların asli görevi talebenin üç dört yıl süren öğrenim hayatı boyunca dini bilgilerini ve İslami kültürünü buradan öğrenmesiydi. Okutulan dersler; Kuran, ilmihal, ahlak bilgisinden oluşmaktaydı. Ayrıca yazı ve aritmetik dersler de veriliyordu. Osmanlı eğitim sisteminin omurgasını medreseler oluşturuyordu. Medreselerde dini ilimlerin yanında pozitif ilimlere de ağırlık verilmiştir.

Osmanlı medrese sistemi, günü-müzdeki sistematiğe göre ilköğretimin ikinci kademesinden, lisansüstü eği-time kadar farklı eğitim kademlerini kapsayan, bir birinin devamı niteliğindeki medreselerden oluşuyordu. 

Lisans düzeyinde öğrenim gören öğrencilere ortak derslerin alındığı ilk iki yıldan sonra ihtisaslaşmak istedikleri alana yönelik ders seçme imkânı sağlanmıştır. Lisans düzeyinde eğitim veren her medrese külliyesi öğrencilerin barınma, beslenme, temizlik vb. ihtiyaçlarını karşılayan birimlerden oluşan birer kampüs şeklinde gelişmiştir.

Medrese sisteminde lisansüstü düzeyde eğitim veren daru’l-hadis, daru’l-tıp, daru’l-kurra, daru’l-mesnevi gibi medreseler de faaliyet göstermiştir.

Medreselerde Program:

Medresede okutulan dersler esas itibariyle cüz’iyyat denilen ehsap, hendese, hey’et ve hikmet dersleri; alet ilimleri kabul edilen belagat (meani, bedi, beyan), mantık, kelam, sarf ve nahiv, dil ve edebiyat dersleri; ulum-i aliye denilen tefsir, hadis ve fıkıh derslerinden oluşmaktaydı. (Sarf ve İştikak, Nahiv, Mantık, Felsefe, Hisab ve Astronomi, Belagat, Usul-i Fıkıh, Fıkıh, Kelam, Tefsir, Hadis dersleri) 

Derslerde takip edilen kitapların tamamı Arapça idi. Müderrisler, Gazali, en-Nesefi, Sa’deddin et-Taftazani, Razi gibi İslam dünyasının tanınmış alimlerinin klasik metinler haline gelmiş olan Arapça kitaplarını takrir eder, tartışmalar ve cevaplar Türkçe olurdu. Osmanlı medreselerinde sınıfın değil dersin geçildiği, her dersin başlangıç, orta ve ileri seviyede ele alındığı, her ders için en az üç kitabın takip edildiği bir sistem var idi. Medrese eğitiminin temel unsurunu müderrisler oluştururdu. Talebenin hangi medresede okuduğu değil, hangi hocalardan ders aldığı önemliydi. 

Bir ayet mealiyle bu bölümü bitirmek istiyoruz: “Kendilerini temizleyen, kendilerine Kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.” (Âl-i İmran 164)

 

Kaynak:
-Osmanlı Tarihi, İ. H. Uzunçarşılı
-Yeni Rehber Ansiklopedisi
-İslam Tarihi, H. İbrahim Hasan
-Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam
-İslam Tarihi, Hüseyin Algül
-İslam Ansiklopedisi, TDV

 

Yazar: Tamer Doymuş

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort