JoomlaLock.com All4Share.net

RASULULLAH’A SALATU SELAM GETİRMEK

Rasulullaha itaat edin

Rasulullah'a Salatu Selam Getirmek - Tamer DOYMUŞ

Sayı : 110 - Şubat 2017

 

Rasulullah'a Salatu Selam Getirmek

 

Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a, salatu selam Kâinatın Efendisi ve muttakilerin imamı olan Hz. Muhammed Mustafa’ya (sav), ehli beytin, ashabın ve etbaının üzerine olsun

Efendimiz’e (sav) salatu selam getirmenin hususiyetlerini tefsirlerde bize gelen bilgileri müzakere edeceğiz inşaallah. Ayeti kerimede Allahu Teâlâ (cc) şöyle buyuruyor:

“Allah ve melekleri, peygambere çok salavat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (Ahzab 56) 

Salavat; Hz. Peygamber için okunana ve Allah’ın rahmet ve selamının O’nun üzerine olması dileğini dile getiren dualara denir. “Salavat” salat kelimesinin çoğuludur. Bazı bilginlere göre salat Allah’tan olursa rahmet; meleklerden olursa istiğfar; müminlerden olursa, bazısının bazısı için dua etmesi anlamına gelir.

Bu ayeti kerime ile Allahu Teâlâ Rasul’ünün büyük mevkisini, katındaki yüksek makamını haber vermiş, onun kâinatın Efendisi ve makam-ı mahmudun sahibi olduğunu bildirmiştir. Allahu Teâlâ kendisinin ve meleklerinin Rasulü’ne salatu selam getirdiğini bildirmiş ve müminlerin de salatu selam getirmesini istemiştir. Bu hususla ilgili tefsirlerde varid olan ifadeler şöyledir:

Ey müminler, siz de ona salat ve selam getirin. Onun emirlerini yüceltin, şeriatına uyun. Zira onun üzerinizdeki hakkı büyüktür. Ne yaparsanız onun hakkını ödeyemezsiniz. O sizi batıldan hidayete, cahiliyetin karanlığından İslâm’ın nuruna çıkardı. O öyle bir nurdur ki, sizin karanlıktan kurtulmanız için Allah (cc) onu kuluna açık ayetler halinde inzal etmiştir. Muhakkak Allah çok bağışlayıcıdır, çok esirgeyicidir. Öyleyse siz de O’nun mübarek ismi anıldığı zaman salat ve selam getirin. 

Bu konu ile ilgili olarak Fizilali’l-Kur’an’da geçen açıklama ise şöyledir: “Yüce Allah’ın, Peygamberimize yönelik övgüsünü bütün evren tekrarlıyor. Bu övgünün ışığı bütün evrene yayılıyor. Evrenin bütün parçaları bu övgüye yine aynı övgü ile cevap veriyor. Bu ezeli, ebedi, sürekli ve kesintisiz övgü evren bütününün özüne siniyor.’’ 

Allahu Teâlâ’nın ve meleklerin salatu selamından sonra müminlerden salat selam getirmelerinin istenmesindeki hikmeti ise şöyle izah ediliyor: “Allahu Teâlâ müminlerin Peygamberimiz’e yönelik salatu selamlarını kendi salatu selamı ile yan yana getirerek onları şereflendirme, onları, bu yoldan yüce, ezeli ve onur verici ufuklara yükseltmek istemiştir.”

Rasulullah’a Salatu Selam Getirmemiz Bize Emredilmiştir:

Rasulullah’a salatu selam getirmemiz gerektiği ayet ve hadisi şeriflerde bizlere bildirilmiştir:

“Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salavat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (Ahzab 56)

Rasulullah (sav) buyurmuştur ki: “Nerede olursanız olun bana salavat getirin. Şüphesiz sizin salavatınız bana ulaşır.” Yine Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Siz müezzini işittiğiniz zaman, onun dediği gibi söyleyiniz. Sonra bana salatu selam getiriniz.’’

Yine şöyle buyurmuştur: “Bana çokça salavat getirin. Doğrusu Allah Benim kabrimin yanında bir melek tayin etmiştir ki, ümmetimden biri bana salavat getirdiğinde bu melek der ki: Ey Muhammed falan oğlu falan bu saatte sana salavat getirdi.”

Ebu Hureyre’den: Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Bana salat edin; Allah da size salat etsin (merhamet etsin)!”

Hz. Enes’den: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Bana çokça salavat getirin. Kim bana bir kere salat ederse, Allah ona on kere salat (rahmet) eder.’’

Abdullah b. Amr b. el-As’dan: Rasulullah’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir: “Bana salat edin. Zira bu, sizin için kat kat sevaptır.’’

Salatu Selam Getirmenin Hükmü ile İlgili Olarak Tefsirlerde Geçen Bilgiler Şöyledir: 

Ekser ulemaya göre, Rasulullah’a salat ve selam getirmek bir ibadet ve Allah’a yaklaşma vesilesidir. Allahu Teâlâ şerefli Nebisi’ne salatu selam okumayı müminlere emretmiştir. Emir vücubiyeti gerektirir.

 

İmam Azam ve İmam Malik hazretlerine göre namazda “son teşehhütte” salatu selam okumak namazın sünnetlerindendir. 

Rasulullah’a Salatu Selam Getirmeyi Terk Etmekten Sakındıran Emirler:

Ka’b b. Ucre’den rivayet olunmuştur. “Rasulullah ‘Minberi getirin!’ buyurdu, biz de getirdik. Bir basamak çıktı ve ‘Amin!’ dedi. Sonra ikinci basamağı çıktı ve: ‘Amin!’ dedi. Sonra üçüncü basamağı çıktı ve ‘Amin!’ dedi. Minberden indiğinde biz: ‘Ya Rasulallah! Bugün senden, daha önce işitmediğimiz bir şey işittik!’ diyerek bu durumu sorduk. Şöyle buyurdu: ‘Cebrail bana gelerek dedi ki: Kim ramazana ulaşır da kendisine mağfiret olunmazsa hayırdan uzak olsun!’ Ben de amin dedim. İkinci basamağa çıktığımda ‘Kim yanında senin ismin zikredilir de sana salatu selam getirmezse, o kimse, hayırdan uzak olsun!’ dedi, ben de amin dedim. Üçüncü basamağa çıktığımda: ‘Kim anne ve babasına yahut bunlardan birine ulaşır ve onlar onu cennete sokmazsa (onlara iyilik yapmak suretiyle cennette giremezse), hayırdan uzak olsun!’ dedi, ben de amin dedim.’ buyurdu.”

Hz. Cabir şöyle dedi: Rasulullah şöyle buyurdu: “Doğrusu Cebrail şöyle dedi: Kimin yanında ismin anılır da sana salatu selam getirmez, böylece günahları affedilmeden ölür ve cehenneme girerse, Allah hayırdan uzaklaştırsın! Sen de buna amin de! Ben de amin dedim.”

Ebu Zerr’den: Bir gün dışarı çıkıp Rasulullah’ın yanına vardım. Rasul-i Ekrem: “Dikkat edin! Size insanların en cimrisini haber vereyim mi?” diye sordu. Ashab: “Evet ya Rasulullah!” diye karşılık verdi. O da şöyle buyurdu: “Yanında ismim anılıp da bana salatu selam getirmeyen kimse, insanların en cimrisidir.”

Ebu Umame’den: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Bir topluluk, bir yerde toplanarak oturup sonra Allah’ı zikretmeden ve bana salatu selam getirmeden kalkarsa, bu meclis onlar için ancak pişmanlığa (veya günaha) sebep olur.”

Taberanî’den ise bu hadis şu lafızla gelmiştir: “Bir yerde toplanıp, daha sonra Allah’ı zikretmeksizin ve Peygamberi’ne salatu selam getirmeksizin dağılan hiçbir topluluk yoktur ki, bu, kendilerine kıyamet günü hasret ve nedamet olmasın!”

Rasulullah’a Salatu Selam Getirmenin Fazileti:

Hz. Ebu Hureyre’den rivayetle Rasulullah şöyle buyurdu: “Kim bana bir kere salat ederse, Allah da on kere salat eder.”

Talha’dan rivayetle Rasulullah şöyle buyurdular: “Cebrail bana dedi ki: Ey Muhammed! Ümmetinden sana salat eden hiçbir kimse yoktur ki, ben ona on kere salat etmeyeyim. Yine ümmetinden sana selam veren hiçbir kimse yoktur ki, ben ona on kere selam vermeyeyim.”

Ebu Burde b. Neyyar’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Ümmetim içinde, kalbinden koparak bana salavat getiren hiçbir kul yoktur ki, Allah bu sayede kendisine on kere salat etmesin, on derece yükseltmesin, on sevap yazmasın ve on günahını silmesin.” Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: “Kim iyilikle gelirse, ona getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlara haksızlık edilmez.” (Enam 160)

“Mükafat ve ceza, yapılan işe uygun olan türden verilir.” kuralına uygun olarak Rasulullah’a getirilen salatın mükâfatı o nispette verilir. Allah’ın kula salat etmesini Kadı İyaz hazretleri şöyle açıklar: Allah ona merhamet etsin ve ecrini kat kat artırsın, demektir. Bazen salat, salat getireni şereflendirmek ve değerini yüceltmek için, görünüşüne ve zahirine göre, kelam halinde olur. Melekler bunu duyar. Nitekim hadisi kudside varit olmuştur: “Eğe beni bir topluluk içinde anarsa, ben de onu onlardan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım.”

Said b. el-Museyyeb’in, Ömer b. el-Hattab’dan rivayetine göre şöyle demiştir: Peygamber’e salat getirilmedikçe yapılan duanın semaya yükselmesi perdelenir. Peygamber’e salat geldi mi dua yükselir.

Ebu Hureyre’dan rivayet edilir ki Rasulullah şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki Allah’ın gezici melekleri vardır; zikir halkalarını araştırırlar. Herhangi bir zikir halkasına rastladıklarında birbirlerine: ‘Haydi oturun!’ derler ve otururlar. O topluluk dua ettiğinde onların duasına: ‘Amin!’ derler. Hz Peygamber’e salavat getirdiklerinde onlarla birlikte salavat getirirler. Onlar zikri bitirinceye kadar böyle devam eder. Sonra birbirlerine şöyle derler: Onlara ne mutlu! Onlar ancak günahları affedilmiş olarak dönerler.”

Abdurrahman b. Avf’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasulullah vakıf hurmalıklarına doğru gitti. Hz. Peygamber hurmalığa girer girmez kıbleye yöneldi, secdeye kapandı. Secdeyi o kadar uzattı ki Allah’ın secdede onun ruhunu kabzettiğini sandım. Bakmak için yanına varıp oturdum. Rasulullah secdeden başını kaldırdı ve: “Kim o?” diye sordu. Abdurrahman, dedim. “Senin burada ne işin var?” diye sordu. Ben de. ‘’Ya Rasulallah! Sen secdeye kapandın, bir kere secde ettin, Yüce Allah’ın secdede senin ruhunu kabzetmiş olmasından korktum, dedim. Rasulullah (sav): “Cebrail bana gelip şu müjdeyi verdi: Doğrusu Allah azze ve celle sana salat edene ben de salat ederim, sana selam verene ben de selam veririm, dedi diye bana anlattı. İşte yüce Allah’a şükran olarak secde ettim.”

Ubey b. Ka’b der ki: Ya Rasulullah Ben sana salavat getirmeyi seviyorum. Kendim için yaptığım dua zamanından ne kadarını sana ayırayım, diye sordum. Rasulullah “Dilediğin kadar.” buyurdu. Ben sordum: “Dörtte birini?” O: “Dilediğin kadar. Eğer fazla zaman ayırırsan bu senin için hayırlıdır.” dedi. Peki yarısını, dedim. “Dilediğin kadar. Eğer fazla zaman ayırırsan bu senin için hayırlıdır.” buyurdu. Üçte ikisin mi, dedim: “Dilediğin kadar. Eğer fazla zaman ayırırsan bu senin için hayırlıdır.” ‘’buyurdu. Bunun üzerine ben, öyle ise kendim için olan dua vaktimin tamamını sana salatu selam getirmeye ayırayım mı, diye sordum. Rasulullah (sav): “Böylesi kaygına yeter. Günahların bağışlanır.’’ buyurdu.

Rasulullah’a Getirilen Salatu Selamlar:

Hadisi şeriflerde rivayet edilen salatu selamlardan bazıları şöyledir:

Ka’b b. Ücra’dan rivayetle: Bir gün ashab: “Ya Rasulullah! Sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik, peki salavat nasıl getireceğiz?” diye sordu. Rasulullah şöyle buyurdu: “Şöyle deyiniz: Allahümme salli ala Muhammedin ve ala âli Muhammed, kema salleyte ala İbrahime ve ala âli İbrahim inneke hamidun mecid.”

Ebu Humeyd es-Said’den rivayete göre sahabe-i kiram: “Ya Rasulallah! Sana nasıl salat edelim?” diye sordular. Peygamberimiz şöyle buyurdu: “Şöyle deyin: Allahümme salli alâ Muhammedin ve ezvâcihi ve zürriyetihi kemâ salleyte alâ âli İbrahime. Ve bârik alâ Muhammedin ve ezvâcihi ve zürriyyetihi kemâ bârekte alâ âli İbrahime. İnneke Hamidün Mecid.”

Ebu Said el-Hudri’den şöyle rivayet edilmiştir: Rasulullah’a “Sana selam vermeyi biliyoruz. Fakat nasıl salat getireceğiz?” dedik. Rasulullah: “Şöyle deyin: Allahümme salli alâ Muhammedin abdike ve rasulüke. Kema salleyte alâ İbrahime ve barik alâ Muhammedin ve alâ ali Muhammedin. Kema barekte alâ İbrahime fil âlemine İnneke Hamidün mecid.’’

Rasulullah’a Salatu Selam Getirmenin Bazı Hususi Zamanları:

Hiç şüphesiz ki Hakk’ın Habib-i Edibi olan Âlemlerin Sultanı Efendimiz’e salatu selamın her zaman getirilmesi gerekir. Kaynak eserlerde bazı zamanlarda hususen dikkat edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Cuma günü ve gecesi: Ebu’d-Derda’dan Rasulullah’ın şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: “Cuma günü bana çokça salatu selam getiriniz. Çünkü o gün, meleklerin şahit olduğu, meşhud bir gündür. Hiçbir müslüman yoktur ki, bana salatu selam getirsin de, bitirdiğinde salatu selam bana arz olunmasın.’’

Diğer bazı vakitler: Günün ilk ve son saatlerinde, ezan ve kametten sonra, mescide girerken ve çıkarken, namazda, dua esnasında salatu selam getirilmesi gelen rivayetlerde yer almaktadır.

İmam Razi şöyle buyuruyor: Hz. Peygamber’e yapılan salat, Hz. Peygamber’in o salata olan ihtiyacından dolayı değildir. Bu ancak, ona duyulan saygıyı izhar etmek içindir. Nitekim Cenabı Hak da, hiç ihtiyacı olmadığı halde, bize, kendisini zikretmemizi farz kılmıştır. Müminler Hz. Peygamber’e salat etmelerindeki gaye onları bununla şereflendirmektir. Çünkü onlar Hz. Peygamber’e salat ve selam getirme hususunda Allah’a uymuşlardır. 

Ebu Süleyman ed-Daranî diyor ki: “Kim Allah’tan bir niyazda bulunmak isterse, duasına Peygamberimiz’e salat ile başlasın. Sonra Allah’tan ihtiyaç duyduğu şeyi istesin. Sonra da duasını Peygamberimiz’e salat ile bitirsin. Zira Allah her iki salatı kabul edecektir. Allah, bu iki salat arasındaki niyazı reddetmeyip en iyi ikramda bulunacaktır.”

Hâce Hazretleri (ksa) şöyle buyuruyorlar: “Sen Rasul’e sevgini, O’nun zikrini, salatu selamını ne kadar artırırsan Allah da sana vereceğini o kadar artırır. Salatu selam O’nun methidir. O’nun bizde sevgisinin çoğalması için, O’na olan teslimiyetimizin artması için, O’na olan imanımızın kuvvetlenmesi içindir… Salatu selam buna vesiledir.”

Allahümme sallı alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âlî İbrahime ve barik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed’in kemâ bârekte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahime fil-âlemine inneke Hamidün mecid.

 

Kaynak:

-Ahkam’ul-Kuran, İmam Kurtubi
-Mefatih’ul-Ğayb, Fahruddin er-Razi
-Safvetü’t-Tefasir, M. Ali es-Sabuni
-Peygamber Külliyatı, Muhammed b. Salih Ed- Dımeşki
-Dini Kavramlar Sözlüğü, DİB Yay.
-Ahkâm Tefsiri, Muhammed Ali Sabuni
-Tefsir’ül Münir, Vehbi Zuhayli

 

Yazar: Tamer DOYMUŞ

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort