JoomlaLock.com All4Share.net

YA ALİ, SEN KABE GİBİSİN

ya ali sen kabe gibisin

Yâ Ali, Sen Kâbe Gibisin -  Sâlik-i İrfân

Sayı : 101 - Mayıs 2016

 

Yâ Ali, Sen Kâbe Gibisin

 

Hamd olsun güzel Allahımıza. İnsanı yoktan var eden, insanı bütün yarattığı varlıklara tercih eden, insanı severek seçen, üstün kılan, kendinden (nefahtu min ruhi) insana bir sır veren güzel Allahımıza binler hamd ve senalar olsun. 

Cenabı Mevlamızın insanlığa en büyük ve en güzel hediyesi olan Sahibimiz, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) Efendimize de binler salat ve selam olsun.

Elhamdulillah Rabbimize hamd etmek, Efendimize salavat getirebilmek ne büyük lütuf! Bugün milyon-milyar insan içerisinde bizlere böyle bir lütufta bulunulmasına ne kadar şükretsek azdır, çünkü bu herkese nasip olmuyor. Cenabı Hak (cc) herkese bu yolu açmıyor. Dünyada müslümana zulmü meslek edinmiş gavura sözümüz yok. Onlar vazifelerini yapıyor ve Kahhar olan Mevlamızın vaadine adım adım yürüyorlar. Derdimiz ümmeti Muhammed ile, derdimiz kendi nefsimizle. Derdimiz şu sınırlı ömrümüzde Mevlamızı zikir, O’na şükür, hamd ve sena edebilmek, Mevlamızın dostu ile dostluk edebilmek. Bunu asla hakkıyla yapamayacağımız şuuruyla büyüklerimizin himmetini, Rahmet Peygamberi Efendimiz’in (sav) şefaatini ummak derdimiz, beklentimiz. 

Bir de ümmeti Muhammed’in hali… Rabbul âlemin olan Mevlamızın zalimlerle bizi terbiye ettiğini düşünüyoruz. Belki biraz canımız yanacak, üzüleceğiz fakat “Ya nasihatle, ya musibetle…” hikmeti gereği bu toplum aslına dönecek, su yatağını bulacak. Biliyoruz ki bir şey kaybolduğu yerde bulunur. Bu millet ümmetin hâmisi-lideri idi. Yüzlerce yıl bu vazifeyi şanla şerefle yaptı ki tarihimiz bunun şahididir. Bir imtihan… Sendeledik, yıkıldık fakat önce dizlerimiz sonra kendi ayaklarımız üzere doğrulmaya başladık, elhamdulillah. Doğudan, Batıdan bunca üzerimize gelinmesi bu dirilişin ayak sesleri. 

Hamdolsun ki Anadolu toprağı imanla yoğrulmuş, şehitlerimiz burayı bize vatan kılmış. Sahibimiz, Peygamberimiz, Efendimiz’i (sav) anma programlarının yapıldığı şu günlerde daha bir anlıyoruz ki bu toprakları diriltecek şey Allah’a imanımızdan sonra Peygamberimiz Efendimiz’e (sav) sevgidir. Binlerce evliya bu milletin bağrında yetişmiş ve Nebevi sevgiyi gönüllere aşılamış. Nebî sevgisinin devamı olarak velî sevgisi bu milleti diğerlerinden ayıran ve üstün kılan bir yön. Ne kadar şükretsek azdır ki aslımıza dönüyoruz. Daha düne kadar Kutlu Doğum programlarını, çocuklara ilahi söyletilmesini hazmedemeyen bir askeriyeden bugün PKK’ya karşı abdestiyle, namazıyla, şehadet şuuruyla mücadele eden asker sürecini yaşıyoruz. Cenabı Mevlamız tamamına erdirsin inşaallah. Daha çok güzellikler göreceğiz. Efendimiz’in lütfu keremi, Anadolu erenleri büyüklerimizin himmeti ile bu toplumun ümmete sahip çıktığını, tüm İslam coğrafyasında gavura karşı tek vücut olduğunu görürüz inşaallah.

Evet, Hz. Ali (ra) efendimizin hayatından kesitler aktarmaya devam ediyoruz. Cenabı Hak Ali efendimizin imanından, cesaretinden bu millete serpsin, yağdırsın inşaallah. Özellikle bugünlerde buna çok ihtiyacımız var: 

Cabir bin Abdullah (ra) rivayet eder: Habibi Ekrem hazretleri buyurdu ki: “Ali bin Ebu Talib’in bu ümmet üzerine hakkı, babanın oğlu üzerine hakkı gibidir.” (Menakıb-ı Cihar Yar-ı Güzin s.314) 

Hz. Ali rivayet eder ki Rasulullah hazretleri buyurdular: “Ya Ali! Sen Kabe menzilindesin! Bütün herkes Kabe’ye varır. Kabe hiçbir yere varmaz. Eğer bir kavim sana gelip bu hilafet emrini sana teslim ederlerse, onlardan kabul eyle! Eğer gelmezlerse, sen onlara varma.” (Menakıb-ı Cihar Yar-ı Güzin s.319)

Hz. Ali rivayet eder; bana Rasulullah buyurdular ki: “Ya Ali! Yalnız Rabbinden ümit edici ol! Günahından başka bir şeyden korkma! Bir şey sorduklarında bilmez isen Allahu Teala bilir demekten ar etme!” (a.g.e s.320) 

Hz. Ali’ye dediler ki: “Abdullah bin Sebe seni Ebu Bekir, Ömer ve Osman üzerine tafdil eder (üstün tutar). Hazreti Ali yemin ederek: Vallahi onu öldürürüm, buyurdu. Ya emir-el müminin! Sana muhabbet edeni öldürür  müsün, dediler. Elbette, benim olduğum şehirde olmasın, buyurdu. 

Hemen bulunduğu şehirden onu sürdü. (Şevahidün Nübüvve’den Nakille)

Yine Hz. Ali rivayet eder Rasulullah buyurdular ki: “Ya Ali! Baş ağrısı seni rahatsız edecek kadar olursa, iki elini başının üzerine koyup Sure-i Haşr’ın ahirini (sonunu) oku. “Lev enzelna…” ayeti kerimesinden sonuna kadar oku.” (Menakıb-ı Cihar Yar-ı Güzin s.321)

Hz. Ali efendimiz Rasulullah (sav) bana buyurdular ki: “Ya Ali! Perşembe gününde bıyığını kırp ve tırnağını kes. Koltuğunu yol, kasığını tıraş eyle. Cuma günü temiz elbise giy! Güzel koku isti’mal eyle (sürün).” (a.g.e s.322) 

Meryem Suresi 96. ayeti kerimede “İman edip salih işler yapanları muhakkak, Rahman onlar için bir meveddet (bir sevgi) verecek gönüllere sevdirecektir.” ayeti kerimesinin tefsirinde, Abdullah ibn Abbas buyurur: Allahu Teala onları dost tutar, dost kılar. Onları yer ve gök ehline sevdirir. Rasulullah buyurdular:

“Allah Subhanehu ve Teala bir kulunu severse, Cebrail’e buyurur: Filan kimseyi dost tuttum. Siz de dost tutun, Cebrail ve melekler de dost edinirler. Onlardan yine bir nida edici gökten nida eder, Allahu Teala filan kimseyi dost edindi. Siz de ey yer ehli onu dost tutunuz. Onların hepsi onu dost edinip severler. Onun muhabbetini yer halkının da kalbine salar. Bütün yer ehli de ona muhabbet ederler.”

Hasan bin Ali (ra) şöyle haber verir: “Babam mescidden döndü. Hz. Ebu Bekir’in yüzüne baktı. Hz. Ebu Bekir de babamın yüzüne bakınca dedi ki: “Ya Ebu Bekir ne olmuş bana ki sen bana uzun nazar edersin?” O da buyurdu ki, evet ondan dolayı nazar eder bakarım ki Rasulullah’dan işittim buyurdular: “Kıyamet günü sırat üzerinden Ali bin Ebu Talib’in eline buyruk vermediği kimseler geçemez!” Sonra babam da dedi ki: “Ya Ebu Bekir sen bana müjde verdin ben de sana müjde vereyim mi?” Evet ver, dedi. Ya Ebu Bekir Rasulullah bana kavminden gizlide vasiyet buyurdular: “Ya Ali! Kıyamet günü sırat üzerinde Ebu Bekir’i, Ömer’i ve Osman’ı sadık olarak sevmeyenlerin eline sıratı geçmeleri için ruhsat verme.” (a.g.e. s.325)

Hayber Gazası’ndan dönüşte Rasulullah buyurdular ki: “Ya Ali! Eğer insanlar yanlış anlayarak İsa’ya söyledikleri gibi söylemeyeceklerini bilseydim, senin hakkında çok sözler söylerdim. O zaman insanlar ayağının tozunu bereketlenmek için alırlardı. Abdest aldığın su ile istişfa ederlerdi. Lakin sana kifayet eder ki sen bana Harun’un Musa’ya yakınlığı gibisin. Fakat bu kadar var ki Benden sonra peygamber gelmez. Seni, benim sünnetim üzere şehit ederler. Sen ahirette bendensin. Benim havzım üzerine halifem olursun. O cennet libası ile libaslanan olursun. Benim ümmetimden evvel cennete girersin. Seni sevenler nurdan minber üzerinde olurlar. Ve yüzleri beyaz ve nurlu olur. Onlara şefaat ederim, yarın benim komşum olurlar. Senin cemaatin benim cemaatimdir. Senin sulhun benim sulhumdur. Senin sırrın benim sırrımdır. Senin aşikârın benim aşikarımdır. Senin evladın benim evladımdır.” Hz Ali şükür secdesi edip: “Allahu Teala hazretlerine hamd olsun ki, beni İslam nimeti ile nimetlendirdi. Kur’an’ı azimüşşanı talim eyledi. Beni, mahlûkların en üstünü ve peygamberlerin sonuncusu ve efendisine fadlı ile keremi ile sevdirdi.” dedi.

Yine kendisi anlatır: Rasulullah beni kadı olarak gönderirken;

-Ya Rasulullah! Gencim, kadılık hallerini bilmem, dedim. Mübarek eliyle göğsüme vurup: 

-Ey Allahım kalbine hidayet ver dilini sağlam konuştur, diye dua etti. Allah hakkı için, bu duadan sonra hiç bir davada şüphe etmez oldum, dedi.

Rasulullah buyurdu:

-Sıddıklar üçtür: Habib bin Merî Neccâr, Yâsin ailesinden bir mü’mindir. “Ey Kavmim! Bu gönderilen elçilere uyun!” (Yasin 20). Fir’avun ailesinden Hazkil adlı mümindir. “Siz Rabbim Allah’tır diyen bir adamı mı öldüreceksiniz?” (Mü’min 28) Biri de Ali bin Ebî Tâlib’dir ve en üstünleri budur.” (Mir’ât-ı Kâinât, Cild 1, S. 700-705)

Peygamber Efendimiz: “Fakirliğimle övünürüm.” buyurunca, Hazreti Ali, dünya malına hiç kıymet vermedi. Eline bin altın geçse, ertesi güne bırakmazdı. Hepsini fakirlere dağıtırdı. Rasul-i Ekrem bu yüzden Hazreti Ali’ye Sultan-ul Eshiya, yani cömertler sultanı buyurdu. Hazreti Ali,  Haydar (aslan), Kerrar (düşmana defalarca hamle eden), Ebutturab (toprak babası), Esedullah (Allah’ın aslanı) gibi çeşitli isimlerle anılmıştır. Hazret-i Ali, yanına oturan fakir bedeviye; Bir isteğin mi var, buyurdu. Bedevi utancından diliyle bir şey söylemeyip işaretle bildirdi. Hazret-i Ali, yanında bulunan iki giyeceğin ikisini de bedeviye verdi. Bedevi sevinerek güzel bir beyit okudu. Beyit Hazreti Ali’nin çok hoşuna gitti. Çocukları için ayırdığı üç altının hepsini bedeviye verdi. Bedevi, Ey müminlerin emiri, beni kendi ailemin en büyük zengini ettin, dedi. Hazreti Ali de, şu hadisi şerifi nakletti: “Herkesin değeri, söylediği güzel sözlere, yaptığı salih amellere göre ölçülür.” (Molla Cami’den Nakille)

Şair Sezai Karakoç çocuk muhayyilesiyle Hz. Ali efendimizi şöyle dile getirir: 

 

Çocukluğumuz

Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde

Binmiş gelirdi Ali bir kır ata 

Ali ve at, gelip kurtarırdı bizi darağacından 

Asya’da, Afrika’da, geçmişte gelecekte

Biz o atın tozuna kapanır ağlardık

Güneş kaçardı, ay düşerdi, yıldızlar büyürdü 

Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü 

Ali güneşin doğduğu yerden

Battığı yere kadar kahraman 

Ali olmak bir hedef her çocukta 

Babam lambanın ışığında okurdu 

Kaleler kuşatırdık, bir mümin ölse ağlardık

Fetihlerde bayram yapardık

İslam bir sevinçti kaplardı içimizi 

 

Elhamdulillah İslam, iman, ehlibeyt sevgisi bir sevinç olarak gönlümüzde. Bizler de bugün Ali efendimizi, Fatıma annemizi, ehli beyti sevmek nimetine erdirilmişiz. Ne kadar hamd etsek, şükretsek azdır. Cenabı Mevlamız bizi onların sevgisinden, ehlibeytin bugünkü varisi büyüğümüz Hâce Hazretleri’nden ayırmasın. Milletimize ümmetimize hayırlı bir çıkışı, dirilişi tez zamanda nasip etsin. Bizlere de göstersin inşaallah, amin velhamdu lillahi Rabbil alemîn.

 

Yazar: Sâlik-i İrfân

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort