JoomlaLock.com All4Share.net

Teslimiyet ve Güven: Hz. Hatice (r.anha)

Teslimiyet ve Güven Hz. Hatice r.anha

Teslimiyet ve Güven: Hz. Hatice (r.anha) - Gönül Pınarından

Sayı : 123 - Mart 2018

 

Teslimiyet ve Güven: Hz. Hatice (r.anha)

 

Bütün hamd ve senalarımız Allah Teala’ya olsun. Selât ve selamlarımız da sevgili Peygamberimize, O’nun Ehli Beytine, Ashabı Kirâma ve bütün sahabe annelerimize ve özellikle Hz. Hatice annemizin üzerine olsun. 

Bu ayda sizlerle inşaallah teslimiyet ve güven konusunda Hz. Hatice validemizin örnekliğini işlemeye, anlamaya, paylaşmaya çalışacağız. Bu yazımızı Hz. Hatice annemize olan sevgimizden yola çıkarak hazırlamaya çalıştık. Onu ve yaptıklarını duyup da onu sevmeyen mi vardır? İşte biz de bu sevgiden yola çıkarak, onun güzel ahlakından örnekler almaya niyet ederek yola çıktık. Büyüğümüz Mevlana Hace Hazretleri buyurdular ki: “Ümmet Hz. Hatice’yi tanıyamadı, Hz. Fatıma’ya doyamadı.” Biz de araştırdıkça onu ne kadar az tanıdığımızı fark ettik.

Evet, teslimiyet deyince ilk akla gelen Hazreti Hatice annemiz olsa gerek çünkü Asrı Saadet’te doğan binlerce, on binlerce sahabe efendilerimiz ve sahabe annelerimiz içerisinde Allah Rasulüne (sav) teslim olan ve O’na her şeyi ile destek olan bir örnek Hz. Hatice annemiz. 

Rasulullah aleyhisselatu vesselam Efendimiz’e ilk biat eden kadın Hz. Hatice annemiz… Mekke’de İslam’ın ilk günlerinde bütün müminlere annelik yapan bir insan Hz. Hatice annemiz… Efendimize aleyhisselatu vesselam fedakar bir eş… Çocuklarına fedakar bir anne… Onu nasıl övebiliriz ki? Peygamberimiz Efendimiz onun için: “Allah beni Hatice’nin sevgisiyle rızıklandırdı.” buyurmamış mı? Onu övmek için daha ne söylenebilir ki? 

Allah Rasulü’nün eşi-dostu-can yoldaşı, O’nun cemaatindeki ilk insan müminlerin annesi Hz. Hatice (radıyallahu teala anha). İslam’dan önceki ismi tahire yani temiz… Mekke’nin şirk ateşiyle yandığı 555 yılının yaz aylarında bir sabah Hz. Hatice dünyaya geliyor. Annesinin ismi Fatıma babasının ismi Huveylid bin Esed. Hz. Hatice annemiz Mekke’nin putperest-çok tanrıcı bir inanışta olduğu günlerde, cahiliye döneminde dünyaya geliyor. İşte o cahiliye dönemi ki kız çocuklarına değer verilmiyor, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor. İşte böyle bir zamanda Hz. Hatice annemiz dünyaya gelmiştir. Hatice annemizin doğması her ne kadar Esed ailesinin şiddetini üzerine çekse de amca oğlu olan bilgin Varaka bin Nevfel’in gayreti ve ona sahip çıkması Hz. Hatice’nin birçok tehlikeyi atlatmasını sağlıyor. Hz. Hatice’nin doğumu müşrik topluma ve günümüze bir mesaja dönüşüyor. Amca oğlu Varaka bin Nevfel onun dünyaya gelmesiyle kabilenin erkek çocuklarına yapılan iltifatın Hz. sHatice annemize de yapılmasını sağlıyor. Doğum günü hazırlıkları yapılıyor, ziyafetler veriliyor. Fakat öz amcası Amr Bin Esed cahili duygularla birçok kez harekete geçiyor ve küçük Hatice’yi diri diri toprağa gömme hamleleri yapıyor. Amcasının bu zalimce girişimleri her defasında bir şekilde engelleniyor ve küçük Hatice yıllar yıllar sonra evleneceği Peygamber Efendimiz’e hazırlanıyor. 

Genç kızlığından itibaren Hz. Hatice annemiz iffetli, namuslu, asil bir Kureyş kadını olarak yetişecektir. Hz. Hatice, İslam Peygamberi Efendimiz (sav) tarafından sevilmiş, O’nun kalbindeki yerini her zaman muhafaza etmiş ve bununla ün kazanmış bir hanımefendidir. Efendimizle nikah törenlerinde, Hz. Hatice’nin amcası Amr b. Esed ve Rasulullah’ın amcaları hazır bulundular. Hz. Hatice’ye mehir olarak 12 ukiyye (1 ukiyye kırk dirhemdir) ve bir neşş altın (1 neşş yarım ukiyye yani 20 dirhemdir) verilir. 20 genç deve verilmesi taahhüd edildiği de rivayet edilir.

Peygamberimiz (sav), evlendiğinde 25 yaşında, Hz. Hatice ise 40 yaşındaydı. Peygamberimiz, bir veya iki deve kesip halka yemek yedirmiştir. Bu ziyafet, O’nun verdiği ilk velime (düğün ziyafeti) idi. On beş yıl mutlu bir evlilik geçirdiler.

Bu mübarek evlilikten Hazreti Hatice annemizin iki erkek, dört kız çocuğu oldu. İlk çocuğu Kasım’dı. Efendimiz onunla künyelendi. Ebe’l-Kasım (Kasım’ın-Kısmetlerin Babası) dendi. Kasım iki yaşına kadar yaşadı. Kızları ise  Zeynep, Rukıyye, Ümmü Gülsüm ve Fâtıma idi. Son çocukları Abdullah’dı. Nübüvvetten sonra doğdu. Çok kısa ömürlü oldu. Daha henüz sütten kesilmeden Abdullah da vefat etti.

İlk çocukları Kasım ile ilgili ibret alınacak bir hâdise şu şekilde cereyan etmişti:

Hüseyin b. Ali b. Ebî Tâlib anlatıyor: “Rasulullah’ın oğlu Kâsım vefat edince Hz. Hatîce (r.anhâ): “Ey Allah’ın Rasulü! Kasım’ın sütü taştı. Keşke Allah süt çağını tamamlayacak kadar onun ömrünü uzatsaydı.” dedi. Efendimiz aleyhissalatu vesselam bunun üzerine: “O süt devresini cennette tamamlayacak!” buyurdular. Hz. Hatîce: “Ey Allah’ın Rasûlü! Şayet bunu bilseydim, onun acısına sabretmem kolaylaşırdı.” dedi. Efendimiz aleyhissalatu vesselam: “Dilersen Allah’a dua edeyim de sana onun sesini işittireyim.” dedi. Ancak Hz. Hatîce: “Hayır, ey Allah’ın Rasûlü! Ben Allah ve Rasûlü’nü tasdik ediyorum.” dedi.”

Peygamber Efendimiz’in kızı, cennet kadınlarının efendisi Hz. Fatıma’nın öz annesidir. Hz. Zeynep, Hz. Rukiyye ve Hz. Ümmü Gülsüm… Hepsi Peygamber nesebi, Peygamber ailesi örnek insanlar, güzel insanlar… Hatice annemiz ümmühatul müminîn yani bütün mümin kadınların annesidir. İbni Abbas (ra) şöyle rivâyet etmiştir: Peygamber dört çizgi çizdi ve şöyle buyurdu: “Cennetlik kadınların en üstünleri Hatice, Fâtıma, Meryem ve Asiye’dir.” 

Karanlıklar yırtmak için gönderilen bu asil kadın Allah’ın Rasulüne tam manasıyla teslim olmuş, yaşadığı hayat boyunca hep O’na destek olmuş, güven ve huzur vermiştir. Onun özü Allah Teala’nın onun ruhuna koyduğu bir nurdan kaynaklanmaktadır. Bu nur bilgi, güzel ahlak, temizlik, iyilik, inanç ve tecrübeyle yoğrulmuştur. Onun içinde kin, haset, kıskançlık gibi kötü hasletler yoktur. O tükenmez güzelliklerin ta kendisidir. Bu güzellikler her gün güzel ameller ile beslenerek gelişmektedir. Kalbi Peygamber aşkıyla dolu, ruhu inceden inceye temiz ve büyüktür. Teslimiyet ve güvenin menbaı, teslimiyetin en güzel örneği odur. En zor şartlarda bile Hakk’a ve onun Rasulüne teslimiyeti herkesin şahit olduğu tartışılmaz bir gerçektir. 

Büyüğümüz Mevlana Hace Hazretleri bir sohbetlerinde bu hadisi şerifi naklettiler: “Allah beni Hatice’nin sevgisiyle rızıklandırdı.” Ve devamla şöyle buyurdular: “Hatice annemizin Peygamber Efendimiz’e desteği-güveni-teslimiyeti ne şekilde oldu? Birincisi Hz. Haticetül Kübra annemiz asla müşrik-putperest değildi. Hanif dinine inanan müslümanlardandı. Çocukluğundan beri Varaka bin Nevfel’in sohbetlerinden etkilenmiş biri olarak tevhid inancına sahipti; çünkü amcasının oğlu Varaka bin Nevfel Mekke-i Mükerreme’de tevhid inancının, Hanif inancının temsilcilerindendir ve son Peygamberin bu topraklardan çıkacağını biliyordu. O’nu bekliyorlardı. Bu bekleyişi birçok Hanif ve Hristiyan kaynağından destekleyen bilgilere sahipti. Peygamber Efendimiz geldiğinde O’na iman etmiş dolayısıyla çevresini, kendisine yakın olanları da buna yönlendirmiştir. İşte bunlardan biri de Hatice annemiz idi. İkincisi Hatice annemiz Kainatın Efendisi’nden (sav) 25 yaş büyüktü ve bir anne gibiydi. O, bölgenin en uygun,en zeki, firaset ve basiret sahibi bir hanımefendisi idi. Zaten Rasulullah Efendimiz’e evlilik teklifini de o yapmıştır. Efendimizi bir zaman takip etmiş, gözlemiş O’ndaki değişik özellikleri-güzellikleri görerek O’na evlilik teklifinde bulunmuştur. Allah Teala onun bu samimi, bu ihlaslı adımını evlilikle taçlandırmıştır. Dolayısıyla geçmişten gelen bilgisiyle Efendimizden gelen güzellikleri birleştiren Hazreti Hatice annemiz sanki taşları yerine koyunca şekli tamamlamış oluyordu. Bunları çok zeki bir hanımefendi olduğu için kimseye söylemeden kendi içinde bütünlemişti. Vahyin gelişi sırasında da Hatice annemiz, Peygamber Efendimizdeki bu gerçekçi hali, ürkmüş, korkmuş hali, o müthiş heyecanı görünce çok ciddi bir şeyin yaşandığını anlıyordu. Efendimizdeki bu tabii titremeler karşısında Hatice annemiz bir anne şefkati ile O’na sarılıp O’nu ısıtmak, teskin etmek istiyordu. Efendimiz (sav) bazı endişelerini dile getirdiğinde Hz. Hatice annemiz ise benim amcam oğlu Varaka yıllardır bir Nebi’nin geleceğinin yakın olduğunu söylüyor gel biz ona gidelim, diyecektir. Sonuçta Hz. Hatice annemiz Varaka bin Nevfel’e gidecek ve ona durumu anlatacaktır. Varaka ölüm döşeğindedir, gayet hastadır. Hz. Hatice annemiz olanları anlatınca Varaka yatağından doğrulur: “Müjdeler olsun kainatın beklediği Peygamber O’dur ve O’na görünen şey Cebrail’dir. Cebrail, O’ndan önceki peygamberlere de vahiy getirmiştir.” der ve konuyla ilgili bildiklerini Hz. Hatice’ye anlatır, sonra ekler: “Bunları O’na anlat, O’nu ikna et, korkmasın ve benim beyatimi O’na söyle, O’na iman edenlerden biriyim.” der. Bu konuşmadan birkaç gün geçmeden, o günlerde Varaka bin Nevfel vefat eder. Bu bilgileri Varaka bin Nevfel’den alan Hatice annemiz gelip Efendimize anlatır yani Hatice annemiz önceden iman etmiştir zaten. Sadece işin gerçekleşmesini beklemektedir, gerçekleştiğinde de hiç tereddüt etmeden teslimiyetini-bağlılığını-güven ve sadakatini ispat etmiştir. Meselenin bir başka yönü de Allah Teala, kulunu, Kainatın Efendisi’ni bir görevle görevlendiriyor. Elbetteki ilk etapta O’nun inancını doğrulayacak, O’na moral verecek, O’nu destekleyip O’na yardımcı olacak, O’nunla hasbihal edecek birini lütfetmektedir. Bu bütün nebilerde böyle olmuştur. Hz. Adem ile Hz. Havva annemiz ile başlamıştır bu hadise ve bütün nebilerde böyle devam etmiştir. Hz. İsa’da Hz. Meryem ile, Hz. Musa’da Hz. Şuayb ve kızları ile hemen bir arkadaş, bir yoldaş olarak peygamberlere destek olunduğunu görüyoruz. Cenabı Hak, Cenabı Peygamberimiz için Hz. Hatice annemizi hazırlamıştır. O’na teslimiyeti-güveni ilk önce O’nun evinden daha sonra O’nun sahabesinden bu örnekleri görüyoruz.” 

O, bu ümmetin kadınlarının hayırlısı idi. Yüce Rabbimiz onu cennette köşkle müjdeledi. Cebrâil’i İki Cihan Güneşi Efendimize (sav) gönderdi ve Cebrâil (as) : “Hatice’ye Rabbinden ve benden selâm söyle. Onu, cennette inciden yapılmış bir sarayla müjdele. Orada ne gürültü vardır ne de çalışıp çabalamak. Orada zahmet, külfet bulunmayacak.” buyurdu. 

Hicretten üç yıl kadar önce Ramazan’da hastalanan Hazreti Hatice annemiz miladî 620 tarihinde Rabbimizin müjdelediği cennetteki sarayına uçtu. Bedeni Mekke şehrinde kaldı. Hacun Kabristanı’na defnedildi. Kabrine bizzat Peygamberimiz indi. O tarihte farz olmadığı için cenâze namazı kılınmadı. Aynı sene Efendimiz amcası Ebû Tâlib’i de kaybetti. O seneye üzüntü, keder yılı manâsına “Senetü’l-Hüzn” dendi.

Hz. Peygamberden (sav) bir hadis rivayet eden Hatice Validemizle ilgili hem hüzünlü hem de bizlere acı acı tebessüm ettirecek bir hâdise gerçekleşir:

Bir gün Hz.Fâtıma (ra), babasına “Yâ Rasulallah, Cebrail’e sorup annemin durumunu öğrenmeden içim rahat etmeyecek.” demişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber bunu Cebrail’e sordu o da Hz. Hatice’nin cennette Meryem ve Sâre arasında olduğunu söyledi.

Hz. Peygamberimiz aile efradının sadece şahıslarına değil, onların yakınlarına da iltifat ve alakayı ihmal etmemiştir. Nitekim evine uğrayan yaşlı bir kadına ziyadesiyle iltifat ettiğini gören Hz.Aişe, bu ihtiyar kadın gittikten sonra iltifatının sebebini sorunca şu cevabı alır; “Ey Aişe, bu kadın Hatice’nin bir arkadaşıdır. Onun sağlığında bize uğrardı. Dostluğa vefa imandandır.” Hz. Aişe, Hz. Hatice’nin yakınlarına olan bu bağlılık sebebiyle, Peygam-ber Efendimiz’in her koyun kesişte onun arkadaşlarına mutlaka bir pay gönderdiğini belirtir. Bedir esirleri arasında yer alan damadı Ebu’l- As’ın fidyesi olarak gönderilen kolyeyi gören Rasulullah (as) fevkalade duygulanarak, bunun iadesini teklif eder ve kabul edilir. Çünkü bu kolyeyi, kızı Zeyneb’in evlenmesi sırasında annesi Hz.Hatice hediye etmiştir. 

Efendimiz (sav): “Allah’a yemin ederim ki bana Hatice’den daha hayırlı bir hanım verilmemiştir. İnsanlar beni inkâr ettiği zaman o bana iman etti. İnsanlar beni yalanladığı zaman o beni tasdik etti. İnsanlar beni mahrum ettiği zaman o bana malıyla sahip çıktı. Allah beni ondan, diğer hanımlara nasip olmayan çocuklarla rızıklandırdı.” buyururlar. (Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, XXIII, 13)

Rabbimiz bizleri Hatice annemize lâyık evlât eyleyip şefaatlerine nail eylesin. Onun ahlâk-anlayış ve teslimiyet ve hizmetinden bizlere de lütfeylesin.Cennetteki köşkünde bizleri cem eylesin. Amin velhamdu lillahi Rabbil alemîn.

 

Yazar:  Gönül Pınarından

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort