JoomlaLock.com All4Share.net

SÜNNETE RİAYET

Sünnete Riayet

Sünnete Riayet - Yusuf Fuad

Sayı : 114 - Haziran 2017

 

Sünnete Riayet

 

Sünnet; “Hz. Nebi (sav) tarafından söylenen bir söz, yapılan bir fiil ya da verilen bir onay” şeklinde tanımlanmaktadır ulemâ-ı hadis tarafından. Tarifteki “onay” sözünün Arapçadaki karşılığı “takrir” kelimesidir. Bu terimle anlatılmak istenen, ashabın herhangi bir fiili/sözü karşısında Efendimiz’in (sav) bunu ya sarahaten ya da menfi bir söz sarf etmeyerek zımnen onaylaması manasındadır. 

Kainatın Efendisi’nin (sav) insanlara rahmet olarak irsal buyrulduğu ve Allah’a itaatin de yine O’na itaatten geçtiği göz önüne alındığında; müslümana düşen canla başla Allah Rasulü’nün emirlerine itaat, efâline de ittiba etmeye gayret etmektir. Biz de yazımızda imkan dâhilinde bu konuya değinmeye çalıştık. Allah müstefid eylesin…

Fahr-i Kainat’a (sav) ittibayı, itaati emreden ayetlerin hepsini burada zikretme imkanımız yok. Zaten yazımızda, daha çok hadisi şerifler çerçevesinde meseleyi ele almaya çalışacağımızdan bir giriş mahiyetinde meseleyi gayet açık bir şekilde ortaya koyan Nur Suresi’nden bir ayetle iftitah yapalım:

اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ اَنْ يَقُولُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَاۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللّٰهَ وَيَتَّقْهِ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَٓائِزُون

“Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Rasulü’ne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak ‘İşittik ve itaat ettik!’ demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir. Her kim Allah’a ve Rasulü’ne itaat eder, Allah’tan korkar ve O’ndan sakınırsa, işte onlar asıl kazananlardır.” (Nur 51-52)

Konuyla İlgili Hadisi Şerifler:

عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ  عَنِ النَّبِىِّ  قال: دَعُونِى مَا تَرَكْتُكُمْ إنما اَهْلَكَ مَنْ كان قَبْلَكُمْ كَثْرَةُ سُؤَالِهِمْ وَاخْتِلاَفُهُمْ عَلَى أنبِيَائِهِمْ ! فَإذا نَهَيْتُكُمْ عَنْ شَىْءٍ فَاجْتَنِبُوهُ وَإذا أمرتُكُمْ بِأمر فَأْتُوا مِنْهُ مَااسْتَطَعْتُمْ

Ebu Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Ben size herhangi bir şeyi emredip yasaklamadığım sürece beni kendi halime bırakınız. Sizden önceki ümmetleri çok soru sormaları ve peygamberlerine karşı münakaşa etmeleri helak etmiştir. Size herhangi bir şeyi yasakladığım zaman ondan kesinlikle kaçınınız, bir şeyi emrettiğimde de onu gücünüz yettiğince yerine getiriniz.” (Buhari, İtisam 2)

عَنْ اَبِى نَجِيحِ الْعِرْبَاضِ بْنِ سَارِيَةَ  قال : وَعَظَنَا رَسُولُ الله  مَوْعِظَةً بَلِيغَةً ذَرَفَتْ مِنْهَا الْعُيُونُ وَوَجِلَتْ مِنْهَا الْقُلُوبُ فَقُلْنَا : يَا رَسُولَ اللَّهِ كان مَوْعِظَةُ مُوَدِّعٍ فَاَوْصِنَا. فَقال : أُوصِيكُمْ بِتَقْوَى اللَّهِ وَالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ وَإن تَأمر عَلَيْكُمْ عَبْدٌ حَبَشِيٌّ فَإنهُ مَنْ يَعِشْ مِنْكُمْ بَعْدِي فَسَيَرَى اخْتِلاَفًا كَثِيرًا فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الْمَهْدِيِّينَ الرَّاشِدِينَ وَعَضُّوا عَلَيْهَا بِالنَّوَاجِذِ وَإِيَّاكُمْ وَمُحْدَثَاتِ الأمُور فَإن كُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ.

Ebu Necih İrbâz İbn-i Sariye (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) gözleri yaşartan, kalpleri ürperten çok tesirli bir konuşma yaptı. “Ey Allah’ın Rasulü! Bu nasihat sanki ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor, bizlere tavsiyede bulununuz!” dedik. Bunun üzerine:

“Allahtan korkmanızı, başınızda Habeşli, simsiyah bir köle bile olsa onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra içinizde hayatta kalanlar pek çok ihtilaflar göreceklerdir. O zaman sizin yapacağınız benim sünnetim ve doğru yolda olan hulefa-i raşidînin sünnetine sarılmaktır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış bidatlerden şiddetle sakınınız. Çünkü her bidat bir sapıklıktır.” (Ebu Davud, Sünnet, 5)

عَنْ أبي هُرَيْرَةَ  أن رَسُولَ اللَّهِ  قال : كُلُّ أُمَّتِي يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ إلا مَنْ أَبَى. قالوا : يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَنْ يَأْبَى؟ قال : مَنْ أَطَاعَنِي دَخَلَ الْجَنَّةَ وَمَنْ عَصَاني فَقَدْ أَبَى 

Ebu Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav): “Yüz çevirenler dışında ümmetimin hepsi cennete girerler!” buyurdu. Bunun üzerine: “Ey Allah’ın elçisi cennete girmeyi kim istemez ki?” denildi. Nebi (as) de şöyle cevap verdi: “Bana itaat edenler cennete girer, bana karşı gelenler de cenneti istememiş demektir.” buyurdu. (Buhari, İtisam, 2)

عَنْ اَبِى إِيَاسِ  أن رَجُلاً أَكَلَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ  بِشِمَالِه.ِ فَقال : كُلْ بِيَمِينِكَ. قال : لاَ أَسْتَطِيعُ. قال : لاَ اسْتَطَعْتَ! مَا مَنَعَهُ إلا الْكِبْرُ قال : فَمَا رَفَعَهَا إِلَى فِيهِ

Ebu İyas’ın (ra) naklettiğine göre bir adam Rasulullah’ın (sav) yanında sol eliyle yemek yedi. Hz. Nebi (sav) adama: “Sağ elinle ye!” buyurdu. Adamın “Yapamıyorum.” demesi üzerine Nebi (sav): “Yapamaz ol!” diye beddua etti. Çünkü adamın Rasulullah’ın emrine karşı çıkması kibri sebebiyleydi. Bu beddua üzerine elini ağzına götüremez oldu. (Müslim, Eşribe, 107)

 

Yazar: Yusuf Fuad

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort