JoomlaLock.com All4Share.net

YAZ TALİNİ NASIL VERİMLİ GEÇİREBİLİRİZ?

Okul çağındaki çocuklarımızın her yıl olduğu gibi bu yıl da bekledikleri yaz tatili dönemine girmiş bulunuyoruz. Bayram tatilinin de birleştirilmesiyle dört aya yakın bir yaz tatili yapacak çocuklarımız biz büyükleri tarafından çok iyi yönlendirilmelidirler. Unutmamalıyız ki tatil her şeyi bir tarafa bırakıp, gezmek, eğlenmek, istediği kadar televizyon seyredip bilgisayar karşısında zaman geçirmek, sokaklarda sınırsızca oynamak, bisiklete binmek olmamalıdır.

Yazı boş geçirmek büyük bir kayıptır. Havaların erken ısınmasından mı yoksa, bizdeki böyle gelmiş böyle gidecek, alışkanlığından mıdır bilinmez yaz tatilleri bizde üç aydan aşağı olmaz. Diğer ülkelerde yaz tatili süresi bizden çok farklıdır. Bir fikir vermesi bakımından örnek verecek olursak Avrupa ülkelerinde, yaz tatili de farklı sürelerdedir. Yaklaşık olarak yaz tatili süresi Avusturya, Belçika, Finlandiya ve Lüksenburg’da iki ay, Hollanda ve İngiltere’de altı hafta, İtalya’da dokuz hafta, Portekiz’de iki buçuk aydır.

Kimi eğitimciler; “Yaz tatilinde sekteye uğrayan eğitimi telafi edebilmenin tekrar mümkün olmadığını ve bunun için de eğitimin aralıksız sürmesi gerektiğini” söylerler. Kimi eğitimciler de; “Yaz tatili öğrencilerin dinlenme zamanıdır, iyi dinlensin ki bir sonraki yıla hazır olsun.” diyorlar. Her iki görüşün de kendine göre doğru ve yanlış tarafları var. Evet, yaz tatili bir dinlenme zamanıdır. Ancak dinlenme, yaz tatilini, ders bakımından tamamen boş geçirmek de değildir. Hayatın hiçbir bölümünü, plansız programsız ve boş yaşamamalıyız.

Tatil; hem dinlenme zamanıdır  hem de okul zamanlarına oranla daha hafif çalışma programlarının uygulandığı bir zamandır.    

Anne babalar olarak öncelikle, çocuğumuzun karnesine ilişkin olumlu ve olumsuz duygularını     bizimle paylaşmasına teşvik edici olmalıyız. Bu konuda asla ısrarcı ve kırıcı olmamalıyız. İçten ve samimi olarak onun neler hissettiğini anlamaya, onunla empati kurarak (kendimizi onun yerine koyarak onu penceresinden bakarak) yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz.

Çocuğumuza, “Hiç vakit kaybetmeden bir çalışma planı yap.” demek yerine, varsa başarısız olduğu derslerde ya da kendini geliştirmek istediği konularda neler yapabileceğini onun düşüncelerine uygun, desteğimizle yanında olarak planlamasını sağlamalıyız. Unutmayalım ki hayatta muvaffak olabilenler ilkeli ve planlı yaşamayı alışkanlık haline getirebilenlerdir.

Anne baba olarak bizden istediği yardım ve desteği mevcut imkanlar ölçüsünde vermeye hazır olduğumuzu, hayatı öğrenene kadar yaşadığımız süre içinde onların yanında olduğumuzu göstermeliyiz. Çocuklarımızın bizden beklentisi onlara güvenmemiz, inanmamızdır. Hangi gelişim döneminde olursa olsun çocuk ebeveynine kendisini ispat etme temayülü taşır. Onlar tarafından güven duyulduğunu bilmek çocuğun hayatındaki başarıların temelini oluşturur.

Çocuğumuzu tanımaya, onun yeterli ve yetersiz yönlerini objektif olarak değerlendirmeye çalışalım ve bu yönleri için çocuğa doğru “geribildirim” vererek onun kendini gerçekçi olarak kabul etmesine yardımcı olalım. Bu nedenle çocuğumuzun farklı ilgi ve yetenek alanlarını keşfedebileceği farklı etkinlik fırsatları oluşturmaya çalışalım. Yeni ve değişik uygulamaları deneyebileceği ortamlarda bulunmasını sağlayalım. Çocuğumuzun başarı alanları okul ve ders ortamıyla sınırlandırılmamalıdır. Çocuğumuz kendi özellikleri bilinerek, o olarak değerlendirilmelidir. Başkaları asla ölçü değildir. Ebeveynler olarak  Rabbimizin emaneti olan çocuklarımızı anlamak, tanımak en önemli anne babalık sorumluluğumuzdur. Bazı alanlardaki başarısızlıklar asla çocuğun hayatında genellendirilemez. Önemli olan başarılı olabileceği alanları keşfedip yetenek ve istidatlarını en etkin kullanabilmesine yardım etmektir. Yaz tatilleri zaman bakımından büyük bir fırsattır. Çocuğumuz sosyal alanlara yönlendirilerek kendilerini tanıma ve keşfetme imkanı verilmelidir. Bunun için her şey maddi imkan demek değildir. Yeter ki bize verilen imkanların farkına varabilelim.

Çocuğunuz için onun yerine plan yapmak, onu yok saymaktan farksızdır. Çocuğumuzun sağlıklı sosyal gelişimi sorumluluklarının farkına vardırmayla başlar. Her yaş döneminde çocuğumuzun sorumlulukları farklılaşır, bu nedenle onu ilgilendiren her konu, onunla birlikte planlanmalıdır.

Anne babalar, çocuklarının okul ortamlarında yetersiz olan dini ve ahlaki eğitim gibi çocuğumuzun kişiliğinin oluşumunda birinci derecede önemli alanları da yaz tatili dönemlerinde onlara imkanlar hazırlayarak telafi etmelidir. Çocuklarımızın eğitimi okullarda öğrendiklerinden ibaret değildir. Her Müslümanın çoçuk yaştan itibaren okumayı öğrenmesi gereken Kur’an-ı Kerim ve temel dini bilgiler yaz tatilinde en azından mahalle camilerinde açılan yaz kurslarıyla telafi edilebilir. Ebeveynler ne hikmetse okul derslerine verdiği ehemmiyeti dini vecibeler konusunda çocuklarına gösterememektedirler. Unutulmamalı ki “Ağaç yaşken eğilir.” Her şey zamanında daha kolay olabilecekken tehir edildiğinde telafisi o kadar da kolay olmayabilir.
Sonuç olarak konuyu daha somut ele alacak olursak “En verimli tatil şu şekilde geçirilir.” diye kesin bir hüküm konulamaz. Çünkü bireysel farklılıklar mutlaka olacaktır. Ancak fikir verme açısından “İyi bir tatil genel çerçevesiyle nasıl olmalıdır?” dersek, maddeler halinde şunları söyleyebiliriz:

Kitap okuma, yorucu bir faaliyet değildir. Bundan dolayı tatile girsek bile okumaya ara vermemeliyiz. Aksi halde zaten zor kazanılan okuma alışkanlığımızı kaybedebiliriz. Kitap okuma alışkanlığını çocuklarımıza kazandırırken onların seviyelerine uygun, bizim kontrolümüzde fakat okuyacakları kitabı kendilerinin seçebilecekleri imkanları onlara sağlamalıyız.

Olabildiğince az televizyon izlenmeli. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki uzun süreli bilinçsizce izlenen televizyon çocuklarımızın otistik olmalarına neden olmaktadır. Hayatta pratiği olmayan hayal ürünü, ya da şiddet içerikli film ve diziler çocuklarımızda davranış bozuklukları oluşturmaktadır. Bunun yerine Kur’an kursları, yaz okulları vb. sportif ve sosyal aktivitelerle zaman değerlendirilmelidir.

Tatile çıktıktan sonra, derslere 10 – 15 gün ara verilebilir. Bu genel bir zihin dinlenmesi sağlayacaktır. Fakat tatil demek okul derslerini de tatile çıkarmak demek değildir.

Temmuz ayında tatil kitapları ve benzeri yardımcı kaynaklar elimizin altında bulunmalı ve her gün en azından yarım saat onlarla zaman geçirmeliyiz. Programlı günlük çalışmalar verim sağlar. Aksi halde bir gün iki saat çalışıp iki gün kitabı açmamak doğru değildir. Yarım saat olsun ama her gün kitabımız açık olsun.

Ağustos ayının on beşinden itibaren çalışmalara hız verilmelidir. Öncelikle, geçtiğimiz yıl işlenen konular tekrar edilir. Daha sonra da örnek soru ve test çözümleri yapılır. Bu da günde en az 50 dk olarak yapılmalıdır.

Okulların açılmasına bir hafta kala ders çalışma bırakılır. Bu ara dinlenme sağlar. Okulların açılmasıyla birlikte haftalık çalışma    programı hemen hazırlanır ve ona göre çalışılır.

İyi değerlendirilmiş bir yaz tatili, iyi geçirilecek bir eğitim öğretim yılı demektir. Tatiller dinlenme zamanıdır ama “Dinlenme” zamanın boş boş geçirilmesi demek değildir.

Çocuklarımıza hayırlı tatiller dilerim. Selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz.  

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2009 TEMMUZ SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort