JoomlaLock.com All4Share.net

ÖMER NASUHİ BİLMEN

omer_nasuhi_bilmen


Asrın Büyük Âlimi ve Mütefekkiri

ÖMER NASUHİ BİLMEN HAZRETLERİ


Vücudundur senin timsâl-i hikmet Ya Resûlallah,
Kûdumün kâinata verdi müshet Ya Resûlallah,
Muattar ravzanı pür feyzine ben iştiyakımdan,
Emin etmekteyim artık inâyet Ya Resûlallah.
Günahkârım peşîmânı bir kulum gayet perişanım,
Niyaz etmekteyim Senden Şefaat Ya Resûlallah...

Türkiye Cumhuriyeti’nin beşinci Diyanet İşleri Başkanı olan, zamanının değerli din âlimlerinden Ömer Nasuhi Bilmen 1883’te Erzurum’un Salasor köyünde doğdu. Babası Hacı Ahmet Efendi, annesi Muhibbe Hanım’dır. Küçük yaştayken babasının vefat etmesi üzerine, Erzurum Ahmediyye Medrese’si müderrisi ve nakibüleşraf kaymakamı olan amcası Abdürrezzak İlmi Efendi’nin himayesine girdi. Amcasının ve Erzurum Müftüsü Narmanlı Hüseyin Efendi’nin rahle-i tedrisinden geçti.


İki hocası da yakın aralıklarla ölünce, 1908’de İstanbul’a giderek, derslerine devam ettiği  Fatih dersiâmlarından Tokatlı Şakir Efendi’den icazet aldı. Ders Vekâleti’nce açılan imtihanı kazanarak 1912’de dersiâmlık şehadetnâmesi aldı. Bu arada okumakta olduğu Medresetü’l kudat’ı da bitirdi. 1912 yılının eylül ayında Beyazid Medresesi dersiâmı olarak göreve başladı. 1913’te Fetvâhâne-i Âli Müsevvid Mülazımlığına tayin edildi. Bir yıl sonra baş mülazımlığa terfi edildi. 1915’te Heyet-i Te’liffiyye üyesi oldu, 1922’de bu dairenin kaldırılması üzerine dersiâmlığa devam etti.

1943’te İstanbul Müftülüğü’ne getirildi. 30 Haziran 1960 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin beşinci Diyanet İşleri Başkanı olarak atandı ve daha bir yılını bile doldurmadan emekliye ayrıldı.  On ay gibi kısa bir sürede görevinden ayrılmasının nedeni, dönemin yöneticilerinin Türkçe ezan ve daha birçok konuda Diyanet İşleri Başkanlığı’nı politik amaçlarına alet etmek istemesiydi.

Uzun bir aradan sonra Diyanet reisliği, hakikaten tam bir ehline hem de ehlinin en iyisine, en mükemmeline kavuşmuştu. Artık yerinde sessiz sedasız oturan bir figüran, suflör’den aldığını tekrar eden bir acemi aktör, bir kukla veya korkuluk değil, bu  makama her mânâda yetkili ve değerli bir Hâkim-i Kâmil-i İslâm gelmişti. Bu adam Bala’dan gelen emirle konuşmayacak, ilmin ve selahiyetin kuvvetiyle iş yapacaktı. Halk boşuna sevinmiyordu. Yıllarca bunun susuzluğunu çekmişti.

Ömer Nasuhi Bilmen de, selefleri gibi dini meseleler konusunda asla taviz vermeyen bir yapıya sahipti.    
Nitekim 1960’lı yıllarda dinde reform gerekliliğini savunan ve bunun için çabalayanlara: “Bozulmayan bir dinde reform mu olur!” diyor ve İslam’ın ortaya koyduğu iman, ahlâk, ve hukuk ilkelerinin orijinalliğini, evrenselliğini kendinden beklenen liyakat ve cesaretle savunuyordu.

Uzun memuriyet hayatı boyunca öğretmenlik hizmetinde de bulunan Ömer Nasuhi Bilmen, Darüşşafaka Lisesi’nde yirmi yıla yakın bir süre ahlâk ve yurttaşlık dersi okuttu. İstanbul İmam Hatip Okulu’nda ve Yüksek İslam Enstitüsü’nde usûl-i fıkıh ve kelâm dersleri verdi. Hayatının sonuna kadar ilmi çalışmalarını sürdürdü ve sekiz ciltlik tefsirini emekli olduktan sonra yazdı.

Ömer Nasuhi Bilmen, İstanbul Müftülüğü’ne tayin edildiği tarihten itibaren vefat edinceye kadar gerek ilmi ve ahlâkî otoritesi, gerekse samimi dindarlığı ve tevazuu ile dîni konularda  ülke insanının başlıca güven kaynağı olmuştu. Ehl-i sünnet mezhebini şahsında tam bir liyakatla temsil ettiği için herkesin sevgi ve saygısını kazanmıştı. Bunda şüphesiz, yaşadığı sürece aktif politikanın dışında kalmasının da önemli bir rolü vardır. Arapça ve Farsça’yı da çok iyi bilen, Türkçe ile birlikte üç dilde şiir yazabilen Ömer Nasuhi Bilmen, bir ara Fransızca’ya da merak sarmış ve bu dili de tercüme yapabilecek kadar öğrenmişti. Kendisi Erzurum ağzı ile konuştuğu halde eserlerinde kullandığı üslûp ağdalı fakat mükemmel denebilecek kadar sağlamdır. Gençliğinde yazdığı Türkçe ve Farsça şiirlerinde de duygu, düşünce ve ölçü açısından oldukça başarılıdır. Hayatının büyük bir kısmını telifle geçiren Ömer Nasuhi Bilmen, temel İslamî ilimler alanında çok sayıda eser verdi.

Bilenler biliyorlar ki 1908 de, elindeki icazetname ile Erzurum’dan İstanbul’a gelen ve o tarihte müzellef sakallı, taze bir molla olan Ömer Nasuhi Bilmen, o zamandan beri ömrünü ilme, kitap ve kütüphaneye; ömrünün son gününe kadar da kendi te’liflerine vererek bir veli sessizliği içinde durmadan ve sezdirmeden çalışmış, cami duvarı gibi ciltler vermiş, sesini, şerefini şarka ve garba duyurmuş, adını ve şahsiyetini kendi çalışmasıyla değerlendirmiş, fazilet tarihinin hürmetine layık olmuştur.

Zamanımızda Rabbanî mefkûrenin, Îlahi maarifin en kuvvetli bir temsilcisi olarak biliniyor. Eskiler ‘Hocalık’ta ilerlemiş bu çeşit kıymetlere, asrın Allâme-i Yegâne’si, Dehr’in Ferîdi derlerdi.


Yine herkes biliyor ki son asrın birinci sınıf bilginleri, fikir ve fazilet adamları içinde, bir eşi gelmez insanlardan biri de  Ömer Nasuhi Efendi’dir.

Erişilmez ilmi, faziletleri, herkesi imrendiren yüksek ahlâkı ile aramızda insanlık numûnesi olarak yaşayan Ömer Nasuhi Efendi, seleflerini her bakımdan büyük bir liyakatla devam ettirdiği gibi Peygamber meziyetlerinde bulunan ve utandıran tevazuu, manevi kemâli ve bulunmaz halleriyle onları özleten üstünlükler de göstermiştir. Bunun içindir ki zamanımızın ariflerinden Mehmet Nüzhet Ortanca’nın vücûda getirdiği san’atlı, değerli tarih beytinde pek yerinde olarak şöyle deniliyor.

Sülüsle Yazıldı Bu Tarih-i Tâm,
Tealeyte İlmen Bi alel Mekaam


“İlmin en yüksek makamına ilmin ile yükseldin”    

Eserleri

Latin harflerinin kabulünden sonra Türkiye’de İslam Hukuku alanında kaleme alınmış ilk ve en muhtevalı eser olan ve o dönemde akademik çevrelerde büyük yankı uyandıran Hukûk-ı İslamiyye ve Islahât-ı Fıkhiyye Kâmusu; mezhepler arası mukayeseli, sistematik bir İslam Hukuku kitabıdır.


Onun Türkiye çapında tanınmasını sağlayan diğer önemli bir eseri de Büyük İslam İlmihali’dir.

Diğer Eserleri: Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Meâli Âlisi, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Tefsiri, Büyük Tefsir Tarihi, Kur’an-ı Kerim’den Dersler ve Öğütler, Sûre-i Feth’in Türkçe Tefsiri, İ’tilâ-yı İslam ile
İstanbul Tarihçesi, Hikmet Goncaları, Muvazzahı İlm-i Kelâm, Mülahhas İlm-i Tevhid, Akaid-i
İslamiye, Yüksek İslam Ahlâkı ve Dini Bilgiler’dir.
Ömer Nasuhi Bilmen’in ayrıca gençlik yıllarında Farsça olarak yazıp Türkçe’ye çevirdiği Nüzhetü’l ervah adlı bir divançesiyle, İki Şükûfei Taaşşuk adlı bir de romanı vardır.
12 Ekim 1971’de İstanbul’da vefat eden Ömer  Nasuhi Bilmen, Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’ne defnedildi.


GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2008 EYLÜL SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort