JoomlaLock.com All4Share.net

MUHARREM VE HİCRET

muharrem ve hicret

Muharrem ve Hicret - Tamer DOYMUŞ

Sayı : 106 - Ekim 2016

 

Muharrem ve Hicret

 

Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam Efendimiz’e, ehli beytine, ashabına ve etbaına olsun.

Hicri ayların birincisi Muharrem ayıdır. Muharrem sözlükte haram kılınmış, saygıdeğer anlamlarına gelmektedir. Dini kavram olarak, dinen haram kılınmış, yasaklanmış olan şeyler demektir. İslam’dan önce de bu ay muhterem kabul edilip, bu ayda savaşmak haram olduğu için muharrem ismi verilmiştir. Şayet bu aylarda savaş olursa yasak çiğnendiği için bu savaşa “Ficar Savaşı” denirdi.

Eşhur-u hurum (haram aylar) Zi’l-Ka’de, Zi’l-Hicce, Muharrem, Receb aylarıdır. Kur’an-ı Kerim’de bu aylar şöyle ifade edilmiştir:

“Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah’ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu dosdoğru dindir. O aylar içinde kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekun savaşıyorlarsa, siz de onlara karşı topyekun savaşın ve bilin ki Allah sakınanlarla beraberdir.” (Tevbe 36) Hicret, İslam tarihinde bir dönüm noktası olduğu için hicretin yapıldığı ay olan Muharrem ayı Hz. Ömer (ra) zamanında takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Muharrem ile başlayıp Zilhicce ile sona eren Hicrî yılın ayları şunlardır: Muharrem, Safer, Rebîulevvel, Rebîulâhir, Cemâzilevvel, Cemâzilâhir, Receb, Şâban, Ramazan, Şevvâl, Zilkâde, Zilhicce.

Muharrem ayında Efendimiz’in Mekke’den Medine’ye hicretinin yanında üzerinde düşünülmesi gereken birçok hadiseler de yine takdiri ilahi bu ayda meydana gelmiştir. Bu hadiselerden bazılarını şöyle ifade edebiliriz:

Nuh’un (as) tufandan kurtuluşu bu ayda olmuştur. Hz İbrahim’in (as) ateşten kurtuluşu bu ayda olmuştur. Hz. Eyyub’un (as) hastalıktan sıhhat bulması bu ayda ol muştur. Bu hadiselere baktığımızda genelinde bir kurtuluş görülmektedir. Bu ayda meydana gelen bir başka hadise vardır ki o da kurtuluşun farklı şeklini bize anlatmaktadır. Bu hadise Kerbela olayıdır. Kur’an-ı Kerim’de Hicret şöyle ifade edilmiştir:

“Rableri, onların dualarını kabul etti. (Dedi ki:) Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, Benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, Ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır. Mükâfatın en güzeli Allah katındadır.” (Al-i İmran 195)

Allah Teala onlardan razı olduğu ve onlar için cennetler hazırladığını bildirmiştir:

“Öne geçen ilk muhacirler ve ensâr ile onlara güzellikle tâbi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kazançtır.” (Tevbe 100)

Onların Hakiki müminlerden olduğunu bildirmiştir:

“İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler ve muhacirleri barındıran ve yardım edenler var ya işte gerçek müminler onlardır. Onlar İçin mağfiret ve bol rızık vardır.” (Enfal 74)

“İman edenler ve hicret edip Allah yolunda cihad edenler var ya, işte bunlar Allah’ın rahmetini uman kişilerdir. Allah, Gafur ve Rahîm’dir.” (Bakara 218)

Onlar mallarını canlarını ortaya koymuşlardır: “İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve muhacirleri barındırıp yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur. Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur. Ancak aranızda sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olursa, o bu hükmün dışındadır. Allah yapacaklarınızı hakkıyla görmektedir.” (Enfal 72)

Hâce Hazretleri (ksa): Tevzihu’l-Hakaik isimli eserinde şöyle buyuruyorlar: “Rasulü Ekrem’in (sav) inananlarla birlikte Medine’ye hicret etmesinde birçok hikmetler vardır. İnananlar nefslerinden, mallarından, rahat hayatlarından, güzel ticaretlerinden, akraba ve şöhretlerinden yüz çevirerek Allah’ın rızasına hicret ettiler. Yani mürşide irşad için gittiler. Hicretten murat; irşaddır, mürşiddir. Mürşid ise Allah’tır.Çünkü irşad edici O’dur.” 

Efendimiz hicret ederek insanlığa kıyamete kadar devam edecek olan mübarek ve kutlu bir yol açtı. Bu yol ki Allah’ın daha önce yalnızca peygamberlerine nasip ettiği fakat Habibi Edib’inin (sav) hatırına O’nun ümmetine de sunduğu bir hediyedir. Zatını, Cemalini arzu eden ve yalnızca bunun için yaşayan insanların yoludur. 

Müminlerin ve Hicret Edenlerin Mükafatı

‘‘İman edenlerin, hicret edenlerin, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla savaşanların Allah yanında derecesi çok büyüktür: Kurtuluşa erenler de işte onların ta kendileridir. Rableri, onlara rahmetini, rızasını, içlerinde tükenmez. Ve ebedi bir naim bulunan cennetleri müjdeler. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. Çünkü Allah katında büyük bir ecir vardır.” (Tevbe 20-22)

Ayeti kerime tefsirlerde şöyle izah olunmuştur: Allah Teala, iman ve hicret sıfatlarına sahip olanların (mümin muhacirlerin), Allah katında çok büyük bir dereceye sahip olduklarını bildirince, kurtuluşa erenlerin de onlar olduğunu beyan buyurmuştur. Ayeti kerimede geçen iman eden ve hicret edenlere verilen O mükâfatların en yücesi ve en kıymetlisi o rahmet ve rıza müjdesinin Allah tarafından oluşudur.

Nimetle sevinme iki kısımdır:

a) Bir nimet olduğu için nimetle sevinme. 

b) Bir nimet olması bakımından ziyade, nimet verenin o nimeti kendisine tahsis etmiş olması bakımından onunla sevinmek. Ayette geçen müjde ise: Müjde, ancak rahmet ve ihsan hususunda olur. Herkesin müjdesinin, kendi haline uygun olması gerekir. Bundan dolayı bu ayette müjdeleyen, kerimlerin en kerimi olan Allah Teala olduğuna göre, müjde konusu olan hayırların, akılların, anlayışların o nimeti nitelemekten aciz kalacağı hayırlar olması gerekir.

Müjde, meydana geldiği bilinmeyen bir şeyin, meydana geldiğini haber vermektir. Meydana geldiği zaten bilinen bir şeyi haber vermek, “müjdeleme” olmaz.

Ayette verilen müjdeler ise müjde konusu olan şeyler şunlardır:

1) Allah’ın rahmeti

2) O’nun rızası

Ayeti kerimede şöyle buyrulmaktadır:

“Ey mutmain nefs, sen Rabbinden, Rabbin de senden razı ve hoşnud olmuş olarak, dön Rabbine!” (Fecr 27-28) Burada geçen rıza şöyle izah edilmiştir:

Rahmet, kulun Allah’ın kaza ve kaderine razı olmasıdır. Çünkü kendisinde bu hal bulunan kimsenin bakışı (nazarı), nimet kendisine değil. Bunları verene yönelik olur. Bakışı buna yönelik olan kimsenin hali hiç değişmez. Çünkü nimeti veren değişmekten münezzehtir. Dolayısıyla bu kişinin halinin de değişmekten uzak olması gerekir. Fakat bunları sırf nefsini düşünerek isteyen kimse ise, devamlı olarak sevinçten hüzne, sürurdan kedere, sıhhatten hastalığa, lezzetten eleme değişir durur. Böylece tam rahmetin, ancak kulun ilahî kaza ve kadere razı olması halinde gerçekleşeceği sabit olmuş olur. Bundan dolayı Hak Teala’nın, “Rableri, onlara rahmetini müjdeler.” ifadesi, kulun kalbinden, bu halin dışındaki şeylere iltifat etmeyi siler ve onu kaza ile kaderine razı olan birisi haline getirir. Böylece Allah Teala da ondan razı olmuş olur manasında anlaşılır.

Allah ve Rasulünü Her Şeyden Çok Sevmenin İfadesidir Hicret:

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, elinize geçirdiğiniz mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşunuza gitmekte olan meskenler, size Allah’tan, O’nun peygamberinden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli geliyorsa, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyedurun. Allah fasıklar güruhunu hidayete erdirmez.” (Tevbe 24)

Hz. Nuh’un (as) tufandan kurtuluşu:

“Nuh gemiyi yapıyor, kavminden ileri gelenler ise, her uğradıkça onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: “Eğer bizimle alay ediyorsanız, iyi bilin ki siz nasıl alay ettinizse biz de sizinle alay edeceğiz. Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve ebedi bir azabın kimin başına İneceğini yakında bileceksiniz.” (Hud 38-39)

“Sen, yanındakilerle birlikte gemiye yerleştiğinde: Bizi zalimler topluluğundan kurtaran Allah’a hamdolsun, de. Ve de ki: Rabbim! Beni bereketli bir yere indir. Sen, iskân edenlerin en hayırlısısın!” (Müminun 28-29)

“(Nuh) dedi ki: “Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah’ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan, pek merhamet edendir.” (Hud 41)

“Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edildiği şekilde birleşti. Nuh’u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik. İnkâr edilmiş olana (Nuh’a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.” (Kamer 12-14)

“Ey yer suyunu yut! Ey gök sen de suyunu tut!” denildi. Su çekilip azaldı; iş bitirildi, gemi de Cûdî üzerine yerleşti. Ve o zalimler topluluğu yok olsun, denildi.” (Hud 44)

Hz. Eyub’un (as) Sıhhate Kavuşması:

“Eyub de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.” (Enbiya 83)

“Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik ve ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.” (Enbiya 84)

“Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su (dedik).” (Sa’d 42)

Hz. İbrahim’in (as) Ateşten Kurtulması:

“Dedi ki: O halde Allah’ı bırakıp da sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz? Yuh size ve Allah’tan başka taptıklarınıza. Siz yine de akıllanmayacak mısınız.” Dediler ki: “Eğer (bir şey) yapacaksanız onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.” Biz de dedik ki: “Ey ateş İbrahim’e karşı soğuk ve esenlik ol. Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.” (Enbiya 66-70)

 

Kaynakça:

-Fahruddin er-Razi, Tefsir-i Kebir

-Hüseyin Algül, İslam Tarihi

-Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili

-Dini Kavramlar Sözlüğü, DİB Yayınları

-Şamil İslam Ansiklopedisi

 

Yazar: Tamer DOYMUŞ

 

Bu kategoriden diğerleri: « EBU HUZEYFE (ra) ÎSAR »

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort