JoomlaLock.com All4Share.net

GÜZEL AHLÂK-2

Seyyidetü’n Nisa evinin önünde, 50-60 dereceyi bulan sıcağın altında yalnız başına oturmaktadır. Onu bu durumda gören arkadaşları haline acırlar. Niçin iki adım gerideki gölgelikte oturmadığını sorarlar. Cevabı ise bir sevgi destanıdır:

“Rasûlullah (sav) dönene kadar giremem! Rasûlullah güneşin altında iken benim gölgede oturmam mümkün değil. Ne zaman gölgeye çekilirse ancak o zaman içeri girebilirim. Elimde değil gönlüm bırakmaz beni...”  

Yıllar geçmiştir üstünden ama Peygamberimiz (sav) onu hiç unutmamıştır... Hep hasret ve hüzünle anar. Bir gün, “Hatice’ye niçin bu kadar sevdalısın, onu neden hala unutamıyorsun?” diye soran Hz. Aişe’ye şu cevabı verir:

“Onun gönlünde hiç kimsede olmayan bir özellik vardı. İnsanın gönlündeki hüznü bir vakum gibi çeker alırdı…” (1)

Hz. Hatice’yi seneler geçtiği halde Peygamberimiz (sav)’e unutturmayan özellikleri neydi acaba. Rasûlullah (sav) nezdindeki, hanım arkadaşlarına oturduğu minderi bile verdirtecek itibar ve kıymeti, biz hanımların dikkatlerini çekmelidir. Hanım sahabelerin her biri gökteki yıldızlar gibidir. Hz. Peygamber (sav)’in rahle-i saadetlerinde terbiye görmüş, O Sultan’ın eğitiminden geçmiş güzide hanımların ahlak ve yaşantıları, her asırda bizler için en güzel örnek olmalıdır.

Müslüman hanım,  Allah'a selim bir kalple iman etmiş ve O’na boyun eğmiş hanımdır. Bu nedenle yalnızca Allah'tan korkar ve yalnızca O’nun rızasını talep eder. Yalnızca O’na kulluk edip, O’nu ve O’nun dostlarını dost edinir. Kendisini yaşatan, ona nimetini ve yardımını ulaştıran, onu koruyup kollayan tek gücün Allah olduğunu bilir. Hiçbir zaman yaratılmışlara yönelik bir beklenti içerisinde olmaz.

Müslüman hanım, nimet içerisindeyken Allah'a karşı nasıl şükredip, rıza gösteriyorsa, kendisine bir zorluk eriştiğinde de aynı teslimiyet ve rızayı göstermeye gayret eden kişidir. Yaratanına karşı yüreği tevekkülle tezyindir. "... Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (2) ayetinden ilhamla, karşılaştığı her durumda Allah’ın rahmetini, yakınlığını, sevgisini, yardımını ve dostluğunu görebilen bir iman ve itikad bilincindedir.

Bütün bunlarla beraber Müslüman hanım, dinin bir ferd olarak kendisine yüklediği farizaları yerine getirmede de çok titiz davranmalıdır. Ve yine kendisine haram kılınan şeylerden de uzak durmalıdır.

“Ey Peygamber; inanmış kadınlar; Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasından bir iftira düzüp getirmemek, ma'rufu işlemekte sana karşı gelmemek üzere biat etmeye geldikleri zaman, biatlerini kabul et. Ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.” (3)

Çocuklarının ahlâkî terbiyesi ile yakından ilgilenmeli, onları Hakk’ın razı olacağı şekilde yetiştirmeye gayret etmelidir. İlmi seviyesini yükseltmek için uğraşmalı, çok kitap okumaya çalışmalıdır. Okumayı kendisine vird edinmelidir.

Müslüman Hanım, evde de beyine karşı sürekli güler yüzlü ve tatlı sözlü olmaya gayret etmelidir. Eşinin iyiliklerine teşekkür etmeyi bilmeli, bunu dile getirmelidir. Eşinin meşru isteklerine itaatte gecikmemeli, sözünü dinlemelidir. (Ancak haram işlemeye ve farzın terkine yönelik yersiz bir istek karşısında eşe itaat caiz değildir.)

Müslüman Hanım, tutumlu olmayı öğrenmeli, gereksiz lüks ve masraftan kaçınmalıdır. Elindekiyle idare etmeyi, onu değerlendirmeyi bilmelidir. Eşinden izinsiz dışarıya çıkmaktan çekinmeli ve onun rızası olmadığı kişilerle arkadaşlık etmemelidir. Bunları sık sık dile getirip duruyoruz ama büyüklerimiz ne buyurmuş: “Et-tekraru ehsen ve lev kane yüz seksen” (Yüz seksen defa bile  olsa, tekrar etmek iyidir.)

Her hanım gerek süsü ve gerek giyimiyle eşine cazip görünmeli ve bunu önemsemelidir. Pasaklılık ve evin düzensizliği gönüllere kasvet verir. Kadın eşini sürekli tenkit etmekten ve ona emir verir gibi tavır takınmaktan sakınmalıdır. Unutulmamalıdır ki hiçbir erkek, eşinin ona emir vermesinden hoşlanmaz. Kadın, şaka dahi olsa eşi ile alay etmemeli, onunla hakaretvari tartışmalara girişmemelidir. Hele hele bunu başkalarının yanında asla yapmamalı ve unutulmamalı ki huzursuzlukların ana sebebi dildir.

Hanımların bu konularda büyük zaafları vardır. Kendilerini örnek aldığımız Peygamber hanımları bile zaman zaman aynı zaaflara düşmüşlerdir. Örneğin, Hz. Hafsa Peygamberimiz (sav)’e yüksek sesle konuşup cevap yetiştirdiği için tenkid edilmiş, uyarı almıştır.(4)  Yine Hz. Aişe’nin yersiz kıskançlıkları sebebiyle Peygamberimiz (sav)’i sinirlendirip üzdüğü birçok rivayette mevcuttur.(5) Dahası, verdiği bir sırrı aralarında ifşa ettikleri için Peygamberimiz (sav)’in hanımlarına bir ay boyunca küsüp, onlara yaklaşmadığı bilinmektedir.( İ’lâ Hadisesi)(6)

Bu fıtri bir meseledir. Hanımların yaratılışındaki incelikten kaynaklanır. Allah’ın (cc) yaratmasındaki her şey elbette ki bir sır ve hikmet üzeredir. Bütün bunlar gösteriyor ki hanımların sürekli sohbet meclislerinde bulunmaya ve nasihate ihtiyaçları vardır.

Ahlakımızı bozacak unsurların başında kötü arkadaş gelir. Yüz şeytanın insana yapamayacağını yalnız bir nefis ve yüz nefsin yapamayacağını da bu zamanda yalnız bir kötü arkadaş yapar.

Rasul-i Ekrem (sav) kötü arkadaşı bir ölüye benzeterek şöyle buyurmuştur:

“Ölülerle oturup kalkmak kalbi öldürür.” “Ölülerle oturup kalkmak da nedir ya Rasulallah?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "İmandan sapmış ve Allah’ın hükümlerine boyun eğmeyen kimselerle oturup kalkmak, ölülerle oturup kalkmak gibidir.” (7)

Arkadaşların en kötüsü, en zararlısı insanın dinini, imanını, edebini, hayâsını, ahlakını bozmaya çalışanlardır. İşte bu yüzden insan kimlerle arkadaşlık ettiğine dikkat etmelidir. “Kişi arkadaşının dini üzeredir, şu halde her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine baksın.” (Hadis-i Şerif) (8)

Güzel bir ahlaka sahip olabilmek için öncelikle iyi ve kötü huylarımızı bilmemiz gerekir. Özellikle de kötü huylarımızı iyi teşhis etmek gerekir. Ancak bunu insanın kendi başına yapması biraz zordur. İnsan, değil nefsine kötü bir özellik yüklemek, bunun dile getirilmesinden bile rahatsızlık duyar. Onu sevmeyen kimselerin kendisine karşı kullandıkları kelimeler de, insana bir nevi kusurlarını tanıtmaya yarar. Çünkü düşman, insanın ayıplarını arayıp, yüzüne çarpar. Dost ise, sevdiğinin kusurunu göremez. Hani bir menkıbe nakledilir ya, adamın biri, İbrahim Ethem Hazretleri’ne gelip kusur ve kötü huylarını bildirmesi için ricada bulunur. O da “Ben seni dost edinmişim.. Her halin bana güzel görünüyor, ayıbını git başkasına sor.” Diye cevap verir.

Günümüzde ahlakı dejenere eden hususlardan bir diğeri de görsel yayınlardır. Özellikle de televizyon… Büyüklerin ifadesiyle “fitnevizyon” …

Televizyonda popülerleşen program ve dizilerin büyük bir bölümünde, boşanma, yalnız yaşama ve ‘sivil evlilik’ diye tanıtılan ‘nikâhsız beraberlikler’, belirli kesimlerce kasıtlı olarak normalmiş gibi gösterilmekte ve toplum da buna özendirilmektedir. Dizilerdeki kadınların yalnız yaşaması, evlilik dışı ilişkiler kurması bizlere ‘kötü örnek’ olup, ahlaki yapımızı zedelemektedir. Biz fark etmesek de çocuklarımızda bile bir merak, bir özenti uyandırmaktadır. Çocuklarımızın bilinçaltına, yapılan bu ahlaksızlıklar normalmiş gibi yansımaktadır. Müslüman hanım, ahlakı yozlaştıran ve yaşam tarzını dünyevi hazlara endeksleyen bu tür yaklaşımlara karşı bilinçli davranmalıdır.

Rabbimizin biz insanlar için dünya hayatında çok kısıtlı bir ömür süresi belirlediğini ve zamanın hızla tükendiğini bilmeliyiz. Geçen her saniye aleyhimize işlemektedir. İşte ahiret hayatında Allah'ın sonsuz cennetini, rahmetini ve rızasını kazanabilmek için değerlendirmemiz gereken, bize bahşetmiş olduğu bu ömür süreleridir. Bu nedenle Müslüman hanımlar, yaşadıkları her anın kendileri için çok kıymetli olduğunu bilerek hareket etmelidirler. Tek bir anlarını bile gaflet içerisinde zayi etmekten, lüzumsuz işlerle uğraşmaktan Allah’a sığınmalıdırlar.

Rabbimiz bizlere, kendi ahlakıyla ahlaklanmayı nasib eder inşallah…

1-Kütüb-i sitte, 2-Şuara Suresi, 62
3-Mümtehine 12, 4-Hüccetü’l İslam İmam-ı Gazali
5-Kütüb-i sitte, Sahih-i Buhari, 6-Tahrim Suresi, 1. 3. Buhari
7-Biharü’l Envar, c.15, s.52. 8-Ebu Davud, Edeb, 19; Tirmizi, Zühd, 45

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 OCAK SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort