JoomlaLock.com All4Share.net

İMAN BİNASI SEVGİ TEMELİ ÜZERİNE İNŞÂ EDİLİR

iman binasi

İman Binası Sevgi Temeli Üzerine İnşâ Edilir - Süleyman TALAN

Sayı : 80 - Ağustos 2014

 

İman Binası Sevgi Temeli Üzerine İnşâ Edilir

Allahımız’a (cc) sonsuz hamdu senâlar olsun, O’nun (cc) Resûlü’ne (sav) salât ve selâm olsun, Hakk’ın güzide dostlarına (ksa) selâm olsun.

Bu ay akâid mevzusunda genelde es geçtiğimiz bir konu olan, akâiddeki yerinin çok anlaşılmadığı bir konu olan sevginin; akâiddeki yeri üzerine yazmaya çalışacağız. Allah (cc) elimizden tutsun, yolumuzu açsın ve dostundan, doğru anlayıp yazmayı nasib etsin. Âmin!

Akâid konularında sevgiye pek yer verilmemiştir. Bunun belki bu ilimlerle uğraşan insanların fıtratlarıyla da ilgisi olabilir. Hâlbuki bir çok âyet ve hadisi şeriflerde gerek işareten gerek direkt olarak iman sevgiye bağlanmıştır. Zaten iman eden insanın önce iman edeceği varlığı sevmesi gerekir. Ben kabul ederim ama sevmem demek küfrün katmerli hâlidir. Zaten bu incelik anlaşılmadığından bazı insanlar tasavvufa, tarikata akıl erdiremiyor ve zaman imanı kurtarma zamanıdır diye insanlara tasavvufu sanki bir lüksmüş gibi gösteriyorlar. Böyle düşünenlere sorarız; Müslüman olduğu halde Allah’a (cc) gönlünde bir muhabbet besleyemeyen insanlara, Allah’ı (cc) sevmek isteyen insanlara ne tavsiye ederler acaba? Sevginin imanla bir ilgisi yok mu? Akıl ile Allah’ı (cc) kabul edip, O’nunla hiçbir ilişki kurmadan, gönlümüze O’nun (cc) sevgisini doldurmadan sadece ben kabul ettim demek iman mıdır acaba? Bu imanın kuvvetlenmeye ihtiyacı yok mudur? İmanın kuvvetlenmesi kitap okuyup Allah (cc) ile alâkalı veciz sözler ezberlemekle mi oluyor acaba? Asla ve kat’a kabul edilemez böyle bir iman anlayışı. Efendimiz (sav); “İman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçede iman etmiş olmazsınız.” buyuruyor. (Müslim, İman, 93-94) Birbirimize bile olan sevgimiz, imanımızla doğrudan ilgili iken, Rabbimiz’e (cc) olan sevgimizin nasıl imanımızla bağlantısız olduğu düşünülebilir? Efendimiz (sav), Ömer’e (ra) soruyor; “Beni ne kadar seviyorsun?” Ömer (ra) cevap veriyor; “Kendimden sonra en fazla seni seviyorum ya Rasûlallah (sav).” Efendimiz (sav); “Olmadı ya Ömer! Beni kendinden de fazla sevmedikçe iman etmiş olmazsın.” buyuruyor. Hazreti Ömer (ra) bir müddet sonra, “Seni kendimden de fazla seviyorum ya Rasûlallah (sav)!” deyince bu kez Efendimiz (sav); “Şimdi oldu.” buyuruyor. (Müslim, İman, 69)

Adeta Efendimiz (sav) burada bize imanın tamamıyla bir sevgi hadisesi olduğunu gösteriyor. Sanki, severseniz imanınız var buyuruyor. Şimdi biz sevgisiz bir imana nasıl kuvvetli diyelim? İmanın kuvvetlenmesini nasıl sevgiye bağlı görmeyelim? Ömer (ra) gibi bir şahsiyetten bile eksik sevgi ile yapılan iman kabul görmezken, biz nasıl kendimizdeki imanı kâmil kabul edelim? Bunlar akla ve kalbe ziyan düşünceler. Rabbim (cc) imanımızı severek kemâle erdirebilmeyi hepimize nasib eylesin.

İman Sevgi İle Kemâle Gelir

Cenâbı Hak, Maide Sûresi’nde asıl kâmil iman sahiplerini tanıtırken “Allah (cc) onları sever, onlar da Allah’ı (cc) severler.” buyuruyor ve sevgi ile iman edişin Kendi yanındaki karşılığını bize izah buyuruyor. Sen Allah’ı (cc) seversen, Allah da (cc) seni sever. O (cc) sevdi mi seni sevindirir. Yine Rabbimiz (cc) Bakara Sûresi 165. âyeti kerimede; “İman edenler Allah’ı (cc) daha şiddetle severler.” buyuruyor. İmanın sevgi ile olan ayrılmaz bağını bu âyetten anlıyoruz. ‘Alak Sûresi’nde Allah (cc) insanı alakadan yarattığını buyuruyor. Alaka kan pıhtısı diye genelde türkçeye çevrilir. Bazı müfessirler ise alaka kelimesini sevgi, ilgi diye anlamışlar. Yani Allah (cc) insanı sevgi ile yarattı. Sevginin itikadımızla müthiş bir ayrılmazlığı söz konusu.

Peygamberi Sevmek İmanın Gereğidir

Allah (cc) Ahzab Sûresi 6. âyeti kerimede; “Peygamber (sav) mü’minlere kendi nefislerinden daha sevgilidir.” buyurarak Efendimiz’i (sav) sevmenin iman alâmeti olduğunu bizlere bildiriyor. Efendimiz’in (sav) gökteki yıldızlara benzettiği sahabe efendilerimize (r.anhum) Peygamber’i (sav) ne kadar severdiniz, diye sorulduğunda, şöyle cevap vermişler; “Biz Peygamber’i (sav) anamızdan, babamızdan, çoluk çocuğumuzdan ve kendimizden fazla severdik. O’na (sav) susadığımızda soğuk suya duyduğumuz arzudan daha çok arzu duyar ve daha çok severdik.” Zaten hitap ederken de; “Anam, babam sana feda olsun!” diyerek sevgilerini, yani imanlarını adeta haykırırlarmış. Allah (cc) bizleri onların sevgilerine, imanlarına bağışlasın. Âmin!

İmanla Alâkalı Olan Her Şey Sevilmeli

Kur’ân’da ve muhtelif hadislerde şöyle bir ifade sıkça geçer, “ahiret gününü umanlar için...”. Yani ahireti sevenler için. Başka yerlerde meleklerin insanlara olan muhabbeti ve özellikle sahabeden bazılarının meleklerle arkadaşlığından bahsedilir. Yine infakla alâkalı âyette Allah (cc); “Sevdiklerinizden vermedikçe birre, takvaya erişemezsiniz.” buyuruyor. Baktığımızda hep sevgi esas gösterilmiş. İmanla alâkalı mevzuların sevilmesi de imandandır. Sevilmemesi ise küfürdür. Bütün bunlardan hareketle, âyet ve hadisler ışığında gayet rahat diyebiliriz ki sevgi Müslüman olan herkese farzı ‘ayndır. Sevgisizlik küfürdür. Müslüman sevgi ile kâinata nazar eder. Rivayet edilir ki Allah (cc) Musa’ya (as) “Bizim için ne yaptın?” diye sual buyurmuş; 

Musa (as) da yaptığı ibadetleri sayıyor. Allah (cc) buyuruyor ki; “Hayır, bunları kendin için yaptın.” Musa (as) soruyor; “Peki Senin için ben ne yapabilirim?” Allah (cc) buyuruyor ki; “Ancak Bizim için sevip, ancak Bizim için buğzedersen, bu Bizim için olur.” İman; ancak Allah (cc) için sevmek, ve O’nun (cc) için buğzetmektir.

Bir gün Efendimiz (sav) Hz. Ali’ye (ra) şöyle sual buyuruyor; “Ya Ali, Allah’ı (cc) seviyor musun?”

Hz. Ali (ra), seviyorum, der.

Efendimiz (sav), “Beni seviyor musun?” diye sorar. Hz. Ali (ra), seviyorum, der.

Efendimiz (sav), “Fatıma’yı (rha) seviyor musun?” diye sorar. Hz. Ali (ra), seviyorum, der.

Efendimiz (sav), “Çocuklarını seviyor musun?” diye sorar. Hz. Ali (ra), onları da sevdiğini söyler.

Efendimiz (sav) bu kez, “Ya Ali! Bu kadar sevgiyi bir tek kalbe nasıl sığdırıyorsun?” diye sorar.

Hz. Ali (ra) bu soru üzerine evine gider ve olanları eşi Fatıma’ya (rha) anlatır. Fatıma (rha); “Ya Ali! Bu bilinmeyecek bir şey değil, git de ki; Allah’ı (cc) sevmem imanımdandır, Sizi sevmem gönlümdendir, Fatıma’yı sevmem Allah’ın emaneti olmasındandır, çocuklarımı sevmem babalığımın gereğidir.” Hz. Ali (ra) hemen Efendimiz’in (sav) yanına gider ve olduğu gibi anlatır. Efendimiz (sav) çok hoşuna gider ve “Bu meyve peygamberlik ağacından alınmışa benziyor.” buyurur.

Buradan da anlaşılacağı üzere iman sevgiyi birlemek ve her şeyi sırf Allah (cc) için sevmektir. Yaratılanı severiz Yaratan’dan ötürü anlayışını şiar edinmeliyiz ve imanımızı sevgi ile kuvvetlendirmeliyiz.

Bu sevgiyi tahsil edebileceğimiz Allah (cc) dostlarına yakınlaşmaya gayret etmeliyiz. Rabbim (cc) bizleri imanını severek kemâle erdirmiş olanlara bağışlasın. Âmin!

 

Yazar: Süleyman TALAN

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort