JoomlaLock.com All4Share.net

KÂİNATIN EFENDİSİ’NİN (sav) ANNESİ HAZRETİ ÂMİNE -3

Halime Hatun’un Peygamberimiz Aleyhisselam’ı Mekke’de Kaybedişi:
Sütannesi Halime Hatun; Peygamberimiz Aleyhisselam’ı beş yaşında iken annesine teslim etmek üzere Mekke’ye getirdiği sırada, Mekke’nin yukarı tarafında kalabalık arasında Peygamber Efendimiz’i (sav) kaybetti.  Halime Hatun, bunu şöyle anlatır: “Hayvanıma bindim. Sütoğlumu da önüme aldım. Mekke’ye giriş kapılarından büyük kapıya kadar vardım. Orada toplanmış bir cemaat bulunuyordu. İhtiyacımı gidermek ve üstümü başımı düzeltmek için sütoğlumu orada bırakıp ayrıldım. Şiddetli bir gürültü işitip döndüğüm zaman, kendisini orada göremedim. “Ey insanlar cemaati! Çocuk nerede?” diye sordum.
-Hangi çocuk? dediler.
-Muhammed b. Abdullah b. Abdulmuttalib, dedim. “Allah’ın (cc), O’nu büyütmek sebebiyle yüzümü güldüreceği, ev halkımı zengin kılacağı, açlığımı gidereceği ve O’nu annesine götürüp teslim ederek emanetimden çıkaracağım, sevincime ve umduğuma kavuşacağım sırada, önümden kaptılar kaçtılar! Lât ve Uzza’ya and olsun ki, O’nu göremeyecek olursam, kendimi şu dağın tepesinden atacağım, parçalanacağım!” dedim.
-Biz, bir şey görmedik, dediler.

Beni ye’se düşürdükleri zaman, elimi başıma koyup, “Vah Muhammedciğim! Vah oğulcuğum!” diyerek ağlamaya başladım. Kadınları ve erkekleri ağıtımla ağlattım. Orada bulunan halk da benimle birlikte feryad ederek ağlaştılar, yanıp yakıldılar. Kaybolma haberinin Abdulmuttalib’e benden önce erişmesinden korktum. Hemen gidip Abdulmuttalib’in yanına vardım. Bana bakınca:
-Başına mutluluk mu, yoksa yaramazlık mı geldi? diye sordu.
-Belki de, yaramazlığın en büyüğü! dedim. Maksadımı hemen anladı,
-Belki de, oğlum senin yanından kaybolmuştur, dedi.
-Evet! Bu gece, Muhammed’i (sav) getirmiştim. Mekke’nin yukarı tarafında bulunduğum sırada, kaybettim. Vallahi, şimdi o nerededir, bilmiyorum. Belki de, Kureyşîler hainlik, düşmanlık edip O’nu öldürmüşlerdir.” dedim. Abdulmuttalib kızdı ve hemen kılıcını sıyırdı. Kızdığı zaman, hiç kimse onun kızgınlığını durduramazdı. Bana:
-Ey Halime, sen otur! dedikten sonra, Safa tepeciğine çıktı.
-Yâ Âli Galib! diyerek seslendi.
Bütün Kureyşliler toplanıp geldiler:
-Ey Hâris’in babası! Ne haber var? Söyle, sana icabet edelim? dediler. Abdulmuttalib:
-Oğlum Muhammed kayboldu, dedi. Kureyşliler:
-Sen hayvanına atla! Biz de seninle birlikte hayvanlarımıza atlayalım. Sen bizi harekete geçir! Sen denize dalarsan, biz de seninle birlikte dalarız, dediler. Abdulmuttalib hemen hayvanına bindi. Öteki Kureyşliler de hayvanlarına bindiler. Mekke’nin yukarı tarafına vardılar. Oradan da Mekke’nin aşağısına indiler. Bir şey göremeyince, Abdulmuttalib halkı kendi haline bırakıp Beyt-i Haram’a geldi. İhrama girip Kâbe’yi yedi kere tavaf etti. “Yâ Rab! Kavmimin hepsi toplandı ise de, Muhammed (sav) bulunamadı!” diyerek Allah’tan (cc) yardım diledi. Havadan, bir seslenicinin:
-Ey cemaat! Feryad etmeyiniz! Hiç şüphesiz, Hz. Muhammed’in (sav) Rabbi vardır. O’nu yardımsız bırakmaz ve zayi etmez!” diyerek seslendiğini işittik. Abdulmuttalib:
-Ey seslenici! Bize, O’nun nerede bulunduğunu da haber ver!” dedi.
-O, Tihame vadisinde, sağdaki ağacın yanındadır, diye haber verdi.

Abdulmuttalib, hemen o tarafa doğru gitti. Yolun bir kısmında Varaka b. Nevfel’e rastladı. Birlikte yollarına devam ettiler. O sırada, Peygamberimiz Aleyhisselam bir ağacın altında ayakta duruyor, ağacın dallarını çekip yaprağı ile oynuyordu. Abdulmuttalib, ona: “Ey çocuk! Sen kimsin?” diye sordu. “Ben, Muhammed b. Abdullah b. Abdulmuttalibim” cevabını alınca,  Abdulmuttalib, “Canım sana feda olsun! Ben, senin deden Abdulmuttalibim” dedi. O’nu öptü, kucakladı ve bağrına bastı. Hemen, hayvanının önüne bindirip Mekke’ye getirdi. Boynuna bindirip Kâbe’yi yedi kere tavaf ve O’nu her türlü tehlike ve kötülükten koruması için Allah’a (cc) dua etti. Sonra da, Peygamberimiz Aleyhisselam’ı Hz. Âmine’ye gönderdi. Duhâ Sûresi’nin yedinci ayetinde mealinde: “Seni (çocukluğunda) kaybolmuş bulup da yolunu doğrultmadı mı?” buyrulmasının bu hadiseye işaret ettiği rivayet edilir.

Bir Kâhinin Peygamberimiz Üzerindeki Teşhisi ve Korkunç Teklifi:
Peygamberimiz Aleyhisselam, beş yaşında bulunduğu ve dedesi Abdulmuttalib’e teslim edildiği sırada, Mekke’ye bir kâhin gelmişti. Kâhin Abdulmuttalib’in yanında Peygamberimiz Aleyhisselam’ı görünce, ona dikkatli dikkatli bakıp: “Ey Kureyş cemaati! Şu çocuğu öldürünüz! Çünkü o sizi bölecek, öldürecek!” dedi. Abdulmuttalib, Peygamberimiz Aleyhisselam’ı hemen oradan kaçırdı.

Peygamberimiz Aleyhisselam’ın Hz. Âmine’ye Teslim Edilişi
Halime Hatun der ki; “Sütoğlumu annesine götürdüğümüz zaman: Onu ne diye getirdin ey sütannesi? Hâlbuki yanında kalması için ne kadar ısrar etmiş durmuştun?” dedi. “Allah (cc) oğlumu büyüttü. Ben artık üzerime düşen vazifeyi yerine getirmiş bulunuyorum. Doğrusu, kendisinin başına bir şeyler gelmesinden de korktum. Şimdi, onu, istediğin gibi, sana teslim ediyorum.” dedim. Hz Âmine: “Sen bu halde değildin. Bana doğrusunu haber ver.” dedi. Kendisine her şeyi haber vermedikçe beni bırakmadı ve “Yoksa sen ona şeytanın musallat olduğundan mı korktun?” dedi. “Evet” dedim. “Hayır! Vallahi, şeytan için, ona musallat olmaya, sataşmaya asla yol yoktur. Hiç şüphesiz, benim oğlum için büyük bir hal ve şan vardır. Ben sana onun haberini bildireyim mi?” dedi. “Evet, bildir” dedim. “Ben ona hamile olduğum zaman, Şam topraklarından Busra’nın köşklerini bana aydınlatıp gösteren bir nurun benden çıktığını gördüm. Ona hamileliğimde de, vallahi, bana hamilelikten daha hafif, daha kolay gelen bir şey görmedim. Doğurduğum zaman, o, başka çocukların yere düştükleri gibi düşmeyip ellerini yere dayamış, başını semaya kaldırmış olarak doğmuştur. Şimdi, sen onu bana bırakıp doğruca yurduna gidebilirsin artık.”  dedi. Kureyşliler ve sair halk sakinleştikleri zaman Abdulmuttalib, yirmi deve ile davar ve sığır keserek Mekke halkına yemek yedirdi. Fakirlere sadaka olarak 50 ratl altın dağıttı. Sonra da benim için hazırlanacak her şeyi en güzel şekilde hazırlatıp beni yurduma döndürdü. Ben yurduma tarif edemeyeceğim bir dünyalık hayırla döndüm. Muhammed (sav) dedesinin yanında kaldı. Abdulmuttalib’e, onun bütün haberlerini anlattım. Abdulmuttalib onu bağrına basıp ağladı. “Ey Halime! Hiç şüphesiz, bu oğlum için büyük bir hal ve şan vardır. Ben, o zamana erişmeyi ne kadar arzu ederdim.” dedi.

Peygaberimiz Aleyhisselam’ın Halime Hatun’a Sevgi ve Saygısı
Peygamberimiz Aleyhisselam, Halime Hatun’u gördükçe: “Benim annem, annem! Benim annem!” der, kendisine candan sevgi ve saygı gösterir, omuz atkısını yere serip onu oturtur, bir dileği varsa, hemen yerine getirirdi. Halime Hatun, bir gün, Peygamberimiz Aleyhisselam’ı görmek için Mekke’ye gelmişti. Peygamberimiz Aleyhisselam, o zaman, Hz. Hatice ile evli bulunuyordu. Halime Hatun’u konukladılar ve ağırladılar. Halime Hatun; yurtlarında hüküm süren kuraklık ve kıtlıktan, hayvanlarının kırıldığından dert yandı. Peygamberimiz Aleyhisselam, bu hususta Hz. Hatice ile konuştu. Hz. Hatice, ona kırk koyun ile binmek ve yüklerini taşımak üzere de deve verdi. Peygamberimiz Aleyhisselam, Mekke’nin fethinde Ebtah mevkiinde bulunduğu sırada, Halime Hatun’un kız kardeşi, görümcesi ile birlikte, Peygamberimiz Aleyhisselam’ı ziyaret ve bir dağarcık içinde keş peyniri (çökelek) ve yoğurt kurusu ile eritilmiş yağ hediye etmişti. Peygamberimiz Aleyhisselam, ona hemen Halime Hatun’u sordu. Vefat etmiş olduğu söylenince, Peygamberimiz Aleyhisselam’ın gözleri yaşla doldu. Onun, geride kimlerinin kaldığını da sorup bilgi aldı. Bu sütannenin kardeşine elbise giydirilmesini, bir deveye bindirilmesini, kendisine ayrıca 200 dirhem gümüş para da verilmesini emretti. Kadıncağız sevinerek yurduna dönerken: “Sen, küçük iken de, büyüdükten sonra da ne güzel kefil olunansın, bakılansın!” demekte idi.

Peygamberimiz Aleyhisselam; Mekke’de, annesi Hz. Âmine ile dedesi Abdulmuttalib b. Haşim’in yanında, Yüce Allah’ın (cc) himayesinde yaşıyordu. Yüce Allah (cc), O’nu, peygamberlikle şereflendireceği için, bir nebat, bir gül gibi güzelce büyütüyordu. Peygamberimiz Aleyhisselam, altı yaşında iken; annesi Hz. Âmine, kocası Hz. Abdullah’ın Medine’deki Benî Adiyy b. Neccarlardan olan dayılarını ziyaret ettirmek üzere, Peygamberimiz Aleyhisselam’ı dadısı Ümmü Eymen ile birlikte iki deve üzerinde Medine’ye götürdü ve Nâbiga’nın evine indi. Rivayete göre; Hz. Âmine’nin Medine’ye gidişi, özellikle, kocası Hz. Abdullah’ın kabrini ziyaret içindi. Zaten, Hz. Âmine her yıl Medine’ye gidip kocasının kabrini ziyaret ederdi. Kendisinin aynı maksatla, kayınpederi Abdulmuttalib ve dadı Ümmü Eymen’le birlikte Medine’ye gittiği de rivayet edilir.
Neccaroğullarının dayılıkları, Abdulmuttalib’in dayısı olmalarından dolayı idi. Konuklar; Medine’deki dayılarının evinde bir ay oturdular. Peygamberimiz Aleyhisselam; Medine’de geçen bir aylık ikametleri sırasında olanlardan birçok şey hatırlıyordu. Nitekim Medine’ye hicret edip geldiği zaman, Adiyy b. Neccaroğullarının köşklerini görür görmez tanımış ve: “Çocukluğumda, bu köşkün damında Ensar kızlarından Enise ile oynardım. Dayılarımın oğullarından bazıları da yanımda bulunurlardı.” buyurmuşlardır. Nâbiga’nın evine bakınca da; “Oraya da, beni annem konuk olarak indirmişti.” buyurmuşlardır. Peygamber Efendimiz (sav): “Babam Abdullah b. Abdulmuttalib’in kabri de bu evin içindedir. Suda yüzmeyi de, Adiyy b. Neccarların kuyusunda öğrenmiştim.”

Yahudilerden birtakım kimseler yanıma gelirler, bana bakar dururlardı. Bir gün, Yahudilerden bir adam da bana dikkatli dikkatli bakıp durduktan sonra, dönüp gitti. Yalnız bulunduğum bir günde, tekrar yanıma gelip, ‘Ey çocuk! Senin ismin nedir?’ diye sordu. “Ahmed” dedim. Sırtıma bakınca: “Bu, bu ümmetin peygamberidir.” dedi. Dayılarım da durumu anneme anlatınca, annem benim hayatım hakkında korkmaya başladı. Mekke’ye dönmek üzere, Medine’den acele yola çıktık.”
Hz. Âmine’nin Ebva’da Vefat Edişi ve Peygamberimiz Aleyhisselam’ın Ümmü Eymen Tarafından Mekke’ye Götürülüp Dedesine Teslim Edilişi
Hz. Âmine, Medine’deki Neccaroğullarından olan dayılarını ziyaret ettirdikten sonra Peygamberimiz Aleyhisselam’ı Mekke’ye getirirken, yolda hastalanıp Ebva köyünde durakladı. Başucunda duran ciğerparesinin yüzüne baktı ve sonra da, ona şöyle hitap etti: “Ey çekilen dehşetli ölüm okundan, Allah’ın (cc) lutfu ve yardımı ile yüz deve karşılığında kurtulan zâtın oğlu! Allah (cc), seni mübarek ve devamlı kılsın! Eğer rüyada gördüklerim doğru çıkarsa, sen Celâl ve İkram Sahibi tarafından Âdemoğullarına helâl ve haramı bildirmek üzere gönderileceksin! Allah (cc), seni, milletlerle birlikte devam edip gelen putlardan, putperestlikten de esirgeyecek, alıkoyacaktır!
Her canlı varlık ölür.
Her yeni eskir.
Her yaşlanan, kocayan, zeval bulur, yok olur.
Ben de öleceğim.
Fakat temelli anılacağım.
Çünkü temiz bir oğul doğurmuş, arkamda hayırlı bir hatırlatıcı bırakmış bulunuyorum.” dedi.

Hz. Âmine, Ebva’da vefat etti. Oraya da gömüldü. Hz. Âmine vefat ettiği zaman otuz yaşında idi. Ebva; Mekke ile Medine arasında bir köy olup, Medine’ye Mekke’den daha yakındır. Medine’ye 23 mil yani beş günlük uzaklıktadır. Hz. Âmine’nin Ebva’da vefatı üzerine, Peyamberimiz Aleyhisselam’ı dadısı Ümmü Eymen (Bereke) bağrına bastı. Mekke’den binip gelmiş oldukları iki deveden birisine bindi. Ötekini yedeğine alarak, beş günde Peygamberimiz Aleyhisselam’ı Mekke’ye getirip dedesine kavuşturdu. Hz. Âmine validemizin vefat haberini duyan Zühreoğulları ve Kureyş kabilesi hep gözyaşı döktüler. Genç yaşta gurbette vefat edişini dile getiren mersiyeler ve O’nun hasletlerini ortaya koyan şiirler söylediler. Dünyada babasız ve annesiz kalan Peygamberimiz Aleyhisselam’ı Yüce Allah (cc) hamisiz bırakmadı. Önce dedesinin, sonra da amcası Ebu Talib’in bağrına bastırdı. Duhâ Sûresi’nin 6. âyetinde: “Rabbin, seni yetim bulup da barındırmadı mı?” buyurularak bu gerçek hatırlatılır.

Rabbim bizleri şefaatlerine nail eylesin. Allah’a (cc) emanet olun.


Yararlanılan Kaynaklar

Mehmed Emre, Büyük İslam Kadınları ve Hanım Sahabeler, Çelik Yayınevi, İstanbul
M. Asım Köksal, İslam Tarihi 3-4. Cilt Işık Yayınları, İstanbul, 2008.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2010 EYLÜL SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort