JoomlaLock.com All4Share.net

YENİ CAHİLİYE

Yeni Cahiliye

Yeni Cahiliye - Veysel Özsalman

Sayı : 131 - Kasım 2018

 

Yeni Cahiliye

 

Tarihi devreleri birbirinden ayırmak için verilmiş olan “ilk, orta, yakın” gibi sıfatlar basit ve sade olduğundan bazı çevreleri tatmin etmemiş olacak ki kendilerini yaşadıkları devre daha şatafatlı isimler bulmak mecburiyetinde hissetmişlerdir. Bilim ve teknikteki ilerlemeye atıfta bulunarak zaman zaman “atom çağı”, “makine çağı”, “uzay çağı” gibi farklı şekillerde nitelendirilen ve hatta en son ima yollu da değil doğrudan “bilgi çağı” olarak anılan içinde yaşadığımız zaman dilimi, dikkatlice bakıldığında kendisine yapılan güzellemeleri ne yazık ki pek hak ediyor gibi durmamaktadır. “Atom çağı” diye övündüğümüz keşifler neredeyse dünyanın sonu getirecekken, “makine çağında” bütün insani değerleri makine dişlileri arasında ezilen devrimiz insanının, uzayı fethetmişçesine yaptığı “uzay çağı” yakıştırmalarına sebep olan gelişmeler de evrenin bilinen genişliği göz önüne alındığında anlamsız kalmaktadır. Bunun yanında isteyen herkesin her alanda istediği bilgiye saniyeler içerisinde ulaşabilmesinden kaynaklanan “bilgi çağı” yakıştırması da oluşan bilgi kirliliğinin menfi tesirlerini hesaba katınca pek münasip görünmemektedir.

Aslında bilim ve teknikteki ilerlemeye dayanarak yahut bilgi birikiminin her geçen gün artmasına aldanarak içinde bulunduğumuz devreye isim vermeye çalışmak sonu gelmeyecek beyhude bir uğraştır. Evvela yaratmasının hududu olmayan Cenab-ı Mevla hazretlerinin kudret ve keremiyle, insanında gayreti nispetinde yeni keşifler ve icatlar halk olmaya devam edeceğinden, bilim ve tekniğin yöneldiği mecra ve yapılan keşiflere göre isim yetiştirmeye çalışmanın sonu yoktur. Diğer yandan da yaşadığımız zamana, içerisinde bulunduğumuz cehalet bataklığını görmezden gelip, bilgiden, bilimden, teknikten dem vurarak isim vermeye çalışmak beyhude bir uğraş olduğu da ortadadır.

Eğer bu önemli vazife(!) bize verilip içerisinde bulunduğumuz devre bir isim koymamız istense çok fazla düşünmeden “yeni cahiliye devri” teklifini sunardık. Çünkü içerisinde yaşadığımız zaman diliminde cehalet musibetinin, cemiyet ve fertlerin devrimizi nitelendirecek derecede temel bir vasfı haline geldiğini görmemek mümkün değildir. Bununla birlikte “bilgi çağı” olarak anılan bir döneme “cahiliye devri” şeklinde bir isim önerisi sunmak ilk bakışta tutarsızlık gibi görünebilir. Bu çelişkili durumun temelinde ise bizim cehalet derken kastettiğimiz şey ile yaşadığımız çağın cehalet kelimesine yüklediği anlamın farklı olması yatmaktadır.

Bugün dünya üzerindeki genel akıma kapılan cemiyetimiz de okuma yazma bilmeyenleri, umumi meselelerde bilgisi zayıf olanları, genç ve tecrübesiz olanları, çağın kendisine sunduğu bayağı yaşam tarzını sorgusuz sualsiz kabul etmeyenleri, ecdadın hatırasıyla birçok yönden barışık olanları ve daha nicelerini cahil olarak adlandırıyor. Cehaletin ise teknik gelişmelerden haberdar olmakla, bu gelişmelerin anlamasa bile kutsal kabul edilip kişiye memnuniyet vermesiyle, okuma yazma öğrenmekle, çağın sunduğu düşük zevkleri ve adi eğlence anlayışını kabul etmekle bertaraf edilebileceği düşünüldüğünden, bu anlayıştaki kişilerce cehaletle verilen savaş sona yaklaşmış ve cehalet karşısındaki zafer mutlaktır. Dolayısıyla içimizdeki cahilleri eğitip bilgi çağını yaşamak pek tabi mümkündür.

Bizim gerçek manada bahsettiğimiz cehalet ise kişinin hakikatten uzak kalması, bilmemesi ve onu hayatının bütün safhalarına aksettirememesidir. Bu anlamda bugün cemiyetimizin durumunu ifade etmek için cahil kelimesi bile kifayetsiz kalmaktadır. Çünkü “bilmeyene” cahil denilecekse eğer, bilmediğini bilmeyene farklı şekilde hitap etmek, mesela “kara cahil” demek, daha doğru olacaktır. Günümüz modern insanı tam da bu durumdadır. Fen ve teknik tahsil etmekle cehaletten kurtulduğunu sanmakta oysaki kendisini asıl cehaletten kurtaracak bilgilerden mahrum olduğundan bihaber yaşamaktadır. Bilgi namına heybeye doldurduğu çerçöple övünürken asıl bilinmesi gerekenlere sırtını dönmüş vaziyettedir.

“Bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir” diyen düşünürün bu sözleri, onun cahil birisi olarak değil, bilinecek şeylerin çokluğu karşısında ne kadar az şey bildiğini ifade ettiği için, asırlardır erdemli bir şahsiyet olarak anılmasını sağlamıştır. Fakat bugünün “kara cahilleri” bu durumun tamamen tersi şekilde eşyaya ait bilgilerin kendilerini cehaletten kurtaracağını düşünüp hakikate sırtı dönük yaşadıkları için, alçak gönüllülüğün sağladığı o erdemli hayatı sürme fırsatını bile geri çevirmiş durumdadırlar.

Cehaletin asıl manası ise bilim ve teknikten değil hakikatten, dini mübin-i İslam’dan bihaber olmak, daha da genişletecek olursak haberdar olup da yokmuş gibi davranmaktır. Çünkü İslamiyet’ten hemen önceki devri nitelendirmek için kullanılan cahiliye sıfatı, o devirde yaşayanların hiçbir şey bilmediğini değil, evvela Hakk’ı bilmediğini, bilmek istemediğini anlatmaktadır. Çünkü onlar cemiyet olarak kendi devirlerinin bilim ve teknik seviyesinin altında olmayıp sanat ve düşüncede de ileri bir seviyedeydiler. Yine bu anlamda Ebu Cehil (cahillerin babası) bu unvanını, okuma yazma bilmediğinden, nerde nasıl davranacağını kestiremediğinden değil, hakikatin en büyük düşmanı olduğu için kazanmıştır. Amr bin Hişam, kabilesi tarafından fikirlerine değer verilip kendisine danışılan, bugünkü tabirle kanaat önderi bir zat iken, Hakk’a düşmanlık neticesinde, Ebu Hakem’likten Ebu Cehil’liğe düşmüştür.

İşte çağımıza yakıştırdığımız “yeni cahiliye dönemi” yaftayı, yukarıda bahsettiğimiz üzere Hakk’ın görmezden gelinmeye çalışılmasını ifade etmektedir. Bu manada “yeni cahiliye”, yahut “modern cahiliye”, asırlar boyunca performansından hiçbir şey kaybetmemiş, hatta bugün eskisinden bile tehlikeli hale gelmiştir. Çünkü bugünün Ebu Cehilleri faaliyetlerini sinsice yürütmekte olup hak ile batılı birbirinden ayırt etmek daha zor bir hale gelmiştir.

Bu manada televizyonda, radyoda, internet ortamlarında ve sair yerlerde karşımıza hoca, bilgin, alim kisvesiyle çıkanların durumunu tekrar değerlendirmek icap eder. İster fen ve teknikte isterse de din sahasında tahsil görmüş olsun hakikatin önünde perde oluyorsa unvanı nedir ne değildir bakılmaksızın “yeni cahiliyenin” temsilcisi ve destekçisi olduğunu söyleyebiliriz. Kur’an, sünnet ve hadisle problemi olan, kul ile Mevla’sını birbirinden uzaklaştıran sözde alim, bilgin ve hocalar ne yazık ki İslam’ın ölçüsüyle “cahil” olmaktan kurtulamamıştır.

Cenabı Hak modern cahiliyeden ve onun savunucusu günümüz Ebu Cehillerinden bizi korusun, bilmediklerimizi öğrenmeyi bize kolaylaştırsın, amin.

 

Yazar: Veysel Özsalman

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort