JoomlaLock.com All4Share.net

GÖNÜLLERİN NEŞESİ SOHBET

Gönüllerin Neşesi Sohbet

Gönüllerin Neşesi Sohbet - Gönül Pınarından

Sayı : 117 - Eylül 2017

 

Gönüllerin Neşesi Sohbet

 

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

Allah’ın (cc) salat ve selamı Efendimiz Hz. Muhammed’e (sav), âline ve ashabına olsun 

Sahabe-i kiram (r.anhum), Allah Rasulü (sav) ile sohbet ve beraberlikleri ile öyle bir fazilet ele geçirmişler ki kendilerinden sonra gelen en büyük âlimleri, arifleri fazilette geçmişlerdir. Onlar bu fazileti çok amelleri ve yüksek ilimleri ile değil, alemlere rahmet olan Yüce Peygamberimiz’in (sav) saadetli sohbet ve nazarlarıyla şereflenerek elde etmişlerdir. Kendilerinden sonra gelenler, ne kadar salih amel yapsalar, ilim elde etseler, onların elde ettiği bu fazileti ele geçiremezler.  

Peki sohbet nedir? Sohbet dünyada insana verilen belki en büyük manevi nimettir . Sohbet, işlediği konuyu her yönüyle ele alıp ihtiyacı gideren bir gıdadır. Aklı ve kalbi doyurucu özellikte bir derlemenin bulunduğu hissiyat yoğunluğudur sohbet. Bir şeyin tadını alan kişi ondan asla vazgeçmez, adeta “Ab-ı hayat”tır sohbet. Tertemiz su, bir göze misalidir sohbet. Bu hayat suyunun müminin hayatında, benliğinde yer alması insana verilen belki en büyük zenginliktir; çünkü bir taraftan da içtikçe çoğalan artan bir zenginliktir. 

Her canlı sudan yaratılmıştır. İnsan damla damla bir deryaya dönüşmüş varlıktır. Su daima kendinden çok olana akar. Cenabı Hakk’ın insanı cennette yaratması, dünyaya göndermesi ve tekrar O’na dönüş macerası bir sohbetle başlar, bize sohbetle hissettirilir. O macera aslında bizi sevgiliye götüren bir akıştır. Dudaktan kalbe dökülen her söz, vücut dilinden başlayıp hal alemine yönelen özdür sohbet. O öz ki şimdiye kadar vücudun içinde okunmayı bekleyen ve gıdasını bekleyen öz… İnsanın yeme, içme gibi maddi yapısına ait rızık; el, ayak gibi görünen organların hareket ve çabasıyla sağlanır. İnsanın görünmeyen-manevi tarafına ait rızık ise, kalbin hareketi ve çabasıyla elde edilir. İşte bu da özün-sırrın rızkıdır. Bedenin içerisinde yer alıp elle tutamadığımız, gözle göremediğimiz ancak varlığını inkar edemediğimiz kısaca bizi biz yapan beden zarfının içinde okunmayı bekleyen bir mektuptur sohbet. Şimdiye kadar kendine yabancı hallerle sıkılan ruh rahat eder o sohbette hatta rahat ötesi o diyarın sakinleri içerisinde şendir, bahtiyardır artık. Bize kim olduğumuzu, kim tarafından bu aleme gönderildiğimizi ve görevlerimizin neler olduğunu anlatan büyük bir aşk deryasıdır sohbet. O deryanın sakinleri aşk deryasının kapısını çalmış, aşka garkolmuş. Ah o deryadan bir girebilsek içeri… Yüzlerce yıldır aşıkları besleyen aşk deryası sohbet için büyüklerimiz neler söylemişler:

 

Abdülkadir Geylânî (ks) (11. yy):

“Kişinin kardeşleriyle sohbeti, kardeşlerini kendine tercih etmek, cömertlik ve mertlik göstermek, onları bağışlamak ve hizmet şartıyla… Yani hiç kimse üzerinde hak iddia etmeden, hiç kimseden hak istemeden ve herkesin üzerinde hakkı olduğunu düşünerek onlarla bir arada bulunmak demektir.

Dedikleri ve yaptıkları şeylerde onlara uygun tavır göstermek, kendi aleyhine de olsa daima onlarla birlikte bulunmak, sufi kardeşleriyle sohbet etmenin edeplerindendir.

Onların lehinde mazeret gösterir, onları mazur görür. Onlara muhalefet etmeyi, onlardan uzaklaşmayı, onlarla mücadele etmeyi ve sert davranmayı terk eder. Ayıplarını görmezden gelir.

Kardeşlerinin kalplerindeki sevgiyi kaybetmemeli ve onların istemedikleri şeyleri yapmaktan daima kaçınmalıdır.

Kardeşlerden biri ona gücenecek olsa, dargınlığının sona ermesi için ona iyi davranmalı, dargınlığı bitmediği takdirde bu dargınlık sona erinceye kadar ona ihsanını artırmalı ve iyi davranışını devam ettirmelidir.”

 

Şehabeddin Sühreverdî (ks) (12. yy):

“Sohbet, insanın iç aleminin gözeneklerini açar. Sohbetle insan, hadiselerin hakikatini kavrar.

Belanın ne olduğunu ona uğrayan bilir, denmiştir. İnsanın iç dünyasının kuvvet kazanması, ilminin sağlam olmasıyla mümkün olur. Sadakatinin kuvvet kazanması ise, onun bir takım bela ve musibetlerle karşılaşması ve hadiselerden imanla çıkmasıyla mümkün olur.

Bütün bunlar sohbetle, dostlukla, dayanışma ve yardımlaşma ile meydana gelir. Bunlarla gönlün kuvvetleri güç kazanır, ruhlar huzur ve sükun bulur. Allah’a yönelmenin yolunu bulur ve O’na yönelir.

Bunun örneği seslerde görülür. Sesler bir araya gelip birleşince daha gür olarak çıkar ve etraftaki engelleri aşar ve yayılır.”

 

Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî (ks) (19. yy):

“Sohbetin üç faydası vardır:

Birincisi; kişi, hayır ehli kişilerle sohbette bulunur, Hak yolcusunu eski haline dönmekten ve tembellikten alıkoyar, onu kötülük işlemekten uzaklaştırır. Kötülüklerden uzaklaşmak onu kötülük işlemekten kurtarır. İtaate yakın olmak ise nefse hakim olmaya götürür. Böylece, sohbetin bereketi ve ruhaniyetin kuvveti, Hak yolcusunun işlerini kolaylaştırır.

İkincisi; kalplerin anlaşılması sadece sohbetle mümkün olur. Sohbetin tadını alan ve sohbetle hallenen kimseye başkaları tesir edemez. Huy, farkına varmadan diğer huyun tesiri altında kalır. Kişi dostunun dini üzeredir, “Mümin müminin aynasıdır.” Aynada görülenler, o aynaya bakanların da görüntüsüdür. Bunun için Şazelî ve Nakşibendîler sohbete çok önem verirler. Biliniz ki, iki kişi arasında sohbeti çeken şey, ortak hisler ve mensubiyettir. İnsanların bazıları kendilerini bazı insanlara yakın hissederler. Yani her topluluk kendisine bir sohbet halkası kurar.

Üçüncüsü, Hak yolcusu kendi nefsiyle de imtihan edilmektedir. Kendi başına kaldığı zaman şeytanın bir takım hayal, kuruntu ve bâtıl itikatlarla onu kandırması çok kolay olur. Bu kandırma yolları bozuk düşünceler, tembellik, hile, kudret, din dışılık, istidraç türü şeyler de olabilir. Şeytan, bütün bunları kişinin önüne atarak, bunları ona doğruymuş gibi gösterebilir. Bunun içindir ki, Hak yolcusunun mutlaka bir mürşidi olmalıdır. Ancak o zaman bu düşük hallerden kurtulup doğruyu bulabilir.”Bugün aşk deryasından inciler-hikmetler dağıtan, akılları ve gönülleri doyuran Hace Hazretleri (ksa) de bir şiirinde bu durumu şöyle dile getirir:

 

Allah için davet eder,
Olman için himmet eder,
Bulman için gayret eder,
Davet eder, davet eder.

Ol yar ile yar olmaya,
Mahfice tenha durmaya,
Gönüle sultan olmaya,
Davet eder, davet eder.

 

Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor: “Beşikten mezara kadar ilmi taleb ediniz.” Siz bilgiye beşikten mezara kadar muhtaçsınız ona uyun; çünkü sonra ona aşık olacaksınız… 

İşte insan sohbetlere devam ede ede bilmediklerini öğreniyor, öğrendikçe Cenabı Hakk’ı tanımaya başlıyor. Yaşadığımız bir gerçek şudur: Sohbetlere gelirsek bütün sorunlarımız, dertlerimiz çözülecek. Sonra bu sohbetlere aşık olacağız. Bizi Allah’a yaklaştıracak şey ise aşktır. 

Hâce Hazretleri’nin (ksa) “Gönül Sohbetleri ve Saadet Vesileleri” adlı eserinin ön sözünde bulunan: “Asırlar önceki sohbetler Peygamber mektebinin kutlu dersleri… Yıllar, asırlar geçse de hikmetini kaybetmeyen pınar… Ab-ı hayat fışkırır sohbet pınarından. Bu öyle bir pınardır ki, içenleri nura gark eder. Akıllar, kalpler bu nurla aydınlanır. Sohbetin nurlandırdığı bu insanlar gökteki yıldız olurlar. Kendilerinden sonra gelecek olan kuşaklara ışık olur, yön olur, ufuk olurlar… Bunu en güzel ashabta görebiliyoruz. Ashab sohbetleşenler anlamında… Tüm çağların o en kutlu insanları bu isimle anıldılar… Onlar Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem) sohbet arkadaşıydı. Sohbetle yetiştiler, kemal buldular… Kendilerinden sonra gelenleri de sohbetle yetiştirdiler… Önceleri ilim sadırdan sadıra (gönülden gönüle) nakledildi, sonra sadırdan satıra, gönülden satıra aktarıldı. İşte bugünde ab-ı hayat fışkıran sohbetler oradan beslenen ve kana kana içen bir gönülden aktarılmaktadır.” ifadeleri konuyu güzel özetler. 

Sohbetler insanda çok farklı pencereler açar. Bir yönüyle sohbet insana ezbere yaptığı şeyleri bozdurur… Bir müslüman için en büyük saadet güzel bir kul olabilmektir. Bu sohbetler insana nakış nakış işlenir. Aslında insan çok güzel bir eserdir. İşlene işlene bu eser/nakış ortaya çıkar, ama mutlaka bu işi bir öğreticiden öğrenmesi gerekir. Şimdi baktığımızda elimizde bir kanaviçe işlediğimizi düşünelim… Onu en ince ayrıntısına kadar ustasından öğreniyoruz değil mi? Ki bu bir fani olan şeydir. Sohbet ise gönüllerin anlayış ile idrak ile Hakk’a yönelmesidir, bu şuurun ortaya çıkarılmasıdır. Cenabı Hak bunu hepimize kolaylaştırsın.

 

Yazar:  Gönül Pınarından

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort