JoomlaLock.com All4Share.net

MÜSLÜMANIN SOSYAL YÖNÜ

Bu ayki yazımızda Müslümanların sosyal yönünü incelemeye çalışacağız. Günümüzde çok fazla kullanılan deyimlerden birisidir; “sosyal olmak”. Toplumdan uzak yaşamak, zamanın şartlarına adapte olamamak gibi meseleler Müslümanların, özellikle sûfîlerin en çok eleştiri aldığı konuların başında gelmektedir. Müslümanlar da bu kınamaların haksız olduğunu ortaya çıkarmak için bir çok sosyal faaliyetler yapmaya çalıştılar. Vakıflar, dernekler kurarak bunların vasıtasıyla adeta İslam dışı çevrelerle yarışmaya başladılar. Bunların müsbet kazanımları olduğu gibi menfi kayıpları da olmuştur ve oluyor.

Meselenin menfi tarafı; karşı tarafın batıdan ve dolayısıyla batıldan aldığı anlayışlarla Müslümanları eleştirmeye ve hatta onlara saldırmaya çalışması sonucunda, bazı Müslüman çevrelerin de bunun etkisinden kurtulmaya çalışıp modern dünyaya ayak uydurabilmek kaygılarıyla oluşturdukları sosyal çevreler ve onlarla ilişkileri sonucunda çeşitli anlayışlar geliştirmeye başladıklarını müşahade etmekteyiz. Bunun sonucunda modernist Müslümanlık adı altında İslam dışı ve İslam şeriatına düşman olan çevrelerle bir yarışa başladılar. Onların nesi varsa modernist Müslümanların da İslamî kılıflar altında ahlâkî yozlaşmaların baş gösterdiği yaşantı şekilleri ortaya çıkmaya başladı. Bir zamanlar yapılan İslamî faaliyetlerde -konferanslar, paneller, kermesler, düğünler vs.- haremlik selamlık uygulamaları varken, modern görünme veya karşı tarafa şirin gözükme adına karışık oturmaları, batılı tarzda müzik dinlemeleri; bir bir aralarında otururken Yunus Emre’den, Hazreti Mevlânâ’dan ve bunların edebi eserlerinden esinlenerek güfteler yapmaya çalışan sanatçılar yerine Çaykovski, Mozart gibi batılı sanatçıların eserlerinden bir birlerine sitayişle bahsetmeleri, Müslüman erkeklerin batılı tarzda giyim, kuşam, saç, sakal ve bıyık şekillerini tercih etmeleri, bayanların ise İslamî tesettür adı altında defilelerde mankenlerin sunumuyla beğendikleri kıyafetleri tercih etmeleri bu sözde İslâmî kesimin sosyal yaşantılarının ne kadar yozlaştığının ve batılılaştığının göstergelerinden bazılarıdır.

Sosyal faaliyet adı altında düzenlenen konserler ve bu konserlerdeki İslamî söylemler batılı tarzlarda (pop, rap vs.) veya aşırı sayıda enstrümanın gürültüsüne boğulmuş, müziklere elle tempo tutan kızlı erkekli gençler ve tüm bunların zamanla yozlaşan ahlâkî yapılarıyla tamamen çökmüş bir toplum yapısının oluşmasına sebep olmuştur.

Buradan hareketle sadece menfi hallerden bahsedip tabloyu karartmak niyetinde değiliz. Fakat Hak Celle ve Âlâ Hazretleri’nin rızasına muvafık bir toplum yetiştirme gayreti bizde varsa buna göre hareket etme durumundayız. Bundan dolayıdır ki genel bir çerçeve çizmek zorundayız. Yukarıda bahse konu olan mevzuların Müslüman toplumda genel anlayış olarak yerleşmeye başladığını bilmek zorundayız.

O zaman belki şöyle bir soru sormak zorundayız: “Müslümanın sosyal yaşantısı nasıl olmalıdır?”

Şurası unutulmamalıdır ki İslam dini Hâlıkımız, Râzıkımız, Allah (celle celaluhu) tarafından, Kâinâtın Efendisi ve varlık sebebimiz Hazreti Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) gönderilmiş ve hayatımızın tamamını kapsayacak şekilde va’z edilmiştir. Dolayısıyla bizim herhangi bir faaliyet yaparken şurasına kadar dinî emirlere uyalım, şuradan sonrasını da kendi düşüncelerimize veya günün şartlarına göre biz belirleyelim deme hakkımız yoktur. Müslümanın zihninde “Hiç olmazsa” anlayışı bulunmamalıdır. İslam dini “Ya hep ya hiç” düsturuyla uygulanır.  Müslüman’ın sosyal yaşantısı da sadece İslamî esaslara uygun olmak zorundadır.

Müslüman bir düğün mü yapacak? Her şeyiyle Kur’ân-ı Mübîn‘e, sünenât-i Ahmediyye’ye ve müçtehidânı izam hazeratının içtihatlarına uymak zorundadır. Kadınların da yine aynı şekilde, sahabe hanımlarının, Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem) aileleri olan annelerimizi örnek alarak yaptıkları uygulamalar gibi bu hayırlı işlerini deruhte etmeleri gerekir. Erkeklerin de dinimizin bizim için belirlediği sınırları aşmadan kendi aralarında eğlenmeleri gerekir.

İslam’ın bir meselesini tebliğ etmek için hazırlanan bir konferans veya panelde, ahkâmı şer’iyyeye uymayan hiçbir uygulama olmamalıdır ki, orada anlatılan faideli bilgileri, dinleyenlere Cenâbı Hak tesirli halketsin. Gönüllerinde o güzel sözler inkişaf etsin.

Yoksa birileri kınayacak veya gericilikle suçlayacak diye Rabbimiz’in (celle celaluhu) rızasına uymayan uygulamalarla yapılan sosyal faaliyetler bizleri Cenabı Hakk’a yakınlaştıramak yerien, ahlâkî yozlaşmalara kapı açacaktır.

Şurasını unutmamalıyız ki bizim en büyük mesuliyetimiz Allah’a karşıdır. İslam dini her şekilde yorum yapabileceğimiz bir din değildir. Her asırda, zamanda, zeminde yaşanılabilirliği olan bir dindir. Öyle olmasaydı Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) son peygamber, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan da son ilahi mesaj olmazdı. Bu din  kıyamete kadar câri ve ilâhî iradenin korumasındadır. Bize düşen hakkımız olmadığı halde zamanın şartlarına uymak adına sağından solundan kırpıp, dinde reform gibi yanlış söylemlere kanmamamızdır.

Meselenin başka bir boyutu da “Müslümanın sosyal yaşantısı” derken aklımıza hep değişik faaliyetler; eğlence, müzik, müslüman olmayanlarla ilişkiler geliyor. Bunlar acaba sosyal yaşantımızın olmazsa olmazı mıdır?

Mesela; bir Müslüman kendi düzenlediği yukarıdaki faaliyetlere hararetle insanları çağırırken, ona deseniz ki, “Tamam! Meşru zeminde yapacağınız her faaliyete katılırız. Fakat bir kere de sizi biz bir sohbete götürelim. Bir âlim, fâdıl, ârif zât falan yerde nasihat ediyor.” veya “Bir yerde toplanıp Cenâbı Hakk’ın Esma-i Hüsnası’nı zikrediyoruz. Bir müsait zamanda beraber gitsek de bu manevi ortamdan sizler de faydalansanız.”  Verilecek cevap ekseri aynıdır; “Adamlar bilimde ne kadar ilerlediler görmüyor musunuz? Siz hâlâ dergahlarda ‘Hay-Hû’ çekiyorsunuz.” diyeceklerdir.

Şimdi tekrar soruyoruz; bu din gerçek manasıyla asrısaadette yaşanmadı mı? Ashabı kiramın sosyal faaliyetleri, Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem)  sohbeti, Mescid-i Nebevî’de yapılan zikirler, ashabı suffada yapılan dersler değil miydi? Kabul edelim ki zamanın şartlarına uygun, meşru zeminde farklı faaliyetler de yapmak gereklidir. Fakat bunun temeli asrısaadet uygulamaları; tâbiîn, tebe-i tâbiîn ve onların yolunu takip eden varis-i ekmeller, evliyaullah hazeratının uygulamaları olmalı değil midir? Bizim sosyal faaliyet olarak tanımladığımız, hizmetlerimizin dayanağı batı felsefesi mi olmalıdır? Bu kıstasları güzel yapmalıyız. Neye nasıl taraftar olduğumuzu iyi tetkik etmeliyiz. Her ne yaparsak yapalım dinin aslına zarar vermemeliyiz.

Sonuç olarak sosyal olacağız diye batıl esaslarla İslamî faaliyetlere devam etmemiz bizi sadece yozlaştıracaktır. Evet, Müslümanların uluslararası kademelerde temsil edilmesi gerekir, devlet kademelerinde temsil edilmesi gerekir, üniversitelerdeki bilimsel faaliyetlerde bulunması gerekir, eğitim ve tebliğ kastıyla vakıflar dernekler kurup buralarda uygun faaliyetler düzenleyebilir, Müslümanlar edebiyat ve müzik alanlarında eserler ortaya koymak için çalışabilir. Ancak bütün bunları yaparken saf, temiz, bin dört yüz yıllık yaşanmışlığı olan İslam şeriatının -içine hiç bir beşeri ideolojinin fikirlerini karıştırmadan- emirleri doğrultusunda hareket etmek zorundayız. Aksi takdirde bu faaliyetlerin hiç birine İslamî faaliyet dememiz mümkün olmaz. Beşerin kıt aklı, ilâhî iradenin üzerine çıkarıldığı için bu da sadece beşeri düşünce yapısına uygun bir ekol olur.

Bunu başarmanın yolu ise Hakk’ın yeryüzünde kamil manada tecelli ettiği insanı kâmilin gönlü ile ilişkiye geçmekle olur. Çünkü her türlü mânevî nimet ancak onların gönlünden alınmaya çalışılırsa temiz ve saf olarak bize ulaşabilir. Böyle bir gönülle irtibatı olan insanların faaliyetleri büyüklerimizin irfan süzgecinden geçirilerek icra edildiği için Rabbimiz (celle celaluhu) bu faaliyetlerin tamamından yine o zâtı akdesin hürmetine razı olur.

Bu düşüncelerle Kurban bayramınızı tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz. Allah’a emanet olunuz.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2011 KASIM SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort