JoomlaLock.com All4Share.net

İSLAM’DA TAKVA VE TESETTÜR

tesettür

İslam'da Takva ve Tesettür - Mine ŞİMŞEK

Sayı : 99 - Mart 2016

 

İslam'da Takva ve Tesettür

 

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a, salat ve selam Kainatın Efendisi Hz. Muhammed Mustafa’ya ve onun ehlibeytine, etbaına, kıyamete kadar devam edecek varisi ekmellerine ve tüm ümmetine olsun.

Takva denince akla ağır bir amel gelebilir. Halk arasında, aşırı gitmek, abartmak diye tanımlanan takva İslam’ın emrettiği şekilde yaşamak isteyenlere söyleniliyor. Oysa Cenabı Hak (cc) ayeti kerimesinde bizlere: “Muhakkak ki Allah takva sahipleriyle beraberdir ve onlar muhsinlerdir.” buyurmaktadır. (Nahl, 28) Takva ile ilgili başka bir ayeti kerimede ise: “Gerçekten takva sahibi olanlar, cennetlerde ve pınar başlarındadır.” buyruluyor. (Hicr, 45)

Takva nedir? Yüce Yaratan’a sorumluluk duyup en ince ayrıntılarına kadar Allah’ın (cc) buyruklarını hakkıyla ve ihlasla yerine getirmeye çalışmaktır. Yasaklardan korunmak, şüphelilerden dahi uzak durup Hakk’ın (cc)rızasını kazanmaktır. Takva kalbi masivadan yani Allah’tan uzaklaştıracak her şeyden korunmak suratiyle cemali arzulamaktır. Nefsin hoşlandığı şeylerden kurtulup ilim, ahlak, sevgi, affetmek, merhamet duygusu, ahde vefa, sabır gibi sıfatlara bürünmektir.

Kısaca takva, O’nun (cc) sevgisine ulaştıracak ve bizi O’na yakınlaştıracak en kıymetli ibadettir. Bunlardan örnekler verecek olursak mesela: Oruçlu isek; cennetten birkaç köşk ile karşılığını beklemeden, akşama kadar “İftarda ne yesem acaba?” deyip yemeklerin, tatlıların derdine düşmeden, vakit geçmek bilmiyor sözlerinde bulunmadan, akşama kadar gıybet etmekten, boş konuşmaktan sakınıp biraz Kur’an okuyup acaba Rabbim tutmuş olduğum orucumdan razı mı diye düşünerek Cenabı Hak ne rızık göndermiş ise elimizi açıp tüm ümmete, darda olana, hasta olana dua edip o rızık ile iftarımızı yapıp şükür etmektir, diyebiliriz.

Rabbimiz bir ayeti kerimede: “Kim takva sahibi olur, Allah’tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve ona beklenmedik yerden bir rızık verir.” buyurmaktadır. (Bakara, 3)

Başka bir ayeti kerimede ise: “Şüphesiz ki Allah yolunda en değerli olanınız takvaca en ileri olanınızdır.” buyruluyor. (Hucurât, 13)

İbadetlerden başka bir örnek daha: Namazlarımızı kılarken vaktinde ihlaslı ve huşu ile kılmaya gayret edip, namazdaki tadili erkanı ve içindeki sünnetleri eksiksiz uygulayıp kendimizle övünmeden, kılamayanlara dua edip aciz ve mahcup olarak yapmış olduğumuz bu ibadetimizin O’na (cc)  layık olmadığını düşünerek eda etmek Allah’a karşı takvamızdır.

Hadisi şerifte Peygamberimiz: “İnsanın cennete girmesine en çok sebep olan şey onun Allah’a karşı takvasıdır.” buyurmuşlardır. (Ahmed b. Hanbel, 2, 392)

Tesettürden, malayani konuşmaktan ve bayanın sesine dikkat etmekten de örnekler verecek olursak: bir bayanın namahrem olan erkeklerden bedenini kapatması  güzeldir, fakat daha güzeli ses ve gözlere de dikkat edilmesidir. Sahabe annelerimiz sesi incelterek konuşmazlarmış, kapı çalındığında ağızlarına küçük bir taş alarak “Kim o!” diye seslenirlermiş.

Bazılarımız, belki çok meraktan gelen fakat güzel olmayan bir alışkanlık ile “Acaba yeni taşınan komşu nasıl birisi?” deyip kasıtlı namahrem olan erkeğe bakarsa göz zinasıdır. Hadisi şerifte: “Ey Ademoğlu birinci bakış senin hakkın ama sakın ikinci bakışı yapma. Birinci bakış kasıtsız olduğu için senin hakkındır eğer harama bakma kastıyla yaptıysan birincisi de yasaktır.” buyrulmuştur.

Ayrıca iki komşu bir araya gelmeye dursun hemen çekiştirmeler başlar. Şunun temizliği böyle, bunun evinin kiri böyle vs...) Gıybet ortamını susturmak veya buna güç yetmiyorsa oradan ayrılmak, üstümüze lazım olmayan, bize günah kazandıran şeylerden uzak durmak takvadır. Veya kapı çalınıyor ve açıyoruz, yaşlı bir dilenci görünce “Bir şey olmaz, yaşlıdır babam sayılır.” deyip tesettürümüze dikkat etmeden iç kıyafetimiz ile kapıyı açarsak genç de olsa yaşlı da olsa sonuçta babamızın oğlu değildir, namahremdir.

Veya da pencereden sarkıp çocuğumuza “Ahmet!”, “Mehmet!” diye bağırarak seslenmememiz, apartman içinde dış kapı arasında komşumuzu yola vururken gürültülü bir şekilde konuşmamamız, seslerimize, tesettürümüze, gözlerimize ve kalbimizden geçenlere çok dikkat edip bu konuda hassas  olmamız da takvadır.

Ebu Zer Gifari (ra) hazretleri şöyle nakletti: Bir gün Resulullah bana: “Ya Ebu Zer! Sana bedenin üzerinde hafif mizanda ağır bir amel öğreteyim mi?” dedi. Ben de “Evet ya Rasulallah öğret!” deyince: “O amel susmak, güzel ahlak ve kişiyi ilgilendirmeyeni terk etmektir.” buyurdular.

Fıkralarımızdan birinde, biraz tebessüm etmemiz ve biraz da ibret almamız için şöyle anlatılır: Adamın biri meraklı meraklı hocaya: “Hocam! Gördün mü bir tepsi baklava götürüyorlardı.” demiş. Hoca gayet sakin bir tavırla: “Bana ne?” demiş. Adam: “Ama hocam sizin eve götürüyorlardı.” deyince. Hoca: “Yahu be adam o vakit sana ne?” demiş.

Bizi ilgilendirmeyen şeylerin merakına düşmeden, gıybet ortamından uzak durarak dost, akraba ve komşularımız ile oturmalıyız. Bazen Hak adına sohbetleşerek, bazen de latife yaparak bu meclisleri değerlendirmeliyiz. İbadetlerimizde ve tesettürümüzde, hayatımızın her karesinde takvalı yaşamaya  gayret etmemizi Cenabı Hak cümlemize nasib etsin.

Cenabı Hakk’ın güzel buyruğuyla yazımızı bitirelim inşaallah: “Adn cennetleri! Ona girerler. Onun altından ırmaklar akar, içinde onların her dedikleri şey vardır. İşte Allah takva sahiplerini böyle ödüllendirir.” (Nahl, 31)

 

Yazar: Mine ŞİMŞEK

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort