JoomlaLock.com All4Share.net

MÜ’MİNİN TEBESSÜMÜ YÜZÜNDE HÜZNÜ KALBİNDEDİR

Gülmek, insanın hoşuna ya da tuhafına giden durumlar karşısında duygusunu dışarı vurmasını sağlayan bir çeşit tepkidir. İnsan olmanın doğal bir sonucudur ama her halimizde itidal üzere olmamızı emir buyuran dinimiz gülerken de bu hususa dikkat etmemizi ve aşırıya kaçmamamızı önermiştir.

“Allah yolunda hiç kimsenin görmediği eziyetlere maruz kaldım…” (Tirmizî, Kıyâmet, 34/2472) buyuran Peygamberimiz’in (sav) çehresinden tebessüm hiç eksik olmamıştır. O’nu asık bir yüzle ya da çatık kaşlarla görmek mümkün değildi. Ama Hz. Âişe annemizin rivayetinden öğrendiğimiz üzere Hazreti Peygamber’in (sav) küçük dili görünecek şekilde kahkahayla güldüğü bir kez dahi görülmemiştir. O sadece tebessüm etmiştir. (Buhârî, Edeb, 68; Müslim, İstiska, 16)

Her insan mutlu olmaktan, sevinmekten büyük haz duyar. Ama üzüldüğümüzde kendimizi mahvedercesine aşırı bir eleme kapılmamız nasıl yanlış bir davranışsa, sevindiğimizde de haddi aşıp kahkahalar atarak kendimizi kaybetmemiz o kadar yanlıştır. Bu tür aşırılıklar mü’minin şahsiyetini zedeleyici davranışlardır.

“Çok gülmek kalbi öldürür ve mü’minin değerini düşürür.” (Tirmizi) buyuruyor Peygamber Efendimiz (sav). Dünyaya gözlerini ağlayarak açan insanoğlu sonrasında göbeği çatlarcasına nasıl gülebiliyor? Onu bu dünyada böylesi bir gaflete iten sebep nedir? “Allahü Teâlâ’nın kendisinden razı olup olmadığını bilmeden kahkahayla gülen kişiye şaşılır…” “Gideceği yerin cennet mi yoksa cehennem mi olduğunu bilmeyen bir kişi nasıl olur da gülebilir?” diye gönlünde kendilerini katıla katıla gülmekten alıkoyacak bir dert, tasa taşımayan kişilere taaccub etmiştir hazeratı kiram...

Haddinden fazla gülmek insanı gaflete sürükler. Gaflet, insanı yaratılış gaye ve vazifesinden alıkoyar. Kalplerini kasvetle bürür, katılaştırır, zulmete gark eder. Hal böyle olunca insan zamanla ibadetlerinden haz duymamaya, gördüğü şeylerden ibret almamaya, Hak’tan uzaklaşmaya başlar.

“Ben mahzun gönüllerdeyim” buyurmuş Cenâbı Hak… Onun için mü’min dertli olur, mü’min mahzun olur. Mü’minin gönlü kırık olur, boynu eğik, gözü yaşlı olur. “Siz benim bildiklerimi bilseydiniz, hiç gülmez, çok ağlardınız.” buyuruyor Kâinatın Efendisi. Bir düşünelim, dünyadaki her şey O’nun hürmetine yaratılmış, O’nun için var edilmişken O’nu (sav) hiç gülmeyip ağlamaya iten sebep neydi acaba? Neden bunu bizlere de bildirdi ki ‘hiç gülmezdiniz’ diye? Bizim bilmediklerimiz nelerdi? Gafletimizle üzerini örterek eğlenceye daldığımız ve görmezlikten geldiğimiz hakikatler nelerdi? Çok ağlarlardı Allah’ın Resûlü (sav)… Gözyaşları hemen kirpiklerinin ucundaydı.. Bize de “Ağlardınız…” buyuruyor. Ağlanacak halimiz var demek ki... Ama hiç farkında değiliz. Yiyoruz, içiyoruz, gülüyoruz, koşup, oynayıp, eğleniyoruz... Böylesi bir serbestlik, bu vurdumduymazlık nereden geliyor? Yunus Emre Hazretleri:

Onlar cihana geldiler,
Hep gittiler kalmadılar,
Ağladılar gülmediler..
Sen de ağla gülme gönül… buyuruyor.

Bizler, bizden evvel giden o salih kullardan daha hayırlı değiliz elbette. Onlar dünyada iken de hiç gülmediler. Şimdi bir düşünelim, öyle geçiyoruz ki kendimizden ağzımız kulaklarımıza varıyor gülerken… Fıkıh kaidelerindendir, gülerken gözümüzden yaş gelse abdestimiz bozuluyor. Ama hüzünle, Allah korkusuyla yaşarsa gözümüz cehennem ateşini söndürebiliyor. Yaş aynı yaş, ama geliş yeri farklı. Biri nefsimizden, diğeri ise gönülden geliyor. Gönülden gelen cehennemi söndürebiliyor ama diğeri abdestimizi bozuyor.

Mü’minin tebessümü yüzünde, hüznü ise kalbindedir. Abdülkâdir Geylânî (ks) buyurur ki: “Mü’min, insanlara karşı yüzüyle sevinçli olduğunu gösterir. Fakat kendi mahzundur… Mü’minin tefekkürü, düşünmesi, ağlaması çok; gülmesi azdır. Tebessümü ile kalbindeki hüznü gizler. Dışarıda geçimini temin etmekle uğraşıyor görünür, hâlbuki kalbi Rabbi’ni anmakla meşguldür. Çoluk çocuğu ile uğraşıyor görünür, fakat kalbi Rabbi iledir.

…Hırsı, şımarıklığı, azgınlığı ve dünyaya düşkünlüğü bırak! Sevincini ve neşeni biraz azalt! Biraz hüzünlü ol! Bil ki Peygamber Efendimiz (sav), sadece başkalarının kalbini ferahlandırmak için tebessüm buyururlardı...”

Ya Rabbi! Bizleri gönlü mahzun olanlardan eyle. Biliyoruz ki Sen gönlü mahzun olanlarlasın… Bizleri kahkaha ile gönlünü karartanlardan eyleme. Senin razı olmayacağın her türlü amelden, duygu ve fikirden uzak eyle… Sen’den uzak olmak mü’minin cehennemidir. Sana yakınlığın şevkiyle hem bu dünyada hem de ahirette hakikatte gülenlerden eyle…

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2012 OCAK SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort