JoomlaLock.com All4Share.net

EĞİTİM VE ÖĞRETİM TAMAMEN BİR MERATİB VE SİLSİLE İŞİDİR

Eğitim ve Öğretim Tamamen Bir Meratib ve Silsile İşidir

Eğitim ve Öğretim Tamamen Bir Meratib ve Silsile İşidir - Dilhûn Âşık

Sayı : 127 - Temmuz 2018

 

Eğitim ve Öğretim Tamamen Bir Meratib ve Silsile İşidir

 

-Yaratılışın mayası sevgidir. Sevgi de ancak insanda bilgileşir. İnsan her gerçeğin bilgiye dönüştüğü muhteşem varlıktır. Ruhun gıdası da bilgileşen sevgidir.

-Duygular kalbte bilgileştirilir. Bilgi insanın dışını ve içini tanıması, anlaması, değiştirip dönüştürmesini sağlayan ilahi nimettir.

-İnsanın hem kendiyle hem de eşyayla iletişimi bilgi seviyesine geldi mi doğruluğa kavuşur. Akıl, kalb İslam da iki bilgi oluşturan, bilgi üreten azadır. Özellikle kalb hem bilgi üretir hem de ilahi bilgiyi emme, alma özelliğine sahiptir.

-Duygu, düşünce, inanç üretilen bilginin ya da ihsan olunan bilginin insanın aza ve cevarihlerindeki türevledir.

-İnsanın asıl görme yetisi göz, ya da görme değil, bilgidir. İnsan bilgiyle görür. İnsan bilgiyle zevke varır.Tat alma dil ile değil bilgiyledir.

-Peygamberlerin Allah’ın kelimeleri olmaları zuhurun kemalini bizlere gösterir. Bilgi zuhurun kemalidir. Bilgi zatın tecellisidir. Allah kelamıyla yaratır. Allah’ın konuşması yaratmasıdır. Konuşmak bilginin mesire alanıdır.

-Bilgi feyzi ilahinin kalpte kalan izidir, yer edinmesidir. Kalpte bir iz, yer edinemeyen bilgi geçicidir. Kalbte yer eden bilgi dönüştürücü, eylemleştirici güce erişir. Bilginin gücü kalpte ne kadar yer edindiğine, kalpte ne kadar iz bıraktığına bağlıdır.

-Sevgi bilgileşirse inanç, inanç bilgileşirse sanat, sanat bilgileşirse ahlak, ahlak bilgileşirse görev... açığa çıkar. Bu açığa çıkanlar artık düşünceye açıktır.Düşünmek böyle bir silsilenin neticesidir.Toplum olarak niye düşünemiyoruz ki?

-Tasavvufa dünyanın neredeyse her yerine ellerini uzatmış pis zihniyetin bu kadar saldırmasının altında yatan neden bu silsileyi koruyan ve besleyen ana damarı tasavvufun taşımasıdır.

-Tasavvufsuz bir din bilgisiz, ahlaksız, kişiliksiz... bireylerin at koşturduğu bir zemindir ancak.

-Bilgileşemeyen doğuramaz, üreye-mez. Hem bedenen hem de ruhen. DNA tamamen bir bilgi kodlamasıdır. Özellikle ibadetlerin bilgileşmesi gerekir. İbadetler bilgileşirse insan düşüncesini besler hale gelir. Bilgileşen her şey artık bir tefekkür malzemesidir. İnancın, ahlakın, sanatın bilgileşmesi düşünceyi açığa çıkartır.İnsan niye düşünemiyor ki?

-Sevgi mayadır. Merhamet ve şefkat ondan türer. İman göstergedir.Kimi seveceğini o gösterir. İlim ölçüdür.Her şeyin yerini, kıymetini sana bildirir.İrfan genişlik ve yükseliştir. Her şeye derinlemesine nüfuz etmeni sağlar.Hikmet yitik hazinedir. Her yerde olabilen hakkı arama yoludur.

-İman kişinin kendisine yolunu başkasında bulmasıdır. İman kişinin Allah’tan başlayıp ahiret ile neticelenen hayatında kimlere güvenebileceğini bulmasıdır. İman ahlakın besleyici kuvvetidir. İman sevginin sahibini bulduran basirettir. Kimi seveceğinin bilgisidir. İman ilahi ve beşeri bilgilerin silsile haline getirilmesidir. İlahi bilgi inancı, beşeri bilgi salihat işlemeyi getirir.

-Sevgi bilginin mahiyetini oluşturur. Bu şekilde alınan bilgi inancı ve ahlakı üreten bir bilgi duruma gelecektir. Bugünkü en büyük hastalık ne yaparsak yapalım üretim silsilemizin tamamen yanlış oluşundandır. Üretim silsilesi: Sevgili-sevgi-bilgi-inanç-ahlak-eylem çizgisi olmalıdır.

-Sevgili-sevgi-bilgi-inanç-düşünce-ahlak-eylem çizgisinin şahıslaşmış, ete kemiğe bürünmüş hale gelişi mürşid-i kamillerdir.

-Sevgi kelimesi Başkurt Türkçe-si’nde yaratıv, Tatar Türkçesi’nde yaratu olarak geçiyor. Sevmek Türkçe’de yaratmak anlama gelir. Yaratmak tamamıyla sevme eylemidir. Yaratmanın amacı ise bilinmekliğe bağlanmıştır. Çünkü insan ancak bilgileştirirse sevebilir. 

-Amilu’s-salihat ifadesi salih amel işlerler anlamına gelmez. Amilu amelen salihen ifadesi salih iş yaparlar anlamına gelir. Salih ifadesi barış, sağlamlık, afiyet dirilik... anlamlarına gelir. Yani amilu’s-salihat demek diriliği, sağlamlığı, tümlüğü, barışı.... sağlayıcı işler yaparlar demektir. Salahın Türkçemizdeki tam karşılığı ahlak-ı hamide yani övülesi ahlaki işler demektir.

-Salahatın edası ahlakın şahıslaş-ması, ete kemiğe bürünmesi içindir. Örneğin orucun neticesi takvaya ermek, namazın huşu-saygı kazandırması, fahşa ve münkerden alıkoyması... gibi bütün ibadetlerin kazanımları övülesi erdemler ile bütünlük elde etmemizdir. Övülesi er-demler ise kulun Rabbi ile beraberliğinin devamı için gereklidir. İbadetler bilgileşirse vuslat hasıl olur. Vuslat Allah’ın arzuladığı gibi kulunun O’nu bilmesi, tanımasıdır. Vuslat tanımaktır. Vuslat vücutta değil kasıttadır.

-Bilginin elde edilme ve eyleme dönüştürülme süreçlerini anlama çabası insanoğlunun yaşama adım attığı andan itibaren gelen, gelişen bir çabadır. 

-İnsanoğlu hep kendisine sora gelmiştir:

“İçimizde nasıl bir bilgi üretim merkezi vardır? Bu merkeze ne kadar güvenilebilir? İçimizdeki bilgi üretme merkezine yolculuk nasıl yapılır?

Eşyayı tanımamız tanıma sürecimizi bilmeden nasıl sağlıklı olur?

Oluşumların çıkış yerlerini, gelişme süreçlerini bilmek mümkün müdür? 

Mümkünse; hükmü hangi mesnede, hangi referans noktasına dayanarak vereceğiz?”

-Nasıl’a verilecek cevaplar bilimi oluşturur. Neden’e verilecek cevablar felsefeyi oluşturur. Tasavvufi düşünce Nasıl’a sıcak bakmaz Niçin’e, Neden’e daha sıcaktır.

-Ana sorun Nasıl’a göre ayarlanmış bir dünyada Niçin’e göre yaşamaktır.Nasıl’a bakışın yumuşaması ciddi bir dönüm noktasıdır. Mahiyetin tanımlanması ile kullanımın tarif edilmesi çok farklı konular, alanlar açığa çıkartır.

-Nasıl düşman alanı olarak tarif edildiği müddetçe savaşı kazanmamız pek mümkün gözükmüyor.

-Gayba iman, gaybden bilgilenme, yararlanma yolu, şekli olarak algılanmadıkça bilimin ürettiği bilgi hepimizi her zaman zorda bırakacaktır.

-Bizim öğrendiğimize göre; Nasıl Niçin’e itaat ederek geliştirilmelidir.Niçin de sevgiliye bakıştan, sevgiliyi izlemekten, sevgiliyle beraber yaşamaktan cevablarını almalıdır. Nasılın cevabları Niçin’in sınırlarından dışarı taşırılmamalıdır. Yoksa Nasılı kafirlerin at oynattığı bir alan yapmak bizlerin Müslüman kalmamızı da tehlikeye atar.

-İslam, bilginin neticede alemlerin Rabbinin konuşması ile açığa çıkacağını savunur. Bilgi sadece insanın üretim mekanizmalarıyla açığa çıktığında yani neticede alemlerin Rabbinin hükmüne ihtiyaç duymadan üretildiğinde insanoğlu şirkten kurtulamaz. Şirk bilginin Allah’tan koparılma hadisesidir.

-Çağdaş akımlar bilgiyi üretme süreçlerini tekellerine almış, dine ise inanç alanını vermişlerdir. Din tarafından üretilen inanç bilginin beslediği, geliştirdiği, ürettiği bir inanç olmadığından insanın asli ihtiyaçlarına kesinlikle cevap verememektedir.

-En büyük kirlilik bilgi kirliliğidir.Bilgi kirlendi mi ondan sonra oluşacak hiç bir şeyin temiz kalma şansı yoktur.Bilgi kirliliği bakışımızı, bakış açımızı sağlayacak verilerin nerelerden alınacağı, nasıl tahlil ve terkip edileceği ile ilgilidir.

-Savaşın aslı bilginin açığa çıkartılma sürecinde yatmaktadır. Savaş inançta değil bilginin üretilmesindedir.

-Dönüşüm ancak sevginin gücü ile mümkündür. Dönüşüm vesilesi ise ancak bilgidir. Bundan dolayı bilgi sevgilinin cazibesinden kaynaklanıyorsa değiştirici-bilgiden bahsedilebilinir.

-Ashabı kiramın yani sevgiliyle kendilerini yeniden inşa eden insanların kendileri üretim kaynaklarımız olmadığı sürece şirk başımızda daha çok boza pişirir.

-İrfan yani Cenabı Hak ile rıza merkezli bilgi alış verişi, günlük hayatımızı oluşturduğumuz bilgiyi türettiğinde Müslümanların bir kültüründen bir geleneğinden bahsedebiliriz.

-Bilgiyi irfan hakimiyeti yönlen-dirdiğinde bilmenin aynı zamanda yapmak olduğunu da anlayacağız. Zaten dilimizde bilmek yapa/bilmektir.

-Bilgi ile eylem arasındaki boşluğu en iyi zikir doldurur. Zikir bilginin eylemleşmesini sağlayan Hak usüldür.

-İslam’ın çağdaş hale getirilme çabaları zikrin hayatımızdan kovul-masına neden olmuştur. Zikir bilgi eylem kardeşliğini, bilginin eylemi doğurma özelliğine ermesini sağlayan ilahi yardımdır.

-Kısacası zikir, irfan, vahiy, hikmet... Bütün bu süreçler Allah ile kulu arasındaki sevginin bilgi, ahlak, amel... oluşturması için gerekli ölçü ve usulleridir. Din inanç sahasına hapsolunduğundan bu ana konuların cevapları hiç bir zaman dinin içeriği ile bağlantılı düşünülmemiştir.


-Anmamız, düşünmemiz, inanma-mız, eylememiz sevgiliden etkilenerek yine sevgiliye dönük yapılmadıkça, sevgili hayatımızda yok sayıldıkça, sevgili hayatımızı örmedikçe kâfirleri galibiyete davet ettiğimizi artık anlamalıyız vesselam.

 

Yazar: Dilhûn Âşık

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort