JoomlaLock.com All4Share.net

YAĞMUR

yağmur

Yağmur - Gönül Pınarından

Sayı : 99 - Mart 2016

 

Yağmur

 

Var edenin adıyla insanlığa inen Nur 
Bir gece yansıyınca kente Sibir Dağı’ndan 
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur 
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından 
Rahmet vadilerinden boşanır abı hayat 
En müstesna doğuşa hamiledir kainat

Yağmur - N.Genç

Yağmur, bir nimettir. Her nimetin, her güzelliğin kaynağı Cenabı Allah’tır. Yağmur ise o, nimeti vereni hatırlatır, şükre vesile olur. Cenabı Hak, yağmur vesilesiyle yeryüzünde hem insanlar hem de hayvanlar için türlü türlü bitkiler, meyveler çıkararak onları rızıklandırır. Dolayısıyla yağmur rızıktır. Yaratıcı hatırlanır“O (Rab) ki, yeryüzünü sizin için bir döşek, göğü de bir tavan yaptı. Gökten bir su indirdi ve onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Artık bunu bildiğiniz halde Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayın.” (Bakara, 22) Bu konuda Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde bu durumu dile getirir( En’am S. 99, Rad S. 17, Müminun S.18…)

Yağmur, Allah’ın kullarına icabetini hatırlatır. Bir beldeye uzun zaman yağmur yağmadığında kuraklık olur. Bundan hem insanlar hem de hayvanlar ve bitkiler etkilenir. Müslümanlar böyle durumlarda yağmur duasına çıkarlar. Yanlarına yaşlıları, çocukları ve hayvanları alarak Cenabı Hakk’a dua eder yalvarırlar, gözyaşı dökerler. Bu duaların sonunda da çoğunlukla yağmur yağar. Cenabı Hak, bana dua edin, benden isteyin, ben de icabet edeyim, buyuruyor. Yağmur duasında, yağmurun yağması Cenabı Hakk’ın icabetini gösterir.

   

Yağmur, tevbeyi-gözyaşını hatırlatır. Kulun kalbi günahlarla gafletle kararır. Adeta yağmur yağmayan kurak toprak gibi çoraklaşır. Bu kalbi temizlemenin yumuşatmanın yolu tevbe, istiğfar ve samimiyetle dökülen gözyaşıdır. Büyüklerimiz gözün yaşı gönlü temizler, buyurmuşlardır. Hz. Peygamber (asv) kıyamet günü Allah’ın gölgesinde gölgelenebilmeyi hak eden yedi sınıf insanı sayarken bunlardan birisinin de “tenha yerde Allah’ı anarak gözleri yaşla dolup taşan kimse” olduğunu buyuruyor. Yağmur, zahiri temizlediği gibi tövbe ve gözyaşı da batını temizler. Dolayısıyla yağmur, tövbeyi ve gözyaşını, pişmanlığı hatırlatır.

Yağmur, rahmettir. Rahman’ı hatırlatır. Toplumumuzda yağmur kelimesi yerine rahmet kelimesi kullanılır. Bu halk arasında çok yaygın olan bir kullanımdır. Yağmur yağarken rahmet yağıyor, deriz. Rahman ise müslüman olsun gayrimüslim olsun dünyada ayrım yapmadan herkesin rızkını veren, demektir. Yağmur da yağarken bu müslümanın arazisi, bu gayrimüslimin arazisi; bu itaatkarın arazisi, bu isyankarın arazisi demez. Önüne gelen her şeyi sular, faydalandırır. İşte dolayısıyla yağmur bu yönüyle Rahman’ı hatırlatır.

Yağmur, bazen Hakk’ın cemal sıfatını bazen de celal sıfatını hatırlatır. Nisan yağmuru gibi, mayıs yağmuru gibi. Nisan yağmuru tüm tabiatı canlandırır, güzelleştirir. Tabiatın güzelliğine güzellik katar. Bu yönüyle Cemal’i, Cemil’i hatırlatır. Bazen de çok şiddetli yağarak tabiattaki her şeye zarar verir. Sellerin oluşmasına neden olur. Bu yönüyle de Celal’i, Kahhar’ı hatırlatır.

    

Yağmur, öldükten sonra tekrar dirilmeyi hatırlatır. Ayeti kerimede şöyle buyrulur: “Allah, gökten su (yağmur) indirdi. Onunla ölmüş olan yere hayat verdi. Şüphesiz ki bunda dinleyen bir toplum için, elbette bir ibret vardır.” (Nahl, 65) Tabiat kış olduğunda adeta ölür. Her şey kupkuru olur. Ama ilkbahar geldiğinde, ilkbahar gelip de yağmurlar yağmaya başlayınca o ölmüş olan bitkiler, canlılar dirilir, hayat bulur. Kurumuş ağaçlar yapraklanır, çiçek açar, meyve verir.

   

Yine yağmur hidayeti ve ilmi temsil eder. Kur’an-ı Kerim’de Efendimiz Hz. Muhammed’in âlemlere rahmet olarak gönderildiğini ifade edilir. (Enbiya, 107) Cenabı Peygamber (sav) bir hadisinde şöyle buyurmuşlardır: “Allah’ın benimle göndermiş olduğu hidayet ve ilim yeryüzüne yağan bol yağmura benzer. Yağmurun yağdığı yerin bir bölümü verimli topraktır. Yağmur suyunu emer. Bol çayır ve ot biter. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan çorak bir yerdir. Burada birikilen sudan insanları faydalandırır. Hem kendileri içer, hem de hayvanlarını sular ve ziraatlarını o sular sayesinde yaparlar. Yağmurun yağdığı bir yer de var ki düz ve hiçbir bitki bitmez. Burada ne su ne ot biter. Allah’ın benimle gönderdiği hidayeti kabul etmeyen kimsenin benzeridir.” (Buhari İlim, 20; Müslim, Fezail, 15) Bu hadisten de anlaşıldığı gibi yağmur hidayeti ve ilmi temsil eder. Evet, yağmur nasıl ki bir rahmettir, yeryüzünün hayat bulmasına sebep oluyor. Peygamber Efendimiz de insanlığın o kurak gönüllerine manen rahmet olmuştur. O kurak gönüller adeta O’nunla (sav) yeşermiş ve filizlenmiştir.

    

Yağmur Cenabı Hak tarafından yeryüzüne bir rahmet hediyesidir. Yağmur suları toprağa ve içindeki yeşilliklere hasrettir. İnsanoğlunun kurak gönlü ise Cenabı Hakk’ın sevgisine hasrettir. Rahmet yağmuru olan Kainatın Efendisi ise bu hasretin gerçek sebebidir. Ayeti kerimede geçen: “Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik” ifadesinde önemli iki kavram vardır. Bu kavramlardan birincisi rahmet, ikincisi ise âlem kavramıdır. Rahmet; incelik, acıma, şefkat, merhamet etme, affetme ve mağfiret manalarına gelmektedir. Âlem ise duygu ve akıl yoluyla kavranabilen veya mevcudiyeti düşünülebilen Allah’ın dışındaki varlık ve olayların tamamını ifade eder. Cenabı Hak doğru yoldan çıkıp, inkâra, şirke düşmelerinden dolayı insanoğluna merhamet eder. İşte o merhametten dolayı Cenabı Hak, Peygamber Efendimiz (sav) ve diğer peygamberlerimizi göndermiştir. Bu rahmeti, merhameti kıyamete kadar devam edecektir.

 

Yağmur yağdığında ağaçların filizlenip meyve verdiği gibi Efendimiz (sav) sahabe efendilerimizi yetiştirmiş, onlar da sonraki dönemlerin meyvelerini yani insanı kâmillerini yetiştirmişlerdir. “And olsun, size kendi içinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe,128)

    

Şairin dediği gibi:

Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım,
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım,
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım,
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım,
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım,
Bahira’dan süzülen bir yaş da ben olsaydım,
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım,
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım,
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım,
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım,
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım,
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım,
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın,
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.

 

Yazar: Gönül Pınarından

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort