JoomlaLock.com All4Share.net

GÖNÜL TARLASINA SEVGİ EKİLİR

Bir mukaddes devran gördüm,
Hâcegânlar tekkesinde.
Dertlilere derman gördüm,
Hâcegânlar tekkesinde.
Hâce Hazretleri (kuddise sırruh)

Ğavs Hazretleri (ks) ihvanlarıyla yolculuk yapmaktadır. Bir askeri kontrol noktasından geçerken, kontrol için durdurulurlar. Onları durduran komutan bir yüzbaşı… Merak eder Ğavs Hazretleri’ni (ks). Bu zat kimdir diye ihvanlarına sorar. Onlar da Abdulhakim El-Hüseyni Hazretleri (ks) derler. Yüzbaşı Ğavs Hazretleri’nin ismini daha önce duymuştur. Yanına gelir ve Ğavs Hazretleri’ne hürmet ettikten sonra bir soru sorar:

-Efendim, bu bölgede birçok Allah dostu var. Halk onları hep kerametleriyle anlatır. Ama sizden bahsederken hep ilminiz ön plana çıkmıştır. Âlimdir derler, ama hiç kerametlerinizden bahsetmezler. Siz keramete karşı mısınız?

Ğavs Hazretleri (ks) elindeki asasını yere batırıp üzerine takkesini koyarlar. Biraz sonra asanın üzerinden takkesini alırlar. Asa yeşerip bir salkım üzüm vermiştir. Yüzbaşı gözlerinin önünde cereyan eden bu olayla şaşkına dönmüştür. Ğavs Hazretleri (ks) üzüm salkımını eline alır, bir tanesini yemesi için yüzbaşıya uzatıp ikram ederler. Yüzbaşı üzüm tanesini alır. Gördükleri karşısında hayrettedir. Ğavs Hazretleri (ks); “Bu sizin bahsettiğiniz kerametlerden midir?” diye sorar.
Yüzbaşı; “Evet efendim, bu olay bir keramettir.” diye cevap verir. Ğavs Hazretleri (ks) yanındakilere ve yüzbaşıya verdiği cevapla keramet anlayışını ortaya koyarlar:

“Bu bir keramet… Siz üzümü yediniz, üzüm midenizde… Ama vücudunuz üzümü dışarı atacak… Bu kerametin etkisi bu kadar. Vücut dışarı atınca kerametin etkisi de bitecek.

Bizim kerametimiz; kerameti ilmiye, kerameti akliye ve kerameti maneviyyedir. Biz sohbetle, ilimle insanların anlayışını değiştiririz. Biz insanların ölmüş kalblerini diriltiriz. Bu keramet insanlara daha etkilidir.” diye buyururlar.

Ölü kalbleri diriltmek… İnsanı kamil işi… Ölü kalbleri kendi gönlünü diriltmiş mürşidi kamiller diriltir ancak. Yine bir gün Ğavs Hazretleri (ks) “Hz. İsa (ra) ölü insanları diriltti, biz ölü kalbleri diriltiyoruz …” buyururlar.

İnsan kalbi ağrıdığında, çarpıntı yaptığında korkuya kapılıp hemen doktora koşuyor. Ya kalbinin ölü olduğunu nasıl anlayacaksın? Her şeyin menfaata dönüştüğü, dünyevileştiği bir ortamda kalbini hissedebilmek… Gönlümüzden ne kadar da uzaklaşmışız…

“Kalbler, ancak Allah’ın (cc) zikriyle mutmain olur.” (Rad-28) buyurmuş Cenabı Hak. Sen Hakk’ı zikretmezsen nasıl dirileceksin, ölü halinden nasıl kurtulacaksın?.. Onların yanında Allah (cc) anılsa kalbleri titrer… İnsan sevinince kalbi harekete geçer. Sen sevmeyi unutmuşsan bu kalbi nasıl harekete geçireceksin?.. Namazda huşu ister Cenabı Hak (cc). Huşu kalbin amelidir. Peygamber Efendimiz (sav) namaz kılarken göğsünden çıkan sesi çevresindekiler duyardı. Hz. Ebubekir’den (ra) yanık et kokusu gelirdi. Aşktan yanan gönüller… Ashabtan niceleri Kur’ân-ı Kerim ve ezan okunurken bayılıp düşmüşlerdir.

Âlim bir zatın küçük bir oğlu Kur’ân-ı Kerim’i yeni öğrenmektedir. Okuduğu bir ayetin etkisinden hastalanıp yataklara düşer. Onun bu halini gören babası kendi haline bakıp hayıflanır. Oğlum bir ayetin etkisinden bu hallere düştü, ben yıllardır Kur’ân okuyup öğretiyorum halim değişmiyor. Okuduğun ayettir, hadistir, ama boğazından aşağıya geçmez bunlar…

Kalb ölüyse işittiklerin sana tesir etmez. Seni heyecanlandıran, sevindiren şeyler hayat rotanı da çizmektedir…

Yarın mahşerde Cenabı Hak (cc) senden selim bir kalb istiyor. Hayat rotan selim bir kalb olsun. “Ancak Allah'a temiz bir kalble gelenler o günde kurtuluşa erer." (Şuara-89)

Bu dünyada selim bir kalbe nasıl ulaşırım? Bunun derdini taşırsan, nasıl kalbi ağrıyan bir hasta doktora koşarsa, sen de manevi kalb doktorları olan bir mürşidi kamil ararsın.

Hz. Ömer’i (ra) düşün… Kızını diri diri toprağa gömen Ömer’den, bütün ümmeti derd edinen ve Fırat nehrinin yanındaki kuzunun hesabından çekinen birinin nasıl yetiştiğini görürsün… Ashabı kirama bin yıllık dinlerini değiştirten şey, Peygamber Efendimiz’e (sav) olan sevgileriydi.

Ölü kalbler Peygamber Efendimiz (sav) ve O’nun kamil varislerinin yanında dirilir. Kalbin dirilmezse, kalbin sevgiyle dolmazsa sendeki değişim kalıcı olmaz. Sendeki değişimi kalıcı yapan şey sevgidir… Seven sevdiğine benzemek ister. Eğer sevmezsen ashabı anlayamazsın.  Sen onlara belki deli derdin, onlar sana Müslüman demezdi…

Kalbin ölüyse, vücut ülkene nefs hakimse dünyanın geçiciliği, dünyanın aldatıcı süsleri seni peşinden koşturur. Sen hep dünyanın peşinden koşarken, gölgesini yakalamaya çalışan bir adam gibi olursun. Ne yaparsan yap gölgeni yakalayamazsın. Ömrünü boşa harcamış olursun. Böylelikle ömür tarlasına hep diken, çalı-çırpı ekmiş olursun.. Bir ilahide öyle diyor:

Bu yalan dünyadan bir gün giderim
Ömür tarlasına bak neler ektin

Sen bu dünyada hep mide tarlasına mı yatırım yapıyorsun, yoksa gönül tarlanı mı ekiyorsun?

Gönül tarlasına sevgi ekilir… İman, ihsan ekilir… Müslümanlar sevgiyi önce gönüllerine, sonra tüm dünyaya yayıp yeşertsinler. Dünyanın ihtiyaç duyduğu şey sevgidir… İnsanlık sevgiye aç… Kurumuş gönüller, çoraklaşmış dünya…

Ğavs Hazretleri (ks) bir ağadan çorak, susuz bir toprak alırlar… Bir gün ihvanları su ihtiyacını dile getirince, birkaç yer tarif ederler… Oralardan su çıkar, ama yeterli değildir. En son geldiklerinde asasını vurdukları yerden müthiş bir su çıkar… Mürşidi kamilin elinde çoraklaşan toprak suya kavuşur… Ölmüş kalbler imanla, sevgiyle tekrar dirilir…

Gülzâr-ı Hâcegân : Sevgi mektebi… Şüttar yolu (aşıklar yolu)… Gülzâr-ı Hâcegân’da okutulan ilk ders sevgidir… Son ders de sevgidir. Diğer bütün dersler bu sevginin anlaşılıp yaşanması içindir. Sevgisiz yapılan ameller Allah’a (cc) ulaşmaz. Kulluk ancak sevgiyle sunulur.

Sevgiyi öğreneceğin yer sevenlerin yanıdır. İhlas muhlislerden, ihsan muhsinlerden, takva muttakilerden öğrenilir… Sevgi, ihlas, ihsan kitaplardan öğrenilmez…

Gülzâr-ı Hâcegân’da gönüller sevgiyle nakış nakış işlenir. Gülzâr-ı Hâcegân’da Allah (cc) ve Rasûlü’ne (sav) aşık gençler yetişir. Onlar güneşin etrafında pervaneler gibidir. Işığın cezbesi kuşatmıştır onları. Kısa zamanda Yunus misali derviş olurlar. Dergâha belki odun taşımıyorlar, ama gönülleri sevgiyle dolu… Onlar mürşidlerinin gönlünden fışkıran sevgi, iman, ilim ırmağından kana kana içerler. Bu öyle bir deryadır ki, bütün insanlık bu sevgi, iman, ilim denizinin başına gelse ondan bir şey eksiltemezler.

Bu pınar mürşidi kamillerin gönül pınarıdır. Sen de gönül tarlanı bu pınardan beslersen kalbin aşkın, imanın, ihsanın mekanı olur…

Cenabı Hak (cc) bu pınardan beslenmeyi hepimize nasib eylesin.

“Allah'ım! Sen’den Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim. Allah'ım! Senin sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl.”

Sevdiklerini bize sevdir, bizi de sevdiklerine sevdir… Âmin…

Kademinin tozu sürme gözüme,
Eşiğindir Hacerü’l Esved yüzüme,
Zât-ı Pâk’in kıble olmuş özüme,
Sohbettesin, kelamdasın, sözdesin.
Hâce Hazretleri (kuddise sırrruh)

GÜLZÂR-I HÂCEGÂN DERGİSİ'NİN 2011 NİSAN SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR

 

gh logo           rahiask gri         rahiask logo             google play

Top
bursa escort , escort bursa , izmit escort , van escort