JoomlaLock.com All4Share.net

Haziran 2018 Mukaddime

Haziran 2018

Sayı: 126 - Haziran 2018

 

Muhterem kardeşlerim;

Rabbimiz Teâlâ Hazretleri’nin izni ve inayetiyle Ramazan-ı Şerif’in sonuna doğru yaklaşmaya başladık. Günler adeta saate dönüşmüş gibi ilerliyor. Daha dün üç aylar başlıyordu, onun heyecanını yaşıyorduk, bugün Ramazan Bayramı’nı bekler olduk. Elbette ki, önemli olan hızlı geçmesi değildi, mühim olan Rabbimiz’in razı olacağı şekilde idrak edebilmekti. İnşaalah, bunda da muvaffak olmuşuzdur.

İşte ömür dediğimiz sayılı nefeslerimizi de bu şekilde hızla tüketiyoruz. Âdeta süratle uçuruma doğru giden bir aracın içindeyiz. Son nefesimize doğru sürükleniyoruz ve maalesef bizler bunu sadece seyrediyoruz. Fakat halen daha şoför koltuğunda şeytan ve avaneleri, nefsimiz ve kötü arkadaşlarımız oturuyor. Halen daha bu uçuruma gidişten zevk alıyoruz. Keyifle bağırıyoruz. Statlarda, miting meydanlarında, kahvehanelerde, eğlence mekânlarında naralar atıyoruz. Ramazan gününde dahi bu yanlışlarımızdan vaz geçmiyoruz. 

Ramazan, sanki imsakla iftar arasında sadece bir açlık ve susuzluk çekmekten ibaret olmuş. Böyle olunca da gözümüz hep yiyip içmekte. Orucun neticede bizi takvaya ulaştırması gereken bir ibadet olduğu hakikatini çoktan unuttuk. Kendimizi iftara zor atıyoruz. Hâl böyle olunca da ibadet etmek yerine kalabalık caddelerde kadınlı erkekli voltalar atıyoruz. Teravih namazları artık ibadet değil, dostlar iş başında görsün misâli eğlenceden önce bir toplanma mekânı olmuş. Orada namazı kılıp, ardından Hakk’ın razı gelmeyeceği mekânlarda arzı endam ediyoruz. 

Artık müslümanların iftar davetleri maaile olmuş. Aynı masada oturup güle oynaya yemek yiyebiliyoruz. Aklımıza gelmiyor değil, acaba yeni bir din veya yeni bir peygamber ve onunla birlikte yeni vahiyler mi geldi? Bin dört yüz yıl boyunca haram olan şeyler bu gün nasıl helal(!) oldu? 

Bakınız işler artık o kadar çığırından çıktı ki, yüzyıldır ensemizde boza pişiren laiklere bile taş çıkartacak derecede müslümanlardan tepkiler görebiliyoruz. Hani İslam’ın emrettiği kadın-erkek ilişkilerindeki haremlik selamlık uygulaması için laikler bize “sizin kalbiniz bozuk, ne var kadın erkek baş başa kalsa veya kadınlı erkekli beraber otursak” diyorlardı. Bugün bunları maalesef müslümanlardan duyuyoruz. İşte; “Biz umreye gittik, bizi götüren görevli hocalar birlikte oturmanın mahzuru olmadığını söylediler. Hatta onlar da gelip bizlerle oturdular, beraber yemekler yedik.” Ya da “Falan hoca haremlik ve selamlık diye bir şey yok” diyor. “Bunu dini bilmeyenler çıkarmış” diyor, şeklinde acayib ve garaib fikirler ortalıkta geziniyor.

Faiz illeti artık müslümanların kazanç kaynağı olmuş. Faizli bankaların kartlarından müslümanlar cüzdanlarının içinde koleksiyon yapmışlar. Adamın kendisinde ayrı, eşinde ayrı, çocuklarında ayrı kredi kartları, ay bitince de alt limitini ödeyip bir sonraki aya borçlu girmeler. İki, bilemediniz üç ay sonra da ödenemeyecek kadar yüksek bir meblağlar karşısına çıkınca da feryadının sesi Kaf dağından duyuluyor.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Diyeceksiniz ki, bin aydan hayırlı Kadir Gecesi’ne yaklaşırken, Ramazan Bayramı’na gün sayarken bunların sırası mıydı? Biz Kadir Gecesi’nde Rabbimiz’e yalvarıp bu günahlarımızı bağışlattıracak, bayrama tertemiz çıkacaktık.

Peki, bayramdan sonra ne olacak?

Bizler inanıyoruz ki işlediğimiz günahlardan nedamet duyarak ihlas ve iç yanıklığı ile Kadir Gecesi’nde tevbe edersek, yalvarırsak umarız ki Cenabı Hak bizleri bağışlar. Hatta Furkan Suresi’nde belirtildiği üzere hiç günah işlememiş gibi bizleri temizler, bununla beraber Rabbimiz dilerse günahları sevaba tebdil eder. 

Fakat büyüklerimizin diliyle “Yâ Rabbi, yapmış olduğum bütün günahlardan ben pişmanım, keşke yapmasaydım, inşaallah bir daha ben yapmayacağım.” şeklinde tevbe etmeliyiz. 

“Yâ Rabbi şu ana kadar yaptıklarımı siz affedin, ama ben bayramdan sonra yine yapmaya devam edeceğim. Sıkıştığımda faizli kredi alacağım, senin toplumsal hayatla ilgili buyurduğun bütün emir ve yasakları çiğneyeceğim. Müslümanlarla değil, süslümanlarla vakit geçireceğim” şeklinde, günü kurtarma anlayışıyla yapacağımız bir tevbe yalancının mumunun yatsıya kadar yanması gibi olur. Akabinde başımıza gelecek musibetleri peşinen davet etmiş oluruz.

Bunun içindir ki, geliniz Kadir Gecesi’nde Rabbimize yalvarırken sevap ve günah adına sahib olduğumuz neyimiz varsa hepsini ortaya koyup “Yâ Rabbi, ben bütün her şeyimden ferağat edip Sana dönüyor ve tevbe ediyorum. Bugün adeta benim doğum günüm gibi olsun. Bugünden itibaren Siz ne emir buyurmuşsanız gücüm ölçüsünde bunları yapmaya gayret edeceğim. Gerçek ehlisünnet âlimlerinin nasihatlerini dinleyip hayatımı ona göre tanzim edeceğim. Müslüman kardeşlerimle gerek zâhiren gerek bâtınen birlik olacağım!” şeklinde dua edelim. O zaman gerçekten Ramazan-ı Şerif’i idrak edip Bayrama ulaşanlardan oluruz inşaallah. 

Rabbimiz bizleri o saadetli bayramlara eriştirsin. Hepimizin Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı mübarek olsun. Allah yâr, kalbler beraber olsun. Âmin...

 

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort