JoomlaLock.com All4Share.net

BİR EĞİTİMCİ OLARAK AİŞE ANNEMİZ

Bir Eğitimci Olarak Aişe Annemiz

Bir Eğitimci Olarak Aişe Annemiz - Sâlik-i İrfan

Sayı : 129 - Eylül 2018

 

Bir Eğitimci Olarak Aişe Annemiz

 

Hamdolsun alemleri yoktan var eden Allahımıza… Rahman olan, Rahim olan, Kadir-i Mutlak olan Mevlamıza… Bizi insan kıldığı ümmet-i Muhammed’e kattığı ve Hâcegân nispetine ulaştırdığı için ne kadar şükretsek azdır…

Salat ve selamlar ise ümmetine çok harîs olan, Şahidimiz-Şefaatçimiz-Sahibimiz-Efendimiz Muhammed Mustafa (sav) hazretlerine olsun. Onun her yanı nurdur. Bedeni nurdur, bakışı-sözü-fiili hasılı sünneti nurdur. Onun nurundan nasipdar olmayı Cenabı Mevla hepimize lütfeylesin.

Bu ay dergimizin ana konusu, eğitim. İslam dünyasının en sancılı konusu. 

“Beni Rabbim terbiye etti, ne güzel terbiye etti.” buyuran Efendimiz (sav) aldığı terbiyeyi en güzel şekilde Ebu Bekir Sıddık (ra) başta olmak üzere bütün ashaba nakış nakış işlemiş. 

Tarihin gördüğü en büyük toplumsal değişimi, ahlaki dönüşümü gerçekleştiren Efendimiz (sav) aynı zamanda kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa model olacak eğitim ilkelerini de miras olarak bırakıyordu. İşte bu mükemmel-muazzam dönüşümün ashaptaki karşılığını aradığımızda bizleri hayrete düşüren iman, irfan, vefa, feda, seha (cömertlik)… örneklerinden adeta insanın başını döndürecek binler görmek mümkün. 

Erkeklerin eğitimi bir yana, kızlarını diri diri toprağa gömen insanların bulunduğu bir toplumda Hz. Fatıma annemiz gibi, Hz. Aişe annemiz gibi ya da ashabın eşleri ve kızlarında göreceğimiz nezafet, nezahat, iffet ve zerafet örnekleri Efendimiz’in (sav) kuvvet ve kudretinin ispatıdır adeta. 

لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ 

“Ey iman edenler! And olsun ki, içinizden size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, siz müminlere rauf ve rahîm bir peygamber gelmiştir.” (Tevbe 128)

Cenabı Mevlamız Peygamberimiz Efendimiz’i (sav) överken Tevbe Suresi’nin 128. ayetinde “…sen rauf ve rahimsin.” buyurur. Daha ne denebilir ki? Seni alemlerin Rabbi olan, Kadir olan Mevlayı Müteal Hazretleri övmüş ya Rasulallah! Vallahi bize de seni ve eserlerini hayran hayran seyretmek düşmüş.

İşte bu yazımızda, Peygamberimiz Efendimiz’in (sav) eserlerinden-nezih talebelerinden Hz. Aişe (ra) annemizin eğitimle alakalı yönlerine değinmeye çalışacağız:

Efendimizin (sav) buyurduğu “Dininizin yarısını Humeyrâ’dan alınız.” (İbn Manzûr, el-İfrîkî el-Mısrî, Lisânü’l-Arab) ifadesi Aişe annemizin diğer ashabın vakıf olamayacağı yönlere vukufiyetine işaret olsa gerek. “Evlenmek dinin yarısıdır, diğer yarısı için ise Allah’tan korkun.” rivayetine de dikkat edilirse Aişe annemizin çoğunlukla Efendimiz’in (sav) özel hayatı ile ilgili, hanımların özel halleri ile ilgili eğitimde aktarıcı olduğu zaten görülmektedir.

Peygamber Efendimiz’in (sav) hanımı olmasının yanı sıra onun değerli öğrencisi de olan Hz. Aişe annemizin ilmi sahada çok ayrı bir yeri vardır. Fıkıh ilminde pek çok âlimin hatasını düzeltmiş, birçok hadisin de mükemmel bir şekilde izahını yapmıştır. 

Hz. Ömer (ra) kadınlarla ilgili fıkıh meselelerinde daima Hz. Aişe annemizin görüşünü almıştır. Hayatının bütün aşamaları müslümanlar için örnek olan Hz. Peygamber Efendimiz’in (sav) özellikle aile hayatının iyi biliniyor oluşunu Hz. Aişe annemize borçluyuz. O, Hz. Peygamber Efendimiz’den en çok hadis rivayet eden sahabiler arasında yer almaktadır. Diğer Müslümanların görmediği, bilmediği pek çok husus Hz. Aişe (ra) annemizin rivayetleri sayesinde bilinmektedir. İdeal bir aile reisi olarak Peygamber Efendimiz’in (sav) eşlerine, çocuklarına davranışlarını Hz. Aişe (ra) annemizden öğrenmekteyiz.

Arapçayı çok güzel kullanan Hz. Aişe (ra) annemiz, açık ve yalın anlatım tarzı ve hitap ettiği kişiye en uygun tebliğ yapması sayesinde konuştuğu kişiler üzerinde etkili olmuş bir hatiptir. Halka hitaben yaptığı konuşmalar ve bazı mektupları edebi kabiliyetini de gösteren örneklerdir. Peygamber Efendimiz (sav) emrolunduğu her buyruğu hemen hayatına aksettiriyordu. Hz. Aişe (ra) annemiz, O’nun bu özelliğini şu güzel benzetmeyle anlatmıştır: “Peygamber yaşayan Kur’an’dı”. Bu tek cümle Hz. Aişe (ra) annemizin geniş manaları az kelime ile ifade etme yeteneğine en güzel örnektir ki bu, asırlardır ümmetin dilinde dolaşmaktadır. 

Dinimizin büyük bir bölümü bize Efendimiz’in (sav) hanımlarından özellikle de Hz. Aişe (r.anha) annemizden gelmiştir. Allah Rasulü’nün hanımları arasında ilme düşkünlük noktasında en önde geleni Hz. Aişe validemizdir. O kadar ki “Bilmediği bir konuyu duyduğunda, onu iyice anlayıncaya kadar sormaya devam ederdi.” (Buhârî, İlim 36) 

Ebû Musa el-Eşari anlatıyor: “Allah Rasulü’nün arkadaşları olarak ne zaman bir hadisi anlamada müşkil yaşasak, hemen Aişe’ye sorardık. Kendisi bize o konuda mutlaka bir bilgi sunardı.” (Tirmizî, Menâkıb, 62)

Rivayetten de anlaşıldığı gibi Aişe validemizin hadislere vukufiyeti fevkalade ileri idi. Huzuruna gelen bir soruyu-meseleyi, hemen bir hadisle veya bir te’ville (yorumla) hallediveriyordu. Hatta bazı yanlış anlaşılan veya eksik rivayet edilen hadisleri, Hz. Aişe validemiz tamamlamış ve bizi yanlış anlamalardan kurtarmıştır. (Zerkeşî, el-İcabe, s.103)

Allah Rasulü Hz. Aişe hakkında şöyle buyurmuşlardır: “Peygamber hanımları da dahil eğer ümmetimin kadınlarının ilmi Aişe’nin ilmiyle kıyas edilecek olsa, Aişe’nin ilmi ağır gelir.” (Taberani, Mu’cemü’l-Kebîr, 23/184)  Efendimiz’den tescilli bu ilim hazinesine miras ve tıp ile ilgili konularda dahi müracaatta bulunurlardı. (Taberani, Mu’cemü’l-Kebîr, 23/182; Hâkim, Müstedrek, 4/11) Aişe validemizin tabiblik yönünün olduğunu da yine kaynaklarımızdan öğreniyoruz. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/67)

Mekke’nin âlimi olan Ata b. Rabâh, Aişe validemizin ilmine olan hayranlığını şöyle ifade eder: “O, insanların en fakihi, en âlimi, görüşü en güzel olanıdır.” (Hâkim, Müstedrek, 4/14) Ayetlerin iniş sebebini en iyi bilenlerden biri olan Aişe validemiz, Hz. Ömer ve Hz. Osman zamanında fetvalar da veriyordu. Hz. Ömer ve Hz. Osman, sünnetle alakalı bazı sorular için Hz. Aişe validemize elçiler gönderiyorlardı. (İbn Sâd, Tabakât, 2/32–33)

Hz. Ebu Seleme’den şöyle nakledilir: “Hiçbir kimseyi görmedim ki Hz. Aişe’den daha fazla Allah Rasulü’nün sünnetini bilsin. Muhtaç olunan her hususta ondan daha fakih olsun, hangi ayetin hangi konuda indiğini ve farzları ondan daha iyi bilsin.” 

Hz. Aişe annemizin kız kardeşi Hz. Esma, Zübeyir b. Avvam ile evlenmiş ve Urve adında bir oğulları dünyaya gelmişti. Urve b. Zübeyir teyzesini ziyadesiyle severdi. Teyzesinin şaşılacak derecedeki bilgisi ve hemen her konudaki engin görüşü Urve b. Zübeyir’i hayrete düşürürdü. Bu ilim karşısında her gün yeni hayretlere düşen Urve bir gün dayanamayıp sordu: “Teyzeciğim ben senin fıkıhtaki bilgine şaşmam, çünkü Rasulü Ekrem’in zevcesi ve Ebu Bekir’in kızıdır, derim. Ben senin şiirdeki ve Arap tarihindeki bilgine de şaşırmam çünkü halkın bu konularda en bilgilisi olan Ebu Bekir’in kızıdır, derim. Bunların hepsini anlıyorum da ben senin tıptaki bilgine şaşıyorum. Bu bilgiyi sana verebilecek kimseyi de tanımıyorum. Tıp bilgisini nasıl elde ettin?” Hz. Aişe yeğeninin hayretle açılan gözlerine gülümseyerek şu cevabı verir: “Ey kardeşimin oğlu Urvecik! Allah Rasulü ömürlerinin sonlarında sık sık hastalanır, kendisine Arap heyetleri gelir dururdu. Her biri bir şey tarif ederdi. Ben de o tariflere göre otlardan ilaç yapardım da varlığın nuru iyileşirlerdi. Böylece onlardan aldığım her tarifi öğrendim ve bu ilme vasıl oldum.”

Hz. Aişe (ra) validemizin evi büyük küçük birçok kimsenin huzuruna gelip kendisini dinlediği bir ilim merkezi olmuştur. Orada uzun konuşmalar yapar ve dersler verir kendisine emanet edilen ilmi, mümkün olduğunca halkın istifadesine sunardı. Bir soru üzerine şöyle buyurmuştur: “Hz. Peygamber’in vefatından sonra bu ümmette meydana çıkan ilk bela, tokluktur. Doyunca insanların bedenleri şişmanladı, kalpleri zayıfladı, dünya hırsları kabardı.”

Hz. Aişe (ra) annemiz sırtındaki elbiseyi yamamadan altını üstüne, üstünü altına getirmeden, onu eski sayıp çıkarmazdı. Bir gün Hz. Muaviye’nin yanından ona seksen bin dirhem geldi. Akşama kadar bir tek dirhem bile bırakmadan Allah (cc) yolunda hepsini fakirlere dağıttı. Cariyesi ona “Niçin bize bir dirhemle biraz et almadın?” deyince “Eğer bana hatırlatsaydın bırakırdım.” dedi. Dikkat edilirse  kendi açlığı ve ihtiyacı söz konusu bile değil, mesele yardımcısının açlığı ve ihtiyacıdır.

Kuseyir b. Ubeyd’den; müminlerin annesi Hz. Aişe’nin (ra) hücresine gittim, bana: “Şu elbisenin yırtığını dikeyim de konuşuruz.” dedi. “Ey müminlerin annesi! Halka senin bu yaptığını söylesem senin cimri olduğuna kanaat getirirler.” dedim. Hz. Aişe de “Aklını kullan eskisi olmayan bir kimse için yeni yoktur.” dedi. 

Elbise konusunda babasından aldığı uyarıyı ise Hz. Aişe (ra) şöyle nakleder: Bir elbise giymiştim, elbise çok hoşuma gittiği için ikide bir eteğime bakıyordum. O sırada babam “Ey Aişe, bilmez misin Allah (cc) şu anda sana bakmaz!” dedi. “Niçin?” diye sordum, “Sen bilmez misin kul dünya süsüyle gururlanırsa Rabbi ona buğz eder, ta ki o süs kendisinden ayrılıncaya kadar!” dedi. Bunun üzerine onu sırtımdan çıkardım ve sadaka verdim. Babam “Umulur ki sadaka vermen senin günahına keffaret olur.” dedi.

Hz. Aişe (ra) annemiz, Rasuli Ekrem (sav) Efendimiz’den 2210 hadisi şerif rivayet etmiştir. Kendisinden de ashab ve tabiinden birçokları hadisi şerif nakletmişlerdir. Ahmed ibni Hanbel, Müsned’inde Hazreti Aişe’nin hadislerini 253 sahife içinde toplamıştır. Sahih hadis kitapları Hazreti Aişe’nin fetvaları ile doludur.

Hazreti Aişe’nin ilmini en ziyade neşreden kız kardeşi Esma’nın oğlu Urve bin Zübeyr ve erkek kardeşinin oğlu Kâsım bin Muhammed bin Ebû Bekir’dir.

Aişe annemizin fıkıh ve ictihadda, görüşü keskin ve kuvvetli idi. Fıkıh ilminin kurucularındandır. İslam dininde pek yüksek makam sahibi olup, hadis ve fıkıh âlimlerince takdîr ve sitayişle anılanların başında gelmektedir.

Ebu Davud, Hazreti Aişe’den (ra) bildiriyor ki: Kız kardeşim Esma, Rasulullahın yanına geldi. Arkasında ince elbise vardı. Derisinin rengi belli oluyordu. Rasulullah (sav) baldızına bakmadı. Mübarek yüzünü çevirdi ve: “Ey Esma! Bir kadın namaz kılacak yaşa geldiği zaman, onun yüzünden ve iki ellerinden başka yerlerini erkeklere göstermemesi lazımdır.” buyurdu.

Aişe annemiz buyurdular ki: “Rasulullah’ın yatağı, içi hurma lifi dolu deri idi.”

“Rasulullah, (bazen) bütün gece tek bir ayetle namaz kıldı.”

Hazreti Peygamber (sav), Aişe annemize şöyle buyurmustur: “Cebrail hiç durmaz komşu hakkına hürmet olunmasını bana tavsiye ederdi. Hatta ben yakında komşuyu mirasçı kılacak sandım.”

Rasulullah (sav) tembellikten Allah Teala’ya sığınmış: “Ya Rabbi! Beni keselden koru!” diye dua ettiği, Aişe ve Enes bin Malik hazretlerinden rivayet edilerek Buhari ve Müslim’de bildirilmiştir.

 

Yazar: Sâlik-i İrfan

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort