JoomlaLock.com All4Share.net

ALLAH'IN VELİ KULLARI -6

Allahın Veli Kulları 6

Allah'ın Veli Kulları -6 - Mine Şimşek

Sayı : 129 - Eylül 2018

 

Allah'ın Veli Kulları -6

 

Alemlerin Rabbi olan, eşi benzeri olmayan yüce Allahu Teala’ya binlerce hamdu sena olsun. Habibi Kibriya Muhammed Mustafa’ya (sav) zerreler adedince salat, selam olsun. Bu ayki yazımızda Allah dostlarının kısa hayatlarını yazmaya devam edeceğiz inşallah.

İmamı Rabbani Hazretleri ve Kısa Hayatı:

İmamı Rabbani ismiyle meşhur olan Ahmed Faruk Serhendi (ks) hazretleri Hindistan’da yetişen en büyük veli ve alim. Silsileyi aliyeye mensub İslam alimlerinin yirmi üçüncüsüdür. Babasının adı Abdülehad’dır. 1563/971 senesinde Hindistan’da yetişmiş olmasına rağmen irşadı ve etkisi dünyanın birçok bölgesine ulaşmıştır.

Bu zatlar güneş gibidir, parlar ışık verir ve haliyle onlara yönelenler istifade ederler. “Rabbani” alim demek olup kendisine ilim ve hikmet verilmiştir. İlmi ile amel eden, amel bakımından eksiksiz, kamil, olgun alim demektir. İşte o hakiki yol göstericilerden biri de “Müceddid-i Elfissani - İkinci Bin Yılın Yenileyicisi” ünvanıyla anılan İmamı Rabbani’dir. Baba tarafından soyu hazreti Ömer efendimize dayanmaktadır, onun için “Faruki” nisbesiyle anılmıştır.

Talebelerinin meşhurlarından olan Bedretttin Serhendi (ks) İmamı Rabbani hazretlerinin mübarek suretini şöyle tarif etmişlerdir: Onun mübarek suretini şöyle beyan edelim ki sevenleri ve yolunda bulunanları onun mübarek yüzünü ve sohbetlerini düşünerek feyz alıp nasiplensinler. Beyaza yakın buğday tenli ve açık alınlı idi alnında ve mübarek yüzünde öyle bir nur parlardı ki ona bakacak takat kalmazdı. Kaşlarının arası açık idi dişleri sık birbirine bitişik olup inci gibi parlardı, sakalları sık, heybetli yuvarlak olup yanaklarından taşmazdı. Uzun boylu ve ince yapılı idi, ondan her saat ve her dakika feyz zuhur ederdi.” 

Sevenleri onun için: “En yükseklerden feyz saçan rahmet bulutu / Senden yağıyor bereketli nisan yağmuru / Bekliyoruz seni ancak senin, senin feyzinle kurtuluruz.” diye şiirler yazmışlar.

İmamı Rabbani (ks) az bir nimete şükrederdi. Yaz olsun kış olsun gecenin üçte ikisini geçirdikten sonra kalkar o vakitte okunması gereken duaları okur, Mükemmel bir abdest alır. Abdest suyunu başkasına döktürmezdi…. Kur’an-ı Kerim okurken dinleyenler okumasından ve simasından Kur’an-ı Kerim’in esrarının ve bereketlerinin ona akıp geldiğini anlarlardı. Muhammed Haşimi Keşmiş şöyle anlatır: Bir gün Kur’an-ı Kerim okuma esnasında bu fakire dönüp: “Kur’an-ı Kerim’de Allahu Teala ile habibi arasında öyle sırlar var ki onları ancak alimler anlar.” buyurdu.

İmamı Rabbani (ks) ilk tahsiline babasından ders alarak başladı. Babasından okuyup Arapça’yı öğrendi, küçük yaşta Kur’an-ı Kerim’i ezberledi, sesi güzel olduğundan Kur’an-ı Kerim’i bülbül gibi okurdu. İlminin çoğunu babasından, bir kısmını da zamanın meşhur alimlerinden öğrenmiştir. Babasından aldığı dersler tamamlanınca Siyalkut şehrine gidip oradan da Mevlana Kemalettin Keşmiri’den ilim öğrenmiştir. Edebiyata çok meraklı olup zekasının şiddeti herkesi hayrete bırakıyordu. İmamı Rabbani hazretleri (ks) memleketinde ilim ve edep öğretmeye isteklileri yetiştirmeye, yükseltmeye, başladı. Şöhreti her yerde yayılıp her tarafta aşıkları onun ilminden feyzinden faydalanmaya geliyordu.

Talebelerini mükemmel bir şekilde okuturdu. Ömrünün son zamanlarında dahi talebelerine ilim tahsilini sık sık emreder buna çok önem verirdi. Herkesin kalbini ilim ve nur ile doldururdu. Peygamberimiz’in (sav) sünnetlerini canlandırıyor ve kuvvetlendiriyordu. Çok alim ve veli yetiştiriyordu.

Hikmetli Sözleri ve Mübarek Öğütleri:

İnsanın yaratılışındaki maksat, kendisine emredilen ibadetleri yerine getirmektir. İbadetlerin edasından maksat da imanın hakikati demek olan yakini elde etmektir.

Kalp temizliği, Kur’an ve sünnete uymak bidatlerden kaçmak ve nefsin kötü arzularından sakınmakla olur.

Şu üç şeyden mahrum kalmanız yakışmaz: Kur’an-ı Kerim okumak, çok Kur’an okuyarak namazı eda etmek, “Lailahe illallah” kelime-i tayyibesini çok tekrar etmek.

Allahu Teala’nın sizi imtihan ettiği vakitlerde ona hamd etmelisiniz. Nefsinize bir lahza dahi boşluk bırakmadan bu işlerinize devam etmelisiniz. Çokca tekrar ediyoruz ki bu kıymetli vakitleri hiçbir işe yaramayan boş şeylerle harcamayınız.

Dünyada namaz mertebesi, ahirette ruyet mertebesidir. Dünyada yakınlığın mahiyeti namazdadır. Allah’ın yakınlığının sonucu ise Allah’ı görmektir. İbadetlerin en güzeli namazdır ki dinin direğidir. Müminlerin miracıdır, onun edası için tam itminan gösterip onda dikkatli olmak gereklidir. İtminan denilen kalbin sükuneti de bulunmalıdır. İnsanların çoğunun itminanı ve tadili erkanı zayi etmek suretiyle namazı boşa gidermektedir.

Zikir kalbin amelidir ve yüce Allah’ın Kur’an’da emrettiği vazifelerden biridir. Zikir Allah bilinci içinde olmaktır. Zikir bir amel çeşidi olduğu gibi aynı zamanda ibadetlerin içinde, ruhunda bulunan bir öz, bir cevherdir. Zikrin en önemli neticelerinden biri kalbi itminana kavuşturmasıdır. Kalbin itminanı demek gönülden tasdik etmek ve insanın iman edilecek, gaybi şeylere gözüyle görürmüşcesine inanması ve böylece kalbin mutmain olup rahata kavuşmasıdır. İman zayıf olunca itminan hasıl olmaz ama iman kuvvetlenince insan ateşin yakıcılığına, suyun boğuculuğuna, zehrin içeni öldüreceğine inandığı gibi sonra dirileceğine mahşere ve hesaba da inanır. Ateşin yakıcılığına inanan insan kendini ateşe atmayacağı gibi; ahirete, haşra, hesaba, mizana, cennete ve cehenneme iman hususunda kalbi itminan bulan kimse de kendini ahirette tehlikeye sokacak şeylerden korumaya çalışır.

Allahu Teala buyurdu: “Haberiniz olsun ki Allah’ın zikri ile kalpler itminana kavuşur.” Ayeti kerimenin ifade ettiği mana gibi, kalbin Hakk’ın zatı ile münasebet kazancı vardır. Zikirden muhabbet hasıl olur, zikirden kimseye muhabbet gelince bundan sonra artık kalbin yatışması meydana gelir. Kalp itminana varınca elde edilen kazanç ebedi bir saadeti devlet olur. Allahu Teala buyurdu: “Çok zikrediniz felah bulursunuz.” Ahiretteki felah çokça zikretmeye bağlıdır. (Mektubât, 70. ve 382. Mektuplar)

Allah’a hamd olsun Rasuluna salat ve selam olsun. İyi biliniz ki bizim gibi acizlere lazım olan şey şunlardır: Küçüklük düşüncesi içinde olmak, yüce Hakk’a karşı yalvarıcı, kalbi kırık ve ona sığınıcı halde olmak. Kulluk vazifelerini eda etmek suretiyle sünneti seniyyeye tabi olmak. Bütün saadetlerin başı ve aslı Peygamber’in yoluna tabi olmaktır. Bütün fesatların aslı da ona ve İslam’a muhalefettir. Hep doğru söyleyici Rasulullah Efendimiz (sav) her neyi haber vermiş ise hepsi doğrudur. İşin özüne mutabıktır, onda yanlış yoktur. (Mektubât, 23. 36. 157. Mektuplar)

Mübarek Duaları:

Allahım bize hakkı hak olarak göster, ona tabi olmayı bize tabi eyle; batılı batıl olarak göster, ondan sakınmayı nasip eyle. Rabbimiz nurumuzu tamamla, günahlarımızı bağışla. Sen her şeye kadirsin! Allahım bizi mübarek kelime-i tevhid cümlesinin bereketlerinden mahrum eyleme, onda bize sebat ver. Onun tasdiki üzere bizi öldür, ona tasdik edenlerle bizi dirilt. Onun hürmetine ve onu tebliğ edenler hürmetine bizi cennete idhal eyle. Allahu Teala bizleri razı olduğu işleri yapmaya muvaffak eylesin. Yüce rabbimiz bize ve size razı olmadığı şeylerden necat ihsan eylesin.

Allahım bizlere hakikatları olduğu gibi göster, oyuncak sayılan işler ile uğraşmaktan bizi uzaklaştır. Allahım mağfiretin günahlarımdan çoktur, rahmetin amelimden çok daha ümit vermektedir.

Bizleri razı olduğun işlerde başarılı eyle, sana taatte bize sebat ver. Seyyidü’l-mürselin hürmetine. Ona ve aline salat ve selam olsun, Rabbimiz nurumuzu tamamla günahlarımızı bağışla sen her şeye kadirsin. (Mektubât, 427. 350. 366. Mektuplar)

Allahu Teala ona öyle manevi ilimler ihsan etmiş ki hocası Baki Billah (ks) bu yeni ilimlere kavuşabilmek için huzuruna gelir hürmetle otururdu. İmamı Rabbani hocasının geldiğini görünce kapıya koşup tevazu ile karşılardı. İmamı Rabbani (ks) benzeri az yetişen müstesna bir İslam alimi ve bir mürşidi kamildir.

Son Günleri ve Vefatı:

İmamı Rabbani (ks) 1032 hicri senesinde vefat etmenin yakın olduğuna dair işaretler ve alametler görünce Serhend’de bulunan kıymetli oğullarına bir mektup yazıp gönderir: “Kıymetli oğullarım! Bu dünyada hiçbir şekilde bağlılığım ve nazarım kalmadı. Öbür dünyaya gitmek icap ediyor. Ömrümüzün sona ermesi yakındır, yolculuk alametleri görülmeye başladı. Bir daha kavuşmamız mümkün olur ya da olmaz, kadere razı olmak lazım...” buyurdu.

Babalarının hasreti ile yanan gözlerinin nuru oğulları, bu mektubu alınca babalarının bulunduğu yere hareket ederler. 

Vefatı 1034 hicri senesi sefer ayının 28’inde kuşluk vakti olur. Lafza-i Celal’i Allah’ın has ismini zikirden başka hiçbir şey söylemez. Kısa zaman sonra canı cananına teslim eyler. Vefat haberi sevenlerini ve talebelerini çok üzüp günlerce ağlatır. İmamı Rabbani hazretlerine zerreler adedince rahmet olsun himmetleri bol olsun.

Yazımızı vefatından önce buyurduğu bir şiir ile bitirelim: “Vuslat günüdür sırdaşım, aleme kucak açayım / Bu devletin bu nimetin, sevinçlerini saçayım.”

Kaynakça:
İslam Ansiklopedisi
İmamı Rabbanin Hayatı, Yasin Yayın Evi

 

Yazar: Mine Şimşek

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort