SEYDA ŞEYH HALİL EL-ÖMERÎ EL-FÂRUKÎ EL-ÇOKREŞî (KS)

Çokreşli Şeyh İbrahim’in küçük kardeşi olan Şeyh Halil Efendi, Mollakentli Molla Abdurrahman’ın ikinci oğlu Piri Tâhî Hazretleri’nin ‘hepimizin annesi’ dediği Safiye ananın rüyasında gördüğü parlayan ışık saçan taşların ikincisi şerefine erişmiş büyük insan, Mollakente dünyaya gelmiştir. Babasının vefatından sonra ağabeyi Seyda Şeyh İbrahim’in rahle-i tedrisinde yetişmiş ve kendisiyle beraber Çokreş’e yerleştiği için kendisine Seyda Şeyh Halil-i Çokreşî denilmiştir. Ağabeyi Seyda Şeyh İbrahim genç yaşta yani 33 yaşında vefat ettiği için ailesinin maddi manevi büyüğü olarak, Çokreşî ailesinin ve yörenin hem büyüğü hem de mürşidi olarak Seyda Şeyh Abdurrahman Tâhî (Pir-i Tâhî) Hazretleri ona Nakşibendî tarikatının icazetini vererek görevlendirilmiştir.

Ağabeyi Seyda Şeyh İbrahim ile beraber Muş’ta okudukları zaman Seyyid Sıbğatullah Arvâsî Hazretleri’ne intisap etmiş, onun vefatından sonra Pir-i Tâhî Hazretleri’nin elinden tutmuştur. Seyda Şeyh İbrahim Hazretleri vefat ettikten sonra kendisine irşat vazifesi verilmiştir. Deniliyor ki Pir-i Tâhî Hazretleri Seyda Şeyh İbrahim Hazretleri’nin vefatını duyduğu zaman çok üzülür. Hem genç olduğu hem de üstadının oğlu olduğu için büyük umutlarla bu aileyi bu yöreye göndermiştir. Şeyh İbrahim Efendi’nin vefatıyla bu umutlar sönmüş. Bir yandan ailesi, diğer yandan yöre halkı büyüksüz kalmıştır. Pir-i Tâhî’nin hanımı üstada der ki; “Kardeşi Molla Halil’i getirip derslerle techiz ederseniz, icazet verip aynı vazife ile vazifelendirseniz bütün endişelerimizi gidermiş olursunuz. Hem siz hem ailesi bir nebze olsun rahat ederler.” deyince Üstad: “Nerede o günler!” diyor. “Yeni başlayacak, bitirecek o makama oturacak o sıkıntıyı giderecek.” Hanımı diyor ki: “Daha önceki saâdatlar himmetiyle kısa zamanda icazet verildiği olmuş, diyor. Pir-i Tâhî de şöyle diyor; “Nerede en az üç sene lazım!” Hanımı çok ısrar edince istimdattan sonra İnşaallah gelirse üç ayda olur, der. “Gelir ne demek? Molla İbrahimin hatırı için çağır gelsin ve daha kısa olsun. Üç aya karar kılınıyor. Himmetle üç ayda icazet alınıyor, irşad makamına oturması için izin veriyor, elhamdülillah makam boş kalmıyor. Ondan sonra Şeyh Halil Efendi kendisini ağabeyi Seyda Şeyh İbrahim Hazretleri’nin makamına kendisini münasip görmüyor; “En iyisi bir başka köye taşınmaktır.” diyerek ailenin diğer fertlerini Çokreş’e bırakarak Çokreş’e 12 km uzaklıkta bulunan yeni ismi Ağaçlı olan eski ismi ile Keme köyüne yerleşiyor. Orada bir müddet kaldıktan sonra Erzurum ili Pasinler ilçesi Kızılca köyüne evini götürüyor. Pasinler ve Horasan yörelerinde irşad vazifesini görüyor öte yandan Çokreşi de boş bırakmıyor, orada da ilim irfan dağıtmaya devam ediyor.  Bu arada küçük kardeşi (Seyda Molla Es’ad) ilmi zahiri de çok ilerlemiş, onun da tasavvuf  mesleğine başlamasını çok arzu ediyor. Küçük kardeşi zahiri ilimlerde çok ilerde olduğu için onun elinden tutmak yerine maksadını başka yerlerde aramaya başlamış, zahir de üstadı olan Seyda Şeyh Fethullah Verkânisî Hazretleri’ne halini arz eder. Şeyh Hazretleri önce kabul eder. Sabah gelir; “Ağabeyiniz Şeyh Halil sizleri bize bırakmıyor. Oraya dön!” diyor. Ondan sonra Taşkesenli Şeyh Ahmed Efendi’ye gider. Ertesi gün Şeyh Ahmed kendisine: ‘Ağabeyiniz sizi kimseye yar etmiyor. Ondan başkasını aramanız boşunadır. Ona dön!’ diyor. O da kabullenerek dönüyor Keme’ye geldiği zaman Seyda Şeyh Halil Hazretleri cami tamiratıyla uğraşıyormuş. Keme, dere içinde olduğu için Çokreş ve Koçan tarafından gelen yolcu fark edilir. Kim bu gelen, diye soruyorlar. Şeyh Halil Efendi: “Eninde sonunda buraya razı olan bizim Molla Es’ad’dır.” buyuruyor. Hakikaten yaklaştıkça o olduğu fark edilir. Gelir, gelmez Seyda Şeyh Halil Efendi’nin önünde diz çöker, elinden tutar. Görevi, caminin en ağır işi olan sepetle toprak taşımaktır. Sepeti alır, toprağı taşımaya başlar. Baş maksadına erişmek için birinci basamak olan tevazu yani nefsini görmekten başlar. Seyda Şeyh Halil Efendi’ye: “Gönlümüz Molla Es’ad’ın toprak taşımasına razı olmaz.” diyorlar. “Siz emir verin bıraksın.” Halil Efendi: “O çok dolaştı. Biraz aklı başına gelsin.” diyor. İşte Seyda Şeyh Halil Efendi’nin en büyük kerameti bu olsa gerek ki Seyda Molla Es’ad Efendi’yi dolaştığı her yerde manen engel göstererek o zatlara ihsas edip onu geri getirdi. Kim istemez ki o derya-i ilim onun talebesi olsun.

Seyda Şeyh Halil Hazretleri akşam namazını kıldırması için Seyda Molla Es’ad’ın imamlığa geçmesini ister, o da imamlık için öne geçer. Tekbirden sonra durup durup bir şey okuyamaz. Meğerse her şeyi unutmuştur. Geri safa çekilir. Seyda Şeyh Halil Efendi öne geçer, namazı kıldırır. Namazdan sonra her şeyin Seyda Şeyh Halil Efendi’nin himmetinden olduğunu anlar, önünde diz çöker intisap eder.

Seyda Şeyh Halil Efendi’nin Halifeleri:

1.Seyda Molla Es’ad
2.Seyda Molla Ömer Beyrolu
3.Halife Muhammed Çokreşî

Seyda Şeyh Halil Efendi 1839 yılında doğmuş, 1897 yılında 58 yaşında vefat etmiştir. Şu anda kabr-i mübarekleri Erzurum ili Köprüköy ilçesine bağlı Kızılca köyünde bulunmaktadır. Seyda Şeyh Halil Efendi türbesi olarak anılmakta ve ziyaret edilmektedir.

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2011 HAZİRAN SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort