JoomlaLock.com All4Share.net

ŞANGAY MI YOKSA İSLAM BİRLİĞİ Mİ - 3

D 8

Şangay mı Yoksa İslâm Birliği mi - 3 - İrfan AYDIN

Sayı : 111 - Mart 2017

 

Şangay mı Yoksa İslâm Birliği mi - 3

 

Salat ve selam âlemlere rahmet olarak gelen Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimiz’in, daha sonra diğer peygamberlerin, ehli beytin, ashab-ı kiramın, sâdât-ı kiram efendilerimizin mübarek ruhlarına olsun. 

Önceki yazılarımızda Türkiye’nin önünde bulunan seçenekleri görmeye çalıştık. Önümüzde beliren Şangay İşbirliği Örgütü seçeneği ve Türkiye’nin önemi hakkında yorumlar yapmaya çalıştık. Bizi yaklaşık yüz yıldır vesayeti altında tutan Batının, Avrupa ve Amerika’nın boyunduruğundan nasıl kurtuluruz, direk olarak kestirmeden İslam âleminin liderliğine mi yürümeli yoksa başka güçlere yaslanarak mı yürümeli. Evet, bu sorunun cevabı geleceğimizi belirleyecek. 

Yirminci yüzyılının bitip yirmi birinci yüzyıldan mesafe almaya başladığımız şu zamanlarda tarih yeniden tekerrür etmeye başladı. 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı öncesi yaşananlar adeta tekrar yaşanmaya başladı. Haritalar yeniden çizilmeye oyun yeniden kurulmaya başladı. Bütün güçler yeni yüzyılın haritaları çizilirken en iyi yeri ve pozisyonu kazanmaya çalışıyor. Amerika, İngiltere, Rusya, Çin, Almanya ve Türkiye arsında geçen mücadelenin aslı budur. Burada bizim konumumuz yüz yıl önce kaybettiğimiz pozisyona tekrar kavuşmak ve İslam âlemini sahipsiz durumdan kurtarmak istiyoruz. Diğerleri sömürge düzenini devam ettirmek ve konumlarını güçlendirmek istiyorlar.

Aslında İslam birliği bugünden yarına hemencecik kolayca olacak bir şey değildir. Geçmişte bunun lokal denemeleri yapılmaya çalışılmıştı. Henüz zeminin ve müslümanların müsait olmaması yeterli olgunluğa gelmemiş olması netice almayı engelledi. Bunun diğer bir sebebi de, İslam ülkeleri denilen ülkelerin aslında bağımsız olmamalarıdır. Her bir İslam ülkesinin başında batılılar tarafından işbaşına getirilmiş kukla rejimler bulunmakta. Bu nedenle hiçbir İslam ülkesi bir araya gelememekte. Böyle bir şeye yeltenen olursa hemen devrilmekte ve yerine başka bir kukla gelmekte. Geçmişte denenen D8 hareketi de böyle bir girdaba sürüklendi. Bu işi başlatan Türkiye de darbe yapıldı, başbakan ve hükümet değişti neticesinde de bütün İslami kurumlar kapatıldı. Sonuçta onlarca yıl tamir edilemeyecek bir tahribat yaşandı. Nijerya da Boko Haram adıyla bir örgüt otaya çıkartıldı müslüman halkın başına terör belası sardırıldı. Pakistan’da hükümetler değişti ve her gün bombalar patlamakta. Suudi Arabistan ise hiçbir zaman Amerika ve İngiltere dışında zaten hareket etmemektedir. Endonezya 250 milyon nüfusu ve yirmi bin küsur adadan oluşan zengin varlığı ile kendini yeterli görmekte. En büyük problem ise İslam dünyasını katliam derecesinde saldırıları ile bölen İran’ın D8 içerisinde olmasıdır. İran başından beri İslam dünyasına batılılar tarafından saplanan bir hançerdir. İran’ın içinde olduğu bir birlik zaten ölü doğmuştur. Batılılar büyük İslam birliğini engellemek için baştan beri İran’a destek vermektedirler. Amerika’nın Irak işgali sonrası iyice güçlenen İran Suriye’de ve Irak’ta katliamlar yapmaktadır. Bu nedenle D8 başlamadan bitmiş sayılabilirdi. Şimdi D8 hareketinin yapısını inceleyelim.

 

D-8

D-8, ya da İngilizce uzun adıyla Developing Eight (gelişmekte olan sekiz ülke), 8 üye ülkeden oluşan bir uluslararası kuruluş. Bu sekiz ülkeBanladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya. D-8 içinde yer alan ülkeler aynı zamanda İslam İşbirliği Örgütü’nün de üyeleridir. D-8 üyeleri, tabii kaynakları, kalabalık nüfusları ve potansiyel pazarlarından ötürü kendi bölgelerinde önemli konum arz etmektedirler.

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen 6. D-8 zirvesinde, D-8 daimi sekretaryasının  İstanbul’da olmasına karar verildi. Bu karar 20 Şubat 2009 tarihinde imzalanan anlaşma ile resmiyet kazandı.

22 Ekim 1996 tarihindeki “Kalkınmada İşbirliği Konferansı”nı izleyen bir dizi hazırlık toplantılarından sonra 15 Haziran 1997 yılında İstanbul’da yapılan Devlet ve Hükümet başkanları zirvesinde D-8’in kuruluşu resmen ilan edilmiştir (İstanbul Deklarasyonu).

D-8’lerin bayrağında yer alan 6 tane yıldız D-8’lerin temel ilkelerini sembolize etmektedir. D-8’lerin bayrağında 6 temel ilkeyi sembolize eden altı yıldızın anlamları şunlardır.

Savaş değil, barış

Çatışma değil, diyalog

Çifte standart değil, adalet

Üstünlük değil, eşitlik

Sömürü değil, adil düzen

Baskı ve tahakküm değil, insan hakları hürriyet ve demokrasi

İşbirliği Alanları, Faaliyet ve Projeler

D–8 kapsamındaki işbirliği, esas itibariyle sektörel bazda yürütülmektedir. Bu kapsamda;

Türkiye: Sanayi, sağlık ve çevre

Bangladeş: Kırsal kalkınma

Endonezya: Yoksullukla mücadele ve insan kaynakları

İran: Bilim ve teknoloji

Malezya: Finans, bankacılık ve özelleştirme

Mısır: Ticaret

Nijerya: Enerji

Pakistan: Tarım ve balıkçılık

alanındaki işbirliği çalışmalarını koordine etmektedir.

 

Organları: 

Zirve: Devlet/hükümet başkanlarının iki yılda bir gerçekleştirdikleri toplantılardır. D-8’in en üst düzey karar alma organıdır.

Konsey: Üye ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımı ile gerçekleştirilen toplantılarıdır.

Komisyon: Üye ülkelerin kıdemli uzmanlarından oluşan ve eşgüdüm çalışmalarını yürüten kurul toplantılarıdır.

Genel Sekreterlik: D-8 grubunun çalışmalarına sekretarya hizmetleri sunan ve üye ülkeler arasındaki iletişimi sağlayan İcra Direktörlüğü

 

D8’in Amacı:

D-8 girişiminin başlatılmasındaki amaç, büyük bir ekonomik potansiyeli, çeşitli kaynakları, geniş bir nüfus ve coğrafi alanı temsil eden 8 ülke arasında ticaret ilişkilerinde yeni fırsatlar yaratmak ve çeşitlendirmek, uluslararası düzeyde karar alma sürecine katılımı artırmak, daha iyi hayat şartları sağlamak, somut ortak projeler etrafında ekonomik işbirliğini geliştirmek ve gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki durumlarını güçlendirmektir.

D-8, kurucu üyelerinin kompozisyonunun da yansıttığı gibi, bölgesel olmaktan çok küresel bir kuruluştur. Üyelik, grubun hedeflerini, ilkelerini benimseyen ve ortak bağları paylaşan diğer gelişmekte olan ülkelere de açıktır.

D-8, üye ülkelerin bölgesel ve uluslararası örgütlere üyeliklerinden kaynaklanan ikili ve çok taraflı taahhütleri üzerinde olumsuz etkisi olmayan bir forumdur.

 

 

Ekonomik Sıralama

D8 ülkelerinde en sanayileşmiş ekonomii Türkiye ekonomisidir. Türkiye’yi Endonezya izler. Ondan sonra da İran, Mısır, Pakistan, Malezya, Nijerya ve Bangladeş gelir.

 

Ramlarla D-8

-Bugüne kadar 8 tane D8 zirve toplantısı yapıldı.

-D8’ler bugüne dek 15 tane dışişleri bakanları toplantısı 20 tane komisyon toplantısı, 70 tane de teknik nitelikli komisyon gerçekleştirildi.

-Kuruluşunda 8 ülkenin Gayrisafi milli hâsılası 690 milyar dolardı, şimdi bu 1,5 trilyonun üzerinde.

-D8 kurulurken ülkelerin tek başına milli geliri, 872 dolardı, şimdi 1500 dolar civarında.

-İhracat 239 milyar dolardı, 600 milyar dolara yaklaştı.

-İthalat 235 milyar dolardı, yaklaşık 500 milyar dolara çıktı.

 

Sonuç

Osmanlının zayıflamaya ve güç kaybetmeye başladığı son iki yüz yıldır izlenen dış politika tam bağımsız bir politika olmaktan ziyade düşmanları birbirine düşürme siyasetidir. Kendi gücünün yetersiz olduğunu görüp karşı tarafı bir menfaat çekişmesine sürüklemektir. Önce İngiltere ve Fransa’ya karşı Rusya daha sonra da Almanya kartı oynanmış. Fakat yapılan bu hamleler beklenen sonu ötelemekten başka bir işe yaramamıştır. Adeta iniş hızını yavaşlatmıştır. Cumhuriyet dönemi ise önce İngiltere sonra da Amerika’nın şiddetli vesayeti ile geçmiştir.

Şimdilerde ise biraz nefes almaya ve üzerimizdeki vesayetin zayıflamaya başladığı bir dönemdir. Tekrardan Osmanlının son zamanlarındaki gibi düşmanları birbirine düşürme ve menfaat çatışmasından faydalanma dönemidir. Bunu daha ileri taşıyıp Osmanlı’nın yükselme devirlerinde olduğu gibi tam bağımsız oyun kurma dönemini başlatmalıyız. Bizim başkalarının durumuna göre pozisyon almamız değil, başkalarının bizim durumumuza göre pozisyon alması dönemini başlatmalıyız. Bunun için tek başına bizim gücümüzün yetmeyeceği aşikârdır.

Önce Katar gibi, Pakistan gibi, Azerbaycan gibi, Kazakistan gibi ülkelerle çekirdek bir başlangıç yapabiliriz. Suriye’de ve Irak’ta kazanımlar elde edip gerçek misak-ı milli sınırlarına kavuşabiliriz. Önce Türk İslam birliği sonra tüm İslam birliğini sağlayabiliriz. Bunun olmazsa olması güçlü bir ekonomi ve savunma sanayisidir. Bundan da önemlisi her türlü zorluğa göğüs gerecek idealist kadroların İslam ülkelerinde iş başına gelmesidir. 

Bu zorlu ve meşakkatli yolda Mevlamız (cc) İnananların yollarını açsın önlerindeki engelleri kaldırsın. İslam âlemine acilen hayırlı bir sahip nasip edip birlik olmayı nasip etsin. Bir çocuğun anasından kopartıldığı gibi alimlerinden evliyalarından kopartılan Müslüman halkların tekrardan manevi önderleriyle buluşmasını nasip etsin…

Amin.

 

Yazar: İrfan AYDIN

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort